gamyun.net'i doğru görüntüleyebilmek için tarayıcını güncellemelisin, güncelleyemiyorsan başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsin.

BLOG

PAYLAŞIM

25 Mart 2011, 10.00
A- A+


Bu aralar, gamyun blog portalında yada farklı bültenlerde kaleme alınmış çeşitli konulardaki yazıları okurken, konuşma ve yazma becerileri, bu ikisi arasındaki farklılıklar, kişinin kendisini veya savunduğu konuyu ifade tarzları, vb. konularda düşünür oldum.

Yukarıdaki başlıklara ilişkin kendi düşüncelerimi aşağıda sizlerle paylaşacağım, ancak esas amacım konu hakkında sizin de düşüncelerinizi duymak. Bunun sebebi şu; Gözlemleyebildiğim kadarıyla, bu ortamda yayınlanan blog yazılarının düzenli bir okuyucu kitlesi var. Azımsanamayacak sayıdaki bu kitle, zaman zamanda yorum yada blog yazıları ile bu portala destek veriyor. Birbirlerini tanımayan kişiler, portalda paylaşılan konu her ne ise, o konuya ilişkin, kendi düşüncelerini ifade ediyor. Blog yazarı ile, yorumcular arasında paylaşılan bu fikirler, birbirlerini tanımayan kişiler için, diğeri hakkında, sadece o konunun içeriğine ait olsa dahi, fikir sahibi olabilme fırsatını da sunmuş oluyor.

Tartışmak istediğim konu bu. Gerçekten fikir sahibi mi oluyoruz? Yoksa emek harcanarak hazırlanmış bu yazılardaki ifade farklılıkları, kavram hataları, okuduğunu anlamak, anladığını anlatabilmek yada tersi durumlarda bizi o kişiye ilişkin yanlış mı yönlendiriyor?

Tüm yazıların, site yöneticileri tarafından kontrolden geçtiğini de varsaydığımızda, önümüze gelen yazıların, yayınlanabilir yazılar olduğunu, yani bir ön elemeden geçirildiğini biliyoruz. Etik kavramlar içerisindeki yazıların da genelde yayınlandığını görüyoruz. Ben yazı içeriklerini değil, anlatım şekillerini tartışmak istiyorum.

Sözlü iletişimdeki genel prensiplerden faydalanamadığımız bu ortamda, yazılarımız aracılığı ile kurduğumuz iletişimin, daha anlaşılır olması önem taşıyor bana göre. Sözlü iletişimde galip gelen kelimler değil, kelimelerin nasıl söylendiği, nasıl vurgulandığı, söylenirken kullanılan beden dili iken, yazıda bu durum değişiyor. Kelimeler ve cümle yapıları, ifadelerin anlaşılabilirliği açısından önem kazanıyor.

Duygu ve düşüncelerimizi, amatörce kaleme aldığımız yazıları paylaşırken (bu ortamda paylaşılan yazı ve yorum sahiplerinin, birçoğumuz gibi profesyonel olmadığını varsayıyorum, istisnalar vardır, amacım onları gücendirmek değil) sadelikten yana olduğumu belirtmek istiyorum. Daha yalın cümleler kurup, kavram kargaşasına sebep olmadan, adı üstünde amatör olduğumuz gerçeğini kabul ederek, yazıyı süsleme kaygısından çıkıp, sadelik ilkesine bağlı kalarak, ifadelerin daha gerçekçi, daha anlaşılır olacağını düşünüyorum. İçeriği son derece başarılı olan,  ancak yazıyı süsleme kaygısı taşıyan yazarların, yazısının sonlarına doğru gidildiğinde, konunun özünden çıkıp, başta vermek istediği mesajdan uzaklaştığını, hatta kendisiyle çelişen bir sonla bittirdiğini gördüğüm; sonunda da hiçbir şey anlamadan okuduğum yazılar oldu. Başı farklı, sonu farklı bir düşünceyi savunan böyle bir yazıya, yorum yapmak haliyle zorlaşıyor. Oysa ki; ortamımızın amacı duygu ve düşüncelerimizi paylaşmak, karşıt görüşleri duyabilmek, konuyu farklı veya benzer açılardan masaya yatırabilmekse o zaman daha anlaşılır yazılar paylaşmak gerektiğini düşünüyorum.

“Bunların ne önemi var, oku, anlamıyorsan geç” yada “Yazarım anlayan anlar, anlamayan anlamaz” gibi düşünmek pek doğru olmaz, çünkü son derece önemi var. Buradaki yazılar paylaşılmak için yayınlanıyor. Bu yüzden böyle bir düşünce kabul edilebilir bir düşünce değildir. Emek verilerek yazılan bir yazıya, yine emek verilerek okunup, yorum yapılıyorsa, bunu söylemek yanlış olur. 

Konu karşılıklı emek alışverişi olduğuna göre, bu durumda yazıp geçmek yerine bazı unsurlara basitçe dikkat edilmesi gerektiğini düşünüyorum.  

Elbette yazılar amatör olsa dahi aralarında farklılıklar olacaktır. Gözlem yapmak, düşünmek, ana dili iyi kullanmak, çok okumak gibi faktörler bu farklılıkları oluşturan unsurlardan bazılarıdır. Yetenek ise bence bunlardan biri değildir. Çünkü iyi bir anlatım için yukarıdaki şartlara yazma tekniği,  dil kuralları, plan ve paragrafların oluşumunu da dahil ettiğimizde ortaya her halükarda iyi bir yazı çıkacaktır. Yetenek ise bana göre ayrı bir yazım sanatında ortaya çıkar. Hikaye, şiir, roman gibi.

Bu durumda, farklılıklar ne olursa olsun, yazılarımızda, başa çıkamayacağımız cümleler kurarak bir anlatım kaosu yaratmaktansa, sınırlarımız içinde kalıp ortaya daha anlaşılır bir yazı çıkartırsak, emek vererek hazırladığımız yazının boşa gitmesine izin vermemiş oluruz diyorum ve konuya ilişkin sizin düşüncelerinizi bekliyorum.

Teşekkür ederim.

YORUMLAR

25 Mart 2011, 11.09

       Yazıyı okuyunca ilk önce aklıma Tanzimat Döneminde benimsenen SANAT İÇİN SANAT ve bunun karşısında yer alan HALK İÇİN SANAT tartışmaları geldi nedense aklıma.Bu ortamda yazılan yazılar,belli bir kitleye ulaştığı için yazıyı yazarken o kitleye olan saygıdan belli kritlerlere dikkat edilmeli mi,yoksa bunu sadece bir karalama olarak görüp durumu gözardımı etmeli.Açıkçası bu konuda bende %50-%50 durumdayım.Çünkü bir taraftan ''her açıdan'' özen göstermek tezini savunabilirim.Fakat münazara konusu olursa karşı tezinde sıkı bir destekçisi olabilirim.O desteği de sizinde altını çizdiğiniz AMATÖR RUH'tan çıkarak yapabilirim.Bu aslında şuna da benzetilebilir,kendi evinizde rahat rahat dilediğiniz kıyafetle gezersiniz de,başkasının evinde bu rahatlık yoktur haliyle.Yazılan yazıları kendi evimizdeymişiz gibimi görmek lazım yoksa misafir modundamı tartışılabilir:)

       Belli bir kitle tarafından takip ediliyor bu portal.Tahminimce de 300-400 civarında kemikleşmiş bir okuyucu var.Zaman zaman başlığa göre bu sayı değişim de gösterebiliyor.Ama  bu topluluk arasında 50 ile 100 arası bir okuyucu var ki,sadık,donanımlı,doğru gözlemci,katkı veren ama daha ziyade sessiz kalan.Bu kişilerin katılım göstemesi durumunda kalitenin artacağını düşünmekteyim.''Bu kişilerden olduğunu düşünenenler uyanmanız için illa kafanızdan aşağı soğuk su mu dökmek gerek'':)...

       Sizin de belirttiğiniz üzere,bir emek alışverişi olduğundan özen göstermek evet önemli,fakat çoğumuzun(en azından kendim için söylüyorum bunu),amatör olduğu gerçeğide gözardı edilmemeli.Önemli bir konuyu dile getirdiğiniz ve bunu en yalın şekilde anlattığınız(ben bile anladım:)) için teşekkürler...

25 Mart 2011, 11.25
Onaylanan yazilar sadece konu olarak kontrol edilir, diger parametreler bizim kapsama alanimiz disinda. Cunku bizim insanlari "duzeltme" gibi bir misyonumuz yok. Biz herkesi oldugu gibi kabul ediyoruz, yanlislari ve dogrulari ile birlikte. Haa, yanlislari bizim kurallarimizla kesisiyorsa bu durumda yasak verdiklerimiz de olabiliyor...
25 Mart 2011, 11.39
     Bazı unsurlara basitçe dikkat edilmesi gerektiğini düşünüyorum demişsiniz. Dil kuralları,plan ve paragrafların oluşumundan bahsetmişsiniz ama en basiti paragraflarda satır başı bile kullanmamışınız.
25 Mart 2011, 11.49
galiba haklısınız.herkezin en kolayına gelen zaten tek bir mecra açabilcek,her zaman kişinin istediği hedefi gösterebilecek,endişeden yoksun,ekmeğin üzerine yağ sürülür gibi insan beynine bilgi sürülmesi minvalindeki yazıları kim istemez.burası  zaten tek kalıba girmek isteyen bir zümrenin antidemokratik bir hesaplaşma değil.herkez dilediği gibi yazmalı,başkalarının kipinden şarj edilmemeli.zaten istediğimizde,böylece orijinal fikirlerin açtığı koridorlarda,onları anlayanların yürümesini sevdiğimizdir.traper4ever katılım konusunda ise üzerine bir şeylerin düşmediğini anlayanlar zaten yazmıyor.bende 3 ay yazarım 2 ay yazmam örneğin.bir yazının işe yaradığını anlamak için blog yorumuna olan katılım galiba bir çıta değildir.blogu okur realde paylaşır birilerine.hayırlı cumalar
25 Mart 2011, 11.59
Ben eskiden imlaya takılırdım.Fakat öyle yazılar var ki ya kendini övüyor yada canı sıkılmış yazmış bişey anlayamıyorum.Sıfır kültürel birikim,sıfır edebi bir mantık.
Yazmak için yazılıyor.Sadece bende buradayım demek için.Altına ben gelipte çok güzel olmuş eline sağlık diyemiyorum,yazdıkları komikte gelmiyor.Emeğe saygı desem biliyorum ki bazı yazılara haksızlık olacak.Hepsine aynı kelimeleri kurmak haksızlık bence.Yorumumu okuyanlar güzel bir yazıya yorumumun en sonunda,

Emeğe saygı...(yazar aynen böyle)
25 Mart 2011, 12.17

Çok iyi söylemişsiniz Zac elinize sağlık. Bölümlerde insanların fikirlerine, yaklaşımlarına, yazdıklarına saygı gösterılmiyor; duzeltilmeye calışılıyor, polimikler yaratılıyor,sert eleştiriler alıyor, hatta küçükk düşürücü yaklaşımlarla karşılaşıyoruz çoğu zaman. Şunu unutmamalıyız ki; burası herkezin kendi idefixini paylaşmada kullandığı bir alan. Eğlenmek, paylaşım yaptığımız bir yer. Bunu kendi egomuzu tatmin etmek 'Ben senden daha iyi biliyorum, sen cahilsin doğrusu şöyle olmalı.' gibi yaklaşımlar hoş değil.

Sevgili Berlen in yazısına gelecek olursak size tüm kalbimle katılıyorum. Çok güzel bir yazı olmuş emeğinize sağlık smile Resmi :)

25 Mart 2011, 13.14

Hayata ve olgulara bakış açımızı yansıtmak adına kalem aldığımız bloglarda bende biraz özenden yanayım. Dil bilgisi kurallarını uygulamak değil asıl olan bakış açımızı daha anlaşılır kılmak adına biraz daha dikkat. . .

Bazen harika konuları ele alan paylaşımlarda konuyu ve dolayısıyla yazarının konuya bakış açısını anlayabilmek için birden fazla kere okumak zorunda kalıyorum. Değindiği konunun güzelliği satırlarda yok olup gidiyor.

Önemli bir konuya değinmişsiniz Sevgili Berlen, bende buranın biraz daha özenle ve biraz daha bize ait hoş bir blog köşesi olmasını diliyorum.

Teşekkürler. . .

25 Mart 2011, 13.47

Uzun cümleler kurduğunda ya da onlarca cümle kurduğunda daha iyi anlaşılır olabileceğini düşünenler var. Ben aynı fikirde değilim. Amatörce, sadece içinden gelenleri, çok az bile olsa imla kurallarına dikkat edilerek yazılmış yazıları keyifle okuyorum. Ben burada bir köşe yazarı edasıyla yazılmış blogları açıkçası sevmiyorum. Çünkü anlaşılır olmaktan uzak geliyorlar bana. Bir dönem hatırlar mısınız bilmem? Burada bir üye sürekli olarak tarihten, tarihimizden haberler verirdi bize. Okuduğum en keyifli yazılardı. Çünkü bilgiye dayalıydı. Ve bu üye o gün yazdığı blogun bir kısmını eksik bırakırdı, hadi gerisini siz araştırın diye. Ve benim pek çok konuyu onun sayesinde araştırdığım olmuştur. Belki ben bilgi için bilgi diyenlerdenim bilemem, ama buradaki üyelerin çoğunun eğitim düzeyleri ya da kültür düzeyleri en üst seviyede olsun ve öyle yazsın gibi bir anlam da çıkarmak istemiyorum. Çünkü eğitimin insanları sadece meslek sahibi yaptığına inanıyorum. Kültüre gelince kişinin kendini hangi alanlarda yetiştirdiğiyle ilgili gibi geliyor bana. 

zac demiş ki; insanlari "duzeltme" gibi bir misyonumuz yok. Biz herkesi oldugu gibi kabul ediyoruz, yanlislari ve dogrulari ile birlikte.

Bu yoruma şapka çıkartılmaz da ne yapılır? Bırakın insanları içlerinden geldiği gibi yazsınlar. Herkesi aynı kalıba sokmaya ne gerek var?

25 Mart 2011, 14.04

     Yalın bir anlatım isteğinizi neredeyse sürekli aynı cümleleri farklı kelimelerle yazmak ! Kısaca anlatılabilir, daha yalın yazılabilir  ve paragraflara dikkat edilebilirdi :)

    Pek çok satırı atlayarak okudum özür dilerim çok uzun ve her satırda hemen hemen aynı şeylerden bahsedilmiş.

  Blog konusuna gelince, herkesin kendini, içinden geçenleri, bizlere aktarmak istediği herhangi bir konuyu ifade şekli her zaman bizlerin anlayacağı dilde olamaz. Eğer her yazı mükemmel olsaydı, ifadesi güçlü olsaydı, ne konuşurken, ne de yazışırken kaoslar yaşanmaz, ilişkiler daha yaşanılası olurdu diye düşünüyorum:)  Site bizlere blog yazabilirsiniz diye bir şans vermiş. Beğenmediğiniz üyeleri blogda engelleriz  diye bir söz vermemiş. Zaten iyi bir okuyucu, yazının ilk satırında anlar o yazının kalitesini. Bu yüzden fazlaca sıkıntı yapmaya ve o yazabilir ama bu yazamaz gibi anlamsız polemiklere gerek yok diye düşünüyorum.

   Her yıl blog portal aniden renklenir.  Polemikler, yorumlarla kavgalar, offline mesaja kadar el atmalar, yazının içeriğine değil şahsa yapılan eleştiriler vs vs vs olur..Sonra durulur. Tamda bu durgunluk döneminde üyelerden biri,  imla, anlatımda bozukluk, konuda çarpıklık, noktada eksiklik, virgülde fazlalığa, içerik mi, dilbilgisi mi önemli diye atar bir yazı bloga:) E bu da epey idare eder bizi. 

    Hadi kolay gele :)

25 Mart 2011, 15.10

      Blogları farkedeli ve takip etmeye başlayalı 1 ay olmadı. Gerçekten emek verilen, amator yada değil bir çok yazı ve yazar var. Bir yazısından yola çıkarak tum yazılarını okuduğum üyeler bile var. Bir kişiye yada bir kavrama direk sataşan renciden eden bir yazar görmedim (henüz). Ya ben görmedim, yada yazı onay aşamasını geçememiş.

    Berlen, oldukça uzun ve emek verilen bir yazı yazmış. Yazılarımız da süslü, kapalı cümleler kullanmaktansa sade ve anlaşılır olalım demiş.TRAPPERin de anımsattığı gibi sanat halk için olmalı olarak özetlenebilecek bir uyarı olmuş.  Bu tarz blog sitelerinde zaman zaman böyle uyarıların olması da gerekir.

"Güzel ve düzgün bir Türkçe kullanalım, noktalama işaretlerine, paragraf başlıklarına, kelimelerin doğru yazımlarına dikkat edelim" noktasına kadar getirmemiş bence.. Gönül isterki hepimiz yapalım bunu... Ama yazıyı yazanlar, yorum yapanlar düşüncelerini paylaşmak istiyor, kendini anlatmak istiyor. eğerki biz yazım kuralları, paragraf biçimi vb eleştirilerine girişecek olursak yazıyı yazanı soğutmuş olmaz mıyız?

  Blogda yazan bir arkadaş, bir yazısını şahit olduğu bir kavgadan sonra, gayet sinirle yazmış, en doğal haliyle istanbulda sokak ortası yaşanan bir şiddet örneğini anlatmış, noktalama işaretleri ve de bağlacını görecek hali yokmuş tabii.. Şimdi kalkıp biz o arkadaşa PARAGRAF BAŞLIKLARINA BİLE DİKKAT ETMEMİŞSİN ARKADAŞIM mı diyelim?

Amaç kendini ifade etmek, bilgiyi paylaşmak, yazılan bir yazıya yorumla katılmak... Ve eğer yapabiliyorsak, o anki ruh halimiz, yazım alıkanlıklarımız müsaitse de güzel bir Türkçe kullanmak.

Paylaşımın için teşekkürler berlen, emeğinize sağlık.

25 Mart 2011, 15.44
Arkadasım öncelikle burada yazılan yazılar,yazarın duygularını ifade etmesi içindir.burada bulunan insanların kültürleri ve okuduğunu anlayıp yorumlamaları farklılık gösterir.yazar, burda anlattığım her insan için ayrı bir yazı yazma lüksüne sahip olmamalıdır.yazdığı yazıları,anlayanlar da,hak verenlerde veyahutta tersi de olacaktır.Ben bazı konularda sana katılıyor ama buyuk cogunlukla yazılarının aynı kapıya cıktığını belirrtmek istiyor ve kesinlikle de bu insanlar arasında ki kültür farkından dolayı bu olayın çözümlenmeyeceğini düşünüyorum..
PAYLAŞIMIN İÇİN TŞKLER...
25 Mart 2011, 15.52

Blog portal'in en önemli misyonlarından birinin,"insanları internet dilinden kurtarma" oduğunu düşünüyorum.

Hepimiz sık sık yaşamışızdır.Selam yerine slm,bol şanslar yerine bs,as,sa ve daha şu anda hatırlayamadığım niceleri....Dilin bu şekilde kullanımının, onun  zaman içinde erozyona uğramasına neden olacağı ve bunun yanı sıra kullanan kişilerin dil bilgisi yazma ve okuma yeteneklerini daraltacağı konusunda dil bilimcilerin uyarılarına hak vermemek mümkün değil.

Bu nedenle "duygu ve düşünce paylaşımı amacıyla blog yazmak yetenek gerektirmez..Yazı  dilinde yalın olunması,süsleme yapılmaması anlaşılırlığı artırı" diyen BERLEN'e bu konuda hak veriyor ve blog bölümüne katılanların sayılarının artmasını diliyorum.

Ancak "Bir blog ya da yorum, okuyanları yazarı konusunda fikir sahibi  edebilir mi?" sorusuna  ben inanarak "HAYIR" diyorum.Günümüzde değil İnsanları değerlendirmek,bir fikir sahibi olabilmek için bile dikkatli gözlemler ve tartışmalar yapılması gerektiğini düşünüyorum.Çünkü fikir sahibi olmak için bir insanı anlamak,anlamak için ise uzun süreli emek vermek gerekir.

Emeği geçen herkese  selam ve sevgiler.

25 Mart 2011, 16.03
Kendi adıma; Sadelikten bahsedilmiş ancak bu yazı pek sade değil. İyi bir gözlem ve epey bir izlem sonrasında yapılmış eleştiriler var. Bir çok noktası doğru. Yazılan yazıların 18 yaş üstü bireylerce anlaşılmaması nerdeyse imkansız. Blogları portaldan takip eden biri olarak bunu söylüyorum. Bazen abartılı uzunlukta blogları ilginç bulup okuyorum. Zaten her bloga yorumda eklemiyorum. Benim bloglarımada herkez yorum eklemiyor bu gayet normal. Bloglara bakmadığımda kendimde eksiklik hissediyorum, oyundan daha önemli hale geldi diyebilirim. Çok aşırı olmadığı sürece asla olumsuz eleştiride yapmıyorum. Burada paylaşan ve yorum ekleyenler kendi görüşlerini veya o konu hakkındaki bilgi, deneyim ve başkaları tarafından söylenenleri  paylaşıyorlar. Başkalarını eleştirmek her zaman çok kolaydır. Paylaşımın için teşekkürler.
25 Mart 2011, 16.08
her gün trapper i okumak sıkıyor. bu konuda fikrimi beyan etmek istedim. mazur görün.
25 Mart 2011, 16.19
Bu kadarda kasmamak gerek :) burda anlaşılmıcak kadar ağır yazılar okumuyoruz çok kısaca şöle özetliyim kimisi içeriği kuvetli yazılar yazıyor süse püse gerek olmuyo olsada rahatsız etmiyor bazı yazılar ise içerik 0 gamyun gamyun öle hayatımdaki yemek bile yemiyorum vaktim yok konu bu bunu anlatan uzuuuuuuuuuuun ca bir yazı tmm şimdi bişey dicek derken yazı bitiyor bitince eeee .. durumu oluşuyo bide işte bu tip yazılar var...................... hiçbişey anlatmıyan ama anlatım dilini ağırlaştıran sadelikten uzaklaşan bölece yazının kalitesini ykseltmeye çalışan kişiler var  elbettek birçok insan gibi benimde ilki tercihimdir  ama kimseyede sen böle yazma şöle yaz vs vs denilmesi son derece gereksiz  :) VE ŞUNU ÖZELLİKLE BELİRTMEK İSTİYORUMKİ BURDAN KİMSE EDEBİ BİŞEYLER ALMAYA ÇALIŞMIYOR  NE KADAR VERİMLİ BU YAZILAR FİLAN DİYE DİDİKLEMEYE NE GEREK VAR BİLEMİYORUM .. begenmedigim yazıya yorum yazmam herkesin bnm beğenceğim şekilde ve içerikte yazmasını beklemem saçma olur zaten .. samimiyetle yazılar her yazı hoş benim en hoşlanmadığım şey burdan poz atan kişiler onlarada gülüp geçmekten fazla yapcak bişey yokk:)) ...
25 Mart 2011, 17.54

Ben işte korkuyorum..Ve bu korkum, paylaşmak istediğim çok şeyi sizlerle paylaşmaktan alıkoyuyor beni..Anadilim olmadığından Türkçe , önce bir dosya açıyorum kendime yazıyorum, defalarca okuyorum, ama hani ödevini öğretmenine verirken ne hata bulacaklar kaygısı taşıyorum.Ki aslında simultane tercümanım, Türkçem harika( sadece deyimlerde ve şivelerde anlama sorunu yaşarım o kadar ) ama, bloga yazarken bana bir şey oluyor işte, okuyan arkadaşlara iyi anlatamazsam diye:((. Burası da gerçek hayatımız gibi farklı eğitim, farklı terbiye, farklı bakış açısına bağlı insanların toplamı işte..Simitçiye kızıyor muyuz, ' o öyle denmez , böyle denir ' diye..? Doktora diyor muyuz, ' Yaaa şunu adam gibi anlatsana, yarısı anlaşılmaz kelime bunların' diye..? Düşünün, nelere tahammül ediyoruz , nelere?  Derdini ıkına sıkına anlatan öğrencilerimizi düşünün..Ve düşünün, bu insan etkilendiği bir şeyi bizimle paylaşmak istemiş...Kötü yazmış tamam, berbat imla tamam, ama anlatmış işte..Bir de düşünün, önümüze gelmeyecek konular olduğunu, ne dediği belirsiz olanları, ve de onları elemek için okuması gereken kişilerin neler çektiklerini...Bu büyük bir emek, bu anlamda cebren ve natty yi anmamak ayıp olur.. Ahh sormayın diyorlardır eminim ...Bu noktada onlara ayrıca tesekkur ediyorum ..

Bir de ne yazılırsa yazılsın begenmeyen ve bunu da marifetlendirerek ve süsleyerek yazan arkadaşlar var....Ben bunu neredeyse Türkiye'deki bütün ögrencileri İngilizceden soğutan (ve aslında İngilizceleri iyi olmayan, hatta hayatında bir kere bile bir İngilizle konuşmamış İng. Öğretmenlerine benzetiyorum. Dünyanın en kolay öğrenilen dilini neden öğretemiyorsunuz panelinde ders vermek isterdim..Sanki bütün olay postaneyi tarif etmekten geçiyor da ,ya tarif edemezsek kaygısı mıdır nedir, 'Where is the Post Office ? ' cilere selamım olsun:)). İtiraf edin tarif ettirmediler mi size :)). Bu konuyu başka bir yazımda anlatmak istiyorum aslında , bi cesaret gelince yine :))   Sevgiler..

(Not; Blog konusu ' İngilizce yi nasıl öğrenemeyiz? ' olacak..

25 Mart 2011, 19.04
  Sevgili arkadaşım berlen işlemiş olduğun konu dikkate değer bir konu olduğunu kabul ediyorum, fakat burda paylaşılan konular genelde kişilerin içinden geçen konulardır sizinde dediğiniz gibi amatörce burda imla kurallarına veya yazının güzelliğine dikkat ede bilecek bir durum olmadığı kanaatindeğim şöyleki burda yazılan yazıdan kimseninde zayıf alma korkusu olmadığı için bırak arkadaşlar içini yazılara döksünler o kadar kuralcı olmayalım mesala bende yazı yazmak isterim fakat kendim de o medeni cesareti veya kabiliyeti bulamıyorum portalda yazan tum arkadaşları taktır ediyorum imla kuralları benim için  okadar önemli değil önemli olan paylaşımda ki konuların güzelliğidir.   Tum yazan arkadaşlara  tşk ediyorum ve yazmalarının  devamını  diliyorum                                                                
25 Mart 2011, 19.13

Bazen konuşurken gerekli yerlerde tonlama yaparız,vücut dilimizi de katarız..

hep söylediğim bişey var yanlış anlaşılmalarda ; klavyenin mimikleri yok malesef..

işin özü doğal,dürüst ve net olabilmekte..

sevgiler..

25 Mart 2011, 20.44

Teşekkürler arkadaşlar, amacım blog yazılarına bakış açılarını görebilmekti. Şu ana kadar yapılan yorumlardan bir fikir sahibi oldum.

İşin özü, benim yukarıdaki yazıda yaptığım gibi bir A4 kağıdı boyunca yazıp, sonunda anlaşılamamış yazıların yitip gitmesindense, o yazının yerini bulması teziydi. Bunu çok uzatmışım haklısınız.

ZAC yazıların içerik olarak incelendiğini, uygun içerikli yazıların da yayınlandığını bende vurguladım zaten. Sitenin ana yapısının oyun ve eğlence olduğunu düşündüğümüzde, sizin ön elemeden zaten içerik olarak geçirdiğiniz bu yazılara ilişkin, biz blog yazarları da biraz daha hassasiyet gösterirsek yazıların yitip gitmesini önlermiyiz derdim bu.

Yazım hatalarıma ilişkin yaptığınız eleştirilere gelince, sonraki yazılarım için göz önüne alacağım.

25 Mart 2011, 20.50

Önemli olan kişinin kendisini ifade ederken kullandığı üsluptur bence.Burada kastettiğim şey tabiki imla kuralları değil.Samimi ve dürüst olması kafi bana göre..Hangimiz Shakespeare,hangimiz Tolstoy falanız ki zaten?

İmla kurallarına gelelim...Fikirlerin,imla kurallarına uygun,güzel ve akıcı bir Türkçe ile dile getirilmesi ya da yazıya aktarılması elbette çok hoş bir intiba uyandırır.Fakat kişilerin imla kurallarını iyi bilmedikleri ve dolayısı ile yazılarına aktaramadıkları için düşüncelerini dile getirme isteklerinin önüne bent çekmenin de tutarsız olduğu kanaatindeyim.Kişiyi 'Acaba çok mu imla hatası yaptım?En iyisi bu yazıyı sileyim.Yazmasam da olur' gibi düşüncelere gark etmek,dolayısı ile kasıtlı ya da kasıtsız bir şekilde yazı yazmaktan soğutmakta bir nevi bent çekmektir.

Sizlere alakasız gelebilir fakat bu durum bana Aysun Kayacı'nın bir sözünü hatırlattı.'Bir çobanın oyu ile benim oyum bir mi?' demişti kendileri.Ne demek istediğim umarım anlaşılmıştır.Sevgiyle kalın...

Dipnot(Mektup tadında): En nefret ettiğim şeydir zira buna mecbur kaldığım hissiyatına kapılıverdim nedense...En basitinden: 'Yada' --> 'Ya da' şeklinde yazılır.İnsanları koşulsuz ve önyargısız bir şekilde anlamaya çalışmak mantıksal olandır bence.Her ne kadar bize ters düşen düşünceler barındırsalar bile onları oldukları gibi kabul etmeye çalışma gayretimiz ne zaman hata ve kusur arama isteğimizden baskın çıkarsa o zaman toplum olarak bir hayli yol almışızdır demektir diye düşünüyorum.

Sevgiyle kalınız...

Yorum yapabilmek için ÜYE GİRİŞİ yapmalısın