Sevgili arkadaşlar eskiden kıymetli eşyalarla birlikte  yüklerle, insanlarda ulaşımı kervanlarla yaparlardı.

             Yine vakti zamanında bir kervan yola çıkmak üzere son hazırlıklarını yapmaktadır. Kervancı başı kervanın sulh ve selametle seyhati tamamlamak, kervanı haydutlardan korumak için fedayiler aranırmış. Bizim kervancı başı hemen . Tellal tutar '' duyduk duymadık demeyin, yola çıkmakta olan kervana; bileği bükülmez, güçlü kuvvetli, yakın dövüş sanat erbabları aranmaktadırrrr.'' bu haberi duyan yiğit, fedayiler kervancı başını bulurlar.

           Kervancı başı şöyle bir süzer adayların içinden birini gözüne kestirir ve onu işe alır. Kervan yola çıkar, az gider uzgider, dere tepe düz giderler. Geceyi bir çölün geniş vadisinde istrahat etmek üzere durdururlar. Fedayi kervan uyurken kolacan eder, atına biner az ilerleri konturol eder. Gelen giden, in cin hep uykuda olduğuna kanaat getirerek oda uyumaya koyulur.

        İlerleyen saatlerde kervanı kırk haremiler talan ederler. Toz duman içinde bırakırlar ve tüm kıymetli degerli eşyaları gasp edip ayrılırlarken. Haremilerin başı uyuklayan o fedayi'ye gözü ilişi verir. Adamlarına şu adamı sıra ile dövün....

           Adamları ellerine alır bizim o yiğit, fedayi yi bir güzel sıra dayağından  geçirir döverler, tam kırkıncı haremiye sıra gelmişken bizim uykusu derin fedayi uyanır, sersemliği geçer geçmez. Kırk haremileri alt eder kervanı o hırsızların elinden kurtarır. Yola koyulurlar ve gidecekleri şehre varırlar. Tekrar yükler develere yerleştirilip geri dönecekleri anda kervancı başı o fedayi'yi yanına çağırır.

          Fedayi gelir efendim beni emretmişsiniz buyurun der. Kervancı başı '' Seninle artık çalışmamız buraya kadardı ''der. Bunun üzerine. Fedayi '' nasıl olur efendim ben sizin kevranınızı haremilerden kurtarmadım mı? suçum ne söylermisiniz '' der.

        Kervancı başı '' İYİ İYİ DE KARDEŞİM  HER ZAMAN KIRK HAREMİ BU KERVANI TALANA GELMEZ Kİ, SEN KIRK ÖRSELEMEDEN SONRA UYANIYORSUN'' sorun burda der.