Sobali Evde Büyüyen Cocuk...
11 Aralık 2010, 14.25 A- A+
Kış sabahları bazen üşümekten yataktan çıkmayı istemeyen soba kokusunu seven üstünde kaynayan çaydanlığın sesini seven üstündeki kestanenin mandalina elma kabuklarının kokusunu tanıyan seven bahçede karda oynadıktan sonra üstüne ellerini tutup ısıtmayı seven sobalı odadan öteki odaların soğukluğu nedeniyle çıkmak istemeyen kömür kokusu odun kokusu çalı çırpı çıtırtısı ateş gürlemesi nedir bilen çocuktur...
sobanın borusunda bulunan çamaşır kurutma tellerine asılı olan okul önlüğünün kurumasını beklemiş çocuktur...
Yıllar sonra büyüdükten sonra kaloriferli veya kombili bir evde bilehalen "oturma odası"nın kapısını kapayan rahatsız bir insandır...
İlerleyen yıllarda kestaneye bayılan ama çocukluğundan hatırladığı tadı bulamayan bir büyük insan olacaktır...
Sobanın üzerine kolonya dökerek alev denemesi yapmış çocuktur...
Elbiselerinin bir köşesi kurutulurken yanmıştır...
Büyüdüğünde yazın bile yorgan kullanmadan uyuyamama alışkanlığına veher mevsim açık kapıları kapama hastalığına sahip olacak çocuk...
Gizli gizli sobanın arkasına pastel boya değdirip boyanın eriyereksoyutsanat eserlerine dönüşmesini izleyen koku farkedilip kendisinemüdahaleedilene kadar bunu değişik renklerle yapmaya devam edençocuktur...
Nohutun leblebiye dönüşünü soba üstünde görmüş cocuktur...
Yün coraplarini sobaya dayayarak ayaklarini isitmistir bu cocuk....
Geceleyin atesin kırmızı ve sarı renklerinin dansını evin tavanında seyreden çocuktur...
Elinin kolunun bir kenarında muhtemelen nasıl olduğunu hatırlayamadığı yanık izleri olan çocuktur...
Sobanın kenarına pısıp dakikalrca ısınansonra kosarak aynaya bakanvekıpkırmızı yanakları görünce kendini begenen bundan zevk alancocuktur...
Annesi evde yokken soba sönmesin diye sobaya tahta kömür taşımayı görev bilmiş çocuktur...
Gece lambasinin isigi yerine sobanin alevlerine bakarak uyuyan cocuktur...
Soba tütünce tırsmış çocuktur...
Sobanın üstüne mantar koyup tuzlayıp sonra afiyetle yiyen çocuktur..
Sobanin onunde mavi legen icinde banyo yapmis cocuktur...
Muhakkak bir kere evi havaya ucurma macerasini yasamis cocuktur...
Sobanın sıcaklığını ne kaloriferle ne de doğalgazla ısınan evde bulabilmiş çocuktur...
Önlük yakalığını kumaş mendilini bilumum ufak tefek malzemeyi soba borusuna yapıştırmak suretiyle ütülemiş olan çocuktur.
Sıcacık odada radyo dinlemeyi...
Sevdikleriyle zaman geçirmeyi...
Annesinin ördüğü kazağı o sıcaklıkta yinede giymeyi...
Okullardaki dev sobaların üzerine, ne kadar taze olsalarda o günün sabah simidini koyup illa bir tarafını yakarak yemedir ....evde ki o sobanın yada şimdiki adıyla kuzine(maşınga)nin altındaki tablada bir çift tavşan ayağına her defasında dokunmaktır..
kışın kar suyunu emmiş pabuçların en azından bir süre kuruması için börek -çörek yapılan yerine konulup kazık gibi olmasını beklemektir çocukluk..
sobalı ev mesuttur, huzurdur,neşedir; kaloriferin petek soğukluğuna ters oranda.. sobalı ev ninemin helal aşı, dedeme ilk aşkı,bana sevgi-edep-saygı marşıdır..
sobanın borusunda bulunan çamaşır kurutma tellerine asılı olan okul önlüğünün kurumasını beklemiş çocuktur...
Yıllar sonra büyüdükten sonra kaloriferli veya kombili bir evde bilehalen "oturma odası"nın kapısını kapayan rahatsız bir insandır...
İlerleyen yıllarda kestaneye bayılan ama çocukluğundan hatırladığı tadı bulamayan bir büyük insan olacaktır...
Sobanın üzerine kolonya dökerek alev denemesi yapmış çocuktur...
Elbiselerinin bir köşesi kurutulurken yanmıştır...
Büyüdüğünde yazın bile yorgan kullanmadan uyuyamama alışkanlığına veher mevsim açık kapıları kapama hastalığına sahip olacak çocuk...
Gizli gizli sobanın arkasına pastel boya değdirip boyanın eriyereksoyutsanat eserlerine dönüşmesini izleyen koku farkedilip kendisinemüdahaleedilene kadar bunu değişik renklerle yapmaya devam edençocuktur...
Nohutun leblebiye dönüşünü soba üstünde görmüş cocuktur...
Yün coraplarini sobaya dayayarak ayaklarini isitmistir bu cocuk....
Geceleyin atesin kırmızı ve sarı renklerinin dansını evin tavanında seyreden çocuktur...
Elinin kolunun bir kenarında muhtemelen nasıl olduğunu hatırlayamadığı yanık izleri olan çocuktur...
Sobanın kenarına pısıp dakikalrca ısınansonra kosarak aynaya bakanvekıpkırmızı yanakları görünce kendini begenen bundan zevk alancocuktur...
Annesi evde yokken soba sönmesin diye sobaya tahta kömür taşımayı görev bilmiş çocuktur...
Gece lambasinin isigi yerine sobanin alevlerine bakarak uyuyan cocuktur...
Soba tütünce tırsmış çocuktur...
Sobanın üstüne mantar koyup tuzlayıp sonra afiyetle yiyen çocuktur..
Sobanin onunde mavi legen icinde banyo yapmis cocuktur...
Muhakkak bir kere evi havaya ucurma macerasini yasamis cocuktur...
Sobanın sıcaklığını ne kaloriferle ne de doğalgazla ısınan evde bulabilmiş çocuktur...
Önlük yakalığını kumaş mendilini bilumum ufak tefek malzemeyi soba borusuna yapıştırmak suretiyle ütülemiş olan çocuktur.
Sıcacık odada radyo dinlemeyi...
Sevdikleriyle zaman geçirmeyi...
Annesinin ördüğü kazağı o sıcaklıkta yinede giymeyi...
Okullardaki dev sobaların üzerine, ne kadar taze olsalarda o günün sabah simidini koyup illa bir tarafını yakarak yemedir ....evde ki o sobanın yada şimdiki adıyla kuzine(maşınga)nin altındaki tablada bir çift tavşan ayağına her defasında dokunmaktır..
kışın kar suyunu emmiş pabuçların en azından bir süre kuruması için börek -çörek yapılan yerine konulup kazık gibi olmasını beklemektir çocukluk..
sobalı ev mesuttur, huzurdur,neşedir; kaloriferin petek soğukluğuna ters oranda.. sobalı ev ninemin helal aşı, dedeme ilk aşkı,bana sevgi-edep-saygı marşıdır..
YORUMLAR