Ulkene hizmet vatan gorevidir!
08 Mart 2010, 10.20 A- A+
İstanbul Üniversitesi’nde öğrenci olduğum sıralar okul duvarında bir ilân gördüm..
“Avrupa’ya talebe yollanacaktır.”
Allah Allah dedim! Ülke yıkık dökük, her yer virane, Lozan yeni imzalanmış, bu durumda Avrupa’ya talebe... Lüks gibi gelen bir şey.
Ama bir şansımı denemek istedim.
150 kişi içinden 11 kişi seçilmişiz. Benim ismimin yanına Atatürk “Berlin Üniversitesi’ne gitsin” diye yazmış.
Vakit geldi Sirkeci Garı’ndayım; ama kafam çok karışık.
Gitsem mi, kalsam mı? Beni orada unuturlar mı?
Tam gitmemeye karar verdiğim bir sırada bir posta müvezzii ismimi çağırdı: “Mahmut Sadi! Mahmut Sadi! Bir telgrafın var.”
Mustafa Kemal farkı
Telgrafı aldım ve açtım. Aynen şunlar yazıyordu:
“Sizleri bir kıvılcım olarak yolluyorum, alevler olarak geri dönmelisiniz.”
İmza Mustafa Kemal...
Okuyunca düşündüklerimden olağanüstü utandım. “Şimdi gel de gitme, git de çalışma, dön de bu ülke için canını verme” dedim.
Düşünün, 1923’te o kadar işinin arasında 11 öğrencinin nerede, ne zaman, ne hissettiğini sezebilen, ona göre telgraf çeken bir liderin önderliğinde bu ülke için can verilmez mi?
Çok başarılı oldum. Ülkeme alev olarak döndüm.
Önce İstanbul Üniversitesi Genel ve Beşeri Fizyoloji Enstitüsü’nü kurdum.
Kürsü Başkanı oldum. Daha sonra ülkemin başbakanlığını yaptım.
Ben kim miyim?
Ben sadece iki satırlık bir telgrafın yarattığı bilim adamı Ord. Prof. Dr. Sadi Irmak’ım.
“Avrupa’ya talebe yollanacaktır.”
Allah Allah dedim! Ülke yıkık dökük, her yer virane, Lozan yeni imzalanmış, bu durumda Avrupa’ya talebe... Lüks gibi gelen bir şey.
Ama bir şansımı denemek istedim.
150 kişi içinden 11 kişi seçilmişiz. Benim ismimin yanına Atatürk “Berlin Üniversitesi’ne gitsin” diye yazmış.
Vakit geldi Sirkeci Garı’ndayım; ama kafam çok karışık.
Gitsem mi, kalsam mı? Beni orada unuturlar mı?
Tam gitmemeye karar verdiğim bir sırada bir posta müvezzii ismimi çağırdı: “Mahmut Sadi! Mahmut Sadi! Bir telgrafın var.”
Mustafa Kemal farkı
Telgrafı aldım ve açtım. Aynen şunlar yazıyordu:
“Sizleri bir kıvılcım olarak yolluyorum, alevler olarak geri dönmelisiniz.”
İmza Mustafa Kemal...
Okuyunca düşündüklerimden olağanüstü utandım. “Şimdi gel de gitme, git de çalışma, dön de bu ülke için canını verme” dedim.
Düşünün, 1923’te o kadar işinin arasında 11 öğrencinin nerede, ne zaman, ne hissettiğini sezebilen, ona göre telgraf çeken bir liderin önderliğinde bu ülke için can verilmez mi?
Çok başarılı oldum. Ülkeme alev olarak döndüm.
Önce İstanbul Üniversitesi Genel ve Beşeri Fizyoloji Enstitüsü’nü kurdum.
Kürsü Başkanı oldum. Daha sonra ülkemin başbakanlığını yaptım.
Ben kim miyim?
Ben sadece iki satırlık bir telgrafın yarattığı bilim adamı Ord. Prof. Dr. Sadi Irmak’ım.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış :( Yazık ama blog sahibi senin yorumunu bekliyor olabilir