:)) çok hoş bi paylaşım olmuş TRAPPER gerçeklik payı çok.Aynı şeyi hep yapıyoruz ders almıyoruz.Son zamanlarda anlattığın gibi bi konuda benim başımda aslında,neden bilmem ama gereksiz yere gözümde büyüttüğümü düşünüyorum'' O'' şahsı, büyüttüğümü biliyorum aslında ama yinede aksini düşünmek istemiyorum.Ve içimi acıtıyo :((
PAYLAŞIMIN İŞÇİN TEŞEKKÜRLER BENİM KAHRAMANIMDA CÜNEYT ARKINDI
yaşantımızda bazılarını mükemmelleştiriyoruz..aslında çok yanlış yapıyoruz...mükemmel sandığımız kişiler bizleri üzebiliyor..yada çok paye verdiğimiz için kendilerini erişilmez zannedebiliyor..mükemmel olarak gördüğümüzdeki eksikleri anladığımızda da hayal kırıklığına uğramış oluyoruz..gerçektende hiç kimse mükemmel değildir..hepimizde bazı eksiklikler vardır ..sadece bunları tamamlamaya çalışıyoruz...güzel bir konuya değinmişsiniz teşekkürler ...
Yine güzel aktarmışsınız düşüncelerinizi. Ediz Huna laf yok desem ))) Takıntı halinde olmasada zaman zaman beğeni kazanır bizde bazı kimlikler. Tarık Akan, Ediz Hun, Fatma Girik, daha birçok sanatçı. Şu aralar kendi adıma çok beğendiğim kimse yok cemile ile osman favorim ))) İnsan sanırım ulaşması kolay olanı, elindeki, var olanı değilde; olmayana olmasını istediği özellikleri yüklemeyi yeğliyor. İmkansızı denediği içinde başarısızlık ihtimali artıyor. Birinci ve ikinci paragraf tam tersi olabilirdi. Belki siz yinede mutlu olmayabilirdiniz. Aldığı ücretle yaşayabilmesi imkansız olup yaşayan milyonlarca Türk var. İkinci paragraftakine yaptıklarını yakıştıramadım en azından görgü kurallarına göre davranmaya çalışabildi. Emeğine sağlık.
ama ..ama..ama...ben -çok ısrar edildiğinde- bazen inanmak istiyorum mükemmel olduğuma:)) bir gerçek böyle tokat gibi yapıştırılmaz ki Trapper:)
Herkesin bir kahramanı vardır buna katılıyorum. Benim en büyük kahramanım hep babam olmuştur. O herşeyin en iyisini bilir, en dogrusunu yapar, en zor durumlarda bile en iyi çıkışları yakalayıp kurtarıverir ailesini.. Kısacası herşeyi enlerde yapıp yaşar, bu yeşil gözlü devim biricik kahramanım :)) Bende yeri değişmeyen tek kahramanım...
Ama tabiki tek bir kahraman yetmezdi bana. Zamanla kahramanlarımın sayısı arttı. Herkese bir ünvan yüklemeye başladıgım zamanlar oluşuverdi:) Bu; yeri geldi bir sevgiliye, yeri geldi bir dosta, yeri geldi etkilendiğim bir film sahnesindeki herhangi bir oyuncuya.. Buraya kadar anlattıklarım konunun süslü ve iyi yanları.
Malesef sizinde dediğiniz gibi ortak hatalara zaman zaman hepimiz düşüyoruz. Kahramanlaştırmak kelimesinin anlamına bazı farklı anlamları daha yükleyelim konuyu açarken (deger vermek, önemsemek, gözümüzde ilahlaştırmak gibi..) Buna layık olanlar daima gönlümüzün başköşesinde yer aldı. Ya olamayanlar ve ne için olamamışlardı. Onlar istemişlermiydi ki bu farklışlaştırmayı. Yada neye göre bu kategorilere layık görülmüşlerdi, haberleri var mıydı? Bizi yanıltanlar bir anda adaletsiz davranmış yahut bir takım suçlar işleyipte padişahlıktan alıkonulmalı bu kadarı kafii denilen hükümdarlar gibi tahtlarından indiriliverdi:) Gereksiz anlamlar yükleyip kendimizi ve karşımızdakini kırdığımızı bilsekte bu tür hataları yapmaya devam ediyoruz ve edeceğizde. Tek fark yaş ilerledikçe bu durumun sonuçları çocukluktaki kadar zararsız olmuyor.
Gelin kendi kahramanlarımız kendimiz olalım. Herseyin en iyisi en güzelini ve yüklediğimiz diğer tüm özellikleri kendimizde barındırmaya çalışalım, Hiç değilse ceza vermemiz gerektiğindede bir başkasına suç atıp onu yaralamaktansa asıl suçluyu cezalandırırız ;)
Herzamanki gibi güzel ve anlaşılır cümlelerle kaleme alınmış bir yazıydı sayın trapper_4ever.. Teşekkürler..
Yazınızda birbirine bağlı iki husus var.
İlki, "mutlaka" bir kahramanımız olduğu.
Diğeri de mükemmel insan olmadığı.
İlk hususta zaten bi kahramanım hiç olmadığını biliyordum ama, yine de şöyle bir düşündüm tekrar.. evet gerçekten benim hiç öyle yücelttiğim, kendime idol edindiğim, özendiğim falan bir kahramanım olmadı, olmamış... O yüzden de, bu "mutlaka" kelimesine takıldım haliyle. Demekki ben pek genellemelere uymuyorum galiba, ya da galiba bile, değil hatta kesinlikle mi demeliyim acaba...
Zira, buna bağlı olarak ikinci hususu düşündüğümde de, tıpkı mükemmelden çok uzak epeyce insan olduğu gibi, herşeyiyle tam mükemmel olmasa bile, mükemmele çok çok yakın pek çok da insan vardır. Ne bileyim bana göre mesela ilk anda aklıma gelenler, Atatürk, Mevlana, hatta şu bizim Leonardo... hani Da Vinci olan... hatta böyle herkesçe tanınan bilinen meşhur insanlar dahi olmayabilirler, mesela komşum gülseren teyze, sabahat abla, ben.... :)))
Yani sonuç olarak, şöyle bir düşündüm de, demek ki hem genelleme yapmak yanlış olabilir, hem de mükemmelin ne olduğu dahi kişiden kişiye değişebilir diyorum...
Sevdıklerımızı bu mükemmelıyetlık sevıyesıne yükseltıyoruz, ıster ıstemez..
Arkadaş, dost, sevgılı vs. Kimilerıne görede, Ünlülüler...
Bızım ıçın eşı benzerı olmuyor.
Aşk ta böyle, aşık olan ınsanın ılk cümlesı 'o herkesten farklı' bu farklılık aşkı doğuruyor kanısındayım..
Elbette ınsanlar tabıatı gereğı farklı huylarla yaratılmış olsalarda, hepımız aynı amaçlar ıçın var olduk.. Bazen karşınızdakı bunu sılah olarak kullanıyor, olmadığı bırı kılığına gırıp, tabır yerındeyse büyülüyor bizi... BU bızım ona bakış açımızlada anlam kazanıp, yüceltiliyor...
Aksı bır davranış gördüğümüzde o mükemmelıyet, tuzla buz oluyor bı anda...Ve sonu hayal kırıklığı..
Benim için hayatta tek mükemmel varlıksa annemdir... Ona sarılınca tüm dertlerımı alıverıyor bı anda, yorgunluğum dınıyor.. Daha güzelı varmı kı hayatta ?
ya bende itiraf ediyorum işte ediz hunu bende elektriği bulan kişi sanıyordum ve öyle olmadığını ancak ilkokul 3. sınıfta anlamıştım . buna hala gizli gizli gülerim.))))
SEVGILI ARKADASIM GÜZEL YAZI EDISON GERCEGININ BÖYLE BITMESINE ÜZÜLDÜM SENIN ACINDAN AMA EDIZ HUNDA HARIKA BE ARKADASIM TURK SINAMAMIZIN DUAYENLERINDEN BIRI. BENDE HEP ALBERT EINSTEIN A HAYRAN OLMUSUMDUR BÖYLE HAYRANLIKLA OKURUM.... BIDE KIMSE MUKEMMMEL DEGILDIR ILLAKI HER BIR KISININ KUSURLARI VARDIR AMA COK SEVIYORSAK YADA SEVDIGIMIZ INSANLARSA MUTLAKA BUNLARI GÖRMEZDEN GELIRIZ YADA UYARIRIZ EN AZINDAN. PLATONIK ASIK KONUSUNUDA DEGINMEDEN GECEMIYECEM BENIMDE ORTAOKUL BITMISTI LISEYE BASLIYACAKTIM BIRINE DELI GIBI PLATONIK ASIK OLMUSTUM AMA ONUN BENDEN HABERI BILE YOOKTU SIMDI ISEE GUZEL BIR TEBESSÜMLE KENDIME GÜLÜYORUM:)))KAHRAMANLIK KONUSUNDADA HAKLISIN KIMSEYI GÖZUMUZDE BÜYÜTMEMELIYIZ. BENCE NEYSEK YADA NEYSEN OSUNDURR BUNUN ÖTESI YOK TEKRAR ELLERINE YÜREGINE SAGLIK IYIKI VARSIN:))))
yine döktürmüssün be abe.
inanın bende küçükken sizin gibi düşünüyordum:) büyüyünce anladım
asıl önemli olan mükemmel olmayanı hatta kusurları olanı sevebilmektir, aynı benim gibi ..çünkü mükemmel yoktur..bir ara ben bizzat kendim ,mükemmel ,kusursuz ,bulunmaz ,güneştim de))))..hatta az kalsın buna inanıyordum da...sonra ne oldu bilmem höpürdete höpürdete kahve de içmedim, hiç değişmedim de ama ne olduğunu anlayamadan bir de baktım mükemmel olmak bir yana aptal salak bişeymişim meğer.. yani neymiş ,bazı mükemmeller benim gibi salak da olabilirlermiş:)
helal guzel olmus ellerine saglık kardeş aynen devamm
paylaşım için teşekkürler.
İlahi kardeş, sen bizi güldürdün ya Allah da seni güldürsün.
Ben yakın bir zamanda ediz hun la ilgili daha kötüsünü yaşadım. İstanbul kadıköyden vapura bindim iki arkadaşımla; tabi dışarıya dizildik hemen iç tarafın camınada arkamı dayamış vaziyette seyir halindeyiz, arkadaşım bir an arkamızdaki Ediz hun mu?diye sordu tabi ben bi anda düşünmeden, dediğini tam olarak anlamadan, salakça bir refleksle karşılık verdim. EDİSON MU? arkadaşım arkana bakma! demekle geç kaldı. Ediz hunla burun buruna geldim camda, muhtemelen duydu konuşmayı ben utanç ve kızarıklıkla ağır çekim arkamı döndüm ama bu adamıda hiç bu kadar asık suratlı görmemiştim, acaba bu duruma defalarca maruz kaldığından suratını asmış olmasın :P
YORUMLAR
Herkesin bir kahramanı vardır buna katılıyorum. Benim en büyük kahramanım hep babam olmuştur. O herşeyin en iyisini bilir, en dogrusunu yapar, en zor durumlarda bile en iyi çıkışları yakalayıp kurtarıverir ailesini.. Kısacası herşeyi enlerde yapıp yaşar, bu yeşil gözlü devim biricik kahramanım :)) Bende yeri değişmeyen tek kahramanım...
Ama tabiki tek bir kahraman yetmezdi bana. Zamanla kahramanlarımın sayısı arttı. Herkese bir ünvan yüklemeye başladıgım zamanlar oluşuverdi:) Bu; yeri geldi bir sevgiliye, yeri geldi bir dosta, yeri geldi etkilendiğim bir film sahnesindeki herhangi bir oyuncuya.. Buraya kadar anlattıklarım konunun süslü ve iyi yanları.
Malesef sizinde dediğiniz gibi ortak hatalara zaman zaman hepimiz düşüyoruz. Kahramanlaştırmak kelimesinin anlamına bazı farklı anlamları daha yükleyelim konuyu açarken (deger vermek, önemsemek, gözümüzde ilahlaştırmak gibi..) Buna layık olanlar daima gönlümüzün başköşesinde yer aldı. Ya olamayanlar ve ne için olamamışlardı. Onlar istemişlermiydi ki bu farklışlaştırmayı. Yada neye göre bu kategorilere layık görülmüşlerdi, haberleri var mıydı? Bizi yanıltanlar bir anda adaletsiz davranmış yahut bir takım suçlar işleyipte padişahlıktan alıkonulmalı bu kadarı kafii denilen hükümdarlar gibi tahtlarından indiriliverdi:) Gereksiz anlamlar yükleyip kendimizi ve karşımızdakini kırdığımızı bilsekte bu tür hataları yapmaya devam ediyoruz ve edeceğizde. Tek fark yaş ilerledikçe bu durumun sonuçları çocukluktaki kadar zararsız olmuyor.
Gelin kendi kahramanlarımız kendimiz olalım. Herseyin en iyisi en güzelini ve yüklediğimiz diğer tüm özellikleri kendimizde barındırmaya çalışalım, Hiç değilse ceza vermemiz gerektiğindede bir başkasına suç atıp onu yaralamaktansa asıl suçluyu cezalandırırız ;)
Herzamanki gibi güzel ve anlaşılır cümlelerle kaleme alınmış bir yazıydı sayın trapper_4ever.. Teşekkürler..
İlki, "mutlaka" bir kahramanımız olduğu.
Diğeri de mükemmel insan olmadığı.
İlk hususta zaten bi kahramanım hiç olmadığını biliyordum ama, yine de şöyle bir düşündüm tekrar.. evet gerçekten benim hiç öyle yücelttiğim, kendime idol edindiğim, özendiğim falan bir kahramanım olmadı, olmamış... O yüzden de, bu "mutlaka" kelimesine takıldım haliyle. Demekki ben pek genellemelere uymuyorum galiba, ya da galiba bile, değil hatta kesinlikle mi demeliyim acaba...
Zira, buna bağlı olarak ikinci hususu düşündüğümde de, tıpkı mükemmelden çok uzak epeyce insan olduğu gibi, herşeyiyle tam mükemmel olmasa bile, mükemmele çok çok yakın pek çok da insan vardır. Ne bileyim bana göre mesela ilk anda aklıma gelenler, Atatürk, Mevlana, hatta şu bizim Leonardo... hani Da Vinci olan... hatta böyle herkesçe tanınan bilinen meşhur insanlar dahi olmayabilirler, mesela komşum gülseren teyze, sabahat abla, ben.... :)))
Yani sonuç olarak, şöyle bir düşündüm de, demek ki hem genelleme yapmak yanlış olabilir, hem de mükemmelin ne olduğu dahi kişiden kişiye değişebilir diyorum...
Arkadaş, dost, sevgılı vs. Kimilerıne görede, Ünlülüler...
Bızım ıçın eşı benzerı olmuyor.
Aşk ta böyle, aşık olan ınsanın ılk cümlesı 'o herkesten farklı' bu farklılık aşkı doğuruyor kanısındayım..
Elbette ınsanlar tabıatı gereğı farklı huylarla yaratılmış olsalarda, hepımız aynı amaçlar ıçın var olduk.. Bazen karşınızdakı bunu sılah olarak kullanıyor, olmadığı bırı kılığına gırıp, tabır yerındeyse büyülüyor bizi... BU bızım ona bakış açımızlada anlam kazanıp, yüceltiliyor...
Aksı bır davranış gördüğümüzde o mükemmelıyet, tuzla buz oluyor bı anda...Ve sonu hayal kırıklığı..
Benim için hayatta tek mükemmel varlıksa annemdir... Ona sarılınca tüm dertlerımı alıverıyor bı anda, yorgunluğum dınıyor.. Daha güzelı varmı kı hayatta ?