Sevmek için kocaman yürek lazım. Bu zamanda kocaman sevgileri sığdıracak yürek bulmak zor, hadi buldun oraya alacak insan bulmak zor. Öylesine aç gözlü ve savurganız ki, talan edercesine tüketiyoruz her şey gibi sevgileri... Yüreklerimizi günlük hayatlar peşinde eskitip, ömürlük hayatlar kuramıyoruz. Yüreklerimiz bir karadelik gibi; Sevgileri alıyor geri iade edemiyoruz, silinip gidiyor ne var ne yoksa, o kadar meşgul ve maymun iştahlı davranıyoruz ki, neyi sevdiğimizi bile farketmeden geçiyor yıllar. Alış verişe çıkmış elimizde az para olmasına rağmen kredi kartı ile ısmarlama savurduğumuz paralar gibi saldırıyoruz dünyalık heveslere, çarşıdan çıktığımızda kabarık faturalar, elimize kolumuza sığmayan bir sürü poşet, belki hiç birine ihtiyacımız yok çünkü neye ihtiyacımız olduğunu unutacak kadar daldık hayata... O keşmekeşte asıl alacağımızı unuttuk tükettik yüreklerimizi. Bazen bu çağın, bunca hengamenin sevmek için uygun olmadığını düşünüyorum. Daha az insanla ve işle muhatap olunan zamanlara gitmek lazım )) Ölecek kadar çok seviyordu insanlarda ellerindenmi aldık? Neden bıraktılar sevmeyi ve sevdiklerini? Sevginin ahdevefa, sabır, kendin olmaktan çıkıp sevdiğin olabilmek, hoşgörü, saygı ve daha birçok destekleri var. Biz bu destekleri kullanmaktan bile acizken nasıl sevebiliriz? Öyle olsa sevenler sevgilerine neden sahip çıkmıyorlar? Vallahi bir blogda bu oldu... Sabahın köründe dayanamadım konuya daldım )))
1- verebilir
2- yapabilir
3- kendinden bile çok seviyorsa zaten onun adına da gerçek sevgi denir. Ama öyle sevebilmek için de insanın zaten belli bir ruh tekamülüne erişmiş olması gerekir. Ancak o zaman da sorduğunuz o ilk iki sorunun cevabı da değişir ve şöyle olur:
1- veremez
2- çılgınlıklar yapmasına gerek kalmaz, çünkü gerçek sevgide, öyle seviyor olabilmek zaten kişinin öz mutluluğu için yeterlidir. Hani ben seni sevmeyi seviyorum derler ya, onun gibi bir şey. Ve zaten ancak da o hale eriştiğinde insan, bunun gerçekten Allah'ın bir lutfu olduğu gerçeğinin de tam olarak idrakına varır. Zira insanlar arasındaki gerçek sevgi ve aşk, zaten insanla Allah aşkı arasında bir köprüdür.
mecnunun halini görenler onu bu hale getiren leylayı merak etmişler , leylayı gördüklerinde de farkı yok ki diğerlerinden sen nasıl bu hale geldin diye sormuşlar ;
leylaya mecnunun gözleri ile bakmazsanız anlayamazsınız benim halimi
demiş.
aşk ateşinde yanmayan ne bilsin yanmayı bilen söylemeeez,söyleyen bilmez.............
bu soruların cevabı bu zamana kalmaz ki kardeşim benim
YORUMLAR
2- yapabilir
3- kendinden bile çok seviyorsa zaten onun adına da gerçek sevgi denir. Ama öyle sevebilmek için de insanın zaten belli bir ruh tekamülüne erişmiş olması gerekir. Ancak o zaman da sorduğunuz o ilk iki sorunun cevabı da değişir ve şöyle olur:
1- veremez
2- çılgınlıklar yapmasına gerek kalmaz, çünkü gerçek sevgide, öyle seviyor olabilmek zaten kişinin öz mutluluğu için yeterlidir. Hani ben seni sevmeyi seviyorum derler ya, onun gibi bir şey. Ve zaten ancak da o hale eriştiğinde insan, bunun gerçekten Allah'ın bir lutfu olduğu gerçeğinin de tam olarak idrakına varır. Zira insanlar arasındaki gerçek sevgi ve aşk, zaten insanla Allah aşkı arasında bir köprüdür.
mecnunun halini görenler onu bu hale getiren leylayı merak etmişler , leylayı gördüklerinde de farkı yok ki diğerlerinden sen nasıl bu hale geldin diye sormuşlar ;
leylaya mecnunun gözleri ile bakmazsanız anlayamazsınız benim halimi
demiş.
aşk ateşinde yanmayan ne bilsin yanmayı bilen söylemeeez,söyleyen bilmez.............