Çocukluk işte....
18 Haziran 2008, 13.14 A- A+Çocukluğumuz,herkesin gerçekten özlemini duyduğu anılarla doludur hep,o zamanlar da bilenler bilir,ewde hasta olup iğneye ihtiyacı olan eczaneye gitmezdi..! İğneci kadınlar olurdu,doktor çantalı hemde.. Sanırım ilk defa 7-8 yaşlarında karşılaştım bu werdiğim örnekde ki iğneci teyzelerden biriyle,ama bizim ki farklıydı..Kadın sanki afrika yerlisiydi,yani teni o kadar siyahdı ki sanki gerçek işi zulu kabilesin de büyücü anayı oynamakdı=) Benim yaşlarım da bi kızı wardı onun da teni annesi gibiydi,gözlerini hatırlıyorum da yemyeşildi yaw,normalde yaramaz bi çocuk olarak ün salmıştım,ama bu iğneci teyze her gelmesinde "--Toprak uslu durursan kızımı sana weririm" demesinden dolayı süt dökmüş kediye dönerdim onların yanında,yani erkeklerin kolay kanma geni o yaşlar da işlemeye başlıyor galiba =) Her çocuğun ufak bi aşırma macerası olmuştur,benim ilk we son aşırma hewesim 9 yaşımda başladı we bitti.!! Sokağımıza yeni bi bakkal açılmıştı,kız kardeşimle ekmek almaya gittik,bakkal arkasını döndüğün de içim de bikaç sakız almak için koccaman sebepsiz bi ateş yanmıştı bile..Kız kardeşim gözlerime bakıyordu we neredeyse ağlamaklı kafa sallıyordu yapma die,bu beni daha da hırslandırdı iki tane sakızı aldığım gibi cebime attım,ekmekleri alıp bakkaldan çıktık birini ben aldım dierini kardeşime werdim,suçuma ortak ediyordum ki anlatmasın kimseye=) Apartmana girdiğimizde anlaşmıştık bile kimseye söylememeye,fakat hesaba katmadığım şeyle ewe girdiğimde karşılaştım,kız kardeşimin WİCDANı=) Daha gireli bikaç saniye olmuştu ki ağlamaya we anneme olanları anlatmaya başlamıştı bile,işin komik tarafı beni ele werirken suç unsuru olan sakız hala ağzındaydı >=( Annem bunu duyduktan sonra elinde ki süpürgeyle beni kowalamaya başladı,anne dayağı yerken war gücümle de kahkayı basıyordum tabii annem bunu farklı algılayıp yaptığımın hoşuma gittiğini sanıp daha hızlı çalışmaya başlamıştı,ben süpürgenin tadına bakarken aklımdan kız kardeşimin beni gammazladığı anda ki hali gelmişti,we bu beni sinir krizine sokup kahkaha atmamı sağlıyordu sanırım,işte o gün bugündür bir daha asla sakız çiğnemedim=) Apartman da bi komşumuz wardı,Suna teyze.. Ne zaman onlara misafirliğe gitsek kek börek faslından sonra kızının meziyetlerini gösterirdi”—Deniiiz bugün bale okulun da neler öğrendin gel göster bakalım”..Kız,pembe bale kıyafetiyle gelir,herkesin ortasın da kuğu gölü balesini tek kişilik performansıyla gösterir,sonunda da keman konçertosuyla kapatırdı bu gösteriyi, o anlar da tek yapabildiğim meeleyerek Deniz i izlemek olurdu,ruh da olmalı sanat aşkı ne gezer bizde =) İlk okul dönemimde meşhur bi tren yolu terimi wardı bilenler bilir,öğretmen saçları uzun olanları uyarır we “—Yarın bu şekil de gelirseniz ben keserim o saçları” derdi..!! Böyle bi uyarıdan sonra sokak da o kadar kalmışım ki berbere gidemedim,ertesi sabah okulda öğretmen beni o halde görünce çantasından koyun kırpmak için kullanılan bi el makası çıkarttı.. “—Toprak gel bakalım gel,gel,gel” we o koyun kırpma makasıyla kafamın tam ortasından enseme kadar bi su yolu açtı sanki,işte ilk tren yolumu böyle edinmiştim..İşin kötü tarafı o kadar derinden kesmiş ki öğretmen,kafayı 0 numaraya wermeme rağmen orada ki o yol görünüyordu sanki,derinin üstünden teyet geçmiş,kulakları çınlasın=) Yine aynı dönemler de gözümün birin de derece bozukluğu çıkmıştı,doktor kısa bi süreliğine numaralı gözlük wermişti,zaten kafa kel tren yolu faciası yüzünden bir de o kel kafaya lastikle tutturulan numaralı bi gözlük konunca dünyayı istilaya gelmiş marslılar gibi olmuştum,zaten kara kuru çirkin bi çocuktum o gözlük we kellik yüzünden daha da çirkinleşmiştim>= Sınıfda ki herkes dalga geçer oldu o dönem,benim öncesinde 4 göz die dalga geçtiğim çocuklar arasına kabul etmişti beni,ee tenefüsler de illa bişeyler oynamalı dierlerinin dalga geçmesi beni kızdırdığı için bu 4 gözler cemiyetine üye oldum bi süre =)) Bikaç gün sonra ewde bi belgesel seyrediyordum,bi camın ateş de islendirilip güneşe bakılabileceğini öğretmişti bana bu belgesel,elimde cam mahyetinde bi gözlük wardı..!! Kibritlerle balkon da bi güzel yaktım camlardan birini kapkara olmuştu ama güneşi görebiliyordum artık,fakat daha o anda aklıma gelmeyen bi konuya takıldım “—Ben bu gözlüğü ne yapacağım.!!” Annem bu bana ders olsun die gözlüğün isini silip zorla taktırmıştı bana,yaktığım yer sıcaklıkdan dolayı şişmişti we o kadar kötü görünüyordum ki 4 gözler cemiyeti bile arasına almaz oldu beni,işin komiği gözü düzeltelim derken daha da kötü etmiştik =)) Öğretmenimiz doğum iznine ayrılmıştı bi dönem,yerine wekil öğretmen geldi daha yeni bitirmiş okulunu belliydi genç we güzel bi öğretmendi..Newriye Çewik,bikaç hafta kalmıştı bizimle sanki farklı bi öğretim sistemine sahipti,dayak yok tren yolları yok ayakkabı fırlatma yok,o dönem de o kadar rahatlamışız ki kendi öğretmenimiz izinden geldiği zaman bi bocalama dönemi yaşadık,atılan ayakkabılardan bile kaçamayıp awlanıyorduk resmen her defasın da,rahatlama işimize gelmemişti..Hatırladığım kadarıyla çocukluktan bluğ çağa geçmem,marka we boru paça pantolonların çıkmasına denk gelmişti,yine de ne olursa olsun herkesin söyleyecek bikaç kelamı wardır muhakkak çocukluğuyla ilgili,sonuç da çocukluk işte …….
YORUMLAR
anılarınızı çok güzel dile getirmişsiniz, teşekkürler...