Doğayı duydunuz mu Bahar gelmiş. Her yerde bir telaş, bir telaş. Topraktan gelen fısıltıları duydunuz mu? Yürüyordum baktım başımın üstünde fısıltılar. Erikler çiçek açmış, beyazları pek havalıydı. Pembeleri gitmiş, diğeri sen güzel, ben güzel. Aman bir atışmadır ki sormayın gitsin. Yapraklar uçuk yeşilde ha büyüdüm, ha büyüyeceğim. Ağaçlar konuşuyor. Bak diyor beğendi, beğendi bizi, kala kaldım. Öyle bakıyor hala ayrılmadı. Diğeri dedi ki o biliyor. Duyanlardan belli hafif gülümsedi. Hafifiten gülümsedim güldüğümü anlamasınlar diye. Yürüdüm epey parkta baktım.

          Etrafta papatyalar gülüşüp eğleniyorlar. Biri dedi ki!  "bak bak! bu şimdi bizi koparacak!" diğeri dedi ki "yok ya bu fal bakmayacak kadar yaşlı". "Yaşlı koparmaz gülümsedim doğru" dedim. Hani haklıda neden koparayım ki. Yıllar öncesine daldım. Bir an ne kadar heyecanım vardı. Ne çıkacak diye? şimdiyse koparmam ki, koparmaya hoş koparsamda ne içindi güldüm. Sadece güldüm, bir fala inanacak kadar sevgim yığınlarcaydı o zamanlar. Şimdi ise dingin ve akıllıydım. Baktığım papatya falları eskilerden bir anıydı.  Sadece hoştu çoşkum, şunların açma telaşı kadar saf ve duruydu nerden bilecektim ki.

         Hayatın getireceği yığınla duyguyu. ACI, KEDER, SEVİNÇ, SEVDA, HUZUR, HUZURSUZLUK, BEKLEMEK, KEŞKELER.

         Nerden bilecektim ki. Sonra bir ses duydum soldan; amanda aman biri çıkmış papatyaları kıskandıracak kadar, uzun boyunu ateşe dönen kırmızısıyla bir tek gelincik, pek havalıydı, ateşli bir kadın kadar alımlı, bana baktı şöyle bir göz ucuyla. "Sen" dedi severdin rengimi ama hep sorardın dede'ne kırmızı adım nerden gelincik koymuşlar. Anladın mı dedi yıllar sonra?

         Anladım beyaz giyindiğim yıllar sonra dönermiş kırmızıya için gibi kan rengi, ateş gibi yakarmış anladım.

EVET ANLADIM BAHARI ANLADIM, DEDİM HER RENKTE ANLAM  YÜKLÜYMÜŞ MEĞER. ANLADIM BİR KEZ DAHA.

.....HOŞ GELDİN BAHAR.....