gamyun.net'i doğru görüntüleyebilmek için tarayıcını güncellemelisin, güncelleyemiyorsan başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsin.

BLOG

Biri yer biri yiyemezken , yemek yemek!

14 Mart 2025, 23.08
A- A+


Biri yer biri yiyemezken , yemek yemek!

Bu cümle İlyada ' dan falan alıntı değil .
Bu cümleye vurulup, Amerikalı araştırmacı yazar dr Daniel Goleman'ın , Yalanlar ve Basit Gerçekler kitabından aldım. Daha da ilginç olan ise bu cümle yazarın da kendisine ait olmayıp ,şizofren hastaları hakkında araştırmalar yaptığı bir akıl hastanesinde ki  hastalardan birine ait cümle.

Kırk yıl düşünsem varlık içinde aç bırakılmayı böyle güzel tek bir cümleyle ifade edemezdim.

Bu aralar beğenmediğim ne kadar yarım okunmuş kitaplar varsa onları bitirmeye karar verdim. Bu kitapta onlardan biriydi. . Biraz ders kitabını andırıyor ama çok güzel çok faydalı bilgiler ve deminki cümle gibi unutulmayacak cümleler de  var.
Çok  kısa olarak kitabı özetleyecek olursam :
Çocuklukta, terkedilişlerimiz ,üzüntülerimiz , kızgınlık ve kırgınlıklarımız, bizi derinden yaralayan sevgisizliklerimizin , beynimiz tarafından inkar yoluyla gömülüp, aynı durumu yalanlarla pozitife çevirip , hayata tutunmayı sağlayan bir durummuş. 
İNKAR ve YALAN ...
Sonunda birey kendi yalanı inkarını da unuturmuş. Uydurduğu yalana gerçekmiş gibi inanırmış.  Ancak bu kendini aldatma durumu ilerledikçe çok kötü hatta ölümcül sonuçlara sebep olduğunda ise tedavisi şart olurmuş .
Ne kadarı doğru bilemem , ben Dr.Goleman'ın kitabının yalancısıyım.

YORUMLAR

15 Mart 2025, 09.03

Sevgili perperike,

Varlık içinde aç bırakılmanın, zihinsel ve duygusal düzeyde nasıl bir çatışmaya yol açtığını düşündüm. Bir akıl hastanesinde, belki de gerçeklikle bağını tamamen koparmış birinin bu kadar keskin bir cümle kurması oldukça ironik. "Gerçekle bağını koparmak, bazen onu daha net görmek demek olabilir mi?" diye düşünmeden edemedim.

Kitapla ilgili paylaştıkların ilgimi çekti. Kendimizi kandırarak hayatta kalma çabamızın farkında mıyız, yoksa içimize işleyen yalanları gerçekten unuttuk mu? İnsan, kendi yalanına inanacak kadar ustalaşınca, gerçeğin ne olduğunu nasıl bilebilir? O noktada, gerçek ile yalan arasındaki sınır kayboluyor. Ama bu her zaman kötü bir şey mi? Sonuçta, insanın hayatta kalmak için bazen kendi hikayesini yaratması gerekmiyor mu?

Bu arada, normalde yazılan blogun üzerine blog paylaşımı için iki gün beklerim. Fark etmeden bir blog yazısı paylaşmıştım. Özürlerimi kabul et lütfen. Affına sığınıyorum.

Kalemine sağlık.
Yorum yapabilmek için ÜYE GİRİŞİ yapmalısın