gamyun.net'i doğru görüntüleyebilmek için tarayıcını güncellemelisin, güncelleyemiyorsan başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsin.

BLOG

TANIMAK

02 Aralık 2010, 17.19
A- A+
Seni yada sizi nasıl tanımlayabileceğimi bilemiyorum.Hakkınızda doğru yargıya varabilmem için sizden veya çevrenizden doğru bilgiler edinebilmem lazım.Vereceğiniz her doğru veya yanlış bilgi sizi yada sizleri bana daha yakınlaştırabileceği gibi sonsuza dek uzaklaştırabilir.Gerçekler insanlar için her zaman gerek.Sığınırsak asılsız söylemlerin arkasına maskemizin düştüğü gün çevremizdeki insanların bizden çok uzaklaşacağı aşikardır.Dostlukların devamı her zaman doğrular üzerinde yürümesede,aslolan doğruların çokluğunun çok olmasıdır.Ben sizleri tanımak için kendi başıma yeterli olamam eğer arzularsa kişiler dostluğumu, kendileride özveride bulunarak anlatmalılar ellerinden geldiğince kendileri birkaç cümle ile.Belirsizliğin olduğu durumlarda devam ediyor görünsede dostluklar, yoktur aslında diyebiliriz.Çok fazla bir paylaşım yoksa,gereksiz sohbetlerin konuşmaların dostluk olduğunu iddia etmek saçmalık olur.
Günümüzde iletişimin sınırsız koşulları insanları doğal dostluklardan uzaklaştırıp klavyenin sıfır-bir mantığına teslim ediyor.Görünmeyen kişiliklere bağlanılma ne yada ne olduğunu bilmeden.İletişim ihtiyacının giderildiği düşünülürken çok fazla yanlışa imza atabilir insan farkında olmadan.Yalnızlığın çözümlemesi kendi inandığımız doğrular ile toplumun oluşturduğu doğrular arasında bir denklem oluşturmalıdır aksi hüsran olabilir uygulanmaya çalışılınca.
Şunuda bilmek gerekirki biz insan isek yine insanlara güvenerek yaşamalıyız.Vereceğimiz her karar bizi ilgilendirdiği gibi onlarıda bir yönü ile ilgilendiriyor kendimize saygımız olduğu gibi karşımızdakilerede olmalıdır.Sağlıklı dostluklar bu temeller üzerinde çok daha çabuk yükselecektir. 

YORUMLAR

02 Aralık 2010, 23.38
insanlar on yargılarında kurtulsa karsısında kı daha ıyı anlıyabılrı bence
02 Aralık 2010, 23.41
dost dost diye nicesine sarıldım benim sadık yarim kara topraktır...
03 Aralık 2010, 01.16

Bence çok insan tanımak değil az ve öz insan tanımak lazım. Gelenin gidenin kırıp döktüğü bir hatıra olmaktansa kalbe yazılmış biri olmak mühim. Çok kişi tanıyınca çok karışıklık oluyor sanki, herkez her yöne çekiştirmeye çalışıyor. Dingin bir liman daha huzurlu. Yüze gülen çok dostcuklar yerine dar günde yanınızda olabilecek samimi arkadaşlar bulmalı. Böylesine güzel insanlarda öyle ha deyince ortaya çıkartılmaz. Derin ve uzun süre analize ihtiyac var bence… Bir ömrü beraber tüketen insanlar bile birbirlerini tam tanıyamazken sanalda bunu denemek; denizde kum tanesi aramak olur: ))

03 Aralık 2010, 02.45

Keyif alarak okudum.

Çok duygusuz ama bir o kadarda etik.

Mantığımda o kadar haklısızın ki

ama duygu dünyasına girince aldanma ve aldatmaya açığız yinede.

 yanlışlara ve bahanelere

 ve sonrasında çöküşlere

ve bağlaçlarıyla tutturulan anılarımızda

en baştan başlayıp, biriken hayal kırıklıklarına üç nokta  

Umarım herkes bu yazıyı okur, feyzalır, yanlışından döner!

VE yine unutmadan yazının sonuna asgard3’ün gençliğe hitabesidir diye imzanızı da atsaydınız keşke ;p

03 Aralık 2010, 11.18
İNsanLari TanimaK BiLmeK
03 Aralık 2010, 14.46
kısaca tabıkı ınsanları tanımak ve bılmek ama ınsanı ıcıne gırmeden tanımak mumkun degıl.ıcıne gırdıkten sonra zaten kotu ınsan sa sızde elbet zarar goruyosun uz onemlı olan en az hasarl a atlatabılmek
03 Aralık 2010, 15.25
insanları tanımak için ön yargıyı kaldırmak şart
04 Aralık 2010, 09.33
daha hayattan çok öğrenecek şeylrimiz var
04 Aralık 2010, 14.12
tanımak çok uzun süren birşey...
04 Aralık 2010, 21.04
herkes kendini herşeyi biliyo sanıyo ama bilmedigi ne cok sey var bilmiyolar :..
04 Aralık 2010, 21.49
tanımak yüzeyseldir bence gerçek tarafı  sıkıntılı zamanda ortaya çıkar
04 Aralık 2010, 21.56
hı hı evet tabiki bencede olabilir
04 Aralık 2010, 23.31
nekadar az yalan varsa okadar az yanlış yapar insan bu hayat denilen oyunda daha az hatırlamsı gerekir cünki söylediklerini oldugumuz gibi görünemeyiz bunun farkına varılmalı recep ivedik vakkası sadece bir filimmi hangimiz burnumuzu karıştırmıyoruz kimse bakmazken bir oyunun icindeyiz iyi oynanmazsa enzayıf halkalar olmuyormu insan oglu bence herşeyden önce gercekci olmalıyız insanlara sevgi ve saygı cercevesinde bence yalan söylemenin bile bir zararı yok beyaz yalanlar
05 Aralık 2010, 01.50
İnsanları tanımak için, hayvanlar alemi izleyip, neler yaptığını öğrendikten sonra insanları tanımak ve öğrenmek daha mantıklı bir yaklaşım olacaktır. Etki ve Tepki misali
05 Aralık 2010, 11.06
söyledigimiz dogrularla en çok kendimize saygı duyarız ve insan oldugumuzu hatırlarız aslında.. ama nedense sanal olmak bazılarımızın insan olmasınıı gerektirmiyo sanki.evet haklısınız her dogru kelime bize duyulan güveni pekiştirir. ama bide bunu anlasak :))
05 Aralık 2010, 17.10
Yazida, yorumlarda güzel...Ellerinize saglik.
Tabiki yalan söyleyende, dogru söyleyende (karsisindakine degilde) kendisine söylemis olur.
Kendisini elestiren'in karsisindakini elestirmesine gerek kalmaz...
Yanlislar; dogrulari bulmak icindir...
Insan önce kendini tanimalidir, kendini bulmalidir.
Kendisini bulunca, onu bulmaya calisanlar da cok olacaklardir.


05 Aralık 2010, 17.55
sarı_lale hanım anlayana sivrisinek saz anlamayana davulzurna az diye boşuna demişler eskiler :)
05 Aralık 2010, 20.51
slm,yüreginize saglik güzel bir konuya deginmissiniz...bana göre hic bir sey edinilmez o zaman safligi kalmaz....Mevlana’nın çağlar ötesinden günümüze ulaşan çok değerli öğütlerinden bir diğeri de başkalarının kusurlarını araştırmamaktır. Başkalarının kusurlarını araştıran, kendisini başkalarına odaklayan kimse kendi hata ve kusurlarını göremez.
Lincoln’e: “Düşmanlarına niçin bu kadar iyilikte bulunuyor, elinde güç ve imkan varken onları yok etmiyorsun?” dediklerinde, “Ben onlara iyi davranarak, onlarla güzel geçinerek zaten onları yok etmiş olmuyor muyum?” der.bence denemeye deger..
saygilar, sevgiyle kalin...

06 Aralık 2010, 00.41

Nerden? yaş? isim, meslek, evli bekar?  sorularına  aldığı cevapla insanları tanıdığını sanmak , nekadar gerçekçidir bilemem..Gerçeği aramak mıdır maksat , yoksa üç beş laf edip can sıkıntısını geçiştirmek midir? Eğer amaç  karşımızdaki kişiyi gerçekten tanımaksa, adından, şehrinden mesleğinden çok başka sorulara cevap aramak , o kişiyi bize daha doğru tanıtmaz mı?

Örneğin; ezbere söylenebilen bir şiirden bir kaç dize, sevilen şarkının sözlerinin manasnı, okunmuş ama yıllarca unutulamamış dünya klasiklerinden bir roman üzerine konuşmalar,gündemdeki herhangi bir konu hakkında fikirlerin ortaya konması ile  karşımızdaki kişinin en azından duygusal yönünü tanıyabiliriz görüşündeyim . Mesnevi  v.b .okuyan kişi ile ben gazete  bile okumam diyen kişiyi , mesleği ,yaşı ,ili  ne olursa olsun, kişiliği hakkında ip ucu alıp,  biraz tanıyabilir  diyorum .

Duygusal yönden, kafa dengi arkadaşımızı bulduğumuza inandığımız andan itibaren de diğer kimlik  sorularımıza cevap,  zaten kendiliğinden gelecektir..Tavsiye ederim,  ben bu yöntemimle  ,hiç yanılmadım..

 

06 Aralık 2010, 04.40
gerçek anlamda dost vardır ve bunu sana hissettirendir dost
arkadaş vardır hissettirir yakınlığını ama dost değildir
dost dediğin en yakın dediğin arkadaşın senin gibi hissediyorsa ve senin dediğin gibi oda benim tek dostum tek arkadaşım deyip seni gösteriyorsa yola çıkıp seni satmıyorsa aç kaldığında yemeğinin fazlasını sana veriyorsa senin düşüncelerini beğenmesede ona yanlış gelsede yinede saygı duyuyorsa o senin ne dostun ne arkadaşındır o senin kardeşindir ve ne ilginçtirki böyle kardeşlikler bile son buluyor çünkü hep hatayı o kardeşimizde aradığımız için asıl hata sendedir ama bunu çok sonra anlarsın insan kendi hatasını önemsenmeyecek kadar küçük sanar hatayı kendinde arayan arkadaşlar her zaman kazanır ve dostlukları kardeşlikleri bozulmaz
 unutmaki dost acı söyleyendir
analiz etmeye gerek yok burdan yola çıkarak bulursun dostunu
Yorum yapabilmek için ÜYE GİRİŞİ yapmalısın