hocam öğrenciler bizim zamanımızdaki oyunların çoğunu bilmiyorlar bile
gerçekten çocukların ve gençlerin hali perişan hocam saygılarımla
Ahhh çocukluğumm.keşke bizim çocuklarımızda bizim kadar şanslı olabilselerdi.biz sokakta topraktan evler yaparken sevmeyi saymayı yardımı dostluğu öğrenirdik.şimdikilere bunu öğretemiyorsun.anlatsan anlamıyorlar.
akşam ezanını duyunca hala annemler çagıracak geç kalırsa kızacak diye bazen düşünürüm , ne heyacandı be :)
YÜREĞİNE SAGLIK HOCAM
SENİN ADIN ÖĞRETMEN
SEN ÖĞRETECEKSİN BUNLARI..:)
SEN BİR EĞİTMENSİN AYNI ZAMANDA
UNUTMAYASIN SAKIN BUNLARI....
çocukluğumuza geri döndük ne güzel anlatmışınız oyunlarımız spordu resmen o zevki şimdiki çocuklar oynasada bulamazlar
Teknolojiyi bahçe olarak gören , sadece orada oynamayı öğrenen çocuklara aileleri, baskı, taviz ve ilgi dengesini koruyarak , en az zararla buluğ çağını atlatmalarına yardımcı olabilirler. Buluğ çağını hasarsız atlatabilen çocuklar, anne ve babalarının karakterlerinin büyük bir bölümünü alırlar.O halde çevrenin, teknolojinin zararlı yönlerinden korumakta zorluk çektiğimiz oranda ,çocuklara anne-baba olarak örnek olmalıyız. Mutlu olabilmekte ailenin öğretebilecekleri arasındadır.Bu kadar varlık arasında mutsuz olan çocuk, eskinin yamalı çorabını, ödünç kitap okunduğunu, pençe yapılmış ayakkabı giyildiğini, tek çanaktan yemeğe ekmek banılıpta doyulabildiği , ve bütün bunlara rağmen o çocukların mutlu olabildiklerini anlatan ana babaların, evlatlarınında mutlu olabileceğinie ben inanıyorum.
Sonuç olarak evet çocuklar son yıllarda belki mutsuz ama bunda teknoloji kadar ailelerin de ( baskı yada hırs, yada tavizleri abartarak) iyi örnek olamadıklarını söyleyerek, yine akıntıya karşı kürek çekiyorum...
Saygılar..
Çok haklısınız.Ben de pek fazla çocukluğumu yaşayamadım ama yine de şimdiki nesle göre yaşadığımı düşünüyorum.Küçükken akşam ezanına kalmayın cinler çarpar der korkuturlardı :) o korkuyla eve kaçardık.Kız olmama rağmen hep mahalle maçlarında ben kaleci olurdum,takımımızı kurtarmak benim için onurdu.Saklambaç oynarken komşu oğlunun yanımıza saklanması heycanlandırırdı bizi :) platonik aşk yaşardık kendimizce.ahh ah şimdi yaş 19 üniversite yıllarım...Sadece koşuşturma içinde geçiyor.Hiç kendime zaman ayıramıyorum.Ve bu yaşlar çok çabuk geçecek,bunu biliyoruz ama değerini bilemiyoruz...
o kadar da karamsar olmayalım yahu.Ben genç biriyim.Tamam sizin kadar farklı oyunlar oynayamadık belki,sizin kadar sokaklarda olamadık belki ama bu bizlerin sizin kadar şanslı olmadığımızı göstermez.Halimiz de öyle harap falan değil :) herkesin çocukluğu kendine güzel..siz bu zamanlarda geçirmiş olsaydınız bu zamanları övecektiniz.. ayrıca anlatsan anlamıyorlar mı acaba yoksa hala o eski kafayla mı anlatmaya çalışıyoruz da anlatamıyoruz..değişim günümüzün kavramı olmuş durumdayken biz değişemiyorsak gençler,çocukların kabahati ne?
hocam çok güzel bir konuya değindiniz.hadi onlar çocuk diyelim sanala kaptırabilirler kendilerini peki ya bu büyüklere ne demeli dün burda rose nicli birinin yazısını okudum sanal aşktan dert yanıyo bu bakışlı insanlar çocuklara nasıl örnek olacaklar....
Katılmıyorum,bence daha iyi yönde yetişiyoruz,önceden teknoloji yoktu bilgi ise sınırlıydı,herşeyi öğretmenden öğrenmek zorundaydık,cünkü kaynak yoktu,oyuna gelincede gercekten yoktu-bende oynadım gazoz kapağı ,bilye sapan,şimdi cok komik geliyor cocuğumunda oynayacağını sanmıyorum,cünkü o zamanın şartları onlardı,şimdi bambaşka ancak-değer vede saygı konusuna katılıyorum-oda yetiştirenin KABAHATIDIR
SORUN SİSTEM SEVGİLİ HOCAM. BİZLERDE SİTEM İÇİNDE BİRER ÇARK GÖREVİ GÖRDÜKÇE ÇOCULARIMIZDA ÇOCUKLUKLARINI SANALDA YAŞAYARAK VE YARIŞ ATI GİBİ KOŞTURARAK HAYATLARINI SÜRDÜRECEKLER.
yorumlarınız için tşk ederim arkadaşlar. Bir arkadaşın yorumu güzeldi ben gencim herkezin cocuklugu herkeze güzel diye. Sevgili arkadaşım bize bu oyunlarla kültürümüz aktarılıyordu birlik beraberlik olmamız birbirimizi sevmemiz güvenmemiz öğretiliyordu. Ben babamın zamanının oyunlarına da imrenerek bakmıştım :)
yazılanları görünce epey bi güldüm.Yanlış anaşılmasın ama eskıye özlemi bırakın artık.Bende öğrenciyim ve üniversiteyi yarım bırakmak zorundayım.Gerçi ne önemi var para kazanın etraf saygı göstersin simdiki zamanda bu yarıyo zaten.Devlet dışında iş garantisi yok yane ticarette yatiyo para kazanmaya. Hep siz derdiniz cocuklar sıraları siz böle yapıyosunuz diye şuçlar ve adam gibi açıklaöazdınız. üretmenin nasıl bi haz verdiğini göstermez ve sadece suçlardınbız.Hocam şimdide ben size diyorum biz öğrenciler sıraları çizwerdik sizlerse verdiğiniz oylarla sıra çizecek vakit bile bırakmadınız sadece çaışıyuoruz ve ot oluyoruz gurur duyabilirsiniz. saygılarımla
Bende üniversiteyi bitireli 1 sene oluyor. Yeni sayılırım öğretmenlikte. Senin yaşadıklarını ben de yaşadım. Bazen aklım ticarete kaymıyor değil hani. Ama öğrenciyken gördüğün ne kadar bozukluk varsa düzeltmek için yapmamak için çaba harcıyorum.
cocukLuguma götürdün beni :)
YORUMLAR
YÜREĞİNE SAGLIK HOCAM
SENİN ADIN ÖĞRETMEN
SEN ÖĞRETECEKSİN BUNLARI..:)
SEN BİR EĞİTMENSİN AYNI ZAMANDA
UNUTMAYASIN SAKIN BUNLARI....
Teknolojiyi bahçe olarak gören , sadece orada oynamayı öğrenen çocuklara aileleri, baskı, taviz ve ilgi dengesini koruyarak , en az zararla buluğ çağını atlatmalarına yardımcı olabilirler. Buluğ çağını hasarsız atlatabilen çocuklar, anne ve babalarının karakterlerinin büyük bir bölümünü alırlar.O halde çevrenin, teknolojinin zararlı yönlerinden korumakta zorluk çektiğimiz oranda ,çocuklara anne-baba olarak örnek olmalıyız. Mutlu olabilmekte ailenin öğretebilecekleri arasındadır.Bu kadar varlık arasında mutsuz olan çocuk, eskinin yamalı çorabını, ödünç kitap okunduğunu, pençe yapılmış ayakkabı giyildiğini, tek çanaktan yemeğe ekmek banılıpta doyulabildiği , ve bütün bunlara rağmen o çocukların mutlu olabildiklerini anlatan ana babaların, evlatlarınında mutlu olabileceğinie ben inanıyorum.
Sonuç olarak evet çocuklar son yıllarda belki mutsuz ama bunda teknoloji kadar ailelerin de ( baskı yada hırs, yada tavizleri abartarak) iyi örnek olamadıklarını söyleyerek, yine akıntıya karşı kürek çekiyorum...
Saygılar..