gamyun.net'i doğru görüntüleyebilmek için tarayıcını güncellemelisin, güncelleyemiyorsan başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsin.

BLOG

Bir hata, tekrarlanıyorsa artık seçimdir.

18 Nisan 2025, 10.05
A- A+

Hayat bazen bize aynı sahneyi farklı günlerde oynatır. Başrolünde yine biz, yine aynı insanlar, yine aynı cümleler, yine aynı hayal kırıklıkları… Hep “bu sefer farklı olacak” deriz. Ama sahne kapanır, perde iner ve biz yine aynı hüsranla baş başa kalırız.

Peki, neden?

Bir gün sokakta yaşlı bir amca görmüştüm. Dizlerinde yara bandı vardı. Oturmuş bir taşın üzerine, kendi kendine söyleniyordu:
“Düştüğüm yer hep aynı. Demek ki ya yürümeyi bilmiyorum ya da orada durmamam gerekiyor.”

O söz içime işledi. Çünkü çoğumuz aynı noktada defalarca “düşüyoruz.” Aynı insanlara güveniyoruz. Aynı yanlış ilişkilere başlıyoruz. Aynı bahanelerle kendimizi avutuyoruz. Aynı işte, aynı düzende, aynı mutsuzlukta yıllar geçiyor.

Bir sefer yaparsın… Öğrenirsin.
İkinci sefer tekrar edersin… Belki alışkanlık deriz.
Ama üçüncü, dördüncü, beşinci seferde… O artık bir tercihtir. Belki farkında olmadan, belki korkularımızla, belki konfor alanımızdan çıkamadığımız için.

Hiç kimse sana "neden bu hatayı yaptın?" diye bağırmıyor. Ama içindeki o sessiz ses... İşte o bazen fısıldıyor:
“Gerçekten başka bir yol seçebilirdin.”

Çünkü artık “hata” olmaktan çıkıyor bazı şeyler.
Ve biz neyi seçeceğimize karar vermediğimiz sürece, hayat bizim yerimize seçmeye devam ediyor.

Aynı Hikaye, Farklı Karakterler
Genç bir kadın düşün… Hep toksik ilişkiler içinde bulmuş kendini. Her seferinde “Ama bu kez seviyor gibi” diye başlamış. Her ayrılıkta aynaya bakmış ve demiş ki: “Neden hep aynı şey başıma geliyor?”
Cevap aynada durmuş aslında: Çünkü izin veriyorsun.
Çünkü sevgi sandığın şey, belki de yalnızlıktan kaçıştı.

Bir adam düşün… Her işten mutsuz, her patron kötü, her ortam sıkıcı. Ama yıllardır aynı sektörde, aynı şikayetlerle yaşıyor. Neden? Çünkü risk almak korkutucu geliyor.
Ama şunu unutuyoruz:
Risk almadan değişim gelmez. Ve değişim gelmeden huzur bulunmaz.

Peki Ya Biz?
Belki de hepimiz bir şekilde o tekrarlayan hataların içinde sıkıştık. Belki çocukken öğrendiğimiz bir korku, belki yıllardır bastırdığımız bir travma bizi aynı döngüye sokuyor. Ama bu yazının amacı seni suçlamak değil.
Hatırlatmak.

Her sabah uyandığında, aynı şeyi yapmayı seçiyorsan, sonuçların da aynı kalacağını bil.
Ama bir gün cesaret edip, alıştığın yolu değil de bilinmeyeni seçersen… İşte o zaman hayat sana farklı bir sahne sunar.

Son Söz
“Hatalar öğretir,” deriz hep. Ama öğretmiyorsa?
Ya da öğrendiğimiz halde yine yapıyorsak?

O zaman artık hata değildir.
Bir seçimdir.
Ve her seçim, bir sorumluluk ister.

Bugün, hayatındaki tekrar eden döngülere bir bak.
Kimse seni yargılamıyor.
Ama sen… Kendine dürüst ol.
Çünkü değişim, en çok kendimize dürüst olduğumuzda başlar.

YORUMLAR

18 Nisan 2025, 15.31
Sevgili kardeşim,
           
   Konu derin...Okuyorum, okuyorum, evet çok doğru.. yazmışsın. . .Sonra bir daha okuyorum, yok hepsi doğru olmayabilir  diyorum. Yani ,kader deyip geçmekle, kaderini kendin yaratırsın arasında sıkışıp kalıyorum...
              Karşılıklı konuşup tezlerimizi çarpıştırsak ne güzel olurdu. Acaba tek bir doğruya ulaşabilir miydik? o da meçhul.. Meçhul diyorum yoksa, bu gün yaşadığımız ülke sorunlarının  zararının sebebi olanı ,ben seçmedim benim çevremde de seçen yok ,ama zararlarını seçenlerle birlikte yaşamak zorunda kalıyoruz...Açık yazamıyorum ama anladınız sanırım. Bazen seçmediğimizi yaşamak zorunda kalıyoruz. 
                 Gerçeği ne olursa olsun, böyle ünlü bir oyun sitesinde, böyle düşünen güzel  insanların fikirlerini yazması ,okunması çok ama çok güzel gelişmedir.
                Eline emeğine sağlık.
                Allaha emanet ol, selam ve sevgiler...

18 Nisan 2025, 16.16
Sevgili perperika,

Ne güzel bir yüreğin var, her satırından hissediliyor… Yorumun sadece bir düşünce paylaşımı değil, adeta içten gelen bir iç hesaplaşma gibi. Ve inan, bu satırları okurken ben de aynı yerde durdum: "Kader mi, seçim mi?"
Tam da senin dediğin gibi, bazen insan okudukça hak verir, sonra kendi yaşanmışlıkları gelir aklına ve "Ama bu böyle olmayabilir" der. Çünkü hayat siyah-beyaz değil… Grilerin içinde yaşıyoruz çoğu zaman.

Evet, bazen gerçekten de seçmediğimiz hayatların içinde yaşıyoruz. Coğrafyanın, toplumun, sistemin dayattıklarıyla karşılaşıyoruz. Ve "Ben bunu seçmedim ki..." demek geliyor içimizden. Haklısın. Zorunluluklar, mecburiyetler, başkalarının kararlarının faturası bizim önümüze gelebiliyor.

Ama belki de mesele hep aynı soruya geliyor:
"Elimizde olanla ne yapıyoruz?"
Değiştiremediğimizde bile bakış açımızı, tepkimizi, duruşumuzu seçebiliyor muyuz? Belki de kader dediğimiz şey, bize verilenle ne yaptığımızla şekilleniyor...

Seninle yüz yüze konuşup bu derin meseleleri uzun uzun tartışmak, tezleri çarpıştırmak o kadar güzel olurdu ki…
Ama biliyorum ki bir yazı bir yürekle buluşunca, orada zaten bir “sohbet” başlamıştır.
Bu yorumunla bana dokundun. Hem düşündürdün hem de yalnız olmadığımı hissettirdin.

Güzel dileklerin için yürekten teşekkür ederim.
Sen de Allah’a emanet ol.
Selam ve sevgilerle…
18 Nisan 2025, 17.05
Bu tür yazıları okumayı seviyorum. Ben üzerine çokça kafa yorduğum, zaman zaman "Ne yani, bilinçaltımız bizim düşmanımız mı?" dediğim, çok ilgi duyduğum alandan yaklaşmak isterim.

Aslında farkında olmadan geçmiş deneyimlerimizden, çocuklukta öğrendiğimiz ilişki kalıplarından, ailemizle kurduğumuz bağlardan etkileniyoruz. Bu kalıplar, zihnimizde güvenli olarak kodlanıyor ve bilinçaltı tanıdığı şeyi tercih ediyor; yanlış ya da doğru olduğuyla ilgilenmiyor maalesef.
Örn. Çocukken değersizlik hissiyle büyümüş biri, kendisini değersiz hissettirecek kişiyi tercih ediyor. Bilinçaltı ona "sevgi" bu diyor. (Enerjisel anlamda da bu böyle; sadece "ihtiyacımız" olan kişileri frekansımıza alıyoruz, çekiyor ve çekiliyoruz.) 
Ve bunlar hata mı o kısmı yoruma çok açık. Zira Suçu ben bilinç altıma yığıcam :) 
Yaşanan travmalar, biz artık "istemiyorum" desek de, bilinçaltı tanıdık olayları, acıları istiyor. "Belki bu kez farklı olur" umuduyla, tam göbeğine sokuyor. Amacı ceza değil, dönüşüm.
Hayat bize bazı şeyleri öğretmeden bırakmıyor, iyileştirene kadar benzer sahneler, farklı oyuncularla yaşanıyor.
"Hayat bana niye aynı şeyi soruyor, yaşatıyor?" yerine "Ben buradan ne öğreniyorum?" sorusunu sormak mühim. Çünkü uyanışın başlangıcı öğrenip, almamız gerekeni alıp değişmemiz.
Bizde kodlanmış olanları dönüştürmeye başladığımızda, yakamızdan düşecek. :)

Sizin vesilenizle tekrar edeyim: Sevgili bilinçaltım, yaşanan hiçbir şey boşuna değil. Biliyorum, homurdanmıyorum, sızlanmıyorum; soruyorum ve öğreniyorum. Alacağımı heybeme atıp devam ediyorum. :)

Bazen "Tecrübe istemiyorum, bilmekte görmekte istemiyorum" dediğim anlarım oldu ama beni deşe deşe öğretti. Benzer şey yaşamak istemiyorsan, o dersi alacaksın; başka şansın yok. Sonra daha fazlasını da öğreniyorsun… (Öğrendikçe de yalnızlaşıyorsun oda ayrı konu.) Ex cümle, mevzu derin; bu konudan binlerce başlık çıkar.

Bu blog sayesinde bu yönden kendimi tekrar tazeledim vesileniz için Teşekkürler elinize sağlık.

18 Nisan 2025, 19.51
 Sevgili Hackerboyz,
   Burada , yazılarında ki derinlikler dolayısıyla değerli bulduğum  bir  kaç kişi listeme, ilave olarak sizi de ekledim.
        Topluma ,insanlığa, sizin gibi güzel gençler , bize  çok lazımsınız .Çoğalmanız ümidiyle ,sevgilerimi gönderiyorum...Allaha emanet ol. Selamlar...
Yorum yapabilmek için ÜYE GİRİŞİ yapmalısın