gamyun.net'i doğru görüntüleyebilmek için tarayıcını güncellemelisin, güncelleyemiyorsan başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsin.

BLOG

Gassal: Toplumun Yüreğinde Bir Yansıma

31 Aralık 2024, 13.19
A- A+

Televizyon ekranlarına sığmayacak kadar derin bir hikâye Gassal. Her sahnesinde insanın içine dokunan, hayatın kendisini ilmek ilmek işleyen bir anlatı. Bu dizi, sadece bir hikaye anlatmıyor; hepimizin unuttuğu, görmezden geldiği ya da suskun kaldığı yönlerimizi gözler önüne seriyor.

Gassal, insanın kendi iç dünyasına ve çevresindeki topluma tuttuğu bir ayna adeta. Karakterleriyle bizi sarsan, gerçeklikleriyle kendimizi sorgulamamıza sebep olan bir yolculuğun kapısını aralıyor. Hangi karakteri izleseniz, bir yerlerden tanıdık geliyor. Mahallenizdeki esnaf, komşu teyze, okul sırasındaki arkadaş, belki de kendi aynadaki yansımanız...

Kırılgan İnsanlık Halleri
Dizinin en etkileyici yanı, karakterlerin kusursuz olmaktan uzak, kırılgan ve gerçek olması. Her bir karakterin hataları, umutları ve hayal kırıklıkları var. Gassal’ın kahramanları, sadece başarılarıyla değil, zaaflarıyla da tanınıyor. İzlerken onların yerine kendimizi koyuyor, “Ben de olabilirdim,” diye düşünüyoruz.

Bir annenin evlat hasreti, bir babanın ailesini koruma çabası, bir gencin hayatı anlama ve anlamlandırma isteği... Hepimiz bu duyguları bir yerlerden biliyoruz. Dizinin gücü de burada saklı: Kendimize dönüp bakmamızı sağlıyor.

Kayıpların Sessiz Çığlığı
Gassal’ın hikayesi, kayıplarla örülü. Yitip giden insanlar, zamanla unuttuğumuz değerler, yavaş yavaş elimizden kayan hayaller... Ancak dizi, bu kayıpları bir ağıt gibi sunmaktan öte, onların bize kattığı anlamı da gözler önüne seriyor. Bir kayıp, bazen yeni bir başlangıçtır. Bir yara, bazen en güçlü yanımızı oluşturur.

Toplumun Nabzını Tutan Bir Hikaye
Gassal, sadece bireysel hikayeler değil, aynı zamanda toplumsal meseleleri de ele alıyor. Göç, yoksulluk, aile içi ilişkiler ve dayanışma... Her sahnede, toplumun nabzını hissediyorsunuz. Bize uzak gibi görünen sorunlar, aslında ne kadar yakınımızda olduğunu hatırlatıyor.

Bir sokak lambasının altında hayallerini kuran gençler, bir kahvehanede konuşulan derin meseleler, mahalle dayanışmasının sıcaklığı... Bu sahneler sadece birer görüntü değil, bizi biz yapan değerlerin altını çizen anlar.

Hepimize Ait Bir Hikaye
Gassal, hepimizin hikayesi. Bu yüzden bu kadar etkileyici. Kendimizi buluyor, sevdiklerimizi hatırlıyor, unuttuğumuz değerleri yeniden anımsıyoruz. Belki bu yüzden Gasaal, ekran başında bir anlık bir kaçış değil; uzun süren bir düşünce, bir duygu, bir çağrı oluyor.

Bu dizi bize, hayatta hiçbir şeyin basit olmadığını, her insanın bir hikayesi olduğunu ve bu hikayelere kulak verdiğimizde birbirimizi daha iyi anlayabileceğimizi gösteriyor. Gasaal’ın en büyük başarısı da bu: Bizleri birbirimize daha çok yaklaştırması.

Kalplerimize dokunan bu hikaye, unutulan insan yanlarımızı yeniden canlandırıyor. Ve bizler, Gasaal’ı izlerken, aslında kendi hayatımızın yansımasını görüyoruz.

YORUMLAR

01 Ocak 2025, 21.43
İnceleyip detaylı bir şekilde yazdığınız eleştiri yazınızı çok beğendim. Ben iki yıldır hiç bir tv  dizisi izlemeyen biri olarak kızımın tavsiyesi ile Gassal isimli diziyi izliyorum. Ve bende diziyi  çok beğendiğimi belirtmek isterim. Yıllar önce konusu gassal olan bir İran filmi izlemiştim ama ,bize ait bu dizi de bizim yaşamımıza ait geniş alıntılar var. Yani dizi bizden... Oyuncular süper özellikle baş rol oyuncusunun sadece mizah değil dram da oynayabildiğini görmek çok iyiydi. İçinde şiddet, kavga ,aldatma, zina ,olmayan bir dizi olmuş .Diziye tüm emeği geçenleri ve elbette gamyun ailesine  bu güzel diziyi duyurduğunuz için sizi çok kutlarım.
Sevgiler, selamlar ...
04 Ocak 2025, 10.42
Baki'nin , ''Meftanın yakınları cenazenin arkasından ağlarken .aslında ölene değil de ,.onunla neden zaman geçiremedik, konuşamadık  diye ağlarlar'' mealindeki cümlelerini ben iki yıl önce kaybettiğim kardeşimin ölümünde yaşadım ,halen de yaşıyorum. 

Daha önce yazmıştım, babam ölünce ,kız kardeşim çocukluk evimizi ,babamın oturduğu evi, hatta kiralık evimizi mahkeme kararı ile sattırdı, yabancılar aldı ve sanki ben yapmışım gibi de bana da küstü.Ben zaten depresyona girmişim ,babam yok çocukluğum yok, ağaçlarımız çiçeklerimiz heba olup gitmiş.bende evime içime kapandım...
Uzun yıllar sonra gelen bir telefon üzerine hastaneye gittiğimizde kardeşimin makinalara bağlı yaşadığını gördüm bir kez daha yıkıldım. Ve öldü. Ben önce dondum kaldım, uzaktı küstü ya .beynim hala öyle diye kandırıyordu sanki beni. Belki ben beynimi kandırıyordum bilemiyorum.
Ama daha sonra yüreğime bir kor ateşi oturdu. Annem yok babam yok ,bir kardeşime sahip çıkamamışım diye kendimi suçlu psikolojisine soktum. Hala düzelmedim desem yeri. Kardeşim hatalar yaptı yetmiyormuş gibi küstü...
 eee 
işte  bak  ölüm var.. Değdi mi dünya malı için? .O küstüyse ben onun kapısına gidebilirdim, kovsa bağırsa bile ben ona sarılabilirdim, küs geçirdiğimiz o yıllar birlikte  sohbet  eder ,ilk zamanlarımız gibi kahkahalarımız bahçeye yayılırdı. Annemizin babamızın ruhu şad olurdu.
 Giderken çorabımızı götüremediğimizi biliyoruz ama yine de bunları yaşıyoruz.

Çok pişmanım çok, ama çok...

Tek tesellim yurt dışında doğup yaşayan beni ilk kez hastane de görüp tanıyan biricik kızına ,hastalığını öğrenir öğrenmez '' ben gidince senin annen Lale ablam olacak unutma '' demiş..
Yorum yapabilmek için ÜYE GİRİŞİ yapmalısın