gamyun.net'i doğru görüntüleyebilmek için tarayıcını güncellemelisin, güncelleyemiyorsan başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsin.

BLOG

Herkes yazanda sanır mahareti....

10 Haziran 2024, 06.34
A- A+
Biri kırılgan diğeri acımasız iki kardeş 
Zaman ve ömür
İkisi de birbirini sırayla dinliyor
Sesleri hiç karışmıyor birbirine 
Biri giriyorsa içeri 
Diğeri çıkıyor usulca 
Benim kelamdan anladığım 
Üç harfe dünya sığdırabilme inceliğidir. 
Yoksa bilirsin söz uzar ve yazı kalır.
Zaten sözü uzatabilenlerdir yazabilenler 
Sözün sırası hoşgeldin... 

Hikâye.... 

- Biriyle tanıştım! 
- Sonunda :) nerede ve ne zaman nasıl anlatsana kızım yaa çabuk çabuk çabuk!!! 
- Yavaş yavaş anlatacağım Burcu'cukum hiç kusura bakma çok güzel çünkü:) 
-Haydi Zeynep yaaa.... 
- İnternette senin bahsettiğin uygulamadan tanıştık. Güzel bir ilk mesajdan sonra profiline baktım pek çekici değil ama kelimeleri çok güzel kullanan biri. 
- Eee
- Önce kopyala yapıştır bir mesaj sandım ama ikinci üçüncü mesajda ikna oldum ki bu cümleler bu adama ait... 
-Göstersene şu mesajları nooluurr:) 
- Bak bu ilk cümlesi :) 
" Zeynep,
Anlaşmak için hem kalp hem beyin ritmi gerekli...
Merhaba
Gecikti biraz merhabası başlangıcın
Malum merhabasız muhabbet besmelesiz ibadet gibi biraz...
Ben sembolik seramonileri sınırlayıcı buluyorum biraz
Elbette nasılsın sorusu lazım ama o öyle bir soru ki nezaket ve bekleme gerektiriyor.
O yüzden ben meramımı anlatırken kelimelerimi serbest bırakmak istiyorum müsadenle...
Bir kare fotoğraftan seçim yapmak hiç akıl kârı değil ama imkan bu kadar ise ayak uyduracağız.
İçten bir merhabanın açtığı kapıdan girip süresi henüz ɓelli olmayan bir misafirlik isteği benim ki
Yönü sonu belli olmasa da
Heybesi dolu gillerden olan olsun isterim
her kimse karşımdaki
Belli ki bu dijital mecralarda pek anlattıkları gibi olmuyor insanlar.
Bu bir kaygı yaratıyorsa da âkil bir sohbete de engel değil

Yoldan cikmak için bile yola çıkmak gerekli..."

- Zeynep bu ne Allah aşkına ? 
- Bana çok samimi geldi vallahi Burcu'cukum. 
-Gereksiz uzun değil mi ben hayatta katlanamam o ne öyle 
- Vallahi ben de slm nbr insta var mı ya katlanamıyorum... 
- Neyse sonra 
- Adam hiç mülakata çevirmeden neredeyse hiç soru sormadan anlattırdı bana herşeyi... 
- Nasıl yani anlamadım
- Şöyle bak 
"Herkes bu dünyadaki herkes zaman yanılgısının içinde bir yerde kendi düzleminde seyreylerken kendi yolculuğunu ,
olması gereken olur. Bize kader diye öğretilen uhrevi belirleniş sırasında.
Bu kadar kısacık bir zaman için bile olsa bana neden uğradığını düşündüm... 

Çünkü bilmiyoruz uyanacakmiyiz ? 

Belki tüm alışverişimiz bitmiştir.

Bu hedonizmin içindeki mahvolus bitmiştir belki bilmiyoruz ki...
Anlatmak istiyorum sana dokule sacila hiç bakmadan yaratacağım dağınıklığa ama kusmak şeklinde değil yığınlar halinde anlatmak 
İçimde ki yaşama sevincimi ölüm beklentimi 
Bağdaş kurup karşinda bütün yaralarina bakmak ve ölçmek derinliklerini 
İyileştirme vaadiyle değilse bile hava almasını sağlamak belki
müsade edersen tabii... "

- Gerçek mi şimdi bu yani? 

-Vallahi gerçek Burcu'cukum biz buluştuk kahve içtik sonra yemek yedik sonra rakı içtik öyle güzel anlattı ki gün bitmesin istedik ikimizde... Sonra tekrar buluştuk sonra tekrar... 
En sonunda benimle Erdeğe de geldi

- Ne diyeceğimi bilemedim. Sana tavsiye verirken yapamazsın sanıyordum. Ama gözlerinin içi gülüyor:) peki Deniz'i gördü o zaman

- Gördü, konuşmuştuk durumunu zaten. Kucağında taşıdı tüm gün 
- Sen Saffet'ten ve yaptıklarından bahsettin yani. 
- Herşeyi anlattım. Beni dövmelerini eve kilitlemelerini çocuğu çok ağlıyor diye ağzını bantlamalarını onu nasıl sağır ettiğini neden Deniz'i Balıkesir e kaçırdığımı üç yıl süren boşanma sürecini herşeyi anlattım. 
- Ne dedi nasıl tepki verdi? 
- Sabırla dinledi ve dedi ki : Yazmak istiyorum sana müsadenle halimi, pür melalimi

"Hiç bir şey de yoktur biliyor musun , birine inanmanın tadı

Fani işi değil gerçi ama yasakta değil ya ,

Kalem kağıda yaslandığında tek düşü sensin zaten bu adamın,

Kelimelerimiz şarap meylinde oluyor seni anlatırken ,

Cennete yakınlığımız da 

İnsan sevmemizde bu yüzden….. 

Biz bir kişiyiz sanıyorsun sen , 

Kırk pareyiz biz … 

Her birimizin yüzünde gülüşünden kalma iz , 

Kırkımızın da ayrı meziyeti var , 

Kimimiz deniz yararız asamızla , 

Kimimiz gökyüzünü dikeriz her sabah , 

Sen mavi gör diye senden arta kalanı , 

Kırka bölüp dünyayı yöneten biz , 

Bir senin karşında çaresiziz.... 

Varsın güneş doğuyor sansın insanlar , 

Biz biliriz ki sen gülüyorsun ki aydınlanmış ortalık , 

Uyudun diye karartırız her yeri , 

Kainatın perdeleri kapanır göz kapaklarınla , 

Yıldız dediğin zaten , Pırıltılı saçların …. 

Kimseler bilmez seni , 

Kimseye anlatmayız , 

Bu da bizim sırrımız … 

Herkesler aylak bilir bizi , 

İşe yaramaz sanırlar , 

Oysa biz yükümüzü biliyoruz , 

Bizim yükümüz ağır , 

Bir ömre sığacak Mutluluk çıkarıyoruz senden , 

Bu yüzden uzundur ömrümüz , 

Her yüzyılda yenileriz senin ömrünü , 

Adını değiştiririz arada , Sıkılma diye :

Kah Leyla bilinir adın kah züleyha , kâh Aslı , kâh Zeynep

Değişken ruh halin bu yüzden , 

İnanmıyorsan eğer , 

Aynaya bak yeniden , 

Gözlerin Sultan Süleyman'ın mühründen , 

Güzelliğin Züleyha'nın çehresinden , 

Anneliğin Meryem'den , 

Ellerin Fatima dan emanet senin , 

Elli yıldan fazla zaman çok acılar çektirdik , 

Hem güzellik verdik ,

Hem de bedel ödettik , 

Senin gözyaşlarından çok ekinler bitirip , 

Afrika da Burma da çocukları doyurduk , 

Günde kırksekizbin nefesin , 

Her biri içimizde…. 

Kırkımız da ağzından çıkan Nefes ile beslendik , 

Gün oldu devran döndü , Bu adama seslendik , 

Kalbine ışık verdik gözlerine mil çektik , 

Sudan bir sebep ile huzuruna getirdik , 

Ne o senden önceki gibi , Ne de sen eski sensin , 

Biz o faninin dilini seninle mühürledik … 

Kırkımızı bir edip bu adam da gizledik , 

Bedenine ruhunu senin ile üfledik , 

Kelamını Ahit gibi şifreledik sakladık , 

Bir sen anlarsın onu bir de ebedi malik….. "

- Güvenebilecek misin peki bu adama Zeynep. Yani tamam kelimeleri güzel de acaba anlattığı gibi mi? 

- Bilmiyorum ama Burcu'cukum, Her hasretlik sonlanmak için birikir 
Yoğunlaştıkça sararması bundandır ki sarı hasretin rengidir.
Mesnevide sarı hasretle eşleşmiştir ve Şems guneş demek biliyorsun...
Aklı ,ruhu umudu sömürülüp kenara atılmış tüm kadınlar adına, bana yapılan her zulümün adına Deniz'imin çığlıkları aşkına inanmak istiyorum bu adama.... 

Bu hikâyenin başı burada , 
Sonu sizin avucunuzda... 

Umutla. 

Isientus. 

YORUMLAR


Henüz yorum yapılmamış :( Yazık ama blog sahibi senin yorumunu bekliyor olabilir

Yorum yapabilmek için ÜYE GİRİŞİ yapmalısın