Bölüm 4.. En büyük KORKU nedir?..
27 Mart 2024, 13.15 A- A+
Ormanın bitiminde uzun ve tuzaklı çitle çevrilmiş toprak ve kayalık bir alanda yerde bir çocuk onu izleyen gözlerden habersizce kendi kendine oynuyordu.
Güneşin batmasına bir saat kalmıştı...
Dünya dördüncü defa felaketlerle yıkılmış, meteor çarpmaları ile bütün tabiat ve bilinen eko yaşam değişmiş, yeniden yeni tür yaratıklarla başka bir zaman ve ilkel yaşam başlamıştı. Teknoloji, elektrik, binalar, araçlar yoktu..Artık insanlar avcı değil tuhaf yaratıkların avı idiler. Kendilerini ve türlerini korumak için türlü yollar bulsalar da çok farkı yaratıkların tuzağına düşüyorlardı. Güneş anca birkaç saat görünüyor sonra Venüs ve ayın ışığı ile aydınlanıyordu dünya. Buda insanları avlamak için, yarasa gibi gözleri ile tuhaf yaratıklara kaçınılmaz fırsatlar doğuruyordu....
Çitlerin öbür tarafında iki grup vardı. Öndeki grupta dev bir kanguruya benzer yılan gibi derisi olan dişi yaratık ince uzun kuyruğuyla başını kaşırken arkasından sesler geliyordu. Yumruğu kadar olan gözlerini kocaman açmış, incecik göz çizgisi bakışlarını çocuğa mıhlanmış, aşağı doğru upuzun çenesinden hafif hafif salyaları göbeğine akıyordu.
Yanındaki erkek yaratık kedi ile godzilla karışımına benziyorve diken gibi tüylüleri vardı. Ayak tırnakları el parmaklarından daha uzun olan bu yaratık tırnaklarını birbirine sürterek daha kesinleştiriyordu. Onların yanında timsaha benzer sürüngen ama kanatları da olan, öne doğru uzun çeneli, sivri dişli iki yaratık vardı. Hepsinin gözleri çocukta sabırsızlıkla güneşin batmasını bekliyorlardı.
Arkalarında saklanmış gibi görünse de açık açık meydan okuyan farkılı bir yaratık sürüsü başlarında devasa kafası olan önderleri ile bekliyorlardı.
Dişi yaratığın tek besin kaynağı beyindi, herkesten önce saldırıp avının gözlerinden kuyruğunu sokup direk beyni emerek yiyordu.
Öbür iki timsaha benzeyen kanatlı yaratıklar iç organları ne olursa olsun yerlerdi. Tırnakları uzun olan da bir kalp ve kan ile aylarca hayata kalırdı.
Pusuda bekleyen yaratıklarsa et ve deri ile beslenirler. Aç kalınca insan, başka yaratıklar farketmez hepsini yerlerdi..
Güneşin batmasına yarım saat kalmıştı.
Ben hava da bir sandalyeye ağzım iğrenç kokulu deri parçaları ile elim ayağim dikenli gibi iplerle bağlı uzaktan onları seyrediyordum. Kimin neyin tutsağıyım, nasıl geldim oraya bilmiyorum. Sonradan farketim Oğlumuzmuş o çocuk kendi kendine oynuyordu. Ne işi vardı orada neden yalnızdı bilmiyorum. O tuhaf yaratıklar onun izliyordu. Oğlumuzu öldürüp yiyeceklerdi.
Kalbim yerinden çıkacakmış gibiydi, kan ter içinde tir tir tiryordum. Kan beynime hücum etmişti, çırpındıkça dikenli ipler derime daha çok saplanıyor, kanatıyor acıtıyor ama çözülmüyordu. Beynimden neler geçiyordu o korku ile daha çok çırpınıyor ama hiç birşey yapamıyordum çaresizdim..
Güneşin batmasına çok az kalmıştı.
Yağmur ciselemeye başlamıştı, ormanın içinden sen iki boynuzlu dev gibi mavi bir atın üstünde 4 nala oğlumuza doğru kahramanca gidiyordun. Saçların uçuşuyordu, bir amazon komutanı gibi kırmızı deri zırh giyinmiştin kemerinde kırbaç ve bıçakların, elinde büyük parlak bir kılınç vardı. Hızla o uzun çiti atladı atın oğlumuzun yanına gittin onu tuttuğun gibi atın üstüne aldın, kahkahalar attı seni görünce oğlumuz.
O ara öndeki dörtlü yaratıklar seni görünce çiti atladılar size doğru hızla geliyorlardı. Sen farkettin onları oğlanı sıkıca tutun, bir eline kılınç dev atı hızla üstünlerin doğru sürdün. Bir iki kılıç darbesi ile önde olan iki timsaha benzeyenlerin kanatlarını biçtin, sonra kafalarını uçturdun acayip bir sıvı aktı.
Arkasından erkek yaratık geliyordu kılıçla bir darbe karnına vurdun bağırsakları dağıldı, bir darbe yüzüne vurdun, kanlar fışkırdı sendeydi, boynuna vurdun, kellesi düşerken top gibi zıpladı. Dişi yaratık çok çevikti ordan oraya zıplıyordu sen habire kılınç savuruyor ama isabet etiremiyordun.
Bir an o koca kuyruğuyla oğlumuza dokundu.
Senin saçlar havaya kalktı adeta aslan gibi kükredin, gözlerin ejderha gibi ışık saçtı, bir darbe ile kuyruğunu kestin acayip sesler çıktı. Kocaman açmıştı gözlerini sonra ellerini uzattı, sen birdaha birdaha savurdun kılınç iki kolunu da kestin. Atın üstünden ona tekme attın yaratık düşerken birde koca ağzını ikiye ayırıp, kellesini kestin kan yerine duman çıktı, kahramanım benim..
Sevinçten bağırmaya çalıştım ama beni görmüyordun, bizim oğlan eğleniyordu kahkahalar atıyordu hala. Arkadaki yaratıklar çok kalabalıktı yayıldılar sana doğru geliyorlardı. Hem öldürdüğün yaratıkları hem sizi yemek için çitlerin önüne kadar geldiler, birbirlerinin üstüne basarak atlamaya başladılar, ama hareketleri ağır mesafe uzundu.
Önderleri olan yaratık acayip acayip sesler çıkartıp bağırıyor, yeri göğü inletti adeta, sen döndürdün o dev atı ormana doğru son sürat koşturup çiti atlattın karanlıkta ormana girip kayboldun. Yaratıklar daha çok bağırıyorlardı..
"Alppp Alppppp" diye bağıran sesi duydum. O an son bir çaba ile çırpındım ve yataktan yere düştüm gözümü açtığımda hava aydınlanmış, benim kahraman karım karşımda şaşkın şaşkın bana bakıyordu kan ter içinde nefes nefese kalmıştım.
___"Ne oldu kabus mu? göründün" dedi.
_"Kabus mu, gerçek mi bilmem ama sen benim kahramanımsın" derken ağzım kupkuruydu. Kalkıp suya uzandım, şişeyi başıma dikip kana kana içtim. Kalbim yavaşladı yerimden fırladım hemen oğlumun odasına koştum baktım, yatağında melek gibi mışıl mışıl uyuyor. Derin bir nefes alıp şükrettim. Karım peşimden gelmişti.
__"hadi yüzünü yıka da anlat".
Yüzümü yıkadım geldim bir kahve yapmıştı aldım ilk yudumu alıp gülümsedim ona.
Biraz evvel olanların hepsini tek tek anlattım.
O yaratık bağırtıları arasında Alppp alppp diye sesini duydum düştüm işte.
___"Deli o ne biçim rüya "
_ "He rüyayı ben seçtim dimi "
___"Bilinç atına girmiş ondan görmüşsün".
_Altını üstünü bilmem çok kötüydü ama kahraman karıcığım geldi sonunda pis yaratıkları öldürdü ;))..
___"Ne sandın ben hep kahramanım zaten :))"
_ " İyi ki o gün beni gördün aşık oldun biricik kahramanım;))"
___"Kim görmüş bakalım Allah'ım peşimden koşan kimdi ?".
_" Tabii koşacağım. Aradığım her şey sende vardı. İdeal kahramanım, hem güzel, hem de her meziyeti var , sayayım mı daha ;)))"..
___"Say.. say.. ama sonunda bir şey isteme o yaratıklara seni veririm ;))"..
_ Sadece kahvaltıya pişi yap diyecektim:( Bana kıyacaksın ha vay kahramana bak ;)..
___"Lafa tutma beni oğlanı kaldırmam gerek, açıkmıştır. O doysun, yaparım pişiyi "
_"Tamam, sen kaldır ben kapıları, bacaları kontrol edeyim fırından hamur alayım"..
____ Alppppp Alpppppp rüyaydı oooo
_ Bende seni seviyorum. Biricik kahramanımsın karıcığım. ;))..
... zırrrrr zırrrrrr....
Telefonun alarmı çalar. Uyanıp yatağın kenarına oturur. Telefonu eline alıp alarmı kapatır, yüzünde çok tuhaf bir ifade ile tuşlara hızla basar "alo" sesini duyunca selam sabah demeden, "Abinin güvenlik şirketine gidince, hemen bugün sağlam bir proje ile evimi tam güvenlikli istiyorum. Karım ve oğlumun güvenliği için... çok acil" .. diyerek cevap beklemeden telefonu kapatır...
Bir kaç saat sonra;
Yıldıray, Güvenlik Şirketine girip, abisinin odasına geçer.
_"Abi, Alp aradı, Acil evine güvenlik projesi istiyor, şaşırdım."
_"Niye şaşırdın ki ? hazırlarız proje.."
_ "Karımın ve oğlumun güvenliği için, korumam lazım onları" ...dedi .
_ "Eee ne var bunda, doğal ?"
_Alp evli değil ki abi !! Çok Korkmuş gibi çok panik, konuştu birde !!...
.... s o n .....
En büyük KORKU nedir.?..
Sevdiklerine ulaşamıyor, onların en kötü anında çabalıyorsun ama elinden hiç birşey gelmiyor.. Binlerce değişik, farklı sebep olabilir bu yaşananlar...
O zamanlar işte O tarifsiz KORKUYU her hücrende HİSSEDİYORSUN...
Ya sizin en büyük KORKUNUZ nedir?
..! ₭₳Ⱡ₱ ƘoƦƘu 10 Mart 2024....
YORUMLAR