Doğum Günü Pastası
03 Mart 2010, 18.58 A- A+
Hüzünlü Bir Doğum Günü Hikayesi...
Fırına geldigimde, ortalıkta ekmek görünmüyordu.
Eski bir dostum olan fırıncı
- Biraz bekleyeceksin hocam, dedi.
İki-üç dakikaya kadar çıkartıyorum.
Kenardaki tabureye oturup beklemeye koyulurken,içeriye yaşlıca bir adamın girdigini gördüm.
Selâm verdikten sonra:
- Ekmeklerimi alayım, dedi.
Benim ikizler acıkmıştır.
Fırınc, adamın kendisine uzattığı torbayı alarak tezgâhın altına eğildi ve bir gün öncesine ait olduğu anlaşılan ekmeklerden dört bes tane koydu.
Ekmeklerden bazılarının altı yanmış, bazıları da her nedense şeklini kaybetmişti.
Fırıncıya doğru sokularak:
- Neden taze ekmek vermiyorsun? dedim.
Biraz sonra çıkacak ya!..
Fırıncı:
- Bozuk ekmekleri kendisi istiyor, dedi.
Çok fakir olduğundan, ona yarı
fiyatına veriyorum.
- Kim bu adam? diye sordum.
- Kore gâzilerinden, dedi.
Oğluyla gelini bir trafik kazasinda vefat
edince, ikiz torunlarını yanına almıştı.
Yıllardır onlara bakıyor, hem de çok
az bir maaşla.
Fırıncının anlattıklari karsısında içimin yandığını hissediyor ve ufak da olsa bir seyler yapmak istiyordum.
Aradaki farkı ben vereyim, dedim.
Hiç olmazsa bugün taze ekmek yesinler.
Fırıncı, teklifimi kabul etti ve biraz sonra çıkan sıcak ekmekleri büyükbir umursamazlıkla adamın torbasına doldururken:
Çok şanslısın hacı amca, dedi.
Çocuklar için bugün sana pasta gibi ekmek
verecegim.
Yaşlı adam, bir evlât sevgisiyle kucakladığı torbayı göğsüne bastırırken:
Allah senden razı olsun evlâdım,dedi.
Bugün onların doğum günleri olduğunu nereden anladın?
Fırına geldigimde, ortalıkta ekmek görünmüyordu.
Eski bir dostum olan fırıncı
- Biraz bekleyeceksin hocam, dedi.
İki-üç dakikaya kadar çıkartıyorum.
Kenardaki tabureye oturup beklemeye koyulurken,içeriye yaşlıca bir adamın girdigini gördüm.
Selâm verdikten sonra:
- Ekmeklerimi alayım, dedi.
Benim ikizler acıkmıştır.
Fırınc, adamın kendisine uzattığı torbayı alarak tezgâhın altına eğildi ve bir gün öncesine ait olduğu anlaşılan ekmeklerden dört bes tane koydu.
Ekmeklerden bazılarının altı yanmış, bazıları da her nedense şeklini kaybetmişti.
Fırıncıya doğru sokularak:
- Neden taze ekmek vermiyorsun? dedim.
Biraz sonra çıkacak ya!..
Fırıncı:
- Bozuk ekmekleri kendisi istiyor, dedi.
Çok fakir olduğundan, ona yarı
fiyatına veriyorum.
- Kim bu adam? diye sordum.
- Kore gâzilerinden, dedi.
Oğluyla gelini bir trafik kazasinda vefat
edince, ikiz torunlarını yanına almıştı.
Yıllardır onlara bakıyor, hem de çok
az bir maaşla.
Fırıncının anlattıklari karsısında içimin yandığını hissediyor ve ufak da olsa bir seyler yapmak istiyordum.
Aradaki farkı ben vereyim, dedim.
Hiç olmazsa bugün taze ekmek yesinler.
Fırıncı, teklifimi kabul etti ve biraz sonra çıkan sıcak ekmekleri büyükbir umursamazlıkla adamın torbasına doldururken:
Çok şanslısın hacı amca, dedi.
Çocuklar için bugün sana pasta gibi ekmek
verecegim.
Yaşlı adam, bir evlât sevgisiyle kucakladığı torbayı göğsüne bastırırken:
Allah senden razı olsun evlâdım,dedi.
Bugün onların doğum günleri olduğunu nereden anladın?
YORUMLAR
Günümüzde bu tarz örnekler çok fazla :( okurken gözlerim doldu....
Paylaşım için teşekkürler.
kafamızı kaldırıp biraz cevreye baksak ben ce şükredecek okadar çok şey varki
dolu dolu gözlerle söylenecek çok söz var ama;neyse..bu değil eli,ayağı öpülesi gazinin ne halde olduğunu; kuzey korenin cumhurbaşkanı mı yoksa başbakanımı yoksa bir valisimi yoksa kaymakamımı yoksa o ülkenin bir zengini mi yoksa bir forumda yazı yazanımı soracak?