gamyun.net'i doğru görüntüleyebilmek için tarayıcını güncellemelisin, güncelleyemiyorsan başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsin.

BLOG

****BUDA BENİM ANIM***

28 Nisan 2008, 20.27
A- A+
6 Kasım 1997. Ankara Üniversitesi Fen Fakültesindeki binamızın bodrum katındaki, asla açamadığımız vasistas camlarla havalanıp aydınlandığımız sınıfımızdaki öğleden sonraki dersime geldiğimde zaten ortalık polis kaynıyordu. Binaya girdiğmide koridor boyunca yürüyen/koşan yüzü maskeli, ellerinde beyzbol sopası uzunluğunda tahta sopalar bulunan erkek öğrenciler gördüm. Koridorda toplam 3 sınıftık. Öğretmen arkadaşlardan biri ders başında kapısını kilitler, 4 saatlik dersini 2.5 saatte öğrencilerini hiç bırakmadan yapar, sonra da çekip giderdi. Derse geç kalan adam o günü tamamen kaçırırdı. İlk dersimi yaparken üst kattan koşturma sesleri geldi. Koridora baktığımda o arkadaşın 2 öğrencisini bekler halde gördüm. "Hocam, olay çıktı, hoca bizi içeriye almıyor, yukarıya da çıkamıyoruz, çaresiz kaldık," dediler. Girin benim sınıfa dedim. "Ben bir yukarıya bakıp gelicem, sınıftan çıkmayın, kapıyı kilitleyin, gelince açarsınız," dedim. Üst kata bir çıktım ki, maskeli çocuklar kapılara barikat kurmuş, ellerinde taşlarla bekliyorlar. Hemen aşağıya indim, sınıfa girdim ve çocuklara durumu anlattım. Bu arada öğrencilerden birinin sınıfta olmadığını farkettim. Bu çocuk Gazi'den ayrılıp Ankara Üniversitesine gelmiş yaşı daha büyük bir çocuk. Biraz da fevri bir tip. Sinir oldum tabi, "yok yere başına bir şey gelecek, ben çıkma demedim mi?" filan diye söylenirken koridorda görüp içeri aldığım o iki çocuğa takıldı gözüm. Tipler hala palto, atkı, bere oturuyorlar. "Oğlum siz niye böyle oturuyorsunuz?" " "E naapalım hocam?" "E polis girerse ben nasıl herkes benim sınıfımdan diycem? Soyunsanıza." "Soyunalım mı hocam?" "Oğlum salak mısınız, paltolarınızı çıkartsanıza, neyi soyunacaksınız?" "Ay pardon hocam." O sırada koridorda koşturma sesleri duyuldu. Koşan kişi bizim sınıfın kapısı dahil bütün kapıları denedi. Daha sonra daha çok ayaktan çıktığı belli olan koşturma sesleri duyuldu ve kapımız çalındı. "Kim o?" "Çevik kuvvet, açın." Kapıyı açtığımda gerçekten de kapı kadar bir adamla karşılaştım. Bir de üzerinde kabarık siyah plastikten bir şeyler, adam devv gibi. "Ben hocayım." "Siz mi?" "Evet..." (Beğenemedin mi? Boyla mı oluyor bu iş, kuş kafa) "Bunlar sizin mi?" (Öğrencileri kastediyor) "Evet." "Hepsi mi?" "Evet." "Emin misiniz?" "Evet." Suratına baktım. (yusuf hafiften geldi) Başka diyecek hiç bir şey yoktu. İyi, dedi son olarak. O iki tip sappppsarı olmuş, köşelerinde oturuyorlar. Alınları boncuk boncuk terlemiş. Paltolarıyla kalsalar alıp götürecekti polis, eminim yani. Polis çıktıktan sonra bir süre hiç konuşmadan oturduk. Bir kız öğrenci çok heyecanlandı, ağlamaya başladı. Sonra yavaş yavaş gevşediler, konuyu yorumladılar filan. Tipler daha 17 yaşında, bir çoğu ailesinden yeni ayrılmış, ödleri kptu tabi. O iki öğrenciden halâ çıt çıkmıor. "Bunaldıysanız üzerinizdekileri çıkartın," dedim.Aval aval baktılar suratıma. "Hocam soyunalım mı gene?" demez mi bir tanesi. "Oğlum daha neyini çıkartacaksın, şaka yaptım," dedim. Öbürü daha bir kendinde, paltoyu çıkarttıkları için hala orada olduklarının bilincinde, "hocam çok sağolun, siz söylemeseniz valla aklımıza gelmezdi. Kendi hocamıza yalvardık, bizi içeriye almadı, biz de o şaşkınlıkla burada ne yaptığımızı bilemedik," dedi. Tekrar yukarı çıktğımda her tarafta cam kırıkları vardı. Cam kapılar kırılmış, kolçaklı sandalyeler hasar görmüş, her taraf birbirinde. Tabi insani hasarın boyutlarını bilemiyorum, hiç bir zaman da öğrenemedim. Beni üzen tek şey kapıyı içeriden kilitleyip içeri girmeye çalışan çocuğa açmamak oldu. Açsam kurtarmam mümkün olmayacaktı, polis hemen arkasından aşağıya inmişti çünkü; benim sınıfıma girdiğini mutlaka göreceklerdi. sonra beim sınıfa girip o çocuğu KİBARCA dışarıya alacaklardı. Hiç bir şey görmedikleri halde bu kadar terörize olmuş çocuklar, muhtemelen 1 hafta kendilerine gelemeyeceklerdi. Belki benim sınıftaki öğrencileri, hatta hoca olduğuma ihtimal vermedikleri için beni bile hırpalayacaklardı. Hiç bir şey yapmayan çocukları korkyabildiğim için iyi bir tecrübe, o çocuğun koridorda kendisinin iki katı biri tarafından sürüklenerek götürülmesini seyretmek zorunda kaldığım için kötü bir anı olarak kalbime kazındı.

YORUMLAR


Henüz yorum yapılmamış :( Yazık ama blog sahibi senin yorumunu bekliyor olabilir

Yorum yapabilmek için ÜYE GİRİŞİ yapmalısın