gamyun.net'i doğru görüntüleyebilmek için tarayıcını güncellemelisin, güncelleyemiyorsan başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsin.

BLOG

Anda olmak

24 Ağustos 2024, 19.10
A- A+
Uzun bir aradan sonra içimden geldi yazayım dedim, sohbet isteyen varsa buyursun.


Anda olmak yani anın içinde olmak hep yanlış anlaşılan bir konu. Genellikle çalakalem yaşamak gibi sanılıyor , içinden ne geliyorsa, ne hissediyorsan söylemek ve yapmak, hiçbir şeyi ertelememek oysaki bu bildiğin patavatsızlık, ayarsızlık :) Sen söylemek istiyorsun da o duymak istiyor mu bakalım? Sen yapmak istiyorsun da koşullar müsait mi bakalım ve gerçekten bunu mu yapmak istiyorsun? İstemek bile ileriye yani geleceğe yönelik bir dilek. Yaptığın şeyle bütünleşmektir aslında anda olmak. O an ne yapıyorsan onunla. Bu ister bir çocukla oynamak olsun,ister yemek pişirmek, ister kitap okumak, isterse seyahat etmek, o an o sn tam da orada olmaktır. Peki orada olan kim? Orada olduğunu bilen kim?

Anın içinde olmak farkındalıkla gelen bir olgu, hepimiz çoğunlukla kendi yarattığımız dünyada yani düşüncelerimizin içinde yaşıyoruz ve çoğu malesef kalıplaşmış. Hele bir de deneyimle pekişti ise bu kalıbın dışına çıkmak çok zor. Baktığımız her şey eski, yeni gözlerle bakmıyoruz. Tecrübeyle sabit hayatlar için farklı bir yaşam sürdürülebilir mi?

İşte beynimizde ürettiğimiz düşüncelerden sıyrılarak aslında bir nevi, bu anın içinde değil dışında olabilmektir. Günlük meditasyondur. Anda olmak yerine anın dışında gözlemleyici olmak belkide daha güzel bir tabir olur. Kendine bile dışarıdan bakan bir gözlemci düşünün. Bir ağaca baktığınızda hemen bu ne ağacı diye düşünürsünüz, ağaçla ilgili bir sürü soru sorar ve cevap verirsiniz ama bilgisiz gözlerle ağaca bakarsanız o ağacın gövdesinin dokusunu, renklerini, yapraklarının şeklini, üzerinde belki yürüyen karıncaları, reçine kokusunu,, gökyüzüne uzanan dallarıyla ağacın bütününü boş bir zihinle net olarak görürsünüz. Büyük resmin içindeki her küçük ayrıntıyı fark edersiniz sonra duyularınıza dışarıdan bakıp içinize çektiğiniz temiz havayı, kulaklarınıza gelen çıçır böcekleri senfonisini duyumsayarak sevinçli bir huzur yaşayabilirsiniz. Yaşayan veya yaşamayan her şeyle düşüncede mesafede kalarak aslında zihninizle olay ve olgu arasındaki mesafeyi kaldırıp bütünleşerek tanımlamadan anlayabilirsiniz. Aslında Bir boşluk yaratmaktır anda olmak, yargıların olmadığı bir boşluk, olanı olduğu gibi görmenizi sağlar. Hüküm vermeden hükmüne girmeden, ne ise o…

Çağımızın hastalığı dinlememek, doğayı dinleyin arkadaşınızı dinleyin ne diyorlarsa onu, öncekilerle birleştirmeden sonrakilerin kehanetinde bulunmadan.
Hayvanlar mesela andadırlar hep ve her anın farkındadır, bir çıtırtıyla hemen kulaklarını dikerler. Dalıp gittiğimiz yer kafamızın içinde sürekli konuşan efendimizde. Efendiyi susturun ki her şeyi olduğu haliyle ne bir eksik ne bir fazla kavrayabilin. Çünkü siz sürekli yanlış anlıyorsunuz ve bu yanlışlıklar üzerine zaman ve enerji harcıyorsunuz, harcatıyorsunuz. Gereksiz bir israf… 

Gündelik yaşamdan her kopuşunuzda hatırlayarak ana geri dönün böylece zihniniz dinginleşecek ve beyniniz gereksiz enerji tüketmeyecek. Kaygı, endişe, korku bunların hepsi bitkinlik yaratır çünkü enerji harcatır. beyin aslında günlük enerji tüketimi en fazla olan organdır, sevinç, neşe ise size enerji verir. Böylelikle bu artan enerjiyi daha yaratıcı eylemlerde kullanmak sizi daha mutlu kılacaktır. Enerji kayıplarınız delik bir balonu şişirmeye çalışmak gibidir sürekli çaba sarfedersiniz ama hiçbir işe yaramaz.. 

Şimdi rahat bir üç nefes alın;) biraz özeleştiri yapın ve kendinizi gözlemleyin, olduğunuz anı ortamı sanki ilk defa burada bulunuyormuş gibi gözlerinizden geçirin. Tatile çıkmanın yeni yerler görmenin mutlulugunun nedeni tam da budur, ilk defa bakmak, merak, keşif duygusuyla detaylı incelemek, ee niye bunu hiçbir yere gitmeden yapamayacaksınız ki? Emin olun etrafınızda veya kendinizde o kadar çok farketmediğiniz şey var ki deneyimleyince anlayacaksınız.. Deneyimlledikçe hayatınızı yaratmak için zaman kazanacaksınız. 

İster güvenli rutininiz içinde ömür boyu kalın, isterseniz rutinleriniz olduğunu bilin farketmez önemli olan onu kıracak cesareti bulmaktır. Her şeye karşı ön yargılarınızı kırın ve kendinizi özgür bırakın. Çünkü her yargı bir sınır koyar, bir kısıtlama getirir. Bildikleriniz sağda bilmedikleriniz solda önünüz ise hep açıklıkta olsun. Benden söylemesi…



YORUMLAR

26 Ağustos 2024, 20.42
Bazı insanlar için çok üzülüyorum, onlar için yapabileceğimiz hiçbir şey yok. Allah onlara imtihan olarak kendilerini vermiş, bir ömür boyu kendilerine tahammül etmek zorunda kalacaklarsmile Resmi Onların cezası kendileri olmak.. memnun olmayı, mutlu olmayı bilmek önemli.. şunu unutmayalım şikayet ettiğiniz  birçok şey başkalarının hayali.. buda şükür sebebi smile Resmi böyle düşünen mutsuz olamaz
Kalemine yüreğine sağlık..
27 Ağustos 2024, 03.00
Çağımızın hastalığı dinlememek, doğayı dinleyin arkadaşınızı dinleyin ne diyorlarsa onu, öncekilerle birleştirmeden sonrakilerin kehanetinde bulunmadan.
Hayvanlar mesela andadırlar hep ve her anın farkındadır, bir çıtırtıyla hemen kulaklarını dikerler. Dalıp gittiğimiz yer kafamızın içinde sürekli konuşan efendimizde. Efendiyi susturun ki her şeyi olduğu haliyle ne bir eksik ne bir fazla kavrayabilin. Çünkü siz sürekli yanlış anlıyorsunuz ve bu yanlışlıklar üzerine zaman ve enerji harcıyorsunuz, harcatıyorsunuz. Gereksiz bir israf… 


Ben sizin blog yazınızın bu kısmına şapka çıkartıyorum.. Bazı insanlar malesef sadece kendileri dinlensin istiyorlar ve bunun sonucunda da karşındaki kişiyi dinlemeden anlamadan yargılıyor hüküm veriyorlar. 
27 Ağustos 2024, 07.42
Aslında biraz da hepimizin imtihanı kendimizle;) Keşke kendileri olmayı başarabilselerdi o zaman eminim bu kadar kaos olmazdı, biraz da belki zamanındaki bastırılmışlıklar insanları zararlı uçlara itiyor. Şükür etmek dediğiniz gibi önemli ama çabasız bir şükür haline de karşıyım, elinden geleni yaparsın gerisini de artık havale edersin. Teşekkür ederim yorumuza 
27 Ağustos 2024, 11.04
Teşekkür ederim Poptur Cem, evet malesef anlamak değil anlatmak odaklı çok insan var. Hep doğruyu gören onlar, hikayesi olan onlar :) Anladığın kadarsın diyesi geliyor insanın da düzgün iletişim adına, gelişme adına ifade etmeye hala devam ediyoruz ve etmeliyiz.
Seçemediklerimize bir şey diyemem onlar sınavımız ama seçimlerimiz de bizim sorumluluğumuz.
28 Ağustos 2024, 18.59
Cümlelerin arasında kelime haznenizde geçişler yapmak okuyucu olarak beni gerçekten mesut etti. Başlangıç noktanız ile ilgili olarak aynı düşünce içerisinde olmadığımızı dile getirmek isterim. Karşılıklı olmak zorunda değil, hissedilen, yaşanılan, duyulan hisler veya duygular. Karşı tarafın beyanından sonrasında ısrarcı olmak devam ettirmek belkide bu söylediğiniz noktaya getirebilir insanı. Sizin söyleminiz an ekseni  ile düşüncesizce pişman olunası şeyleri söylemek veya yapmak. Daha büyük pişmanlık ise bana sorarsanız; içinizde olanı sadece düşüncelerin arasında kalıp dile getirmemekle edinmiş olacağınızdır. An şuursuz olmayı gerektirmiyor elbette ki, söylediğiniz gibi hayatın içinde olmaktır aynı zamanda. Dinlemek demişsiniz yazınız içerisinde konuşmaya çalışmaktan vakit kalmıyor ne yazık ki insanları dinlemeye. O kadar çok biliyoruz ki artık google sayesinde belkide hep konuşmak istiyoruz. Anlatmak istiyoruz ama anlaşılıp anlaşılmadığını düşünmeden. Paylaşmak istiyoruz ama paylaşılana duyulan ilgi çare arayış mevcut mu merak etmeden. Sadece iyi misin  diye karşısındaki insana bakarak, görerek içindeki hali sorduğunda birisi belkide gerçekten o an, yaşanır kılınacaktır. Dile getirişiniz yazınız ve emeğiniz için teşekkür ederim. Yazınızın bir kısmını içeren blog yazmıştım vaktiniz olursa okumanız dileği ile selamlar.

30 Ağustos 2024, 20.41
Öncelikle teşekkür ederim Tymi yorumunuza, yalnızlıkla ilgili yazınızı okudum. Yüreğinize kaleminize sağlık. Yalnızlık belkide insanların birbirine yabancılaşması birazda modern hayatın getirisiyle  bencilleşmesinden kaynaklanıyor. Hayatımıza giren teknoloji biraz da bizi birbirimizden uzaklaştırdı, herkesin ve her şeyin muadili elimizin altında.
 Yerel kültür bitti global olarak sömürüldük. Aslında insanlığımız sömürüldü, sahip olmaya itilen bizler ait olmayı unuttuk. Kendimizi değerli hissetmek giyime, kuşama, mala mülke yaşam tarzına endekslendi. Herkes yanındakine bakarak aynını yaptı. Kimsenin kimseye güveni de kalmadı. Komşuluk bitti tanımadığımız insanlarla sadece aynı kapıdan farklı zamanlarda girer olduk. Doğadan koptuk, doğanın her gün bir parçasını da kopardık. İstenen insan modeli itaatkar, bencil, potansiyel tüketici idi ve o oldu. Ama bunun da bir geçiş olduğunu düşünüyorum. Anlaşılması için yaşanması gereken bir dönemdeyiz sadece. Teknolojiyle aydınlanma birleşirse tadından yenmez. Ümit ediyorum.

Karşı çıktığınız girişle ilgili olarak biraz açmak istiyorum konuyu. Ben sadece hislerimi söyleyeyim ve ısrarcı olmayayım diyorsunuz da  karşı tarafı biraz anlamış olsanız zaten duymak istediklerini söylemiş olacaksınız. Benden çıksın demek o çıkanı karşı tarafa yüklemek olmuyor mu?  Eğer birbirimizi tanımışsak seni seviyoruma ben de seni çok seviyorum deyip demeyeceğini biliriz;) ama sürekli de bunu dillendirmek aslında sevildiğini duymak istemektir ve yine bir bencillik kokusu barındırır.Aslında girişim elbette sadece kadın erkek ilişkisini kapsamıyor. 
Ve Elbetteki birbirimizde gördüğümüz yanlışlıklar için uyarıda bulunabiliriz, o da uslubunca ve diğer tarafın samimiyetle yararı için. Sözün gücü büyük o yüzden demişler laf ağızdan bir kere çıkar diye. Hangi lafları üretiyoruz önemli ve bir alıcısı var mı, Alan yoksa vermeye de gerek yok o zaman sadece hmmmmm.;) der geçeriz. 

01 Eylül 2024, 11.10
Selam Melih hgdin
Ne güzel ifade etmişsin diyecek çok bir şey kalmamış:)
Sadece şunu ilave edeyim, hiçbirimizin mükemmel hayatları yok olması da beklenemez zaten ama en azından yaşadığımız bu anı hakkını vererek yaşayabiliriz .üzüntüyse üzüntüyü , sevinçse sevinci böylelikle önümüze bakabiliriz. Geride eksik bir şey kalmaz. 
Teşekkürler yorumuna 
03 Eylül 2024, 07.11
Vallahi ben hayatı yorumlamaktan anlamaya çalışmaktan yoruldum artık uğraşmıyorum kendi halimdeyim.Emin olun hepinizin geleceği nokta bu.
11 Eylül 2024, 19.14
Yapboz tşk ederim yorumunuza evet çok da şey yapmamak lazım, boşvermişlik değil belki ama yapabileceğini yapıp basit düşünmek evet bence de en güzeli
Yorum yapabilmek için ÜYE GİRİŞİ yapmalısın