gamyun.net'i doğru görüntüleyebilmek için tarayıcını güncellemelisin, güncelleyemiyorsan başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsin.

BLOG

YASIN 5 EVRESİ

12 Şubat 2025, 15.59
A- A+

YASIN 5 EVRESİ

İNKAR
‘’Ve güneş doğuyordu, adam sigarasından derin bir nefes daha çekti.’’

Hırsla karaladığı yaprağı defterden koparttı, buruşturdu, yere fırlattı! Söylenmeye başladı.
-Güneş doğuyormuş ta, adam sigara içiyormuş… İçmesin şerefsiz!
Sinirli bir şekilde kalemini bankın masasının üzerindeki defterin hemen yanına bıraktı. Ayakları ağrıyordu. Biraz diz kapaklarını ovuşturdu. Yavaşça ayaklarını öne doğru uzatıp gerindi. Yüzünü buruşturdu, söylenmeye devam etti
-Neymiş te sabahın köründe sigara içiyormuş güneşe karşı. Güneşi selamlasın bir de, sanırsın bana firavun ramses!
Bir umut etrafına bakındı. Parkta hiç kimse yoktu. O bakımsız sırnaşık kedi bile gelmemişti bu akşam. Hava yavaş yavaş kararıyordu.
Oturduğu apartman parkın hemen dibindeydi. Bankın yanındaki büyük akçaağacın rengi yavaşça koyu yeşilden siyaha büründü. Sokak lambaları yanmaya başladı.
Pardösüsünün cebindeki sigara paketini çıkarttı. İçinden bir tane sigara aldı, çakmağını ararken ‘’güneşin doğuşu gibi’’ diye söylendi. Çakmağını bulamayınca anlıkta olsa panikledi. Masadaki defterinin hemen yanında görünce gözleri parıldadı. Sigarasını yaktı, derin bir nefes çekti. Sigara paketine baktı, içinde son bir tane sigara kalmıştı. Yüzü asıldı. Sigara paketini ve çakmağı defterin yanına bıraktı.
Sokak lambasına doğru döndü, alaycı bir şekilde başını hafifçe öne eğerek selamladı.
-Selamlar sayın sokak lambası, bu gece ne kadar aydınlıksınız maşallah!
Başını havaya doğru kaldırdı, kararan havanın içinde bulutları seçmeyi denedi. Havanın kararması için erken olduğunu düşündü. Kolundaki saatine baktı 19.38
Bu seferde ‘’çarpı iki işte’’ diye sinirle söylendi. 19 u ikiyle çarpsan 38 eder. Sigarasından bir nefes daha çekti, ciğerlerine doğru giden dumanın fazlasını ağzından üflerken hafifçe öksürdü.
Bunuyormuşum... Nah bunuyorum! Yaşım neredeyse 70 oldu ve hala çarpma yapabiliyorum diyerek çocuksu bir gururla gülümsedi. Bir an duraksadı.
Tekrardan meraklı gözlerle etrafına bakındı. Geç kaldı diye söylendi. Çoktan gelmesi lazımdı şimdiye kadar…
Sigarasından derin derin birkaç nefes daha çekti. Bitmeye yakın olan sigarasını yere atıp atmamakta tereddüt etti. Oturduğu bankın kenarına sürterek söndürdü. İzmariti eli ile iyice buruşturdu. Tam yere atacakken arkasından gelen sesle irkildi
-ne yapıyorsun ihtiyar
Elindeki buruşmuş izmariti babasına yakalanmış bir çocuk gibi utanarak yavaşça yere bıraktı.
-geç kaldın
-çoktan geldim, seni izliyordum
-neden gelmedin yanıma
-yazıyordun
-buna ne kadar yazmak denirse artık…
Genç kız banka oturdu, yerdeki buruşturulup atılmış yaprak sayfalarına bakıp gülümsedi
-formundasın yine
-ne demezsin
-doktor tavsiyesi günde üç öğün yazmaya devam mı?
Yüzü asıldı, bir an küfür edip etmemek arasında tereddüt etti.
-dalga geçiyor benle o doktor bozması! yok efendim neymiş te bunuyormuşum
-…
-bunamakta demiyor şerefsiz! Değişik bir şey diyor alzmayır mı alzaymır mı bir şey diyor işte!
Genç kız sessizce adamı dinliyordu. İhtiyar adam durmadan hırsla konuşmaya devam etti.
-yok başlangıcıymış! Yok, bu yaşta normalmiş! Neymiş te beyin fonksiyonlarını canlı tutmak için okumalıymışım yazmalıymışım!
-Yazar olduğunu bildiğinden olmasın?
Yaşlı adam birden duraksadı, anlık da olsa gözleri daldı. İstemsizce ve az da olsa kekeleyen bir ses tonuyla
- yazar değilim ben diye mırıldandı.
Bankın üzerinden sigara paketini aldı. Sigara paketindeki son sigarasını çıkarttı. Paketi buruşturup yere atmayı düşündü, sonra vazgeçti. Bankın üzerine bıraktı. Tekrardan elini ceplerine sokup bir telaş çakmağını ararken defterin yanında durduğunu görünce acı acı gülümsedi. Aynı kısık sesle mırıldandı
-haklıdır, belki de bunuyorumdur…
Umutsuzca genç kızın ağzından dökülecek hayır ne bunaması lafını bekledi. Beklediği kelimeler gelmeyince sinirle bağırdı
-ne bunaması! Gayet iyiyim işte!
-sakin ol ihtiyar
Derin bir nefes aldı. Genç kızın kocaman gözlerinin içine baktı. Sakinleşmeye çalışıyordu. Sigara midesini bulandırmıştı. Elindeki sigaraya baktı, yere ayağının dibine doğru yavaşça bıraktı. Anlıkta olsa duraksadı. Sonrasında hırsla sigarayı ezerken aklına yanında getirdiği leblebi paketi geldi. Sahi nereye koymuştu onu? Bir telaş etrafını kolaçan etti. Hemen arkasındaydı! Neredeyse üstüne oturmuş sayılırdı. Sürekli bir şeyleri neden bulamadığını düşünüyor ve düşündükçe daha da bocalıyordu. Genç kıza baktı, gülümsedi. Daha sakin bir ses tonuyla konuşmaya başladı
-ben ihtiyar falan değilim, ayrıca bunakta değilim
Genç kız merakla adamın yüzüne bakıyordu. Adam başarısını göstermek isteyen küçük bir öğrenci edası ile leblebi paketini açtı. Eline biraz leblebi aldı, hızlıca saydı, fazlasını pakete bıraktı
-bak şimdi elimde kaç leblebi var?
-bilmem
-on dokuz
-yani?
- on dokuzu iki ile çarpsam otuz sekiz ediyor
Genç kız gülümsedi. Yaşlı adam kızın yüzündeki gülümsemeyi görünce biraz da olsa rahatlamıştı. Leblebileri kıza doğru uzattı.
-yer misin?
İleriden bir yerden kızın annesinin bağıran sesi duyuldu
-elif neredesin! Gel artık!
Genç kız telaşla yerinden doğruldu. İhtiyar adamın elindeki leblebilerden biraz aldı.
-gitmem lazım, annem çağırıyor
Adam üzüldüğünü belli etmeden hafifçe gülümsedi.
-yarın yine gel olur mu?
-tamam bakarız
Yaşlı adam başını apartmana doğru çevirdi. Kısık bir sesle ‘’keşke beni de çağıran olsa’’ diye mırıldandı.
Yine yalnız kalmıştı. Genç kız iyice uzaklaştıktan sonra elindeki kalan leblebilere baktı.
On dokuz çarpı iki otuz sekiz eder işte diye tekrarlarken bir an irkildi!
Hızla elindeki lebleri saymaya başladı!





YASIN 5 EVRESİ

ÖFKE
Elindeki leblebileri tekrar tekrar saydı. Tamı tamına 19 taneydi. Artık pes edince yavaşça yerinden doğruldu. Şaşkınlık, korku ve hatta öfke…
Gerçekten bunuyorum sanırım diye söylenmeye başladı. Elimden leblebileri aldı, gördüm! Gördüm değil mi? Yanlış mı saydım...Yoksa beynimin bana oynadığı b.ktan oyunlardan birimi bu?
Apartmana doğru yürümeye devam ederken sürekli mırıldanıyordu. Apartmanın kapısına gelince duraksadı, geriye doğru parka dönüp baktı. Sessizlik… Anca gece lambalarının ışıttığı kadar bir aydınlık ve kocaman bir sessizlik…
Tüylerinin ürperdiğini hissetti. Merdivenlere yöneldi. Merdivenlerden yukarı çıkarken ayak sesleri duydu. Aşağıya doğru birisi geliyordu. Merakla yukarıya doğru baktı. Geleni görünce yüzünü buruşturdu. Yine o kara kuru psikopat tipli adam. İhtiyar adam sanki orada yokmuş gibi yanından geçip gitti. İhtiyar adam yana doğru çekilmese çarpışacaklardı. Aşağı doğru merdivenlerden yürüyen adama baktı, bütün cesaretini topladı sertçe bağırdı
-önüne baksana hayvan!






YORUMLAR


Henüz yorum yapılmamış :( Yazık ama blog sahibi senin yorumunu bekliyor olabilir

Yorum yapabilmek için ÜYE GİRİŞİ yapmalısın