Eski şirketimde çalışırken bazı projeleri bir kaç kişi yürütürdük. Yine böyle bir projede, yazdığım bazı kısımları diğerleri kullanacaktı. Kesinlikle yanlış kullanacaklarını bildiğimden, yanlış kullandıklarında "Ali biraz dikkat etsene!!" diye bir mesaj vermesini sağladım uygulamanın. Ne de olsa mutlaka testlerde çıkar, sonra düzeltirdim. Neyse, aradan zaman geçti, bir müşteri arıyor. "Buyurun?" dedik. "Program hata verdi çalışmıyor" diyor müşteri. "Tabi bir dakka hemen halledelim, nedir hata mesajı" dedik. Müşteri de "Ali biraz dikkat etsene" diyor dedi :). Tabi bizi aldı bir gülme krizi...

Bazen arkakaşlar espiri olsun diye, uygulamadaki hataları çözme yöntemi olarak, hatanın olduğu satırı buluyorum, o satırı siliyorum hata da yok oluyor derlerdi (Programcı olmayanlar buradaki espiriyi kaçırabilirler, ama o satır da bütünün bir parçası olduğundan bu şekilde silmek imkansızdır). Bu taktiği (ya da buna yakın) bir programda uygulanacağını hiç düşünmemiştim. Bir gün yine uygulamadaki bir hata nedeni ile müşteri arıyor: "Şu ekrandaki düğmeye bastığımda program hata veriyor.". Arkadaşlar: "Evet doğrudur fakat yeni versiyonda bunu çözdük, size yeni versiyonu gönderelim". Müşteri yeni programı kuruyor ve bakıyor ki orda ki düğme kaybolmuş. Eee düğme yoksa basmak da imkansız. Basmayınca da hata oluşmuyor. Demek ki sorun çözülmüş :).

Bir de çaycımız vardı. Ayşe Hanım. O çayların içine ne katıyorsa, bir bardak çaydan sonra iki gün kafam yerine gelmiyordu. Bu nedenle bir damla dem geri kalanını su koyuyordum ki etkisi kısa sürsün. Bir gün iş çıkışında, "Zeki beni de şuraya bırakır mısın?" dedi. Olur Ayşe Hanım dedim. Çıktık, otopark diyemeyeğim bir açık alana park ettiğim aracımı ben alıp geleyim sen burada bekle dedim. Arabaya atladım, benden önce de başka bir araç çıktı, o önde ben arkada Ayşe Hanım'a yaklaşıyoruz. Öndeki araç Ayşe Hanım'ın yanında biraz yavaşlayınca, o da beni sandı heralde, giden aracın kapısını açıp binmeye çalışıyor. Bir de "Kör olmayasıca, dursana" diyordur kesin :). Tabi arabanın şöförü de tırsmış olabilir, bu da kim neden aracıma binmek istiyor diye. Eee bu olaylar karşısında ben de gülme krizine girmiştim bile :).

Not: Yukarıda anlattığım olaylar gerçek, ama olaylarda geçen isimler (kendi ismim dışında) uydurmadır.

Zac.