olmak yada olmamak
25 Ekim 2009, 19.45 A- A+o dönemlerde istanbul avcılarda bi restaurantta görev yapıyorum işyerimiz e_5 karayolunun kenarındaydı yerleşim okadar hızlı yayılıyorki artık kim nereye yetişeceğini bilemez oldu neyse konumuzda o değlizaten hergün önümüzden binlerce araba geçerdi bu arabaların arsından (her iki tarafta iki adet üst geççit olmasına rağmen) karşıdan karşıya geçmeye çalışan insanları görürdük sürekli iş arkadaşlarımla konuşurduk bi gün gidecek biri diye araba çarpacak diye vel hasıl bi gün aynı şekilde devam ederken adamın biri karşıdan karşıya geçecek zannedersem sarhoştu çünkü aykata bi oraya bi buraya sallanıyordu yolun kenarında bi boşluk bekliyordu yada intahar etemeinin yolunu arıyordu bunu hiç kimkse öğrenemeyecek ben arkadışıma dedim sen beni idare ette ben gidip bi bakayım araba çarpmasın dedim ben ellerimi yıkamak için lavaboya gittiğimde acı bi fren sesi duydum arkadışım yanıma geldi oğlum ne vardı ellerini yıkayacak neden gitmedin adama araba çarptı dedi inanın çok kötü yıkldım o anda hemen olay yeriine koştum adam çoktan ölmüştü onun için yapacak bişey yoktu ben yined ebelki yaşar diye hastaneye götürmek istedim ama buna polis müsade etmedi adamın bütün kemikleri kırılmış gibi öylece arabanın üstündeydi camdam içeri girmişti bi müddet sonra gördükki ayağının biri de kopmuştu o arada adama çarpan arabanın şöförü yolun kenarında yerde titriyodu okadar korkumuşki adam olduğu yerden kımıldayamamış hemen bi araba çevirip onu koyduk taksiye hemen en yakın hastaneye götürdük hastane polisi ne olduğunu sordu bize biz kısaca olayı anlattık o sırada işyerine dönme zorunluluğumuz vardı polise bunu izah etmeye çalıştık anlamadı bize bi yere kaybolmayın ifadenizi alacaz dedi bizde işyerinden arandığımız söylediysekte kimliklerimizi aldı ve bizi bırakmadı
taki olay yerine gelen trafik polisi hastaneye gelinceye kadar o polis gelince anlattı olayı ve biz serbest kaldık ben ogünden sonra bazı olaylarda halka yardımcı olmak için iki kere düşünmeye başladım ya olay benim üstüme kalırsa ayrıca biz nasıl bir milletizki 200 metre ileride üst geçit varken onu kullanmayıpta hayatımızı tehlikeye atarak o yolun oratsından geçmeye çalışırız ve nasıl bir milletizki yardım için vatandaşı hastaneye götüren kişileri zanlı gözüyle görüpte işleirnden olmasına sebep olacak şekilde alıkoyuyoruz o polisi daha sonra hiç görmedim karşılaşmadık eğer karşılaşmış olsaydık derdim ona senin yüzünden bundan böle kimseye yardımcı olmuyorum diye şimdi sayın halkımızdan vatandaş olarak bide ben rica ediyorum lütfen insan hayatı bukadar ucuz değil zaman okadar öenmliyse 5 dakika erken çıkın ve lütfen üst geçitleir kullanın ve siz değerli emniyet görevlileri bizler sizlerin sayesinde huzur içinde uyuyoruz böyle bi olay karşısında kalırsanız siz o arkadışın ayptığını yapmayın ben şimdi birine yardım edemi,yorum çok emin olunmayınca bu yazıyı okudunuz için teşekkür ederim hayır lı günler allahım kimsenin böyle bi olay yaşamasına izin vermesin.
YORUMLAR
Basında duyduğumuz bu tür haberlerde bile kanımız donuyor,elllerimiz uyuşuyor. Bire bir yaşadığınız bu olayda kim olsa etkilenirdi. İnsanın ömrü ,ana karnındayken belirlenir biliriz ya çoğumuz, son okuduğum bir bilgide insanın ömrünün de evrenin oluşumuyla birlikte belirlendiğini yazıyordu. Kader dediğimiz olgu yani.Ama ne var ki ,herşeyi kadere bağlayıp ,yaşamı tekdüze haline getirmeden,çalışmalı , güzel ,doğru ,iyi , insana yakışan bir yaşam sürmek için çaba göstermeliyiz.
Kendinizi suçlu hissetmeyin. Siz insani vazifenizi yapmışsınız. Sevgiler.
Sevgili kardeşim seni tebrik ediyorum yapılması gerekeni yapmışsın lakin ; Şuuru uyanık ve tam bir özne iken, insan ne ölçüde vicdanının, ne ölçüde egosunun sesini dinliyor? bunu cevabı çok önemlidir.
Bu cevabı bula bilenler için hayatın lezzeti asla acılaşmaz, yapılanlar da karşılıksız kalmaz. Niyet hayır akibet hayır ise işin sonuda inanın hayırdır. KORKMANIZA HİÇ GEREK YOK DÜŞENİ KALDIRMA YİĞİTLİĞİNDEN ASLA VAZGEÇMEYİN BAKİ SLMM.
iNSAN OLARAK HER TÜRLÜ OLAY BİZİDE ANİDEN YAKALAYABİLİR.hOŞGÖRÜLÜ OLALIM BİRBİRİMİZE YARDIM EDELİM.sİZİDE KUTLUYORUM,