gamyun.net'i doğru görüntüleyebilmek için tarayıcını güncellemelisin, güncelleyemiyorsan başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsin.

BLOG

Dünya Gezisi Hevesim

16 Nisan 2025, 23.04
A- A+
                             Yaşamımda her özentimi emekli olunca yaparım diye diye yaşadım .En çok ta dünya gezisine özenirdim. Trans Sibirya tren turu rüyalarımı süslerdi. 

                             Emekli oldum, daha bir kaç ay olmuştu, kızımla damadım torunum her hafta sonu geldikleri gibi gene geldikleri bir hafta sonu, cumartesi sabahında ,kahvaltımızı yaptık, kahvelerimizi içtik. Kızım yanıma sokuldu, anne bir şey  diyeceğim, biz eşimle boşanmaya karar vermiştik falan ... derken hemen takvime baktım .1 Nisan şakası yapıyor herhalde diye.. Gözle görülen duyulan ,aksayan hiç bir sorunları yoktu. Parmakla gösterilen bir evlilikleri vardı .Nasıl sarsıldığımı anlatamam, bende fark ettiğiniz  gariplik  ,gevezelik, dal dala  vs varsa ki, var.. depresyonumun başlaması da  bu sebeptenolabilir.
                               Torunum altı yaşına gelince , evime yakın olan kendi okulumda, en yakın dostum olan arkadaşıma ,birinci sınıfa yazdırdım. Bende ,sözleşmeli tekrar göreve başladım ki torunuma göz kulak olayım diye. Okula beraber gidip beraber geliyoruz. Kızım istifa ettiği mesleğine döndü .Bende torunumla ödevlerinle falan ilgilenip. göz yaşlarımı içime akıta akıta günlerimi geçiriyorum.. Okula babasıyla gelen bir öğrenci gördüğüm zaman hemen torunumu başka tarafa yönlendirip görmesini engelliyordum. Özenir babasını özler falan diye. Babası hemen evlendi tabi. Torunum babama gideceğim diye merdivenlerde yerlere yattığını, bağıra bağıra ağlayıp, babamda babam ,babamı istiyorum diye ağladığı günler oluyordu. Hala aklıma gelince boğazıma bir yumruk oturur.
                              Üçüncü sınıfa gittiği  yıl ,okulda bir gün öğretmeni ,teneffüste elinde torunumun defteriyle öğretmen odasına geldi .Bir anınızı yazın dedim ,''bak senin torun ne güzel yazmış ''dedi, defteri elime alırken kalbim çarpmaya başladı,'' babasını mı yazmış'' diye sordum , öğretmeni yok babasını yazmamış ,oku bak dedi.
                               Okumaya başladım, sanırsınız gazetede bir köşe yazarı, Fener Bahçe  Galata Saray maçı olmuşta onu yorumlamış gibi  harika bir yazı okudum .Arkadaşıma  bunu  torunum  yazamaz, bir yerden alıp yazmış dedim .Arkadaşım ''yok imkansız başka yerden almış olamaz ,sınıfta derste yazdırdım ben hep yanlarındaydım ''dedi. Babasını tuttuğu takıma maçı kazandırmış elbette.))   


                          Yıllar sonra...
                          Şimdi ,yurt dışında üniversite bitirip doktorasını yapan torunum, babasının sonradan kurduğu fabrikada müdür  ve yurt dışı iş gezilerinde ,babasının tercümanı oldu. Benim gidemediğim hayalimde bile olmayan ülkelerden ,bana resimlerini yolluyor sağ olsun ,bende gitmiş kadar olup mutlu oluyorum.. Allah ömürlerine ömür katsın .Kızım maddi manevi çok iyi ,olan bana oldu.)))

                               Bir ablanız olarak  Gençlere tavsiyem; 
1_ Ufak tefek sebeplerle yuvanızı yıkmayın ,aileniz, özellikle anneniz  belli etmese bile çok üzülür .( hatta benim gibi olabilir))))))
2_ Heveslerinizi ertelemeyin .  Ben dünya gezisi hevesimi yıllarca erteledim ,şimdi param var, zamanım var ,ama sağlığım geziye izin vermiyor.
                  

YORUMLAR

17 Nisan 2025, 08.57

"Olan bana oldu"... Aslında olan, hep "susana" oluyor.

Perperike abla,
Bir yerden sonra artık kelimeleriniz değil, o kocaman kalbinizin gümbürtüsü duyuluyor. Bunu tüm samimiyetimle söylüyorum.

Her satırda bir iç çekiş, ardından bastırılmış ama artık yavaş yavaş taşan bir kırgınlık, bir yorgunluk var. Ama öyle bir kırgınlık ki, tertemiz bir sevginin, koskocaman bir gönlün ardına sığınmış.

Önce ertelemişsiniz... Sonra hayat bildiğini okuyarak sizin adınıza karar vermiş. Yorulmaya, hatta yoğrulmaya devam etmişsiniz. Kimseye yük olmadan, kimseye acınızı duyurmadan.

“Erteledim” dediğiniz o planlarınızın ardında aslında şu fısıltı var: “Ben bir tek kendimi erteledim.”
Ama biliyor musunuz? Siz bu yazıya gidemediğiniz ülkeleri değil, gönlünüzün genişliğini sığdırmışsınız. Torununuzun başarısında, kızınızın bugün iyi oluşunda, mesleğiniz gereği dokunduğunuz tüm çocukların hayatında sizin iziniz var. Buna hiç şüphe yok.

Ve bunlar herkesin yapabileceği şeyler değil. Bunlar yalnızca gerçekten sevmeyi bilenlerin, sevgisini sessizce taşıyabilenlerin hissedebileceği ağırlıklar.

Bazen hayat, en çok verenin en sessiz kalan olduğunu gösteriyor bize. Ama bilin ki o sessizlikten doğan sevgi, bir yerlerde çiçek açmaya devam ediyor. Siz bu yazıyla yalnızca kendi hikayenizi değil, susturulmuş pek çok kadının iç sesini de dillendirdiniz.

Kalbinize sağlık.

17 Nisan 2025, 10.53
Yok iken yoku zamanla kabulleniyor insan ama var iken yok u kabullenmek zor...özellikle de çocuklar için

Kadının ekonomik özgürlüğünü eline alması (ki bu çok güzel bir şey) ile eskiden "çocuklarım için"diye mecburiyet özneli anlatılmaya başlayan sorunlu evliliklerin sayısı azaldı. Maalesef boşanma sayıları arttı. Evlilik sevgi özelliklede saygı üzerine kurulu bir birliktelik. Karşılıklı sevgi saygı yok ise, bitmiş ise, yıpranmak, yıpratmak yerine medeni bir şekilde yolları ayırmak üzücü de olsa en mantıklısı.
Ama olan çocuklara oluyor. Yarım olarak, özelliklere var iken yok olan yarım olarak yaşamak,bunu kabullenmek, belirli bir yaşa gelinceye kadar çok zor. Sizin gibi destekçileri olsa dahi uzun ve zor bir süreç.

Karşıkıklı sevgi saygı var ise şayet, dediğiniz gibi ufak tefek sebepler için yuva yıkmamalı insan.ne anneler ne babalar en çokta çocuklar üzülmesin diye.
Emeğinize sağlık, yine güzel bir paylaşımdı.
Saygılarımla hocam
18 Nisan 2025, 10.21
Sevgili NightCall,
               Benim çevrem çok geniştir ama samimi candan arkadaşım iki veya üçtür. Benim yıllar içinde yaşadıklarımı bilen, bana manevi destek veren onlardır. Burada nasılsa tanıyan yok diye rahatça yazıyorum. Bir iki yazımı okuyup beni anlamak kolay değildir.

Buraya paylaştığım özel bir anımdan tahlil yapıp beni anlayan senin sosyoloji veya psikoloji eğitimi almış olabileceğini düşünüyor ve doğru bakışın için seni çok kutluyorum.

                 Aslında bende eğitimim sırasında psikoloji ve sosyoloji eğitimi de almıştım. Ama bu eğitim benim yaşamımı bencilleştirmeme yetmedi. Kısaca insan ne yaşayacaksa yaşıyor .Alacağı dersi alana kadar. O dersi almadan dersler imtihanlar bitmiyor. Bana soracak olursan ben dersimi aldım mı aldım. ama gene ben aynıyım. Değişmem mümkün değil:  Ehh o zaman ne halim varsa göreyim:)))  
                 Beni anladığını düşündüren  yorumun beni hem mutlu etti ,gözyaşlarımı akıttı. Mutluluk gözyaşlarım hep hazırda bekler zaten. 
               Çok teşekkür ediyor, yüreğimden sevgilerimi gönderiyorum.

18 Nisan 2025, 10.50
sevgili _distuRbed_
                    Yorumunda çok haklısın. Ben geçmişte yaşadığımı yazdım ,O günkü üzüntüme kendimi bitirmeme ,doğru yaptım demiyorum .Asla doğru değil ,ama benim yapım bu. Fazla duygusalım bu her zaman beni yıpratan bir şey .O yıllar kendimi hırpaladığıma pişmanım .Çünkü o ayrılık olmasa belki torunum iyi okuyup iyi bir meslek sahibi olamazdı. Çünkü orta eğitimi sırasında bir kaç dersten çalışmadığı için zorlanırken ,kızım ayrıldığı eşine ,'' biraz oğlunla konuş ben ders konusunda  çok zorlanıyorum'' vs dediğinde bırak okumasın, hamal olsun eş..k oğlu vs küfür etmiş .Bunu hırs yapan kızım ,benim de desteğimle özel derslerle özel ilgiyle torunuma çok iyi eğitim aldırdık. Ve şimdi diplomaları sayesinde babasının göz bebeği durumunda .
                     Kendime kızıyorum ama yapacak bir şey yok. bu gün olsa yine kendimi evlatlarım için hırpalardım, yanlış olduğunu biliyorum  tevekküL etmem gerektiğini biliyorum ama ,elimden başka türlü davranmam gelmiyor.

                      Zaten bu konu hayatımdan minik bir kesit.'' Esas  turpun  büyüğü heybede'':)))bir gün Ya Allah deyip onu yazarım inşallah.
                      Son yıllarda ayrılan çiftlerin çoğalması ,bana göre, maddi sorunlardan kaynaklanıyor. Bir de adı yeni konan narsism konusu var .Ki bu zaten  vardı, adı yoktu ,. Eskiden beri ,huysuz  işte falan diye anlatılır, yaşlanınca düzelir ,sabır ile koruk helva olur diye diye imkanları olmayan eşlerin ayrılmadığı bir durumdu. Şimdi artık kimse de çekecek sabır kalmadı.  Zaten narsist birey asla düzelmez.

                       Ömrüm boyunca ayrılmak üzere olup ta benden yardım isteyen evlileri sorunları çözerek mutlaka barıştırdım .Ama artık şimdi bunu  asla yapmam. Narsist eşle ömür geçmeyeceği gibi, doyumsuz ,şımarık ne istediğin bilmeyen kadınla da geçmez. Eşler daha kötü sonuçlarla karşılaşmamaları için ayrılmaları doğru diyorum.
                            Eskiden çapkın erkek sorunumuz vardı şimdi maalesef çapkın kadınlar da varlar. 
                            Biz geldik gidiyoruz. Allah gençlerin yardımcısı olsun inşallah.
                            sevgiler ve selamlar 
Yorum yapabilmek için ÜYE GİRİŞİ yapmalısın