BENİ DOLANDIRDILAR!
16 Mayıs 2025, 14.53 A- A+
Geçenlerde balkonda sigara içerken, hanım bana bir video gönderdi. Oturma odası ile balkon arası kısa mesafe, taksici taksimetre bile açmaz… Aramızdaki takribi mesafenin 10 adım olması dolayısı ile az kıllandım. Jamaikalı hatunlar ile köpük partisi yaparken çekilen videolarımı mı buldu acaba diye düşünürken, korku ile gönderiyi açtım. Bu arada yok öyle bir video! Yani en azından hatunlar Jamaikalı değil! Ablalar Demokratik Kongo cumhuriyetine mensuplar! Aziz Nikolaos’u görmek için Kaş’a geldiklerinde, saç sakalımın bembeyaz olması ve az kilo almamdan mütevellit, beni noel babayada benzetip… Dur ya, ne anlatıyordum ben?
Neyse, hanımın gönderdiği video da, bir abimiz sinekli pisuar üzerinden erkek beyninin çalışma şeklini anlatıyor. Özetle, pisuar a bir sinek, arı ve sair yani hedef resmi koyarsanız, erkek ona odaklanır ve oraya işer! En lüküs ! otellerde dahi bunun kullanıldığını, erkeğe bir şeyi yapma ve ya yap demek yerine, ilgisini daha doğrusu beynini basitçe bir yere yönlendirmenin daha olumlu sonuçlar getirdiğini anlatıyor. Hanım, erkekler genelinde ve benim özelimde bana inceden mizahi bir giydirmiş. Karıma olan sevgimden bu nahif giydirmeyi görmezden geldim. Tamam, işin aslı birazda düşündüm, erkekler genelinde kısmı değil de benim özelimde kısmının ne kadar doğru olduğunu, hafızamın da yardımı ile anımsadım. Ufaktan anlatayım müsaade varsa.
Efendim, bendeniz dolandırmaya açık bir adamım. Ukrayna dan geleceğim para yollar mısın, ketö nün vakfına bağış yapmışsın savcıya şikâyet etmeden para yolla, biz polisiz ve sair ve sair gibi dolandırma yöntemlerine kanmıyorum ama vicdansal-duygusal olaylarda kitlenip kalıyorum. Pisuardaki sinek benim duygusallığım sanırım:)
Sanırım 5-6 sene önceydi. Bayramda, hanım kızımıda alıp baba memleketine doğru yola çıktı. Bende onları otogara bıraktıktan sonra her zamanki gibi araba sürerken boş hayaller kurmaya başladım. Bizim çocuklarla bu akşam ocakbaşına gitsek, yarın okeye gitsek, ertesi günde okeye gitsek, Pazar günü saat öğlen 17.00 a kadar yatsam sonra okeye gitsek… Ne bakıyorsun ekrana öyle? Vizyonum dar, ben böyle mutlu oluyorum arkadaşım… Bu arada ne zaman hayal kursam bunların hiç biri olmuyor. Arkadaşlarımın işi çıkıyor, okey ocakbaşı vs işi yatıyor, akşam 2-3 şişe arpasuyu içip, nekflix te saçma sapan bir dizinin üçüncü bölümünü izlerken uyuyup kalıyorum. Pazar günüde, saat 7 oldu mu alarm kurmuş gibi uyanıyorum, tekrar uyuyamıyorum falan filan…
Hayal kurup araba sürmeye devam ederken birden araba stop etti! Ne oluyor falan derken, akan trafikte arabayı zorla kenara çektim. Hastanenin hemen yanında, sanki çok anlarmışım gibi kaputu açtım, sağı solu bızıklıyorum. Gençten bir kardeşimiz yanıma yanaştı. Abi geçmiş olsun, ne oldu falan filan derken aküde sıkıntı olduğuna kanaat getirdik. Bu arada eleman anlatıyor.
-abi benimde çocuk yeni doğdu
-Allah bağışlasın kardeşim
-çocuğa beşik aldım ama 100-150 lira eksiği kaldı (rakamı hatırlamıyorum şimdinin parası ile anca 500 liradır)
-….(burası kitlenip kaldığım kısım)
-abi sende varsa yardımcı olabilir misin?
-tabii ki kardeşim
Bir çocuk var, yeni doğmuş. Çok tatlı gülümsüyor. Annesi babası onu hastaneden alıp eve gidiyorlar, ama beşik yok! Çocuk huysuzlanıyor, ağlıyor, mutsuz oluyor! Bu minvalde bir şeyler dönüyor kafamda. Arabaymış aküymüş, oymuş, buymuş, hepsini unuttum. Bu arada eleman akücü tanıdığı olduğunu, istersem arabayı vurdurup ( bu tabir hep komik gelmiştir bana) yanına gidebileceğimizi, çıkma akü olduğunu ve sair ve sair bir şeyler anlatıp duruyor. Ben ise hala bebekteyim… Beşik benim gözümde şu anda devlet meselesi!
Arabayı iyi kötü itekleyerek çalıştırdık. O sormadan elemana yanımda nakit olmadığını söyledim. Bankamatikten çekeriz dedim. En yakın bankamatikte durdum, çekemedim. Çünkü bankamatik arızalı. Yol üstünde bankamatik arayarak giderken (ki nereye gittiğimizi bile bilmiyorum) eleman anlatıyor. Belediyede çalışıyorum, maaş eksik yattı abi! ondan şöyle oldu böyle oldu. Bende ise mavi ekran, Beşik! Ben beşiği düşünüyorum.
Başka bir bankamatiğin önünde durduk, parayı çektim buna verdim. Allah razı olsun abilerden arta kalan kısımda bana yolu tarif ediyor. Ulan yol tanıdık, ama ben hala çocuğun beşikte uyurken, yüzündeki mutlu ifadeyi düşündüğümden olaylara ayıkamıyorum. Tamirci benzeri bir dükkâna yaklaştık, bayram dolayısı ile kapalı olduğunu görüp bakakaldık. Eleman telefondan birilerini aradı falan derken, abi kusura bakma arkadaş memlekete gitmiş, senide yorduk buraya kadar, diyerek seri şekilde konuşmaya devam etti.
İyi kardeşim öyleyse, Allah analı babalı büyütsün senin oğlanı deyip gidecek iken eleman yine seri şekilde konuşmaya devam etti.
-Abi sen hastanenin oraya geri mi gideceksin?
-evet hayrolsun
-Abi seni de yordum biliyorum, ama iki dakika mobilyacıya parayı bıraksam, seninle geri dönsem olurmu
-olur kardeşim ne demek
Yine yol tarifi, yine bir binanın önünde durduk. Eleman hemen geliyorum abi deyip arabadan fırladı. Bende bir sigara çıkartıp yaktım. Çocuk, beşik, bayram öncesi mutlu oldular ve sair ve sair kafamda bunları düşünüyorum. Neyse, tık tık arabanın camına biri vurdu. Ne oluyor falan derken, baktım zombi misali bir elaman! Abi sigaran var mı?
Birden mavi ekran normale döndü, beynim çalışmaya başladı. Zeytinköydeyim! Bilmeyenler için Antalya’nın uyuşturucu merkezi! Ulan eleman beni kandırdı, beşik diye aldığı para ile uyuşturucu almaya gitti, bende saf gibi arabada onumu bekliyorum hesabı düşünürken bu geri geldi. Abi kusura bakma, senide beklettimlerden Allah senden razı olsunlarla bağlanan uzun cümleler…Ben ise kıllanmanın doruğundayım, ama eleman ne zaman istersen gel abi, belediyenin şu bölümündeyim vs vs anlatıyor.
Şüpheli bir şekilde dinlerken, hastanenin yakınında bir yerde, ben burada ineyim abi dedi. Elemanı bıraktıktan sonra bendeniz hala düşünüyorum. Yoktur öyle bir şey, bir hayır yaptın boncuk arıyorsun, sen nasıl adamsın falan diyerek kendimi avutuyorum
Neyse olaydan birkaç gün sonra sevdiğim bir polis abim beni aradı
-Kardeşim ne yapıyorsun
-şükür abi seni sormalı
-senin araba beyaz connect ti değilmi
-evet de hayrolsun abi
-oğlum zeytinköy’de görmüşler seni, yanındada bir tane müptezel varmış hayrolsun
-……..
-içmiyorsun değil mi lan
-yok abi ne alaka
-Yoksa torbacılığıma başladın lan( gülüyor)
-yok abi, beşik…
-ne beşiği ..
-abi şöyle oldu ben…
-tamam lan tamam, ben seni biliyorum bilmesine de sen yinede kiminle gezdiğine dikkat et
-Tamam abi…
Elimde balyoz! Beşiği hırsla kırdığımı hayal ederken yüzüm kıpkırmızı kapattım telefonu…
Ufak bir torbacılık anımdır : )
Akıllandım mı ? Geçende arabaya aldığım, topallayan emekli albay olduğunu iddia eden bir abimi, yol güzergahtan sapıp istediği yere kadar götürdüm, cebine ilaç parası koyup helalleşip ayrıldım…
Torbacılıktan iyidir yine de :)
Canım çok sıkılıyor bugün, kendime çokkkkk kızasım var işsel mevzularda...Kendimi biraz gömesim geldi. İki toprak da siz atarsınız belki:)
merak eden varsa video da bu
https://www.instagram.com/reel/DJoADQYCEOn/?igsh=ODBubXBveWludTRh
Dur bir bakayım, yanlışlık olmasın, kongolu ablalar değil dimi:):)
YORUMLAR