Aşkın Kurucu Gücü
29 Eylül 2025, 23.47 A- A+
Aşk, tıpkı bir yazılım gibi, karmaşık ve derin bir yapıya sahiptir. Her an bir güncelleme yapılabilir, her yeni deneyim bir "kod satırı" gibi ilişkiye eklenebilir. Kadınlar yazılımcıdır ve erkekler de onların yazdığı programdır. Burada aşk, yaratıcı bir süreçtir; yazılımcı, duyguların ve düşüncelerin bir araya geldiği bir dünyayı inşa ederken, erkekler bu dünyada yaşayan, bu duyguları keşfeden ve anlamaya çalışan bir karaktere dönüşür.
Kadınlar, aşkın ilk adımlarını atarken, bazen bilinçli olarak, bazen de sezgisel olarak, duyguların ve düşüncelerin karmaşık bir haritasını çizerler. Onlar, ilişkideki tüm nüansları kodlayan, kalbin içinde gizli kalan her küçük detayı çözümleyen yazılımcılardır. Bir kadın, bir ilişkiye başlarken, diğer kişinin hislerine, ihtiyaçlarına ve beklentilerine dikkatle kodlar yerleştirir. O, "aşk programını" yazarken, karşısındakinin kalbini çözmeye çalışır, aynı zamanda kendi duygusal evrenini de oluşturur.
Bir kadının yazdığı programda, duygular derinlemesine işlenir. Her dokunuş, her bakış, her kelime, bir kod satırı gibi bir anlam taşır. Aşk, öyle bir süreçtir ki, her an yeniden yazılabilir, her zaman güncellenebilir. Kadınlar, işte bu sürecin yazılımcısıdır; aşkı sürekli olarak inşa eden, değiştiren ve yönlendiren bir güçtür.
Peki ya erkekler? Erkekler, kadınların yazdığı bu programı yaşamaya, anlamaya ve üzerinde gezinmeye çalışan bireylerdir. Onlar, kadının yazdığı kodların içinde kaybolur, bu duyguların anlamlarını çözmeye çalışırken bazen hata yapar, bazen de yanlış bir komutla başlarlar. Ama işte bu, ilişkinin en güzel kısmıdır: Erkekler, kadınların yazdığı aşk kodlarını çözmeye çalışırken, kendi içsel dünyalarında bir yolculuğa çıkarlar.
Aşk, bir erkeğin hayatında, kadınların yazdığı bir program gibi işleyebilir. Kadınlar, duygularını ve beklentilerini belirlerken, erkekler bu duygusal yazılımı anlamaya çalışır, bazen bu süreçte "bug'larla" karşılaşırlar. Her ilişki, iki insanın bu yazılımı birlikte test ettiği ve birbirlerinin ruhlarını keşfettiği bir yolculuktur.
Aşkın bu yazılım dünyasında, her iki taraf da birer yazılımcıdır. Kadınlar, belki ilk başta daha "gizli" kodlar yazan, ama zamanla daha açık ve doğrudan hale gelen bir yaklaşım sergileyebilirler. Erkekler ise, kadının yazdığı kodları anlamaya çalışan, bir anlamda ilişkiye dair çözüm önerileri getiren birer kullanıcıdır. İlişkilerde bazen hatalar yapabilir, bazen yanlış anlamalar olabilir, ama her zaman birlikte yeni kodlar eklenir. Ve her yeni güncelleme, ilişkileri daha sağlam kılar.
Kadınlar ve erkekler birbirlerinin yazdığı programların içine girdiğinde, her iki taraf da birbirine yeni bir şeyler öğretir. Aşk, karşılıklı bir yazılım mühendisliği sürecidir. Kadın ve erkek, birlikte çalışarak duygusal dünyalarını günceller, kendi içlerinde var olan eksiklikleri tamamlarlar.
Aşkın gücü de burada yatıyor. Bir ilişki, tıpkı yazılım gibi, sürekli gelişen ve değişen bir yapıya sahiptir. Her iki taraf da sürekli olarak birbirlerine yeni bir şeyler katarken, ilişkinin kodları da sürekli yenilenir. Kadınlar yazılımcıdır, çünkü onlar duyguların derinliğini ve güzelliğini yazan, şekillendiren varlıklardır. Erkekler ise, bu yazılımı yaşamaya, anlamaya ve uygulamaya çalışan keşifçilerdir.
Sonuçta, aşk, karşılıklı bir yaratım sürecidir. Birbirinin yazdığı kodu çözmek, sürekli yeni satırlar eklemek ve sürekli gelişen bir dilin içinde kaybolmak… Kadınlar yazılımcıdır, erkekler ise bu yazılımdan hayat bulan, bazen hata yapan ama her defasında yeniden öğrenen ve büyüyen varlıklardır.
Kadınlar, aşkın ilk adımlarını atarken, bazen bilinçli olarak, bazen de sezgisel olarak, duyguların ve düşüncelerin karmaşık bir haritasını çizerler. Onlar, ilişkideki tüm nüansları kodlayan, kalbin içinde gizli kalan her küçük detayı çözümleyen yazılımcılardır. Bir kadın, bir ilişkiye başlarken, diğer kişinin hislerine, ihtiyaçlarına ve beklentilerine dikkatle kodlar yerleştirir. O, "aşk programını" yazarken, karşısındakinin kalbini çözmeye çalışır, aynı zamanda kendi duygusal evrenini de oluşturur.
Bir kadının yazdığı programda, duygular derinlemesine işlenir. Her dokunuş, her bakış, her kelime, bir kod satırı gibi bir anlam taşır. Aşk, öyle bir süreçtir ki, her an yeniden yazılabilir, her zaman güncellenebilir. Kadınlar, işte bu sürecin yazılımcısıdır; aşkı sürekli olarak inşa eden, değiştiren ve yönlendiren bir güçtür.
Aşk, bir erkeğin hayatında, kadınların yazdığı bir program gibi işleyebilir. Kadınlar, duygularını ve beklentilerini belirlerken, erkekler bu duygusal yazılımı anlamaya çalışır, bazen bu süreçte "bug'larla" karşılaşırlar. Her ilişki, iki insanın bu yazılımı birlikte test ettiği ve birbirlerinin ruhlarını keşfettiği bir yolculuktur.
Aşkın bu yazılım dünyasında, her iki taraf da birer yazılımcıdır. Kadınlar, belki ilk başta daha "gizli" kodlar yazan, ama zamanla daha açık ve doğrudan hale gelen bir yaklaşım sergileyebilirler. Erkekler ise, kadının yazdığı kodları anlamaya çalışan, bir anlamda ilişkiye dair çözüm önerileri getiren birer kullanıcıdır. İlişkilerde bazen hatalar yapabilir, bazen yanlış anlamalar olabilir, ama her zaman birlikte yeni kodlar eklenir. Ve her yeni güncelleme, ilişkileri daha sağlam kılar.
Kadınlar ve erkekler birbirlerinin yazdığı programların içine girdiğinde, her iki taraf da birbirine yeni bir şeyler öğretir. Aşk, karşılıklı bir yazılım mühendisliği sürecidir. Kadın ve erkek, birlikte çalışarak duygusal dünyalarını günceller, kendi içlerinde var olan eksiklikleri tamamlarlar.
Aşkın gücü de burada yatıyor. Bir ilişki, tıpkı yazılım gibi, sürekli gelişen ve değişen bir yapıya sahiptir. Her iki taraf da sürekli olarak birbirlerine yeni bir şeyler katarken, ilişkinin kodları da sürekli yenilenir. Kadınlar yazılımcıdır, çünkü onlar duyguların derinliğini ve güzelliğini yazan, şekillendiren varlıklardır. Erkekler ise, bu yazılımı yaşamaya, anlamaya ve uygulamaya çalışan keşifçilerdir.
Sonuçta, aşk, karşılıklı bir yaratım sürecidir. Birbirinin yazdığı kodu çözmek, sürekli yeni satırlar eklemek ve sürekli gelişen bir dilin içinde kaybolmak… Kadınlar yazılımcıdır, erkekler ise bu yazılımdan hayat bulan, bazen hata yapan ama her defasında yeniden öğrenen ve büyüyen varlıklardır.
"Kadınlar Yazılımcıdır, Erkekler de Onların Yazdığı Program"


YORUMLAR
Erkekler: "seni hiç dinlemedim ama yani.. bence haklısın"
geçmiş, insanın sırtındaki bir yüktür. her anı, her kelimeyi, her yüzü taşımak zorunda olsaydık, bir adım bile atamazdık. hafıza, sanıldığı gibi bir hediye değil, çoğu zaman bir cezadır. bu yüzden, hayatta kalmanın ve ilerlemenin sırrı hatırlamakta değil, unutabilme yeteneğinde gizlidir. İnsan, hatırlayabildiği kadar değil, unutabildiği kadar insandır. unutuş, ruhun nefes aldığı anlardır.
...önemli olaylar yaşayamayacağınız kadar kısa.