Geçmışten bırıyle, o anları hatırlamak çok güzel bır duygu... Tatlı bır tebessümle... Zaman yaraları sararken, aslında tüm yaşanılan kötü olayları, unutmamızı da sağlıyor.. Ve dönüp baktığımızda gülebılıyoruz yaşanılanlara dahı...
Geçmış, yaralarımıza, zaman basıyoruz evet, zamanla ıyıleşıyor yaralarımız...O' olmadan yaşayamam sözü ıse, aslında kuyruklu bır yalann...Yaşıyoruz...Sadece, derınlerde bı yerlerde ızlerını taşıyoruz... Bu, şuna benzıyor, koşarken bır amaç uğruna, düşüp yenıden gücünüzü toparlayıp yolunuza devam etmenız gıbı...
Bu söze kesınlıkle katılıyorum...((ama sizi son halinizle hatırlayan şahsiyet o kabuğun sizin bir parçanız olduğu yanılgısıyla hayatını devam ettiriyor.)) bazen dıyorum kı, sızı tanıyan kışı sızın ygeçmış izlerınızı bılmeden yaşasa, bu süreçler daha mı sağlıklı olurdu, dıye düşünüyorum.. :)
Hayat devam edıyor,geçmışte bıraktıklarınızda, sızde herşeye rağmen gülebılıyorsunuz.. Hayat, herşeye rağmen yaşamaya değer bence...
Farkındalık yüklenıp tam gaz ılerı.. :)
Yoğun bir günün akşamında iyiki varsınız. Okurken bazen kahkahayla, tebessümle veya üzülerek tepkiler veriyorum ister istemez. Tusunami konusunda biraz abartmışsınız ))) Tespitleriniz doğru çünkü en son gördüğümüz hali ile hatırlıyoruz insanları. Lise arkadaşımı üniversite yıllarında gördüğümde çığlık atmıştım; bu sen olamazsın ne yaptın böyle diye. Çünkü beden imajına düşkün, bakımlı ve herkezi bu konuda eleştiren biriydi. Aldığı kilolar yüzünden sarılamamıştım, bende onu şaşırtacak kadar eski ben değildim ))) Yaşlılar o yüzden yıllar sonra gördüklerinde çocuklara has deyimleri kullanır bizi rezil ederlerya ! ))) Eski arkadaşlarımı ve sevdiğim büyüklerimi bu sayede hatırladım teşekkür ederim. Paylaşım için sağol.
'' Aslında sizin geride bıraktıgınız kişilerin sizleri son haliyle nasıl hatırladıkları değil de, onlarda geçmişe dair nasıl iz bıraktığınız daha önemli. aslın da yaşanmışlıklardan dolayı bir insanı Son Haliyle değilde , geride bıraktıklarından ötürü hatırlamak istediğimiz gibi Anımsarız.
Bazen düşünüyorum ben sanki hep aynı benmişim gibi geliyor:) Tamam zaman resmimin üzerinde ufak tefek gölgeler yaptı ama ruhuma henüz ulaşamadı :) Hala olmamış can erikleri çalalım mı? diye bir teklif bekliyor gibiyim, yada hadi çimenlere basalım çiçekleri toplayalım diyen birini bekler gibiyim:)
Galiba değişime ayak uydurmanın zamanı gelmiş ben bu güzel yazıdan kendi hisseme bunu çıkardım :)
öncelikle yorumları okumadım. son derece kıl olacağım bir yorum veya yorum grupçukları olacaktır. Çünkü sözlerine tam manasıyla katılıyorum. Ama bazı insanlar önce kafasında o olmazsa yaşayamam düşüncesini hayattan ibaret sayacak kadar; hayatı sıradanlaştırabildiği için... Sana can havliyle saldırabilirler demedi deme :)))
Geçmişimizden karşımıza, çıkan simalar, sadece son halini
değil, beraberinde dönemin renklerini de
taşıyor yanlarında. Kimi zaman gidilen bir mekan, kimi zaman birlikte
seyredilen filmden bir sahne, bazende o dönemden bir şarkı. Güne göre değişen
şartlar, varolan her yaşantıya, her anında farklı yansıyor. Bazen hüzün, bazen tebessüm.
Geçmişin izlerini alevlendirmeden, ama arada küllenmiş, o anıların arasında dolaşmak
iyi gelir insana. Yaşam beraberinde olgunluk sürecini de çalıştırır. Hafızalarımızda
iz bırakan kişiler, günümüzde karşımıza çıktığında, göstereceğimiz
reaksiyonlar, onu en son gördüğümüz noktadaki yaşananlara ilişkin olarak elbette
değişecektir. Olağandışı bir olay yaşanmadığı taktirde, eski yüzlerin karşımıza
çıkması halinde, geçmişte kaybolmadığımız sürece, anın tadını çıkartmak,
eskilerden dem vurmak, o renkleri tekrar hatırlamak da ayrı bir keyif olabilir.
Yaratıcılık konusunda tek geçiyorum seni Trapper. Yine
zevkli bir paylaşımdı teşekkürler.
Ben de eski ben değilim... İyi ki değilim.. Gidenin arkasından bakakalmıyorum mesela. Insanların yalanları, maskeleri eskisi kadar yıkmıyor mesela... Artık biliyorum herkesin gizleyecek bir yarası, bir yanlışı var... O maskelerim arasında ne acıları gizlemeyip yaşantılarına devam etmeye çalışıyorlar...
Saçlarımdaki beyazlar artmış, alnımdaki kırışıklıklar artmış, basenler kalınlaşmış gibi görsel değişikliklerden çok, içsel değişimden bahsedeyim... Daha az şaşırıyorum duyduklarıma ( ömrüm güzin ablalık yaparak geçmiş) , telefon defterindeki isimler nasıl da yabancı geliyor bana( kimbilir ne zamandır aramıyoruz birbirimizi ) üzülme eşiğim yükseldi iyice ( çok mu kazık yemişim ne )...
Ben eski ben değilim... Olamam da zaten... Yaşanılan her an birşeyler katıyor bana...
Bırakıp gidenler, bırakıp gittiklerim, unuttuklarım, affet(me)diklerim... Ben ve onlar bir bütünüz..
Düşünce tuzağına düşürmüşsün hepimizi... tuzakçı :)
teşekkürler paylaşım için...
YORUMLAR
Geçmış, yaralarımıza, zaman basıyoruz evet, zamanla ıyıleşıyor yaralarımız...O' olmadan yaşayamam sözü ıse, aslında kuyruklu bır yalann...Yaşıyoruz...Sadece, derınlerde bı yerlerde ızlerını taşıyoruz... Bu, şuna benzıyor, koşarken bır amaç uğruna, düşüp yenıden gücünüzü toparlayıp yolunuza devam etmenız gıbı...
Bu söze kesınlıkle katılıyorum...((ama sizi son halinizle hatırlayan şahsiyet o kabuğun sizin bir parçanız olduğu yanılgısıyla hayatını devam ettiriyor.)) bazen dıyorum kı, sızı tanıyan kışı sızın ygeçmış izlerınızı bılmeden yaşasa, bu süreçler daha mı sağlıklı olurdu, dıye düşünüyorum.. :)
Hayat devam edıyor,geçmışte bıraktıklarınızda, sızde herşeye rağmen gülebılıyorsunuz.. Hayat, herşeye rağmen yaşamaya değer bence...
Farkındalık yüklenıp tam gaz ılerı.. :)
Bazen düşünüyorum ben sanki hep aynı benmişim gibi geliyor:) Tamam zaman resmimin üzerinde ufak tefek gölgeler yaptı ama ruhuma henüz ulaşamadı :) Hala olmamış can erikleri çalalım mı? diye bir teklif bekliyor gibiyim, yada hadi çimenlere basalım çiçekleri toplayalım diyen birini bekler gibiyim:)
Galiba değişime ayak uydurmanın zamanı gelmiş ben bu güzel yazıdan kendi hisseme bunu çıkardım :)
Geçmişimizden karşımıza, çıkan simalar, sadece son halini değil, beraberinde dönemin renklerini de taşıyor yanlarında. Kimi zaman gidilen bir mekan, kimi zaman birlikte seyredilen filmden bir sahne, bazende o dönemden bir şarkı. Güne göre değişen şartlar, varolan her yaşantıya, her anında farklı yansıyor. Bazen hüzün, bazen tebessüm. Geçmişin izlerini alevlendirmeden, ama arada küllenmiş, o anıların arasında dolaşmak iyi gelir insana. Yaşam beraberinde olgunluk sürecini de çalıştırır. Hafızalarımızda iz bırakan kişiler, günümüzde karşımıza çıktığında, göstereceğimiz reaksiyonlar, onu en son gördüğümüz noktadaki yaşananlara ilişkin olarak elbette değişecektir. Olağandışı bir olay yaşanmadığı taktirde, eski yüzlerin karşımıza çıkması halinde, geçmişte kaybolmadığımız sürece, anın tadını çıkartmak, eskilerden dem vurmak, o renkleri tekrar hatırlamak da ayrı bir keyif olabilir.
Yaratıcılık konusunda tek geçiyorum seni Trapper. Yine zevkli bir paylaşımdı teşekkürler.
Ben de eski ben değilim... İyi ki değilim.. Gidenin arkasından bakakalmıyorum mesela. Insanların yalanları, maskeleri eskisi kadar yıkmıyor mesela... Artık biliyorum herkesin gizleyecek bir yarası, bir yanlışı var... O maskelerim arasında ne acıları gizlemeyip yaşantılarına devam etmeye çalışıyorlar...
Saçlarımdaki beyazlar artmış, alnımdaki kırışıklıklar artmış, basenler kalınlaşmış gibi görsel değişikliklerden çok, içsel değişimden bahsedeyim... Daha az şaşırıyorum duyduklarıma ( ömrüm güzin ablalık yaparak geçmiş) , telefon defterindeki isimler nasıl da yabancı geliyor bana( kimbilir ne zamandır aramıyoruz birbirimizi ) üzülme eşiğim yükseldi iyice ( çok mu kazık yemişim ne )...
Ben eski ben değilim... Olamam da zaten... Yaşanılan her an birşeyler katıyor bana...
Bırakıp gidenler, bırakıp gittiklerim, unuttuklarım, affet(me)diklerim... Ben ve onlar bir bütünüz..
Düşünce tuzağına düşürmüşsün hepimizi... tuzakçı :)
teşekkürler paylaşım için...