YAŞAM İKİ NEFES ARASI
20 Ocak 2011, 22.17 A- A+
Biliyorum bu ara blog yazıları genelde arabesk ..Herhangi bir mesaj vermek niyetinde değilim aslında..Ama nedense çok hüzünlüyüm..
Bunu, hani derler ya; “yarasını bir dost’a göstermek” tabiri şeklinde algılayın lütfe..Ünlü sosyolog EMRE KONGAR şöyle der;
Dinleyenden çok, anlatan yakın hisseder kendini karşısındakine..
“GAMYUN” hayatıma dahil ettiğim en son dostlardan..Hani yarın öbür gün bir nedenle aramı-nı-zdan aniden ayrılmak zorunda olabilecek dostlar; ne yarım kalan oyunlar,ne yüksek/düşük puanlılar,ne seriii nidaları,ne onun sevgilisiydi yok bunun arkadaşıydı ,oyun dondu,düştüm,geldim,hg,hb demedin,slm vermedin,eee süre dedim, kapı çaldı,çocuk geldi,şştt yavas konusun ya bebek uyuyooo,Elitti,silverdı,optu,yöneticiydi,zac’a oyun teklif ettim , cvp vermedi(gerçekten:),oplarım cebren ve natty blog yazılarımı onaylamadı,sağlık olsundu,çok şanslıydı,bugün hep kaybetti,cooldu,asılırdı,kopardı,dosttu,düşmandı,kıskançtı,dedikoducuydu,eee hani sanaldııı,git işine,gel beriye,arkadaş olalım,nerden,adın ,sohbet edelim,arkadaş olalım,ortiydi,hemşoydu,en çok topraktı,iyi oyuncuydu,acemiydi,küfür etti,yasaklandı,ceza aldı,af cıktı (çıkar mı kiJ) benim salonuma gelmedin,onun salonu boş,turnuva yap,renkli rumuz dağıt,tombik oyna,fıstık topla,arkadaş ekle,yok ekleme ısrar edilsin, ,özeli kapat,bahane yarat,geyik otlat,yok olmadı benim tarlamda otlatma,kumda oyna, pişti oynama,kabiliyet meselesi ayakkabı köselesi değil,iyi oyna,valeler kaç tane,okey sendemi?üstadsın,çömezsin..eskiyim,yeniyim,kaç günlüksün ?ulen adresini ver gelicem,güzel oyun oldu,tebrikler,aaa kaçtı yaaa,iyi olan kazansın,yendim yendim…acımadı kiii..acımadı kii…
Süperim,dürüsttüm,ben gerçeğim,en çok da özelsin,senden nefret ediyorum,çok güzelsin,kız sıska,pasaklı,uyuz,gıcık,beni op yapsana,neden attın yaaa..e göz ardı etsene opu meşgul etmekten atıldın!! (harbiden atıldım L),et deseydın de atmasaydın,o salon benim bu senin diğeri kimin ? v.s vs. vs ..Hayat ellerimizden kayıp gidiyor..Ucundan yakalamayı deneyelim…birbirimizi olduğumuz gibi sevelim ,şekil vermeyelim,misyon yüklemeyelim,yargılamayalım,gereksiz övmeyelim,en önemlisi tartışsak bile dürüst olalım.. birlikte çok vakit geçiriyoruz.. unutmayın istesenizde,istemesenizde Biz bir AİLEYİZ..
Her ailede olduğu kadar çelişiyoruz,öfkeleniyoruz ..Sevdiklerimize mutlaka SENİ SEVİYORUM diyelim..Bunu söylemek için yarın çok geç olabilir..Yaşam iki nefes arası..
.. SEVGİLER….
YORUMLAR
Kelebek tadinda (gibi) latif o kadarda zarif bir yazı olmuş. Şu bilgisayarla karşıdaki - ler arasında ne kadar mesafedeyiz ))) Nedense bu gün iki kaptaki suyu birine bosaltirkenki kavusma modundayim. Suyu suya dökersiniz ve sadece miktarı artar başka değişme olmaz. Ben bende kayboluyorum. Hayatı çekilmez ve zor kılmaya ne gerek var. Az önce yavaş oynayan bir gruba takıldım. Uykum geldi diyorum serii diyorum anlamadilar. E bende uyudum ister istemez aralarda. Adam üstüne diyor çok yavaş oynuyorsun. Gel, gelde çildirma )))
Paylaşımın için teşekkürler 35kelebek
Keşke Herkes Yaşamın iki Nefes Arasında Olduğunu Bilse ve Buna Göre Davransa..
O Zaman Hayat Daha bi Yaşanılır Olurdu..
Yüreğine Sağlık..
Dürüstlüğe ve yaşamda birbirimizden ayrı da düşsek, bundan on yıl sonra bile burnumuzun direğini sızlatarak hatırlanacak kadar sevdiklerimize o direk sızlamadan "SENİ SEVİYORUM' demeye. Sevgiyle kalın
Ne güzel demiş sosyolog:" Dinleyenden çok, anlatan yakın hisseder kendini karşısındakine..""
Yakın hisseder anlatırsın derdini karşındakine, ama o kayboluverir birdenbire...
Burada ki ortamı çok güzel aktarmışsınız:) Okurken gülümsedim:) Ama sevgiden bahsetmek biraz ütopik olur. Sevmek için tanımak gerekir, en azından ben kendi adıma sevecek kadar tanımıyorum kimseyi. Ve elbette kavga edecek kadar da tanımıyorum :) Saygı çerçevesi içinde, hoş vakit geçirdiğim oyunlar ve oyun arkadaşlarını ailenin dışında çok daha farklı bir kategoride görüyorum.
Yüreğinize sağlık. . .
cvp hakkı doğdu:))
sevgili Trapper ; (sizin deyiminizle ) işte bende tam bunu demek istemiştim:))Herkes kendi kapısının önünü temizlerse GAMYUN en çok tık alan oyun sitesi yanına birçok güzel özellik daha ekler kanatindeyim.Caddede,sokakta,vapurda,vitrin önündeki insanların iletişimiyle günde 8-10 saati(hiç bir zorlama olmadan,gönüllü hatta bağımlı) birlikte geçirdiğimiz insanları aynı katagoriye koymak biraz haksızlık olmuş kanımca.Burada , kumlardan denize atılarak kurtulan bir deniz yıldızı misali, olumsuz bir üyenin hasbelkader olumlu etkilenme ihtimali bile beni hala yüreklendiyor.Toplumda en cabuk dalgalar halinde yayılan karamsarlığın ve önyargının önünü sizinde belirttiğniz gibi (icraata dökmek şartıyla ) emekle aşabiliriz.(zaman da lazım ama zaten bolca var :))Kaldı ki; ben sevginin soyut kavramdan cıkıp somut kavrama geçmesinden, dile dökülmesinden, sanal-reel ayrımı yapmadan bahsetmiştim.(algıda seçiçilik bu olsa gerek :))Önyargıları da seviyorum ayrıca,değiştirmek için emek üretmek ve blog yazmak gerekiyor ve insanı üretken yapıyor:)) GDO suz ve ORGANİK sevgiler...
''Ve ne kadar birlikte vakit geçirirsek geçirelim caddede yürürken,bir alış veriş merkezinde gezerken,vapurda denizi seyrederken yanyana gelsek birbirimizin devamlı vakit geçirdiğmiz insan olduğunu bilmeyeceğiz''
''Caddede,sokakta,vapurda,vitrin önündeki insanların iletişimiyle günde 8-10 saati(hiç bir zorlama olmadan,gönüllü hatta bağımlı) birlikte geçirdiğimiz insanları aynı katagoriye koymak biraz haksızlık olmuş kanımca''
1. paragraf benim yazına karşı yaptığım yorum,2. paragraf ise senin benim yazımdan anladığına göre yaptığın yorum:).İşin tuhafı geçen yazdığım yazıda bu tarz durumları kastetmiştim.Ben diyorumki burada 8-10 saatimizi geçirdiğimiz kişilerle tesadüfen sosyal ortamda karşılaşsak haberimiz olmaz.Yani ekstra yeni insanlar yaratmıyorum cadde,vapur ya da benzeri yerlerde.Sanal-reel ayrımı yapmamak lafınada kesinlikle katılmıyorum.Bazen buraya ayırdığımız zaman diliminin fazla olması bizi acaba herşeyi burada yaşayabilirmiyiz yanılgısına sürükleyebilir.Ve bu yanılgı ''duygusal boşluk'' kavramını da beraberinde getiriyor.Defne'nin söylediği gibi sevgi için yol katetmek,emek harcamak gerek,buradaki hiç kimse diğer bir insanın mutluluğu için burada değil.Yorumda da söyledim,herkes kişisel zevki için burada...
Ve son birşey bu konuyla ilgili.Bahsttiğin Sevgi kavramını çevremizdeki,yanıbaşımızdaki insanlara gösterirsek zaten buradaki geçirdiğimiz zaman dilimi 8-10 saatleri bulmaz.Hani bir reklam varya.''O zaman sevgiye zaman kalır''.Üzerimde emeğim olmayan hiçkimse beni yeteri kadar sevemez,üzerinde yeterli emeği harcamadığım kimseyi özgürce sevemem...
yüreğine emeğine sağlık