TACMAHAL-3
30 Ocak 2011, 01.29 A- A+
Evet dostlar yine beraberiz.öncelikle yorumlarınız için herkese ayrı ayrı teşekkür ediyorum.
yıllar önce ilkokulda okuduğum dönemlerde yaz tatilinde köye dedemlerin yanına giderdim.
çocukluğumun en güzel yıllarıydı,çocukluğumun değil şu ana kadar yaşadığım ömrümün diyebilirim.dedemlerin köyüne elektik(medeniyet)çok geç geldi.biz gaz lambasının ışığının altında dedemin anlattığı hikayeleri,masalları duvarlarda oluşan gölgeleri birşeylere benzeterek,kah korkarak,kah sıçrayarak dinlerdik.şimdilerde şömine denilen ocaklıkta(şubat tatilinde)yanan palamut odunlarının çıkardığı çıtırtıları dinleyerek ninemin anlattığı masalları yaşardık,alevlerin dansında devler,tek boynuzlu atlar,periler,cinler,vsvs şekillenirdi.evler iki göz biri ocaklığın olduğu oturma odası,mutfak olarak kullanılan böüm ve benim yattığım yer aynı zamanda.diğeri dedemle ninemin yatak odası ve aynı zamanda misafir odası.tuvalet evin dışında bahçenin bir ucunda,gece kandil ışığında korka korka gider gelirdim.benim anlayamadığım şey şu şimdi.
böylesine yokluğun,imkansızlığın olduğu dönemde ev misafirsiz kalmaz,gelen misafir de en az iki gece kalırdı.misafir geldiğinde ninemin neşesi artar,dedemin keyifli sohbetleri.şimdilerde her şey çok daha rahat ve imkanlar çok daha iyi olmasına rağmen,evimzide misafir ağırlamak hele ki yatılı bir misafir ağırlamak bir zulüm,bir işkence gibi geliyor olması.
teknoloji insanların daha çok huzurlu olması ve rahat etmesi için değil miydi?keşifler,buluşlar insanlığın faydasına değil mi?
iyi de şu an insanlara bakıyorum da yüzü gülen insan bulmakta zorlanıyorum.teknoloji insanı bencileştirmiş,herşey benim için,ben ,ben,ben...
huzur kalmamış,anlık mutluluklarla,anlık sevinçlerle oyalanma sevdasına düşmüşüz.
dedemin gözlerindeki huzuru,ninemin bakışlarındaki sıcaklığı şimdilerde kendimde dahi bulamıyorum.neden acaba?
yıllar önce ilkokulda okuduğum dönemlerde yaz tatilinde köye dedemlerin yanına giderdim.
çocukluğumun en güzel yıllarıydı,çocukluğumun değil şu ana kadar yaşadığım ömrümün diyebilirim.dedemlerin köyüne elektik(medeniyet)çok geç geldi.biz gaz lambasının ışığının altında dedemin anlattığı hikayeleri,masalları duvarlarda oluşan gölgeleri birşeylere benzeterek,kah korkarak,kah sıçrayarak dinlerdik.şimdilerde şömine denilen ocaklıkta(şubat tatilinde)yanan palamut odunlarının çıkardığı çıtırtıları dinleyerek ninemin anlattığı masalları yaşardık,alevlerin dansında devler,tek boynuzlu atlar,periler,cinler,vsvs şekillenirdi.evler iki göz biri ocaklığın olduğu oturma odası,mutfak olarak kullanılan böüm ve benim yattığım yer aynı zamanda.diğeri dedemle ninemin yatak odası ve aynı zamanda misafir odası.tuvalet evin dışında bahçenin bir ucunda,gece kandil ışığında korka korka gider gelirdim.benim anlayamadığım şey şu şimdi.
böylesine yokluğun,imkansızlığın olduğu dönemde ev misafirsiz kalmaz,gelen misafir de en az iki gece kalırdı.misafir geldiğinde ninemin neşesi artar,dedemin keyifli sohbetleri.şimdilerde her şey çok daha rahat ve imkanlar çok daha iyi olmasına rağmen,evimzide misafir ağırlamak hele ki yatılı bir misafir ağırlamak bir zulüm,bir işkence gibi geliyor olması.
teknoloji insanların daha çok huzurlu olması ve rahat etmesi için değil miydi?keşifler,buluşlar insanlığın faydasına değil mi?
iyi de şu an insanlara bakıyorum da yüzü gülen insan bulmakta zorlanıyorum.teknoloji insanı bencileştirmiş,herşey benim için,ben ,ben,ben...
huzur kalmamış,anlık mutluluklarla,anlık sevinçlerle oyalanma sevdasına düşmüşüz.
dedemin gözlerindeki huzuru,ninemin bakışlarındaki sıcaklığı şimdilerde kendimde dahi bulamıyorum.neden acaba?
YORUMLAR
Ne yaman çelişkiler bunlar di mi?
İnsanlığın sonunu teknoloji getirecek zaten.
Herşey mekanikleşirken, insanoğlu da mekanikleşmezse olur mu ya, onun nesi eksik di mi ya :))
İnsana insan olduğunu sürekli hatırlatıp duruyoruz da ama, anlayan da yok demek ki işte :((((