YAZIYI OKUDUM AMA YORUM YAPMIYORUM
BAKALIM YORUM YAPMAMAM NASIL DEĞERLENDİRİLECEK :)
o zaman ön yargılısın özlem:)
aslında ön yargılı degılımdır demek butun ınsanların karsısındakı ne soyledgı yalandır bence.cunku her ınsanda bıraz onyargı vardır
Önyargı ile tecrübe arasındaki farkı ayırabildiğimizde herşey daha kolay çözülebilir..
ve kesinlikle önyargılı olduğun konusunda haklısın..:)
Bence de çok önyargılı birisin ama önyargında da haksız değilsin bu demek oluyor ki bazen önyargılar doğru sonuçlar doğura biliyor.:))Direk hiç kıvırmadan iitiraf ediyorum ben önyargılı biriyim insanlara kolay kolay güvenmem.İnsanlar şehirlere benzer dedinizya çok güzel bir tespit bence, bende bir şehirim eğer bir insana önyargıyla bakıyorsam onun için çok büyük bir metropol olurum, eğer karşımdaki insana güvendiysem o zaman küçücük biri kasaba olurum.:)
çok doğru konuşmuşsun tebrik ederim.....
önyargılar olmasaydı atasözlerimiz olur muydu? bilge insanların önyargılarına kulak vermek gerekir diye düşünüyorum ben..
Allah, insanlar hakkındaki hükmünü bütün ömürleri bittikten sonra veriyor ama biz aciz insanlar; bir kez görmekle, iki üç yazısını okumakla, birkaç dedikodu dinlemekle haklarında hüküm verebiliyoruz...
ön yargı önceden verilmiş bir yargı yani olmayan ya da eksik olan bilgiyle verilmiş bir yargı bir karar ; dinlemesini bilmeyenlerde ,araştırma okuma hevesi olmayanlarda görülen bir hastalık ya da hastalık hali
"önyargılı olduğumuz sürece etrafımızdaki okyanus derinliğindeki beyinleri,kültürleri,zekaları bir su birikintisi gibi görüp ıskalayabiliyoruz."
Ancak bu kadar güzel özetlene bilirdi.
Kendi adıma önyargıdan nefret ederim, hissettiğim anda en sert tepkimle müdahale de ederim ama gelin görün ki kimi zaman ben bilirm deyipte üzerine yapıştırdığım ön yargılar olmadı değil. Hatta genel de oluyor, hepimiz öyle. Einstein çok doğru söylemiş, ön yargıya kızarız ama hepimiz de mevcuttur.
Birde karıştırmamak gereken bir durum var; ön yargı ve ön sezi aynı şey değildir. Ön yargı, yargısız infazı sahiplenir.
önyargılara göre düşüncelerini biçimlendirir. ve nasıl davranacağına karar verir. önyargılar olmasaydı tehlıkelerı sezemezdik...
güzel bir yazı başarılarının devamını dilerim
yarım saat boyunca sivrisineklerin sindirim sistemini anlatsam gene senin yazılarını okuycak gibi hissediyorum :))
dolayısıyla konulara bakış açını güzel anlatıyorsun. özellikle bana derler mesela farklı bir kişiliği var diye. Ben de aynen senin dediğin gibi yok ya kendime torpil geçiyorumdur benim niye bir farkım olsun ki kendi halinde biriyim falan derim :)) yakın arkadaşlarım marjinal falan derler :)) sonra bir baktım ki beni bir iki kere görüp tanıyanlar bile dengesiz olduğumu doğrularlar falan :)))) ama sonuncusunda inanmaya başladım :)) annem "nasıl bir insansın sen anlamadım ki" dediğin de :)))
önyargıya gelince, müthiş önyargılıyımdır :) bildiğim içinde konuları bir kaç kez irdeleme gereği duyarım :)
salih bence özlemin önyargılı olduğunu düşünmekte çok önyargılısın :))))
Yorum yapan bütün arkadaşlara tşk ederken bir konuya açıklık getirmem gerektiğini hissettim:) Önyargı,tecrübe ve hatta önsezi birbirlerinden bağımsız kavramlardır fakat bunları bazı arkadaşlarımız aynı gibi ele almış.Örnek, bir ortamda 5 kişi tanımışsınızdır ve hepsinden zarar görmüşsünüzdür,tanıştığınız 6. kişiye daha onu tanımadan diğer 5 kişi gibi düşünürseniz bu önyargıdır,biraz tanıdıktan sonra elinizdeki doneleri değerlendirip o kişiyle ilgili değerlendirme yaptığınızda bu durum ''ön'' safhasını geçmiş olduğundan yargıya dönüşür ve bunu tecrübe şekillendirir.Önsezi ise tamamen bu durumlardan bağımsız olup,bilinmeyenin,gelecekle ilgili olanın önceden tahmin edilip bunun doğru sayılmasıdır.
Ama şu durumuda gözardı etmemek lazım bazı durumlarda önyargı istisnai olarak bize kazanç sağlayıp bizi koruyabilir,fakat hayatın uzun bir yol olduğunu düşünecek olursak sadece belli zamanlarda ortaya çıkan istisnai durumlar üzerine hayatı şekillendirirsek maksimilian arkadaşımızın söylediği hastalık hali durumunu yaşamış oluruz diyip noktayı koyuyorum.:)
Malesef biz insanlar dünyanın neresinde olursak olalım vazgeçilmez bir tutkumuz olan önyargıyı çok sever ve yargısız infaz yaparız. İnsanların gerek dış görünümü gerekse aile ve sosyal yaşantılarına bakarak onları eleştirmeyi kendimizde bir hak olarak görür ve karşımızdaki insanı tanımadan hareket ettiğimiz için ön yargılarımızın kurbanı oluruz.
İslam dinimizde ön yargı faktörüne ilişkin inananları şu şekilde uyarmıştır.” Ey iman edenler! Size birisi bir haber getirirse,bilmeyerek bir topluluğa zarar verip yaptığımıza pişman olmamak için o haberin doğruluğunu araştırın.”
Aynı zamanda ünlü bilim adamlarımızdan albert einstein önyargıyı parçalamanın atomu parçalamaktan daha zor söylemesinde çok doğru bir isabettir.
Bizler bu tutkudan nasıl vazgeçeriz derseniz, mümkün değil geçemeyiz. Tanımak istediğimiz insanları yaşar onları tanır ve kendi içimizde yaşattığımız kişiyi tanıdıktan sonra bu yargılara son verir ve onu tanıdığımız gibi yansıtırız.
Fakat kendi kafamızda bir kalıba soktuğumuz insanların hepsini tabiî ki yaşayıp tanımak mümkün olmadığı gibi,ön yargılardan uzaklaşma çabası en zoru beklide…tümüyle imkansız uğraşlardan biri olsa gerek.
Kalıplarda yaşamak.Böyle gelmiş böyle gider demek yerine geniş çaplı düşünmek gerekmezmi?Eğri oturup doğru konuşmak gibi.
At gözlüğüyle bakmamak.Daha fazla bilgi edinerek,düşünerek yorumlar yapmak ve tabi daha fazla sorgulamak dileğiyle.
ZOOGOOLOOK.....
harikulade bir yazı olmuş ellerinize sağlık.....
heyy orda dur! önyargı nimettir. tıpkı cehalet gibi. önyargı,azı karar çoğu zararlı olmakla beraber kişilikli bireyin ilk göstergesidir. aksi halde...ne dicektim unuttum .öyle işte .
YORUMLAR
YAZIYI OKUDUM AMA YORUM YAPMIYORUM
BAKALIM YORUM YAPMAMAM NASIL DEĞERLENDİRİLECEK :)
Önyargı ile tecrübe arasındaki farkı ayırabildiğimizde herşey daha kolay çözülebilir..
ve kesinlikle önyargılı olduğun konusunda haklısın..:)
"önyargılı olduğumuz sürece etrafımızdaki okyanus derinliğindeki beyinleri,kültürleri,zekaları bir su birikintisi gibi görüp ıskalayabiliyoruz."
Ancak bu kadar güzel özetlene bilirdi.
Kendi adıma önyargıdan nefret ederim, hissettiğim anda en sert tepkimle müdahale de ederim ama gelin görün ki kimi zaman ben bilirm deyipte üzerine yapıştırdığım ön yargılar olmadı değil. Hatta genel de oluyor, hepimiz öyle. Einstein çok doğru söylemiş, ön yargıya kızarız ama hepimiz de mevcuttur.
Birde karıştırmamak gereken bir durum var; ön yargı ve ön sezi aynı şey değildir. Ön yargı, yargısız infazı sahiplenir.
yarım saat boyunca sivrisineklerin sindirim sistemini anlatsam gene senin yazılarını okuycak gibi hissediyorum :))
dolayısıyla konulara bakış açını güzel anlatıyorsun. özellikle bana derler mesela farklı bir kişiliği var diye. Ben de aynen senin dediğin gibi yok ya kendime torpil geçiyorumdur benim niye bir farkım olsun ki kendi halinde biriyim falan derim :)) yakın arkadaşlarım marjinal falan derler :)) sonra bir baktım ki beni bir iki kere görüp tanıyanlar bile dengesiz olduğumu doğrularlar falan :)))) ama sonuncusunda inanmaya başladım :)) annem "nasıl bir insansın sen anlamadım ki" dediğin de :)))
önyargıya gelince, müthiş önyargılıyımdır :) bildiğim içinde konuları bir kaç kez irdeleme gereği duyarım :)
salih bence özlemin önyargılı olduğunu düşünmekte çok önyargılısın :))))
Yorum yapan bütün arkadaşlara tşk ederken bir konuya açıklık getirmem gerektiğini hissettim:) Önyargı,tecrübe ve hatta önsezi birbirlerinden bağımsız kavramlardır fakat bunları bazı arkadaşlarımız aynı gibi ele almış.Örnek, bir ortamda 5 kişi tanımışsınızdır ve hepsinden zarar görmüşsünüzdür,tanıştığınız 6. kişiye daha onu tanımadan diğer 5 kişi gibi düşünürseniz bu önyargıdır,biraz tanıdıktan sonra elinizdeki doneleri değerlendirip o kişiyle ilgili değerlendirme yaptığınızda bu durum ''ön'' safhasını geçmiş olduğundan yargıya dönüşür ve bunu tecrübe şekillendirir.Önsezi ise tamamen bu durumlardan bağımsız olup,bilinmeyenin,gelecekle ilgili olanın önceden tahmin edilip bunun doğru sayılmasıdır.
Ama şu durumuda gözardı etmemek lazım bazı durumlarda önyargı istisnai olarak bize kazanç sağlayıp bizi koruyabilir,fakat hayatın uzun bir yol olduğunu düşünecek olursak sadece belli zamanlarda ortaya çıkan istisnai durumlar üzerine hayatı şekillendirirsek maksimilian arkadaşımızın söylediği hastalık hali durumunu yaşamış oluruz diyip noktayı koyuyorum.:)
Malesef biz insanlar dünyanın neresinde olursak olalım vazgeçilmez bir tutkumuz olan önyargıyı çok sever ve yargısız infaz yaparız. İnsanların gerek dış görünümü gerekse aile ve sosyal yaşantılarına bakarak onları eleştirmeyi kendimizde bir hak olarak görür ve karşımızdaki insanı tanımadan hareket ettiğimiz için ön yargılarımızın kurbanı oluruz.
İslam dinimizde ön yargı faktörüne ilişkin inananları şu şekilde uyarmıştır.” Ey iman edenler! Size birisi bir haber getirirse,bilmeyerek bir topluluğa zarar verip yaptığımıza pişman olmamak için o haberin doğruluğunu araştırın.”
Aynı zamanda ünlü bilim adamlarımızdan albert einstein önyargıyı parçalamanın atomu parçalamaktan daha zor söylemesinde çok doğru bir isabettir.
Bizler bu tutkudan nasıl vazgeçeriz derseniz, mümkün değil geçemeyiz. Tanımak istediğimiz insanları yaşar onları tanır ve kendi içimizde yaşattığımız kişiyi tanıdıktan sonra bu yargılara son verir ve onu tanıdığımız gibi yansıtırız.
Fakat kendi kafamızda bir kalıba soktuğumuz insanların hepsini tabiî ki yaşayıp tanımak mümkün olmadığı gibi,ön yargılardan uzaklaşma çabası en zoru beklide…tümüyle imkansız uğraşlardan biri olsa gerek.
Kalıplarda yaşamak.Böyle gelmiş böyle gider demek yerine geniş çaplı düşünmek gerekmezmi?Eğri oturup doğru konuşmak gibi.
At gözlüğüyle bakmamak.Daha fazla bilgi edinerek,düşünerek yorumlar yapmak ve tabi daha fazla sorgulamak dileğiyle.
ZOOGOOLOOK.....