Bana Aşk Borçlusun...
16 Mart 2010, 21.03 A- A+
Bana Aşk Borçlusun...
Adam genç kadına seslendi: Bana gözyaşı borcun var... Genç kadın sordu: Nasıl ödeyebilirim? Adam gözlerini kırptı: Hadi gülümse... Gülümsedi genç kadın. Adam cebinden mendilini çıkarıp, borcunu sildi. Ve mendilini özenle katlayıp, yine kalbinin üzerindeki iç cebine koydu. İki tane beyaz gül vardı genç kadının elinde. İkisi de bahar kokuyodu. Biri ilkbahar diğeri güz... Adam seslendi yine: Bana mutluluk borcun var... Genç kadın biraz mahcup, biraz şaşkın sordu: Nasıl ödememi istersin? Heyecanlandı adam: Hadi yat dizlerime... Genç kadın, bi kedi uysallığında yattı dizlerine usulca. Adam şefkatle saçlarını okşamaya başladı kadının. Saçları güneşe ve yağmurlara hasret, hiç yaşanmamış baharlara benziyodu... Çaresizliğini ördü sıra sıra... Sonra saçının her teline mutluluğun çığlıklarını bağladı adam... Yetmedi, gizli düğümler attı!.. Ağladı... Hava kararmak üzereydi, dışarda yağmur yağıyodu... Adam sürekli borç defterlerini kurcalıyodu. Genç kadının gözlerinin içine baktı: Bana yürek borcun var... Borcunun farkındaydı sanki genç kadın, şaşırmadı: Bunu nasıl ödeyebilirim? Adam kollarını uzattı: Hadi tut ellerimi... Gül kokusu sinmiş ellerini uzattı genç kadın. Elleri öyle sıcaktı ki, eriyiverdi borcu avuçlarının içinde... Genç kadın gidiyodu... Adam son kez seslendi: Bana can borcun var... Kadın irkildi: Can mı?.. Sigarasından derin bi nefes çekti adam: Evet, evet... Can borcun var, sensizlik öldürüyor beni... Sözler hoşuna gitmişti kadının: Peki bunu nasıl tahsil edeceksin? Adam biraz yaklaştı: Yum gözlerini... İkisi de yumdu gözlerini... Masumca bi öpücük kondurdu kadının titreyen, ince dudaklarına... Bu ne şimdi diyerek, çattı kaşlarını genç kadın. Adam pişmanlıkla mutluluk arasında gidip geldi, kekeledi: Hayat öpücüğüydü... Kısa bi sessizliğin ardından bu kez kadın öptü adamı şehvetle... Adam şaşırdı: Ya senin yaptığın neydi? Genç kadın kapıya yöneldi: Veda öpücüğüydü!.. Kalan borçlarına karşılık, yürek dolusu çaresizlik ve bi de beyaz gülleri masanın üzerine bırakıp gitti genç kadın. Adam koştu peşinden, gülleri geri verdi kadına: Ne olur iyi bak umut çiçeklerime solmasınlar. Genç kadın gülleri aldı: Merak etme gün aşırı sularım çiçeklerini... Adam sevindi: Güneşe, suya gerek yok; gülümse yeter. Kadın gözden kaybolurken haykırdı adam: UMUTLARIMI KEFİL YAPTIM... UNUTMA, BANA AŞK BORÇLUSUN AŞK!.. Haykırışı yağmura karıştı, kadın yağmuru hissetmeyen kalabalığa...
Adam genç kadına seslendi: Bana gözyaşı borcun var... Genç kadın sordu: Nasıl ödeyebilirim? Adam gözlerini kırptı: Hadi gülümse... Gülümsedi genç kadın. Adam cebinden mendilini çıkarıp, borcunu sildi. Ve mendilini özenle katlayıp, yine kalbinin üzerindeki iç cebine koydu. İki tane beyaz gül vardı genç kadının elinde. İkisi de bahar kokuyodu. Biri ilkbahar diğeri güz... Adam seslendi yine: Bana mutluluk borcun var... Genç kadın biraz mahcup, biraz şaşkın sordu: Nasıl ödememi istersin? Heyecanlandı adam: Hadi yat dizlerime... Genç kadın, bi kedi uysallığında yattı dizlerine usulca. Adam şefkatle saçlarını okşamaya başladı kadının. Saçları güneşe ve yağmurlara hasret, hiç yaşanmamış baharlara benziyodu... Çaresizliğini ördü sıra sıra... Sonra saçının her teline mutluluğun çığlıklarını bağladı adam... Yetmedi, gizli düğümler attı!.. Ağladı... Hava kararmak üzereydi, dışarda yağmur yağıyodu... Adam sürekli borç defterlerini kurcalıyodu. Genç kadının gözlerinin içine baktı: Bana yürek borcun var... Borcunun farkındaydı sanki genç kadın, şaşırmadı: Bunu nasıl ödeyebilirim? Adam kollarını uzattı: Hadi tut ellerimi... Gül kokusu sinmiş ellerini uzattı genç kadın. Elleri öyle sıcaktı ki, eriyiverdi borcu avuçlarının içinde... Genç kadın gidiyodu... Adam son kez seslendi: Bana can borcun var... Kadın irkildi: Can mı?.. Sigarasından derin bi nefes çekti adam: Evet, evet... Can borcun var, sensizlik öldürüyor beni... Sözler hoşuna gitmişti kadının: Peki bunu nasıl tahsil edeceksin? Adam biraz yaklaştı: Yum gözlerini... İkisi de yumdu gözlerini... Masumca bi öpücük kondurdu kadının titreyen, ince dudaklarına... Bu ne şimdi diyerek, çattı kaşlarını genç kadın. Adam pişmanlıkla mutluluk arasında gidip geldi, kekeledi: Hayat öpücüğüydü... Kısa bi sessizliğin ardından bu kez kadın öptü adamı şehvetle... Adam şaşırdı: Ya senin yaptığın neydi? Genç kadın kapıya yöneldi: Veda öpücüğüydü!.. Kalan borçlarına karşılık, yürek dolusu çaresizlik ve bi de beyaz gülleri masanın üzerine bırakıp gitti genç kadın. Adam koştu peşinden, gülleri geri verdi kadına: Ne olur iyi bak umut çiçeklerime solmasınlar. Genç kadın gülleri aldı: Merak etme gün aşırı sularım çiçeklerini... Adam sevindi: Güneşe, suya gerek yok; gülümse yeter. Kadın gözden kaybolurken haykırdı adam: UMUTLARIMI KEFİL YAPTIM... UNUTMA, BANA AŞK BORÇLUSUN AŞK!.. Haykırışı yağmura karıştı, kadın yağmuru hissetmeyen kalabalığa...
YORUMLAR