Eden Bulurmuş...
26 Şubat 2010, 21.47 A- A+
çok eski zamanlarda bir dilenci varmış.bu dilenci köy köy dolaşır, "eden bulur!..." diyerek dilenirmiş.dilencinin hali ve söyledikleri insanların çok tuhafına gidermiş.bu tuhaf dilenci yine günlerden bir köyde dileniyormuş.dilenmek için dolaşırken de durmadan aynı sözleri söylüyormuş
-Eden bulur!...Eden bulur!....
köylüler tarafından merhametsizliği ile tanınan ihtiyar bir kadın, dilencinin bu sözlerine fena hâlde öfkelenmiş, kendi kendine:
-"eden bulur da ne demek?ben sana gösteririm şimdi." diye söylenmiş.
hemen vakit geçmeden dilenciye bir ekmek hazırlamş.kapının önünde oturarak dilenciyi beklemeye başlamış.
bir süre sonra dilenci:
-eden bulur!... eden bulur!... diyerek ihtiyar kadının kapısına gelmiş.
ihtiyar kadın önceden hazırladığı zehirli ekmeği dilencinin eline tutuşturmuş.arkasından da:
-nasıl olsa bir daha kapıma gelemeyeceksin canın cehenneme!... diyerek içeri girmiş.
dilenci bir süre daha köydeki evlerin kapılarında dolaşmış.topladığı birkaç parça yiyeceği torbasına koyarak nasibini başka bir köyde aramak üzere oradan ayrılmış.
az gitmiş, uz gitmiş....köyün yanındaki tepeyi aşınca yorulmuş.bir ağacın gölgesine oturup dinlenmeye başlamış.
çok da acıkan dilenci, ihtiyar kadının verdiği ekmeği yemeyi düşünmüş.tam bu sırada, karşıdan bir delikanlının geldiğini görmüş.halinden çok uzak bir yoldan geldiği anlaşılan genç, gelmiş, dilenciye selam vermiş.çok yorgun olan genç adam da ağacın gövdesine oturmuş.
dilenci, ona:
-kimsin sen?, diye sormuş.
delikanlı:
-ben bir askerim.askerliğim bitti, artık köyüme dönüyorum.fakat çok acıktım.açlıktan yolda yürüyecek halim kalmadı.torbanda karnımı doyuracak bir parça yiyecek varsa versen...
dilenci, delikanlıya çok acımış.torbasından ihtiyar kadının verdiği ekmeği çıkarıp:
-anlaşıldı sen benden daha açsın, diyerek ekmeği delikanlıya vermiş.
asker genç, dilenciye teşekkür ederek oradan uzaklaşmış.
yolda yürürken zehirli olduğunu bilmediği ekmeği yemeye başlamış.derken önce köyüne, sonra evinin kapısına varmış.
evinin kapısının önüne gelince düşüp ölmüş.
meğer bu asker , dilenciye zehirli ekmeği veren ihtiyar kadının oğluymuş.
ihtiyar kadın, kapısının önünde cansız yatan oğlunun elindeki ekmeğin dilenciye verdiği zehirli ekmek parçası olduğunu görünce yaptığını yapacağına pişman olmuş.
o günden sonra da dilencinin söylediği "Eden bulur!..." sözünün anlamını herkes çok iyi anlamış
-Eden bulur!...Eden bulur!....
köylüler tarafından merhametsizliği ile tanınan ihtiyar bir kadın, dilencinin bu sözlerine fena hâlde öfkelenmiş, kendi kendine:
-"eden bulur da ne demek?ben sana gösteririm şimdi." diye söylenmiş.
hemen vakit geçmeden dilenciye bir ekmek hazırlamş.kapının önünde oturarak dilenciyi beklemeye başlamış.
bir süre sonra dilenci:
-eden bulur!... eden bulur!... diyerek ihtiyar kadının kapısına gelmiş.
ihtiyar kadın önceden hazırladığı zehirli ekmeği dilencinin eline tutuşturmuş.arkasından da:
-nasıl olsa bir daha kapıma gelemeyeceksin canın cehenneme!... diyerek içeri girmiş.
dilenci bir süre daha köydeki evlerin kapılarında dolaşmış.topladığı birkaç parça yiyeceği torbasına koyarak nasibini başka bir köyde aramak üzere oradan ayrılmış.
az gitmiş, uz gitmiş....köyün yanındaki tepeyi aşınca yorulmuş.bir ağacın gölgesine oturup dinlenmeye başlamış.
çok da acıkan dilenci, ihtiyar kadının verdiği ekmeği yemeyi düşünmüş.tam bu sırada, karşıdan bir delikanlının geldiğini görmüş.halinden çok uzak bir yoldan geldiği anlaşılan genç, gelmiş, dilenciye selam vermiş.çok yorgun olan genç adam da ağacın gövdesine oturmuş.
dilenci, ona:
-kimsin sen?, diye sormuş.
delikanlı:
-ben bir askerim.askerliğim bitti, artık köyüme dönüyorum.fakat çok acıktım.açlıktan yolda yürüyecek halim kalmadı.torbanda karnımı doyuracak bir parça yiyecek varsa versen...
dilenci, delikanlıya çok acımış.torbasından ihtiyar kadının verdiği ekmeği çıkarıp:
-anlaşıldı sen benden daha açsın, diyerek ekmeği delikanlıya vermiş.
asker genç, dilenciye teşekkür ederek oradan uzaklaşmış.
yolda yürürken zehirli olduğunu bilmediği ekmeği yemeye başlamış.derken önce köyüne, sonra evinin kapısına varmış.
evinin kapısının önüne gelince düşüp ölmüş.
meğer bu asker , dilenciye zehirli ekmeği veren ihtiyar kadının oğluymuş.
ihtiyar kadın, kapısının önünde cansız yatan oğlunun elindeki ekmeğin dilenciye verdiği zehirli ekmek parçası olduğunu görünce yaptığını yapacağına pişman olmuş.
o günden sonra da dilencinin söylediği "Eden bulur!..." sözünün anlamını herkes çok iyi anlamış
YORUMLAR