SEVGİ VE YAŞ
23 Mart 2011, 03.55 A- A+
Belki bu yazımı sizler de okuduğunuzda bana kızacak ya da hak vereceksiniz ki,umarım hak verenler çoğunluklu olur.
İlk önce demem şu dur ki,sevgi ne yaşa ne de yaşanıldığı ortama bağlıdır.Belki basit ve kalıplaşmıs söz olarak hafızalara kazınmış ama,gerçekden yaşayanlar tarafından hissedilerek söylenen bu kelime topluluğu,incelendiğinde gerçekten bütün hakları üzerine toplayan bir deyim haline gelir.
Bu hissi yaşayanlardan biri de benim.Bunu paylaşmak istedim.
Benim bu yaşadığıma ben önce duygusal karmaşa,daha sonra ise adını katamadığım bir his olarak kendi sırlarım arasına sakladım.)))
Demem o ki; sevgi,aşk (artık adına siz ne diyorsanız..?) insanın yaşına bakmıyor.Bir insan kendisinden büyük bir insanla bir arkadaşlık kuruyor ve dış etken olan çevresindeki,yanında ki,hele de ki ailesinde ki insanlar topluluğundan oluşan bir duvarla karşılasıyor.
Şimdi buraya o dış etkenlerin neler söylediklerini yazarsak,nelere karşı geldiğini yazarsak,ne zaman ne de satırlar buna destek çıkar..)) çünkü o kadar saçma ve gereksiz sözler ve geleceğemize dair konusmalar olur ki inanamazsınız...
Benim demem o ki; Ben bu ilişki sırasında hatalar yaptım.haTalarımın sebebi bunu ilk defa yasıyor olmamdı.Hatama gelirseK : Yasımdan büyük birini sevmek değil...Sevdiğim insanı kabul etmeyen çevreme karşı,ilk zamanlar sevdiğimi onlara karşı gerektiği kadar koruyamamakdı.Çünkü bu tür ilişki ne benim nede çevremdekilerin aklından bile gecemezdi.Ama dediğim gibi dış etkenlerin büyülü sözlerinden ve sert tepkilerinden,tahmin edeceğiniz gibi sevgi selini yaşadığım insandan aldığım destek ve duygularımın bir heves değil kuvvetli bir bağ olduğunu anlayarak gerekli yerlere,gerekli cevaplar ve hareketlerle ilişki mi kurtardım....BAZI ÖNEMLİ DEĞERLERİMİ YİTİRSEMDE......
Sözlerimi şöyle noktalamak istiyorum..: insanın sevdiği kim olursa olsun,sadece kendi duygularının seni yanıltmadığını bil ve çevrendeki insanların sözlerine kulak asma.bunu geç ve zor da olsa ben başardım.
(ŞİMDİ ÇOK MUTLUYUZ...)
İlk önce demem şu dur ki,sevgi ne yaşa ne de yaşanıldığı ortama bağlıdır.Belki basit ve kalıplaşmıs söz olarak hafızalara kazınmış ama,gerçekden yaşayanlar tarafından hissedilerek söylenen bu kelime topluluğu,incelendiğinde gerçekten bütün hakları üzerine toplayan bir deyim haline gelir.
Bu hissi yaşayanlardan biri de benim.Bunu paylaşmak istedim.
Benim bu yaşadığıma ben önce duygusal karmaşa,daha sonra ise adını katamadığım bir his olarak kendi sırlarım arasına sakladım.)))
Demem o ki; sevgi,aşk (artık adına siz ne diyorsanız..?) insanın yaşına bakmıyor.Bir insan kendisinden büyük bir insanla bir arkadaşlık kuruyor ve dış etken olan çevresindeki,yanında ki,hele de ki ailesinde ki insanlar topluluğundan oluşan bir duvarla karşılasıyor.
Şimdi buraya o dış etkenlerin neler söylediklerini yazarsak,nelere karşı geldiğini yazarsak,ne zaman ne de satırlar buna destek çıkar..)) çünkü o kadar saçma ve gereksiz sözler ve geleceğemize dair konusmalar olur ki inanamazsınız...
Benim demem o ki; Ben bu ilişki sırasında hatalar yaptım.haTalarımın sebebi bunu ilk defa yasıyor olmamdı.Hatama gelirseK : Yasımdan büyük birini sevmek değil...Sevdiğim insanı kabul etmeyen çevreme karşı,ilk zamanlar sevdiğimi onlara karşı gerektiği kadar koruyamamakdı.Çünkü bu tür ilişki ne benim nede çevremdekilerin aklından bile gecemezdi.Ama dediğim gibi dış etkenlerin büyülü sözlerinden ve sert tepkilerinden,tahmin edeceğiniz gibi sevgi selini yaşadığım insandan aldığım destek ve duygularımın bir heves değil kuvvetli bir bağ olduğunu anlayarak gerekli yerlere,gerekli cevaplar ve hareketlerle ilişki mi kurtardım....BAZI ÖNEMLİ DEĞERLERİMİ YİTİRSEMDE......
Sözlerimi şöyle noktalamak istiyorum..: insanın sevdiği kim olursa olsun,sadece kendi duygularının seni yanıltmadığını bil ve çevrendeki insanların sözlerine kulak asma.bunu geç ve zor da olsa ben başardım.
(ŞİMDİ ÇOK MUTLUYUZ...)
YORUMLAR
paylaşımınız için tşkler.
Eğer mutluysan gerçekten karşındaki insanın ne yaşı nede fiziği umrunda bile olmuyo.sevgi öyle bişeyki bütün engelleri aşıyor.eğer sevgiyi sevmeyi tatamadıysan yaş kaçolursa olsun onun eksikliğini hissedebiliyorsun.
Mutlu olduğunu yazmışsın ne güzel,mutluluk öyle kalıplaşamıyor şartlandırılamıyor ölçülere oturtulamıyor gerçekten seviyorsan hiç bişeyin önemi kalmıyor.
dur bak sana aslında trajikomik olan bir örnek vereyim. Herkes komik görsede trajikomik :)
Bir kız arkadaşım facebook da Ajdar' ın videosunu paylaşmış ve "bu adama hastayım yaa" diye yorum yapmış.
Babasının da facebooku var. Babasıda altına yorum yapmış "Kızım başka hasta olacak insan mı bulamadın ya"
He bunu niye anlattığıma gelince, bilmiyorum ya konuyla ilgisi yok, nerdeyim ben? sahi siz kimsiniz?
Aynı kız arkadaşım geçen gece 1e doğru başka bir video paylaşmış. Bende samimi arkadaşımdır "yat zıbarlen illa bağırtacan mı babanı facebookta :))" diye yorum yaptım :))
Ama bundan size ne? :)))
Sonuç: Yarın bu blog gündemdeki yerini korumayacak ve hayatının akışına biz eleştirilerde bulunamıycaz. Ama sen hala hayatını yaşamaya devam ediceksin :)
Sevdim sevgi seline KAPILDIM Sevdiğim insandan CEYLAN GÖZLÜMDEN aldığım destek ve duygularımın bir heves değil kuvvetli bir bağ olduğunu Anladım. asla özümden taviz vermedim tek sorun karşımdaki ceylan GÖZLÜME kendimi ifade edemedim.
derim Ey Ceylan Gözlüm Sevgim Hatırırna .
Söyle dersek; Birinin senden 5 6(örn) sene fazla yasamis olmasi neden bu kadar sorun oluyor?Eminim ki buna pek cevap verecek kisi cikmayacaktir..
Bazi insanlar kendi dogasi itibariyle, yasitlariyla pek anlasamaz bu ask, sevgi tarzi konularda.. Ee nede olsa;Olgunluk dedigimiz tabir, kimlikteki numaralardan ibaret degil..
Bu gün katılmadığım ikinci yazı... Arada kuşak farkı oluşturacak kadar mesafede yaş eğilimini mantıklı bulmuyorum. Olgun insan kendi yaşıtları ile uygun sosyalizasyonu tamamladıktan sonra farklı yaş grupları ile sosyal bağlar kurabilir. Aşk kolay oldun gitti. Sosyal hayata geçirmekte kurulacak bağlantıları ve insanların kaçınılmaz gerçekleri bir araya gelince zor. Biri 50 diğeir 20 yaşındaki iki bireyin aşkı sadece sevgi olarak kalacaksa belki sorun olmaz. Evlilik gibi kurumsallaştırıldığında bir çoğunun dede olduğu veya nine olduğu yaşlarda evlat sahibi olur ve insan ömrünün ortalama sürecinde o çocuğu tek başına bırakıp gitmeyi göze alırsınız.. Sizin tercihleriniz nedeni ile kaçınılmaz bir annesizlik veya babasızlık yaşatmakmı aşk? Bencillikten öte olmayan bir durum.
İnsanlar heveslerinin kurbanı olurken gerçekleri göz ardı etmemeli. Kendinden küçük biri ile aşk yaşayıp onu çocuk gibi avutmakmı, kıskançlık zincirinde mahpus etmekmi, önceki hataları bunda yapmayacağım diye her şeye evet demek sonra sonuçlarına katlanmakmı? Kendinden büyük biri ile aşk yaşayıp onun tecrübeleri karşısında çaylakca davranıp sürekli onun ekseninde kalmakmı? Ben doğru bulmuyorum. Yinede yürütebiliyorsanız iyi yolculuklar...
Belki bu yazımı sizler de okuduğunuzda bana kızacak ya da hak vereceksiniz ki,umarım hak verenler çoğunluklu olur.
Şu alçakgönüllüğü, samimiyeti, katıksız kalbi görüp de size kızmak mümkün mü!
Sevgi aynen böyle birşey işte. Bahaneler arkasına saklanıp, sevmiştim ama... demek değil. Bilakis insan sevdiği için herşeye göğüs germesini biliyor. Bu hatırlatma için tşkler.
Kolu, bacağı dahi kırılsa yine de ayağa kalkıp, seviyoruuum huleeen diyen herkese mutluluklar ;))
bende beyaz pramitin yazısına katılıyorum sırf kendi adımıza bencil olmayalım diyorum sevgilerle
HERKEZE YORUMLARI İÇİN TŞKLER.....