BENİ ANLAMADIN YA...
17 Nisan 2025, 14.41 A- A+
O yüzden değerlidir ''Sadece anlattıklarımdan sorumluyum,anladıklarınızdan değil'' söylemi.Adalet kavramının yerle yeksan olduğu iklimlerde ise bu söylemin sonuna ''Anlamak istediklerinizden'' eklemesi de yapılabilir zira anlamak istenilen şey tamamen art niyet içerir ve anlattığınız gayet masum olsa da bu durum yüzünden sürgün edilebilirsiniz.''Çalış,Baban gibi Eşek olma'' ya da ''Çalış Baban gibi,Eşek olma'' arasındaki virgülün kullanıldığı yerden kaynaklı anlam farkı sizi bambaşka bir noktaya taşıyabilir,ondan sonra istediğiniz kadar uğraşın ''Aslında ben şunu söylemek istemiştim'' diye,istediğiniz kadar referans gösterin, yargı sürecinizin önüne geçemezsiniz:) Bu yüzden de hepimiz tetikte yaşamayı öğrendik,bir de işin içine Yapay Zeka girince ıssız Adaya ya da Dağlara kaçıp Robinson Crusoe hayatı yaşamak cazip gelebiliyor.
Çağan Irmak ''Dedemin İnsanları'' filminde filmin ana karakterini ölüme göndermişti.Anlaşılamama durumunun ağır geldiği,yaşanan her dakikanın yük olmaya başladığı bir dönemde insan ''neyi,kime anlatıyorum'' ruh haline kapılabiliyor ve bu halden çıkışı anlık bir reflekse mahkum edebiliyor.Zaman zaman hepimizin kullandığı ya da denk geldiği ''Günümüz Dünyası hassas kalpler için Cehennem'' sözü de hassas kalplerin bazen, incindiği noktada her şeyden en kolay vazgeçen insanlar olduğu gerçeğini gözümüzün önüne seriyor,belki de bir çoğumuzun tanık olduğu ve izlerken kanımızı donduran Mehmet Pişkin vedası da bu kategoride değerlendirilebilir.Anlatacak hikaye,söylenecek söz kalmadığı düşünülen noktada hayatla ve paralel olarak insanlarla bağımız kopuyor.
Anlaşılmak isterken aynı oranda anlamaya çalışmamak hayatımızın en somut paradokslarından biri,bencilliğin devreye girdiği,başkasından fikir ya da bilgi almanın ağır geldiği,gururumuzun baş rol oynadığı bu durumlarda içimizden çıkan canavar her daim galip gelebiliyor ve o canavarı yenme gücüne sahip taytlı süper kahraman bünyemizde barınmıyorsa etrafımızdakileri anlama zahmetine girmiyoruz bile ve hakkımız olmayarak ''beni anlamadın ya ben ona yanıyorum'' sitemini herkese yapıyoruz.Ayrıca bu toksik durum kaosla beslenme,kavgasız yaşayamama ve devamlı manipülasyon arayışını da beraberinde getiriyor.Belki anlattıklarımın hepsi insanın doğasıyla örtüşen ve görece normal şeyler.Sadece ''Hassas Kalp'' bu mevsimi yaşarken zorlanıyor..Ben ne mi anlattım? Ne anladıysan onu aslında,ha sakın anladıklarından ya da anlamak istediklerinden bana ceza kesme,sadece anlattıklarımdan sorumluyum:)
Konserlerine gitme şansına eriştiğim ve depremde bir çok solistini kaybeden Antakya Medeniyetler Korosu'nun göz yaşları içinde seslendirdiği Fazıl Say'ın muhteşem bestesi de şuracıkta dursun.Belki bazen gözden geçirme fırsatını sağlar,Sevgiler..
YORUMLAR