gamyun.net'i doğru görüntüleyebilmek için tarayıcını güncellemelisin, güncelleyemiyorsan başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsin.

BLOG

HAYATI "ÇARESİZLİKLERLE" DOLU BİR ADAMIN ÖYKÜSÜDÜR!

18 Şubat 2010, 02.59
A- A+

     ***

     7 yaşındayken babasını kaybetti ve yetim kaldı. Yalnız ve içine kapanık biri olarak yaşamaya, oradan oraya sürüklenmeye başladı.

     8 yaşında okuldan alındı ve köyde yaşadı. Zamanını tarlalarda kargaları kovalamakla geçirdi.

     10 yaşında yüzü kanlar içinde kalacak şekilde, yeni okulundaki hocasından dayak yedi. Ailesi onu okuldan aldı. Sinirden ve korkudan üç gün evinden çıkamadı.

    17 yaşında hayalindeki okulun istediği bölümü için gerekli not ortalamasını tutturamadı.

     24 yaşında tutuklandı, günlerce sorguya çekildi ve 2 ay tek başında bir hücrede hapis yattı.

     25 yaşında sürgüne gönderildi.

     27 yaşında kendisinden bir yaş büyük meslektaşı, kendisinin de üyesi olduğu derneğin çalışmaları ile kahramn ilan edilirken, kendisi hiç önemsenmiyordu. Doğduğu şehrin merkezinde rakibi törenlerle karşılanırken, o kalabalık arasında yalnız başına olanları izliyordu.

    30 yaşında amiri, onu kendisinden uzaklaştırmak için başka göreve atanmasını sağladı. Yeni görevinde fiilen işsiz bırakıldı. Aylarca boş kaldı.

    37 yaşında böbrek hastalığından Viyana'da 2 ay hasta ve yalnız halde yattı.

    37 yaşında komutan olarak yeni atandığı ordu dağıtıldı.

    38 yaşında Savunma Bakanı tarafından görevinden atıldı.

    38 yaşında bir toplantıda giyebileceği bir tek sivil elbisesi bile yoktu ve başkasından bir redingot ödünç aldı. Ayrıca cebinde sadece 80 lirası vardı.

    38 yaşında kendisi için tutuklama kararı çıkarıldı. En yakın beş arkadaşından üçü, onun Kongre temsil heyetine üye olmaması için oy kullandı.

   39 yaşında idam cezasına çarptırıldı.

   Sonra ne mi oldu?

   42 yaşında Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı oldu!

   Okuduğunuz öykü evsanevi lider Mustafa Kemal ATATÜRK'e aittir. Şimdi düşünün, sizin başarılı olmanızı engelleyen ama Atatürk'ün karşısına çıkmamış bir engel var mı?

    Paranız mı yok? Atatürk'ün de yoktu. Sağlığınız mı bozuk? Atatürk'ün de bozuktu. Çevrenizde sizi çekemeyenler mi var? Atatürk'ün de vardı. Aileniz çok zengin değil miydi? Atatürk'ün de değildi.

    Ona "Para yok" dediler, "Bulunur", dedi. "Düşman çok" dediler, "Yenilir" dedi. Atatürk büyük yaşamak için yapılması gerekenleri de iyi özetlemiş :

     "Büyüklük odur ki hiç kimseye iltifat etmeyeceksin, hiç kimseyi aldatmayacaksın, memleket için gerçek ülkü neyse onu görecek, o hedefe yürüyeceksin. Herkes senin aleyhinde bulunacaktır, herkes seni yolundan çevirmeye çalışacaktır. İşte sen burada direneceksin. Önünde sonsuz engeller yığılacaktır. Kendini büyük değil küçük, araçsız, hiç telakki edecek, kimseden yardım gelmeyeceğine inanarak o engelleri aşacaksın. Ondan sonra sana büyüksün derlerse, bunu diyenlere de güleceksin."

 

(ALINTIDIR.)

YORUMLAR

18 Şubat 2010, 07.48
Umut etmek inanmak ve kendine güvenmek başıya giden adımdır, MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'te hiç yılmadan mücadeleye devam etmiştir ve sonuç ortada (yattığı mekan cennet olsun) arkadaş paylaşımın için çok tşkler ellerine sağlık çok güzel bi blog olmuş
18 Şubat 2010, 08.45
Ne MutLu Turkum Diyene Ellerine SagLik Bu Zamanda BoLe KarekterLi KisiLeri buLmak Cok Zorr ... 
19 Şubat 2010, 00.14
    Teşekkürler düşünceleriniz için, okuduğum bir kitapta rastladım bu yazıya çok etkilendim, tüylerim diken diken olmuştu sizinle de paylaşmak istedim. Bu ülkeye değil , bu dünyaya böyle bir insan bir daha gelmez. Nur içinde yatsın.
19 Şubat 2010, 15.46
Paylaşmakla çok iyi yapmışsınız.. Çaresizlik içindeki çareler çok iyi anlatılmış.. tşkler, okuyupta etkilenmemek elde değil...
19 Şubat 2010, 16.06

YANINA ALDIĞI İLK ER

O, Samsun'a çıktığı zaman, üstü başı yırtık, postalları patlamış, silahsız bir er gördü. Yüzünün rengi bakıra dönmüş, yağlan eriyip kemik ve sinir kalmış bu Türk askeri ağlıyordu. O'na sordu:
- Asker ağlamaz arkadaş, sen ne ağlıyorsun?
Er irkildi, başını kaldırdı. Bu sesi tanıyordu ve bu yüz ona yabancı değildi. Hemen doğruldu ve Anafartalar'daki Komutanını çelik yay gibi selamladı.
- Söyle niçin ağlıyorsun?
İç Anadolu'nun yanık yürekli çocuğu içini çekti:
- Düşman memleketi bastı, hükümet beni terhis etti. Silahımızı elimizden aldı. Toprağıma giren düşmanı ne ile öldüreceğim? Kemal Atatürk, er'in omzuna elini koydu:
- Üzülme çocuğum, dedi. Gel benimle!
Ve Samsun deposunda giydirilip silahlandırarak yanına aldığı ilk er bu Mehmetçik oldu.

bende bi anısını paylaşmak istedim... tşkler paylaşımınız için

19 Şubat 2010, 21.09

Ordu Müfettişi Mustafa Kemal

Erzurum Kongresi Başkanı Mustafa Kemal

Sivas Kongresi Başkanı Mustafa Kemal

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Mustafa Kemal

İcra Vekilleri Başkanı Mustafa Kemal

Anadolu ve Rumeli Müdafaai Hukuk Grubu Başkanı Mustafa Kemal

Başkumandan Mustafa Kemal

Halk Fırkası Başkanı Mustafa Kemal

Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal

Mustafa Kemal Atatürk  

Yorum yapabilmek için ÜYE GİRİŞİ yapmalısın