gamyun.net'i doğru görüntüleyebilmek için tarayıcını güncellemelisin, güncelleyemiyorsan başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsin.

BLOG

BASIN

16 Mart 2011, 13.10
A- A+

Son günlerde yayınlanan blog yazı konularında Tv programları, kitaplar, dergiler, okuma alışkanlıkları ve bunların toplumumuz üzerindeki etkileri konuları işlendi. Yani farklı blog yazarlarından, basın ve medya içeriklerinden bazı başlıklar paylaşıldı. Yenilerde bir yazımı sizlere sunmama rağmen, yukarıdaki konunun üzerimizdeki etkileri geçmeden, yazı içerikleri ve paylaşılan yorumlar henüz hafızalarımızda tazeyken, yine güncel ve önemli bir konu üzerinde görüşlerimi ve sonrasında da sizin görüşlerinizi paylaşma ihtiyacı hissettim.

Biliyorsunuz 13 Mart 2011 de İstanbul Beyoğlu’nda “BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ” için binlerce kişi yürüyüş yaptı. “Özgür basın susturulamaz, Gazeteciysen boyun eğmeyeceksin, boyun eğeceksen gazeteciyim demeyeceksin” gibi sloganların atıldığı, gazetecilerin ağızlarına siyah bant yapıştırarak yaptıkları bana göre geç bile kalmış protestoya halk alkışlarla destek verdi.

Halka gerçekleri korkmadan anlatabilmek için yasalarla korunma istediler. Tutuklu halleri devam eden gazetecilerin tahliyesini istediler. İki farklı isim kapsamında devam eden davalardaki tutuklamaların, tutuksuz yargılamalarının sonuçlandırılmasını ve mahkumiyetlerinin kaldırılmasını talep ettiler.

Bir üniversitenin de beyan ettiği gibi, düşünce ve ifade özgürlüğü demokrasinin olmazsa olmaz koşulu ve bir insan hakkıdır. Özgür basın ve özerk üniversite anlayışı da bu ifadenin en temel göstergesidir. Demokratik yönetilen bir ülkede de hukuk sisteminin bu hakları koruması şarttır. Gazetelere ve üniversitelere personel alma sürecinde yapılan müdahaleler bu hakları baltalamaktadır. Basın üzerindeki baskılar ve üniversite özerkliğini zedeleyen uygulamalar ülkenin demokratik olmaktan çıkma tehlikesi ile karşı karşıya olduğunun sinyallerini vermektedir. Bu ülkede yaşayan duyarlı bireyler olarak özgür haber alma haklarımızın yukarıdaki sebeplerle elimizden alındığını da unutmamak gerekir. Medyatik türkücümüzün tüm yazılı ve görsel bültenlerde durumu ile ilgili haberlere ulaşabilirken, ben iletişim ve eğitim programlarının çok değerli bir üyesi olan Jülide Gülizar’ın vefat haberini de yüksek tirajlı gazetelerde detayları ile görmeyi diliyorum,  bir gazeteye verilen taziye ilanı ile haberdar olmak istemiyorum.

Saygı ve sevgilerimle

YORUMLAR

17 Mart 2011, 10.49

Çok önemli bir konuyu kaleme almışsınız, teşekkürler. Gazetecilerin, televizyoncuların kısaca basının özgürlüğünden bahsetmeden önce medya patronlarının tarafsızlığından ve özgürlüğünden bahsetmek istiyorum. Ne yazık ki medya neredeyse tekelleşti ülkemizde. Ulusal kanalların ve gazetelerin pek çoğu aynı grubun elinde olunca ve bu grup medya dışında başka işlerle de uğraşınca, tarafsız ve özgür olabilmek neredeyse imkansızlaşıyor. Deyim yerindeyse, Demoklesin kılıcı tepelerinde sallanıp duruyor.

Muhalefet basın ve yandaş basın şeklinde ayrılan medya kanalları dışında özgür basına rastlamakta haliyle zorlaşıyor. Bu şartlar altında basın çalışanlarının özgür kaleminden bahsetmek için her birinin cesur yürek olması gerekli galiba. . .

Ve yine çok önemli bir konuya daha değindiğinizi düşünüyorum. Gazetecilerin haber yapma özgürlüğü gibi bizlerinde haber alma özgürlüğü bir şekilde kısıtlanıyor. Bazen arz talep olayıyla, bazen patron baskısıyla bazen farklı baskılarla. . . Jülide Gülizar konusunda tamamen sizinle hemfikirim. Gülizar gibi mesleğinin duayeni bir insanın da en az türkücümüz kadar basında yer alması gerektiğini ve bunu kesinlikle hak ettiğini düşünenlerdenim.

Teşekkürler, yerinde ve güzel bir paylaşımdı.

17 Mart 2011, 10.50

       Öncelikle bu yazıyı kaleme alan Berlen'e ve yazının bu sayfalara taşınmasına onay veren yetkili arkadaşlara teşekkür etmek gerek.Bazı konular karşısında çoğu zaman kurduğum bir cümle vardır,''söylenecek çok şey var ya da hiç birşey yok''.Hani hassas terazinin dengede olamama durumu,ya çok ağır gelir ya da hafif bir türlü dengede durmaz.Öncelikle sizinde belirttiğiniz üzere,düşünce ve ifade özgürlüğü demokrasinin olmazsa olmaz koşulu ve insan hakkdır fakat bu konuda devamlı ''red'' edilsede ülkemizde rahatsız edici sıkıntılar vardır.Bunların detayına girmeyeceğim.Sadece bu konuyu ''özgür basın istiyorum'' temennisiyle noktalayacağım.Ayrıca tutukluluk halleri devam eden gazetecilerle ilgili kamuoyuna tatmin edici bilgilerin verilmemesini de ancak şeytanın avukatlığını yaptığım zaman anlayabildiğimide belirtmeden geçemeyeceğim.

       Ve Jülide Gülizar,Allah rahmet eylesin,Jülide Gülizar'la ilgili okul yıllarında bir araştırma yapmıştık,konumuz Tükçe'nin kullanımıydı.Ve Türkçe'nin kullanımı konusunda birçok kişiyi eğiten,yol gösteren büyük ustayı daha iyi tanıma fırsatı bulmuştum.TRT nin ilk haber spikerlerinden olan Jülide Gülizar'ın aynı zamanda yazarlık ve eğitmenlik yönüde ağır basmaktadır.Ülkemiz için bu kadar değerli bir kişiliğin ölüm haberi 30 saniye olarak verilipte,söylediğiniz üzere medyatik türkücünün mafyavari hesaplaşma kokan vurulmasının günlerdir ana haber bültenlerini en az 30 dk esir almasıda gayet manidardır.Bu güncel konuyu buraya taşıdığınız için tekrar teşekkürler...

      

17 Mart 2011, 11.25
Meşhur türkücü JAPONYA depremini bile soladı...:)
17 Mart 2011, 11.51
Bıktık yahu ne zaman açsak ya da gazete başlıklarını baksam haberlerine İbo var. Yok canlı bağlantılar yok son dakikalar. SON DAKİKA elini kaldırdı SON DAKİKA ayağını oynattı. Japonyada binlerce insan öldü ölüyor. Millet açlıktan kırılıyor ama İbo haberleri daha öne çıktı.Bu ne DANDİK bir basın ve medya!!!‎3 yıldan fazla denizin hem üstünde hem altındayım. Salavat;-)getirten havalara yakalandım (ki herkese nasip olmaz SALAVAT)getirmek.Ama deniz tutması yaşamadım.Şu medyanın "PALAVRALARINDAN" midem bulandı.
Medyaya yıllarca yön veren (!) gazetelerimizden inciler..."Laikliğe Kurşun
Siyasilere öfke askere alkış
Bu kez de aynı el, Öfke"..

Türkiyede Basın Özgür müdür.? Sonuna kadar ÖZGÜR bir medya ve basın var Türkiye de.Fransa ya gidin ve görün basın özgürmü değil mi?
17 Mart 2011, 12.02
Aslında bahsettiğin özgürlük biraz siyasi bir olay.Düşüncenin sınırsız özgürlüğü vardır fakat beynin içinde geçerlidir.Her düşünce sınırsız olarak kullanılamaz.
Bahsettiğin ikinci olay traj meselesi çoğunluğun sesine kulak veriyorlar.Ne yazık ki ülkemizde kar edilmeyen hiç bir iş yapılmıyor,misyon meslekler amacının dışında kullanılıyor.
Uzun zaman yoksulluk çeken bir ülke olmamızdan dolayımı artık bilemiyorum,bu aşırı para kazanma hırsı beyinlerimize işlemiz...
17 Mart 2011, 12.18
Ülkemizde basın özgürlüğü sonuna kadar var.Hiç bir ülkede Miili maçta çıkan kavga görüntüleri kendi futbolcusunu zedelercesine dünyayla paylaşılmaz.Özel hayatlar bu kadar irdelenmez.Kendi insanı küçük gösterilip başkalarına özendirilmez.Dediğin ikinci olayda haklısın fakat düşünce özgürlüğü demeyelim bu ülkede.Bu sitede bile usturuplu yazıp düşüncesini özrgürce söyleyemeyen insan var mı?
Diğer ülkeleri bilmeyenler bu ülkeye haksızlık yapıyor...
17 Mart 2011, 13.02
yazı da, yorum yapanlar da güzel yazmışlar...doğru tesbitler...
17 Mart 2011, 14.04
Benim yazı uygun bulunmamış ilgili yetkili sansürlemiş.;-)
17 Mart 2011, 14.59
  Sevgli  Arkadaşım  BerlenTürkiye de  basın  özgürmü?Bence  değil.Gazeteciler,yazarlar  doğru bildiklerini yazamıyorlarsa,yada  yazıp  içeri  alınıyorlarsa  nerde  özgürlük.Yazdıkları  cümlelerin  konuşacakları  melimelerin  nasıl yorumlanacağını   artık  tahmin  edemiyorlar.İfade  özgürlüğü  çağdaş  bir  toplum ve  gerçek  bir  demokrasinin  olmazsa  olmazlarındandır.Basın  mensuplarının  üzerindeki  bu  baskı  kaldırılmalı, insanlar ifade  özgürlüğünü  kullanmalıdırlar.Bu arada  yorumlarda  türkücünün  ismide  geçmekte.Ülkemizde  bu  kadar  olay  varken    türkücünün  24  saat     yaşadımı  öldü mü  haberlerine  akıl   sır  erdiremiyorum.Bundan  sonrada  doğrularımızı  özgürce  konuşamayıp,  yazamacaksak  basın  özgür  mü  diye de  konuşmanın  anlamı  yok.Aziz  Nesin'in  bir  sözü  vardır.Mutlaka  bilirsiniiz.Yazmak  isterdim, ama   yazamam.Sizler  tahmin  edin.BERLEN  ellerine  ve  yüreğine  sağlık.            TEŞEKKÜRLER      SEVGİLERİMLE.
17 Mart 2011, 15.38
Benim aykırı yorumum yayınlanmıyorsa, sadece basında değil burada da özgür değiliz. Çelişkiye bakın. Bu blog yayınlanıyor ve benim aykırı yorumum yayınlanmıyor. Site yöneticilerini tebrik ederim
17 Mart 2011, 15.48
Basın ve Medya kontrol edilemeyen bir canavar..Rezil de edebilir vezir de.
Ya da "medyanın yüzsüzlüğü"..

Gamyun net.Tepki ve düşüncelerimizi, rahatlıkla net ortamına taşıyabildiğimiz ender sitelerden.(Ara sıra yorumlarım sansürelense)de ender sitelerden  birisi,bu duruma gelmesinde ve işlevinin devamın da dahili olan her bireye gerçekten çok teşekkür ediyorum..
17 Mart 2011, 16.32
  • Yazdıklarınızda nedense hafif bir protesto ve incinmişlik okunuyor. Ben sitenin yeni eski bir üyesi olarak böyle anladım.))gamyun.net den ben sizin için maaşa bağlamasını isteyeceğim,sevdim bu işi .))))
  • Medya bilgi zenginliği mi sunar bilgi kirliliği mi?Buna karar vermek den geçer...
  • MEDYA BİR SÖMÜRGEDİR...
  • 1980 yılların da köşe yazarları.Fakirdi, düşüncelerinden ötürü yargılanırdı yazı işleri müdürleri en ufak hatasının bedelini öderdi.Şimdi ki,köşe yazarları para ile düşünceyi değiş tokuş yaptılar.
  • Gamyun.net genel merkezlerine telefon,mail,faks çekerek bu konu (cebren)inin  nezdinde gündem de kalmalı ...)))

17 Mart 2011, 20.41

Basın ile ilgili yapılan tespitlerin hepsine katılıyorum. Konuya ilişkin bir katkı yapmak istiyorum.

Ne yazık ki ülkemizdeki basının patronları da ticari kazancı ön plana almaktadırlar. Ayrıca iktidara testek vermek hem ekonomik getiriyi hemde itibar sağlamak demek onlar için...Seçime yaklaştığımız şu dönemde toplumu kendileri için olumsuz etkileyecek her yazı ve haberin önü kesilmeli, ters düşünen beyinler sindirilmeli...Önümüzdeki günlerde daha da ağır hamleler gelebilir. Çözüm ne peki ...Özgürlükler kolay kazanılmaz. Toplumun bilinçlenmesi belli bir süreci gerektirir. Dileğim şudur ki iyi toplum liderleri çıksın, kitap okuyanlar artsın, ulusal bilinç kısa sürede  oluşsun.

Sevgilerimle...

18 Mart 2011, 18.42

  Sevgili arkadaşım bloglarında çok güzel konular işledin her ikiside günümüzde gün geçtikçe yok olmaya yüz tutmuş bir konuma girdiler inşlh senin yazılarından sonra okuma oranında bir değişiklik olacağına inanıyorum,fakat basının özgurlüğünde çok şüphelerim var.Dikkat etiğim kadarıyla basında sadece çıkar savaşı var trajı artırmak için herkez medyatik olayları işlemekte yada parası bol olan kesimlerin reklamını yapmakta halkın ihtiyaçlarını veya halkın asıl duymak istediklerini yazanı göremiyorum basının özgürlüğü  bence halkına iyi hizmet etmekle olur siyasetçilerin safında yer alıpta halkına uzak olmayla özgurleşemez. Saygılarımla eline ve emeğine sağlık

 

19 Mart 2011, 12.01
Sadece kişisel olarak kanal değiştirmek çözüm olamaz ve televizyon yapımcıları da halk bunu istiyor mantığıyla seviyesiz ve toplumsal şiddeti teşvik eden yayınları yapamaz. (Bakınız sabah kadın programları, paparazziler,spor vs.) 
Medyanın toplum halinde yaşayan insanın, toplumun bir parçası olarak da sorumlulukları vardır.Ama nerde?Güya objektif(tarafsız) bir üslupla yapılacak bir program çok sübjektif oluyor.Ne Öğretici Bir yanı var, Nede Eğitici.. 
Adını vermek istemediğim site sahibi bir gazeteci.Basit bir siteden bir HOLDİNGE yükselmiş bir site.Site içeriği hakkında bilgi vermek isterdim ama yönetim sansürler o yüzden gerek yok.İngilizlerden esinlenmiş bir site.İnsanların özel hayatlarını yaşantılılarını KULLANARAK Holding kuruluyor bu ülkede.RTÜK ve TC de buna resmen ÇANAK tutuyor.Denetim mekanizmaları çalışmayan bir toplumun hakettiği iyi ve kaliteli şeylere ulaşması da olanaksızdır.
Bu Konu:Gündemde kalmalı! Önemle Rica Olunur
Saygılarımla.
Yorum yapabilmek için ÜYE GİRİŞİ yapmalısın