gamyun.net'i doğru görüntüleyebilmek için tarayıcını güncellemelisin, güncelleyemiyorsan başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsin.

BLOG

Mimar Sinan'ın aşkı

19 Ağustos 2010, 13.57
A- A+

Kanuni Sultan Süleyman’ın kızı Mihrimah Sultan on yedisine bastığında, iki kişi onunla evlenmek ister. Mihrimah, yani Mihrü Mah, Farsca’da “Güneş ve Ay” anlamına gelir. Kızla evlenmek isteyenlerin biri Diyarbakır Valisi Rüstem Paşa diğeriyse Mimar Sinan’dır. 
Padişah kızını Rüstem Paşa’ya verir. 
Koca Sinan evlidir, ellisindedir ve de Mihrimah Sultan’a deliler gibi aşıktır! Gerçi sevdiğine kavuşamamıştır ama, aşkını, olanca güzelliğiyle sanatına yansıtmıştır. 
Üsküdar’a, Saray’ın isteğiyle elbet, 1540 yılında Mihrimah Sultan Camii’nin temelini atar ve 1548’de bitirir. Camiyi yaparken, eserine sanki “etekleri yerleri süpüren bir kadının” dış çizgilerini verir. 

Derken, ilk kez padişah fermanı olmaksızın, Edirnekapı’da, pek kimselerin uğramadığı ıssız ama İstanbul’un en yüksek tepelerinden birine, ikinci bir eser yapmaya koyulur Mihrimah Sultan’a. Cami küçücüktür. Minaresi otuz sekiz metredir, bir adet incecik kubbesi üzerindeyse yüz 61 pencere, camiin iç güzeliğini aydınlatır. İçerdeki sarkıtlar ve minare kenarlarındaki işlemeler Mihrimah Sultan’ın topuklarını döven saçlarını anımsatır insana. İşte, aşka adanmış iki eser. 

Şimdi, gidin Edirnekapı ve Üsküdar’daki camileri aynı anda görebileceğiniz bi yer seçin. Ve 21 Mart’ta, yani geceyle gündüzün eşit olduğu günde seyreyleyin. Unutmadan, 21 Mart Mihrimah Sultan’ın doğum günüdür. 
Göreceğiniz manzaraysa şudur mirim: 

Edirnekapı camiinin tek minaresi ardından tepsi gibi kıpkırmızı güneş batarken, Üsküdar’daki camiinin ardından ay doğar! Mihrü Mah eşittir Güneş ve Ay. Bu nasıl akıllara ziyan bir hesaplamadır; nasıl bir güzellik anlayışıdır .... 

YORUMLAR

20 Ağustos 2010, 12.42
Böylesi bir ecdada sahibiz ama ne kıymet biliriz nede eserlerini biliriz. Gurur duyulacak yapıtlar. Nerde eski aşklar nerde şimdiki aşklar...:)
20 Ağustos 2010, 13.07
gerçek aşk ne denebilirki bu yazının üstüne..teşekkürler
20 Ağustos 2010, 14.41
çok güzel paylaştığınız için teşekkürler
20 Ağustos 2010, 15.06
okuyupta etkilenmemek mümkün degil...
20 Ağustos 2010, 15.25
Güzel bir roman yazmış. Arkadaşı tebrik ediyorum. Mimar Sinan büyük ihtimalle Mihr-u Mâh'ın yüzünü bile görmemiştir. Nasıl olacak ki, aşık olsun. Mimarbaşı'nın padişahın kızını görmüş olma ihtimali o dönem için sıfırdan azıcık fazladır. O dönemde bildiğiniz üzere Nişantaşı kafeleri ve sosyal paylaşım siteleri yoktu.:)))))
20 Ağustos 2010, 17.34
Arkadaşım paylaşımın için çok teşekkür ederiz.  Bence Mimar Sinan'ın yapmış olduğu her eserde  bilinsin veya bilinmesin ince bir sanat anlayışı olduğuna inanıyorum.
20 Ağustos 2010, 18.08
ellerinize sağlık, evet gayet etkileyici bir hikaye fakat sadece rivayete dayalı bir sunum... abartmak ve gerçekçiliğini benimsemek doğru olmaz... mimar sinan iyi bir mimar ve iyi bir zanaatkardır..Mihr-u Mah'ın aşkıyla değil sanat aşkıyla icraa etmiştir eserlerini...
20 Ağustos 2010, 18.15
BEN TEK BİRŞEY SÖYLÜYECEM TEK HECE A  Ş  K
20 Ağustos 2010, 20.23

varmı böyle aşklar artık.....

ne böyle aşk nede böyle ustalık var günümüzde

herkesin böyle bir aşka sahip olması dileğiyle....

20 Ağustos 2010, 21.16
adam ellisinde kız 17 yaşında ben böyle aşk görmedim hiç milletin umrunda değil aşkmış ne aşkı sübyancılık
20 Ağustos 2010, 21.38
ben yazıyı görünce çok etkilendim ve paylaşmak istedim.Ne kadar doqrudur ne kadar yanlıştır bilemem.Güzel yorumlarınız için teşekkürler.
21 Ağustos 2010, 01.36
sewgilimin isminin anlamı dünya ve mars ne yapmlıyım şimdi :S biri bana akıl werebilirmi :D
21 Ağustos 2010, 02.23

kardeş iddian ne kadar doğru bilmiyorum ama çok güzel be bilgili bir ustad'dan bahsettin teşekkür ederim kısaca diyeceğim şu......

şimdiki bilim adamları ve yetiştiren kurumlarımız mimarsinan yetiştirme peşinde değil de tutturmuşlar demokrasi aydıcılık  ama asıl işlerini unutmuşlar  %90 müslüman bir ülkede eyyamcılık yapıyorlar yetiştirsinler  bi koca sinan değilde  küçücük sinanda görelim


21 Ağustos 2010, 09.06

mimar sinana ait birçok yazı okudum. fakat buna vakıf olmamıştım.gerçekten de çok büyük bir usta bize helal olsun demekten başla hiç birşey düşmez.

 

21 Ağustos 2010, 10.32
eğer ki sultan süleyman mimar sinanla evlendirseydi bu esrler belkide hiç olmayacaktı
21 Ağustos 2010, 11.33
valla heşerim gerçekten aşıkmış helal olsun bu yazıyı buraya koyanlara ve helal olsun koca sinana
21 Ağustos 2010, 12.57
bu cok güzel bir eser biliyordum fakat bilmediginiz bir tarafi daha var kanunu sultan süleyman istemis mimar sinandan bana öyle bir cami insaa et ki dillere destan olsun ikinciside kizini ona ermeni oldugu icin vermemis sinan adinida kanuni sultan süleyman koymus dedelerimizden duydum saygilar
 
21 Ağustos 2010, 22.14
Olay gerçektir ama, AŞK yoktur. Mimar Sinan'ın Mihrimah Sultan'a aşık olması söz konusu değildir. Bu işin içine magazin katılmış şeklidir.
Bir kere Mihrimah Sultan göğüs kanseridir ve göğsü alınmıştır. Yani amansız bir hastalık çekmektedir. Mimar Sinan'ın Mihrimah Sultan'ı bile gördüğü şüphelidir...
Mihrimah Sultan, saraydan kendisine verilen ihtiyaçlarını karşılamak için verilen şahsi  ödeneğinden bir camii ya da külliye yaptırmak ister. Bu iş için Mimar Sinan görevlendirilir. Mihrimah Sultan, çıkıp cami ya da külliye yeri tespit edemeyecek kadar hastadır. Mimar Sinan'a bu talebini iletmesi bile perde arkasındandır. Yüz yüze gelmeleri bile söz konusu değildir.
Mimar Sinan'dan yeri kendisinin seçmesini ister. Mimar Sinan'da Üsküdar'da en güzel tepeye yapar Külliyeyi...
Edirnekapı'da yaptığı camii yine Mihrimah Sultan'ın isteği ile olmuştur. Yine kendisine verilen ödenekten biriktirdiği parayla bir cami daha yapılmasını ister. Yerini de yine Mimar Sinan'ın seçmesini ister. Mimar Sinan, o parayla o küçük şaheser'i yapar.
Hikayenin son bölümü tamamen doğrudur, bir yandan Edirnekapı'daki camiinin minareleri arasından güneş batarken, Üsküdardaki minarelerin arasından ay doğar...
Fakat, bu tam anlamıyla bir mimari dehanın eseridir. Mimar Sinan bunu Mihrimah Sultan'a olan aşkından değil, dehasını göstermek için yapmıştır. Mimar Sinan'ın hatırasına yapılacak en büyük kötülük, onun Mihrimah Sultan'a aşık olduğunu öne sürmektir.
Sahih kaynakların hiçbiri bunu böyle yazmaz... Evet o aşıktır, ama işine, mimarlığa aşıktır...
Yorum yapabilmek için ÜYE GİRİŞİ yapmalısın