TEZAT DUYGULAR VE ŞİİR…
08 Şubat 2024, 13.10 A- A+Uzağa… Dokuzuncu köyden sonrasına ve dahi ötesine karınca yuvalarının da.
Kıskandığım şiirler var… Zihinler var o şiirleri lisana döken. Yazmak başka türlü bir eylem onlarda.Çoğaltmak kelimeleri başka bir eylem; hep seni hatırlatan…
Bu da tuhaf aslında değil mi? İnsanın yanıbaşında duran bir insanı hatırlaması yani…
Hep içinde tuttuğundan habersiz; hatırlamak için önce unutmak gerek diyor demek ki bilincimin altı. Üstünü sorma! Nakıs bir gri.
Zamanın dağınıklığından şairlerin gölgesine sığınıyor yine lisanım. Ne gün gün kadar ne de ay… Ya noksan ya fazla herşey kendisinden. Küresel ısınmalı bir kış ve kayıp bir düzen takvimlere bulaşan.
Bir akşam üstü sancısıyla çıktı bu kez sözlerim gizlendikleri yerden. Sen diyordum…
Adının harfleri kadar okuyarak bir şiiri ya da dinleyerek bir şarkıyı dönüp duruyordum bir mezarlığın etrafında. Tam ortasına gelince kuşlar havalanıyordu ağaç dallarından ismini çağırarak…
Mezar taşlarına kayıtlı hüzünler seğirtirken peşimsıra; Sen diyordum ve sema maviye boyanıyordu yeniden. Geçmiş günlerin sakin gölgesi misali, sığınak oluyordun o an, göğün gece gelmezden önce içimizde büyüttüğü karanlığına..
Neyse;
Şiir diyordum ya en başında…
Uçurumların iştahını doyuran heyelanlar gibi yığılıyor içime.
Korkuyorum diyor şair ‘’Kruvasan ve Kahve’’ de…
Korkuyorum
Dağılmasından hiç birleşmeyecek bu şeyin
Kaç dolunay geçse bile üstünden
Üzüntünü bastım göğsüme kutsal içtenlikle
Her defasında başa döndürür beni ve yine
Annemin gözlerine ilk baktığım yerdeyim
Doğsam diye beklenir artık uyanmak isterim.
Korkuyorum yağmuru ıskalamaktan
Kırıp şemsiyemi inmek istiyorum
Üsküdar’ın bütün merdivenlerini meleklerle kol kola
Düşlerim kovsun düşüncelerimi
Bilenmekten başkaca yol olduğuna inansın bıçak
Seni artık bulamayacak kadar yürüyeyim
Kapıda karşılayıp kendimi selam vereyim
Ey kader! Ne de güzeldin
Fakat mahsur kaldım dünyada
Bunu bana kendim yaptım üstelik
Çok bekledim, neredeydim, neyseki yetiştim.
Avluda şeftali yiyor çocuklar
Çiğidini ekip toprağa başında bekliyorlar
Filizlenip serpilir de ağaç olur belki hemencecik
Büyürüm, iyileşir yaralarım, severim onları
Komşulardan biri piyano çalar pazarları
Biri biber kızartır, memleketten katmer gelir
Anlarsın beni kahvaltı sofrasında
Yulaf ezmesine, boşluk hissine, ihmallere, fromm,a rağmen
Bana ve tüm rağmenlere rağmen.
Seni savunduğum bütün duruşmalarda
Aleyhime tanıklık ettin
Ama bu kez dava ikimiz arasında
Yine seni savunurdum, sendin asıl mahkumiyetim
Çaresizim kalbin yasaları karşısında, ey hükümferma
Düşünemiyorum gereğini ne yapsam da
En başından beri ikimiz de seni mi sevdik yalnızca?
Ne hatırladıkça gülümseten anıların var senin
Ne geceler boyu ettiğin duaların peşinden gidebildin
Yaşandın ve bittin, bu hüzün olarak sana yetsin.
Seyyid Ensar / KRUVASAN VE KAHVE
Ve sonra… Birbirine tezat anlamların içinde, yakalanmak gibi yağmura ansızın, yeniden başlıyor aşk… Rüzgarı sonradan geliyor yanından hızla geçen bir şeyin…
Sonradan. Hep sonradan.
Şubat 2024 İSTANBUL.
YORUMLAR