Kızaramamış Yeşil Domatesler
04 Mayıs 2024, 10.24 A- A+
Domateslerin bile eşit olmadığı bir dünyada, insanların eşit olması gibi bir ideal edinilebilir mi. Veya eşitlik üzerine kurulmamış bir dünyada, insanın en azından domateslere sağlanan koşullar gibi eşit şartlarda yetişmesi ve yaşaması beklentisi, akla yakın bir umutlanma olarak görülebilir mi? Bunları bir inceleyelim.
Sağladığımız benzer yetiştirme koşulları; üretilen domateslerin hepsinin sağlıklı, yakın formlarda ve lezzette olmasını sağlamalı. Benzer yetiştirme koşullarının başında iklim, tohum ve toprak gelir, aynı özellikte toprağı olan bir tarlaya atılan aynı türden her tohum yetişen her domatesi birbiriyle benzer kılar. Bu çok az fireyle başarılabilir bir şey. Birisinin tohumu bozuktur, diğeri toprağını beğenmemiştir, bir başkası yeterince güneş alamamıştır vs. fire dediğim bunlar. Hani fabrikasyon üretimde bile üretim hataları oluyorken, ufak-tefek şekil değişiklikleri, kayıplar görmezden gelebileceğimiz farklardır. Eşit şartlar konusundaki handikapımız; dünyanın bütün domateslerini aynı tarlaya ekemiyor oluşumuz gibi basit bir fiziksel kuraldır. İklim, toprak ve tohum değiştikçe, domatesler de kendi aralarında türler oluşturur. Türlerine göre ayrıldığını, kalitesine göre fiyatlandırıldığını düşünürsek, tüm domatesler eşit değildir diyebiliriz rahatlıkla. Topraksız tarım veya seracılık düşünüldüğünde, ilersi için domateslerin eşit şartlarda yetişebilme ihtimali, insanların eşit şartlarda yetişebilme ihtimalinden oldukça yüksektir diyebiliriz. Hemen konuyla ilgili bir link ekleyelim.
Eşit şartlarda yetişmek, bir domates için öncelikle aynı toprakta yetişmek manasına geldiğine göre, bu eşit şartların insanlar için de sağlanması istendiğinde, aynı toprağa kök salmaları gerek. Yani nedir, diyelim herkes Ankara’da ve Çankaya’da doğup burada yaşayacaktır. Bu dahiliyetin sınırları 268 km2’dir. Diyelim kuzeye doğru bir adım sonrası, Çankaya ilçe sınırlarından çıkar ve Altındağ ilçe sınırlarına girer ki, sınırı geçtiğinizde hem kültürel hem ekonomik farklar gözle görülür, elle tutulur, burunla koklanır haldedir. Bu olmasındır, çünkü Çankaya niree Altındağ niredir! Siz şimdi bu yazdığım sınırlar içinde herkes eşittir sanıyorsunuz değil mi. Ne münasebet, eşit değildir tabii ki! Bireyin bulunduğu semtten kaldığı eve; evin iç huzurundan, yattığı yatağın konforuna; çiş yaptığı tuvaletin klozet kapağının yumuşak olup olmamasına kadar tam bir aynılık söz konusu olmalıdır ki, diğerleriyle eşit şartlar oluşabilsin. İnsanın rahat rahat hacetini gideremediği bir tuvalete mahkum olması ve bu koşullarda bir yaşam sürdürmesi, eğitim hayatını nasıl olumsuz etkiler, sizin haberiniz var mı! Bırakın pufidik klozet kapağının mevcudiyetini, kenarı kırık bir klozete otururken totosunu o kırığa sıkıştıran bir öğrencinin amfide tek toto üzerine kaykılıp ders dinlemesi ve not tutmasıyla; yek diğerinin, tam kapasite bir totoyla yayıla yayıla ders dinlemesi ve not tutmasın arasındaki kabul edilemez derin uçuruma ne diyeceksiniz!! Hani nerede kaldı eşit şartlar??? Nerde bu devlet! Nerde bu millet! Nerde benim sigaram!
Hadi diyelim her öğrenciye yumuşak ve kırıksız bir klozet kapağı temin ettiniz ama bitti mi bu kahrolası eşitsizlik?? Hayırr! Bitmedi tabii ki. Bir de şu lanet doğumumuzla gelen şeysiler var. Yok akıldı, yok yetenekti, yok güzellikti, çirkinlikti, b.ktu-püsürdü… Napacayız??
Geliştirilebilir Fikir:
—Lan bak aga şimdi şöyle yapalım: Biz efendiliğimizi bozmayalım, öncelikle yukarıya bir elçi yollayalım, ricacı olalım ki bu insan denenin hepsi birbiriyle eşit olsun. Baktık bir orta yol bulamadık, iş başa düştü, topunu öldürelim. Yapay zeka artık çok ilerledi, ideal akıl, yetenek ve formda, hani şu deniz tavşanları gibi hermafrodit, çift cinsiyetli bir prototip geliştirelim. Sonra bunları dev saksılara ekip sulayalım, gübreleyelim, seri üretime geçelim.
— Yok babam, ekimle olacak iş değil bu. Domateslerde, fırsat eşitliği adına yaptıklarımızda sorun çıktı hatırlarsan; aynı toprakta yetiştireceğiz diye tohumu olduğu gibi boca ettikti de sonra bir tane düzgün domates çıkmadıydı, hepsinizi salça yapmak zorunda kaldıydık. Zirai yöntem olamaz, klonlayabiliriz bahh o olur. Hay aklımla bin yaşayayım!
—Tamam aga sıkıntı çıkmasın yeter; yok kadındı, erkekti olmasın, her birey beceren ve becerilebilen olsun. Bir de bunların hepsi tek bir dil konuşsun, hatta konuşmasınlar mümkünse, beyin okuma yeteneklerini üst düzey yapalım, öyle anlaşsınlar. Benim sesim güzel, yok sen kargasın, yok benim aksanım kötü demek ki eziğim türü şikayetler almayalım. Bir de öyle bir sistem geliştirelim ki, hepsinin yaşadığı koordinat, enlem-boylam aynı olsun. Mesela biteviye üst üste dursunlar hepsi, böylece farklı yerde yaşamaktan mütevellit fırsat eşitsizliğine mahal vermemiş oluruz.
— Babam o son söylediğin olmaz, fizik kurallarının içinden geçtin ha! Dikey yapılaşmaya karşıyız bir defa! Hem Platform filmini izlemedin sen sanırım, üst üste bir yaşam alt-üst eşitsizliği getiriyor. Proleterya ve burjuvazi arasındaki fark gibi bir şey. En üst katta oturanlar ziyafete konuyorlar, aksırıp tıksırıncaya kadar yiyorlar. Sonra artanları bir aşağı kata atıyorlar. Bir alttaki onun artığını, onun altındaki de bir üsttekinin artığını yiyor. Zemin katta oturanlar, ancak kemikleri sıyırıyor ve kabukları kemiriyor. Bodrum kattakilerin ise hali harap; o kata gelene kadar hiçbir şey kalmadıği için, birbirlerini gerek pişirip gerek ızgara yapıp veya da marine edip yiyorlar. Olmaz o olmaz!
—Aga haklısın ama kaydet, olgunlaştıralım bu fikri.
—Tamam hemşom kaydettim, aklıma bi şeyler gelince yine kaydederim telefona.
------
Evet, yazarken aklıma gelen bu dahiyane ara çözüm önerisi projesinden sonra, biraz da hibrit, varyant, kombinasyon ve determinant üzerinde durup türlerden söz edelim.
Domates Türleri
Salçalık domates
Ayaş domates (yerel)
Çanakkale domatesi (yerel)
Çeri domates
Sivri domates
Pembe domates
Sırık domates
Sofralık kırmızı domates
Sarı domates
Vs. domates
İnsan Türleri
Zeki ya da akıllı insan, vasat zekada insan, koyun insan vs.
Zengin ya da fakir insan ve sonsuz ara varyantlar
Güzel, çirkin ve sıradan insan ve sonsuz ara varyantlar
İyi huylu veya kötü huylu insan ve sonsuz ara varyantlar
Tembel veya çalışkan insan ve sonsuz ara varyantlar
Doğuda, batıda, kuzeyde ve güneyde yaşayanlar
Kuzeybatı, güneybatı, kuzeydoğu ve güneydoğuda yaşayanlar
Doğunun az berisi, batının az ötesi vs. sonsuz farklı koordinatlarda yaşayanlar
Siyahi insan, morumsu insan, açık pembe, koyu lacivert vs. renkli insan
.
.
.
.
Bu sonsuz kombinasyonlu insan türü verileriyle aşağıdaki sonuçlara ulaşabiliyoruz:
{[]}\|~#@æß∂ƒğ^∆¨¬´æ`≥≤µ~∫√√ç√∫≈ΩΩ||æß∂∂ƒğ^∆¨¬~¨πöiü¥₺₺®€∑@>£#$½§{[]]}\|`÷≥≤µ~∫>£#$½§{[[]]}\ÆßÎÏÂÊÁÜİÖ∏~´ÒÔÓĞÏÎßÆ|ÛÙÇ◊Ç€ˆ˜≤≥£#$##{[]}\|~üüüFFAffddd£#$####£>$½§{[]}\~¨ππöiü¥₺®€∑@æß∂ƒğ^∆¨¬´ææ``f½# #
Görüldüğü üzere çeşitlilik ve varyasyon bakımından en zengin olan, domatesler değil insanlardır. Sınırsız model insan kombinasyonları, yine insanlar için sınırsız bir eşitsizlik zemini hazırlar. Bu durumda şikayet edilen eşitsizlik, hiçbir şartta eşitlenebilir olamayacaktır. Yasaların; yerel, kültürel, ekonomik, zihinsel ve fiziksel kapasite vs. bakımından eşit olmayan insanların fırsatlarını eşitleyebilme kabiliyeti, bir noktaya kadardır ve o bir noktaya kadar olanlar da günümüzde hakim olan dayatmacı kapitalist sistemin koyduğu sınırlar dahilinde gerçekleşebilir. Bununla beraber, insanların domatesleri yiyebilmesi ama domateslerin insanları yiyememesi gibi koccaaman bir eşitsizlik de yaşadığımız şu dünyada, hiçbir canlının eşit ve eşit fırsatlarla yaratılmadığı gibi kaçınılmaz bir sonucu gözler önüne serer.
Konuya domateslerlerden muaf, değişik perspektiften felsefi bakış
Yazar İç Sesi: Akademik kariyerime bu metin elbet bir artı olarak yansıyacak ve titrimi bir adım yukarı taşıyacak. Eşitlerimin önüne geçirecek ve beni yükseltecek.
Yazarın İç Ses Analizi: Genel olarak insanların olayının “zirve merakı” olduğu düşünüldüğünde; yanında yöresinde kendisine benzer birilerini istemediği, hep yanındakinin bir basamak üstünde olmak istediği, bu yönden de insanların domatese benzemediği gerçeğiyle yüzleşiyoruz.
Geyiği uyumaya gönderdikten sonra, nihayet aklını başına toplayan Yazar Görüşü:
Sonuç olarak; insanların yaradılışı gereği, çok da eşitlik merakında olmadığı, bundan ziyade; gerekirse yanındakinin üzerine basarak dahi, illa bir yükselme istek ve hırsında olduğu söylenebilir. Yani insan, “eşit şart” peşinde değil, kendisine mahsus bir “üstün şart” peşindedir. Sırf bu hırs yüzünden bile, insanoğlunun yaşadığımız şu dünyada, insan eliyle asla eşitlenemeyecek olan, “mutlak eşitsizlik” gibi bir cezaya mahkum edilmiş olması kuvvetle muhtemeldir.
YORUMLAR