gamyun.net'i doğru görüntüleyebilmek için tarayıcını güncellemelisin, güncelleyemiyorsan başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsin.

BLOG

KAYBETTİM SENİ,BİR GECE VAKTİ

23 Ocak 2025, 15.13
A- A+
       Hangi sevinçlerin yarım kaldı,kimlere yar olacaktın da sonunu göremedin,hangi okullarda, başarıyla ailene gurur dolu anlar yaşatacak idin,ya da sen nasıl gelin edecektin kızını,torununu,damatlığını sen mi seçecektin, daha dün sokaklarda oynayan o haylaz oğlunun.Nasıl da beklemiştiniz,heyecanla yola çıktığınız an,evin güzel Annesinin yolda yemek için hazırladığı kekler-börekler,mesela yolculuk sırasında ailecek hangi şarkıları söylediniz,hangi güzel sohbetin peşinden koşup tebessüm ettiniz,ya da daha sürücü belgesini almamış yavruna bakarken ''bir daha ki sefere direksiyon sende'' dedin mi? Bir gece vakti kaybedileceğini bilmeden yapılan tüm planların,geleceğe ait tüm umutların ''coğrafya kaderdir'' söylemine yenik düşeceğini tahmin etme şansın oldu mu? Hep bizden sana,size sorular geliyor cevap almayacağımızı bile bile,bencilliğin son noktasında,vicdan kırıntılarını ararken tükeniyoruz,bu tükenişe seyirci kalmak rutin oldu bizim için,hatırlasana bu soruları sende sormuştun bir zamanlar,Örneğin Soma'dan sonra veya deprem sonrası,senin de cevabını alamayacağını bile bile sorduğun sorular ya da merakların vardı..

       Ardınızdan neler olduğunu merak ediyorsan,çok da değişen bir şey yok aslında,çok değil hiç değişen bir şey yok,sen nasıl ki deprem sonrası,en kritik saatlerde internetin neden kesildiğini sorguladıysan biz de ihmaller zincirini sorguluyoruz,sen nasıl ki insanlar toprak altında hayattayken kendi salaları nasıl dinletilir durumuna isyan ettiysen,biz de içine konduğunuz tavuk tırının üzerindeki yazıya isyan ediyoruz,geri kalanı bildiğin şeyler,yayın yasağı,sorumluluktan kaçma,tek bir istifanın bile olmaması senin de alıştıkların zaten.Kendi adıma Albert Camus'a isyan ediyorum bir de arada,ölüm ve bir Ülkeyi tanımakla ilgili tespitinin doğruluğu her olaydan sonra canımı daha çok sıkıyor.

       Dişlerimi sıkarak yazıyorum belki fark ediyorsundur,kelimeleri seçme hassasiyetim size ve okuyacaklara saygımdan,yoksa Silivri'nin soğuk geceleri bu dönem için madalya olur,gurur olur.Bir kaç konu içinde özür dilemek istiyorum,geceliği bilmem kaç liralık otele gittin diye,ardından laf eden vicdan defteri kapanmışlar adına ÖZÜR DİLİYORUM,orada kaç kişi olduğunuzu bilmelerine rağmen,kendi programları ve şovları bittikten sonra sayı açıklayıp,Milli Yası geç ilan edenler adına ÖZÜR DİLİYORUM,sizlerin acısını yaşamak yerine üzerinden sorumluluk atmak için debelenen Siyasiler ve onların trolleri adına ÖZÜR DİLİYORUM ve gidiyorum başka bir şehrin sabahında ya da gecesinde ya da herhangi bir zaman diliminde hayatın normal akışına uygun olmayan bir ölüme belki de,sustuğumuz kadar sıranın bize geleceği gerçeğini cebime koyarak üstelik,Öğrenilmiş Çaresizlik virüsünün bu kadar hızlı yayıldığını göz ardı ederek...


       

YORUMLAR

25 Ocak 2025, 23.11
Yüreginize sağlık düşüncelerimin dile gelişini okudum yazınızı okurken.  Bir özür de benden olsun sesimi yeterince yükseltememişsem her ortamda. Yok olan hayatlarların yanında nedir ki silivrinin soguk geceleri. Madalyanıza gönüllü ortak olayım dedim. Saygılar..
26 Ocak 2025, 06.21
Tırla alakalı tepki dışında yazdıklarınıza tamamen katılıyorum, kaleminize, aklınıza fikrinize sağlık. Ama soğuk hava tırının üzerindeki resmin çağrıştırdığını eleştirenleri asıl ben eleştiririm o berbat anda böyle bir çağrışım yapabilecek düşünce akışına sahip oldukları için. Düşünün ki bir doktor düğünde eğleniyorken, acilen konudaki gibi bir olay yerine çağırıldı. Elbisem, makyajım öyle bir yere gitmeye uygun değil, diyerek gitmemeyi tercih edebilir mi? Yardıma gelen bir doktora “süslenmiş püslenmiş gelmiş, millet burada can veriyor!” mu diyeceğiz o zaman?
26 Ocak 2025, 16.57
       Kabul edelim ki bu tip olaylar sonrasında aksiyon alma konusunda başarılı değiliz.Özellikle psikolojik koordinasyon konusunda da empati noksanlıklarımız bir hayli fazla.Tırı gönderen şirketin iyi niyeti artı çözüm üretme hızı ile ilgili kimsenin şüphesi olamaz,benim bu konu özelinde dert ettiğim husus koordinasyon-kriz merkezi olmadığı için bunu fark eden birilerinin olmaması,hassas bir zaman diliminde oteldeki misafirlerin yakınları sevdiklerinin akıbetini bilmiyorken böyle bir durumla karşılaşmaları.Sosyal medyadaki yoğun tepki sonrası önlem alındı örneğin,bunu o anda bölgedeki birilerinin düşünmemiş olması ise benim ve bir çok kişinin canını sıkan durum aslında.Doktor benzetmesi çok yerinde olmuş aslında ilk an için,sonrası ise psikolojik etkileri düşünülebilirdi.Simonella sizin de olası madalyama ortak olma isteğinizi kabul ediyorum..Günlerdir bu konu üzerine çok düşünüyorum sanırım ve insanların yanarak mı yoksa atlayarak mı ölme tercihinde kalmaları zoruma gidiyor.Umarım bu son olur...
27 Ocak 2025, 05.16
Ne açıdan bakarsam bakayım, eleştirelecek bir durum göremiyorum. Aciliyet söz konuysa; en hızlı tercih yapılmalıydı zaten. Tırın üzerindeki resim mi daha acı verici olurdu, yoksa uygun tır aramayı beklerken ortalıkta duran yanmış insan cesetleri mi? Hangisi orada bulunan insanların daha çok psikolojisini bozardı? Yani gereksiz, haksız ve odak kaydırıcı buldum ben bu konuşulan detayı, o yüzden fikrimi belirtmek istedim. 


Diğer yazdıklarınızda tabii ki haklısınız. Kayak merkezine ait konuşlanmış itfaaiye birimi olmamasını mı, otelin riske karşı gerekli önlemleri almamış olmasını mı, denetleme eksikliğini mi söylemeli. Neresinden tutsanız elinizde kalıyor. Vatandaşı korumakla yükümlü birincil kurumun devlet olduğunu düşünürsek; bu olayın kaçıncı hayal kırıklığımız olduğunu aklımızdan çıkarmamız gerek. Herkes kendi güvenliğini kendisi sorgulamalı. Bir sorumlu arandığında -ki bariz göründüğünde bile- sorumluluğu üzerlerinden atmak için, taklacı güvercinlere taş çıkarır bir performans sergileyenlerden bir fayda görmedik, göremeyeceğiz de çünkü.
Yorum yapabilmek için ÜYE GİRİŞİ yapmalısın