Ben´den Geçip
21 Aralık 2010, 23.37 A- A+
Bir hikaye anlatılır Mevlana’nın Mesnevi´sinde: Bir adam, dostunun kapısına gelip, kapısını
çalar. İçeriden gelen ses:
-Kapıyı çalan da kim, diye sorar.
Adam:
-BEN´im, diye cevap verince, dostu:
-Git, şimdi zamanı değil, sonra gel, der.
Adam kapıdan ayrılır ve bir yıl dostunun hasretiyle yanıp tutuşur. Bir yılın sonunda
dostunun kapısına tekrar gelir. Reddedilme korkusuyla yeniden çalar kapıyı. İçerden gelen ses:
-Kim o, diye sorar. Adam:
-SEN´im, diye cevap verir.
Dost, adamı içeri davet eder:
-Mademki BEN´sin, içeri gir. Ev dar, iki kişi sığmıyor.
Şimdi, kaçımızın SEN´im diyebileceği, ruhuna eşdeğer bir dostu var, kim bilir! Kaçımız BEN’den geçip, onunla SEN olabildik? Kaçımız dostu uğruna uykusuz kaldık yahut benliğimizi, bencilliğimizi karşımıza aldık. Belki sadece birkaçımız… İstedik ki, her koyun kendi bacağından asılsın. Anlayamadık oysa her giden canın, canımızdan gittiğini.
çalar. İçeriden gelen ses:
-Kapıyı çalan da kim, diye sorar.
Adam:
-BEN´im, diye cevap verince, dostu:
-Git, şimdi zamanı değil, sonra gel, der.
Adam kapıdan ayrılır ve bir yıl dostunun hasretiyle yanıp tutuşur. Bir yılın sonunda
dostunun kapısına tekrar gelir. Reddedilme korkusuyla yeniden çalar kapıyı. İçerden gelen ses:
-Kim o, diye sorar. Adam:
-SEN´im, diye cevap verir.
Dost, adamı içeri davet eder:
-Mademki BEN´sin, içeri gir. Ev dar, iki kişi sığmıyor.
Şimdi, kaçımızın SEN´im diyebileceği, ruhuna eşdeğer bir dostu var, kim bilir! Kaçımız BEN’den geçip, onunla SEN olabildik? Kaçımız dostu uğruna uykusuz kaldık yahut benliğimizi, bencilliğimizi karşımıza aldık. Belki sadece birkaçımız… İstedik ki, her koyun kendi bacağından asılsın. Anlayamadık oysa her giden canın, canımızdan gittiğini.
YORUMLAR