SANAL KAHRAMANLAR!…
19 Ocak 2025, 01.48 A- A+
“Ben bağımlı değilim” Diyerek söze başlamak bile, yalan söyleme bağımlılığımızın olduğunu gösterir…
Bırak beni, kendini kandırmak olur seninkisi.
Elinden telefonu veya önünden bilgisayarı eksik etmeyenin, söyleyecek bir sözü olmamalı.
İşten veya okuldan eve gelen birinin, bırakın yemek ve tuvaleti, evdekileri dahi unutup, içeri girer girmez kendini bir köşeye atıp direkt internet ile vakit geçiriyorsa, burnundan derin derin internet soluyorsa, bu kişiyi hemen ıssız bir adaya düşürmeli ve mümkünse “Yanına almak istediğin üç şey” sorusunu da sormamalı.
Ya da sorulması elzem ise, bu hak üçten bire düşürülmeli ki; internet, bilgisayar, telefon arasında kalmasına ortam hazırlamalı…Hele bir de sigara bağımlılığı varsa, seçim alanını bu sayede daraltmalı.
“E ölelim o zaman!” Düşüncesi hakim olabileceğinden, yine seçenekler arasına kefen de girebilir.
Sahi…Nedir bu bizdeki bağımlılık?
Henüz bir ay önce evlenmiş çiftlerin boşanması haberini okuyunca bu yazıyı yazasım geldi.
Bir mahkeme salonu düşünün, mahkeme hakimi de siz olduğunuzu varsayın, boşanma davalarına bakıyorsunuz…İnternet yüzünden boşanmak isteyeyenlere dair düşünceniz ne olurdu?
-kızım, eşin senin gün boyu intenette olduğunu, yemek yapmadığını, evi temizlemediğini, hiçbir şey ile ilgilenmediğini söylüyor ama boşanmak isteyen sensin. Nedir boşanma isteğinin sebebi?
-Hakim bey/hanım, bu beni alırken “Birlikte pupg oynarız” diyerek beni ikna etti…Bırakın Pupg oynamayı Gamyun’da okey bile oynayamıyoruz çünkü internet paketim bitti e para da vermiyor paketimi yeniliyim, bizi boşayın çünkü şiddetli internetsizlik yaşıyorum.
İnternet.
Sanal ilişkiler dünyası…
Sokakta görse yüzüne bakmayacağı kadınlara/erkeklere aşık olmak, sanal evlilik ve hatta sanal çocuk yapmak da bir meziyet.
Çekememezlik ve kıskançlık bile var valla bak!
“Aman o fotoğraf koyduysa ben de koyayım”
“Aman o şu oyunda şu kadar puan yapmış ben de yapayım”
“Aman o arkadaş ordusu yapmış ben de yapayım”
Biraz eziklik, biraz aşağılık duygusu, biraz kıskançlık…Yok, biraz değil çoğu kıskançlık!
Aslında güzel yanları da var internetin; ne bileyim bir şeyler araştırmak, gazete okumak, bilgi alışverişi yapmak, uzakta olan bir yakınla görüntülü konuşmak…
Tüm bunlara rağmen yine de ben sigarada olduğu gibi, internetsiz hava sahası olsun istiyorum.
Yeniden hayatta olma amacımızı sorgulayacağımız o günlere dönmek, etrafımızdaki insanlara olan saygı ve sevgi ortamını yakalamak ve sosyalleşmek.
Keşke biri, intenetin fişini kökten çekebilse ve bizi sarssa.
Ya düşünün işte, eskiden merak ettiğimiz bir şey olduğunda büyüklerimize sorar, onun cevabı yalan da olsa inanır, onu doğru olarak kabul ederdik ve günü geldiğinde, bu inandığımız doğruyu, karşı tezle bozmak isteyene karşı savunurduk.
Ya şimdi?
Anne ve babalarına sordukları soruların cevabına güvenmeyip, internete soran çocuklar var.
-Anne ben nasıl doğdum?
-Seni leylekler getirdi yavrum.
-Anne, sen çok yalancı bir insansın!
-Neden öyle söyledin yavrum?
-İnternet, leyleğin öyle lüzumsuz bir işi yok diyor!
İnternet…
Değerlerimizi yok ettiği gibi, bağımlılık da bugün nice sanal kahramanlar yarattı, bizler gibi!
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış :( Yazık ama blog sahibi senin yorumunu bekliyor olabilir