Imkansız Aşk..!!!
19 Mart 2009, 15.10 A- A+Hayatta herkesin aşka bakış açısı, onu yaşayış şekli farklıdır... Ben kendi yaşadığım bir aşkı anlatmak istiyorum...En olmayacak insanlardan birine aşık oldum, tamamen uzak bana, ellerini tutsam da tutamadığım, benim olsa da tam anlamıyla asla benim olamayan birine... Ona bir nefes kadar yakınken bile ondan çok uzaklarda hissedebileceğim birine... Böyle aşkların kaderidir ayrılık derler, ben inanmam.. İnsanlar istedikleri her şeyi bir şekilde yaparlar benim sewdiğim insan yapamadı, korktu... Böyle bir aşkın warlığından hanginiz söz edebilirsiniz? Aşk, göze almak değil midir... Aşk, ne olursa olsun hissetmek, yaşamak değil midir... Değmez mi her şeye o mükemmel duygu... En büyük imkansızlıklar içinde sürdürdüm ilişkimi... Düşe kalka, her gece acı çekerek yatağımda uyumak için saatlerce kıwranarak yaşadığım o aşk bitti 4 gün önce.. Daha çok taze, her hücremde hissettiğim tarif edilemez bir acı war ama o gitti.. Daha doğrusu benim gitmeme izin werdii.... Hep werir zaten.. Çabalamaz hiçbir şey için ama hep çabaladığın söyler.. Her bitirmeyi denediğimizde başaramadık çünkü ayrıyken nefes alamıyorduk.. Böyle bir aşkın sonu mutlu sonla bitmeliydi bence, gerçek aşk için insan her şeyden wazgeçebilmeli.. Wazgeçmedi işte.. Ne yapmam gerektiğini düşündüm durdum günlerce aşkımın peşinden mi gitmeliydim yoksa sessizce onun benden gidişini mi seyretmeliydim..?? Çabalasam neye yarayacaktı ki o gitmek istedikten sonra.. Onun o güzel gözlerine her baktığımda içimi huzur kaplardı hayatım boyunca hiçbir yerde bu kadar huzurlu we güwende hissedemeyeceğimi düşünürdüm çünkü onun adı aşktıı... Ben neydim onun için bilmiyorum.. Sadece bana olan aşkının gerçekliğine inanmak istiyorum ayrı olsak da beni hep seweceğini, o yeri benden başka hiç kimsenin alamayanı bilmek istiyorum.. Öbür türlüsü canımı çok fazla yakıyor çünkü... Eminim ki etrafta benimki gb imkansız aşklar yaşayan o kadar çok insan wardır ki... Yardım istiyorum insan ne yapmalı... Onun silüetiyle uyuyup uyanırken, hayatımda ondan başka anlamlı hiçbir şey yokken, kendimi şuan bir ölü gibi hissederken ne yapmalıyım sizce.?? Kimse aşkın bana bu kadar acı werici olacağını söylememişti, onunla birlikte olmak bile çok zorken onsuzluğa dayanmak mümkün olabilir mi... neye yarar başka bedenlerde teselli aramak, kendimi içkiye sigaraya wurmak 24 saat sarhoş gezmek.. O hep benimle... Nasıl dokunabilirim başka bir tene, nasıl aşkım derim ona, sewdiğim adamın kokusunu bulabilir miyim bir yabancıda..? Aynalara boş boş bakıp kendi kendime konuşmaktan, bana aldığı o küçük köpeğe sarılıp ağlayarak uyuyakalmaktan yoruldum... Nolurdu beni daha çok sewip tamamen bana ait olsaydı...... Çok mu zor diğer insanları geride bırakmak, sewdiğinin ufacık bir gülümsemesine değmez mi.. Yoksa ben mi yaşıyorum pembe masallarda... Böyle aşklar kalmadı mı sahiden... İnsan yaşayarak sewerek öğrenir ama öğrenmenin niye bu kadar kötü bedelleri wardır insanların ömür boyu taşımak zorunda oldukları...? Her acı geçer zaman onlara alışmamızı sağlar ama bazı şeyler wardır ki sen ne yaparsan yap asla değişmez hem hangi güç değiştirebilir ki o duyguları, o yaşananları... İstanbulun her metrekaresinde onunla yaşanmış güzellikler warken... Kimbilir belki o da okur bu yazıyı sizler gibi.. Gözlerinden minik minik yaşlar dokulur belki de... Ama yine de hayattaki tahammül edemeyeceğim şeylerden biri de onun gözyaşlarıdır... O bakmaya doyamadağım güzel gözlerin hep gülmesini diliyorum çünkü benimkiler asla içten gülemeyecek artık... Ben ağladığımda gerçekten kalbi derinden acıyacak tek erkeğin babam olduğunu anladım... Benim sewdiğim adam ben üzgünken çekip gidebildi çünkü... Uğruna herşeyden wazgeçebileceğim büyük aşkım başka bir insan üzülmesin diye her defasında beni üzmeyi tercih ettii.. Küçük bir kalp buna ne kadar dayanabilir? Dayanamadı işte.. O kalbin tek istediği biraz mutlu edilmekti, başkalarını düşünmeden sadece o kalbin mutlu edilmesii.. Çünkü o minik kalp her zamn her şeyi göz ardı edip sewdiği adamı mutlu etmek için çabalıp durdu... Bunları düşününce üzgünüm ama inanamıyorum ben bu aşka... Güzel aşk sözcükleri ağız alışkanlığından, bana gelişleri acılarından kaçışı içinmiş sadece... Tüm bunları haketmeyecek kadar çok sewdim ben oysa ki... Bir gün benim yaşadıklarımı o da yaşarsa ancak o zaman anlar neler hissettiğimi işte ancak o gün benimle benim acımı paylaşır.... Hayat seçimlerden ibarettir seçtiklerimiz mutlu ederken seçemediklerimiz hep acımızın kaynağı olur... Ben onu seçtiğim halde acımın kaynağı oldu çünkü ben onun yaptığı seçimi yaşamak zorunda kaldım.. O şanslı ki sadece seçimleri için sewinip üzülecek... Şuna inanıyorum ki birgün elbette anlayacak onu benden daha fazla sewebilecek tek bir kadın bile yok bu dünyada....Hayatı boyunca sığınabileceği en sakin ama aynı zamanda en aşk dolu limanı olacağım onun... Yapabileceğim tek şey acıma alışmak bu şekilde de nefes alabilmek çünkü biliyorum ki ben bu yazıyı gözyaşları içinde yazarken o kendi hayatında gülüyor belki aklına bile gelmiyorum.... Umarım hiçbir şey için geç olmaz en büyük dileğim bu.... Hepimizin imkansız aşklarına kawuşması dileğiyle....
YORUMLAR
yaşın daha 19-20 falan..
plotonik takılıyorsun normaldir bu yaşlarda ..
sanarsınki imkansız aşk falan filan :)
geçer büyüyünce.
merhaba yazmalımıyım, hala emin değilim.
kabul ederek başlamalısın. bitti... ve o gitti. neden diye sorulmaz bile.bitmiştir okadar. yalın,gerçek. bu gerçeği nekadar çabuk yüreğine kabul ettirirsen ,okadar çabuk dünyaya yeniden gülersin.bırak kanasın, bırak canın çok yansın.ama yüreğinin onu aklamasına izin verme.
asla dön deme...lütfen dik dur...kendine acıma...onun sana acımasına da izin verme...bu acı senin,sadece senin. neden bitti diye sorma.bu sorunun yanıtı yok inan. biliyorum ki hiç unutamayacaksın ama bir gün ve bir gün artık O canını yakamayacak.ve sen yeniden aşık olacaksın.
sevgiyle kal...
Biraz uzunca bir yazı olmasına rağmen okumam gerek diye düşündüm ve okudum. Aslında paragraflara bölmüş olsaydınız okuması daha kolay ve etkileyici olurdu bana göre.
Biten aşkınız için hissettiklerinizi anlayabiliyorum. Henüz çok taze bir acı. Yalnız anlamadığım bir şey var. Siz mi O'nu terkettiniz, O mu Sizi? Zira " gitmeme izin verdi " diye bir cümleniz var.
Acaba, kapris yapıp, belki de karşınızdakini sınamak için gitmeye niyetlendiniz de, O da bunu kabul mü etti? Yazınızdan net anlaşılamıyor çünkü.
Neticede ancak şunu söyleyebilirim.
Aşklar yaşanır, kimi zaman mutlu sona ulaşır, çoğu zamansa ayrılıkla noktalanır. Ayrılık olduğunda geride kalanın bunu kabullenmesi zordur ve sürekli olarak kendisini teselli etmek amacıyla, giden kişinin " her yerde kendisini gördüğünü, hala kendisini düşündüğünü, hala kendisini sevdiğini " düşünür. Buna inanmak ister. Oysa gerçekler ne kadar çabuk kabullenilirse, yaraların sarılmaları da o kadar çabuk olur.
Ortada yanlış anlamalar, hatalar varsa bunları telafi etmeye çalışmak gerekir. Ama taraflardan birisi artık heyecanını yitirmiş, başka aşklara yelken açmışsa, acıyı yüreğe gömüp, gitmesine izin vermekten başka çare yoktur. Gideni beklemek anlamsız, hele ki pişman olduğunu söyleyip geri dönmek istediğinde O'nu kabul etmek mutsuzluğu kendi elinle davet etmek demektir.
Her karanlığın sonunda, mutlaka yeni bir aydınlık vardır.
kavuşmak mı ? hiç bi suç yokken birbirini sewerken insan nasıl gider ?2 hafta oldu ayrılalı hala sewioruz ama olmuo :( bu ne dir ?
çok güzel yazmışsın..bu hayat hep böyle... :(
üzülme dostum zaman ilactır derler
o senin sevgine laik deyilmiş
.inanıyorumki sen sen olduğun için seven birisinle karşolaşırsın.
neden imkansizdi askiniz?
Imkansiz ask- evli biri ise, bukadar aci cekmen az bile. baskasinin mutsuzlugun üzerine mutluluk kurulamaz!
Evli degilsede-- tarif ettigin kadar büyük ask degilmiski ayrilmissiniz.