Bu gün, güne çok güzel bir şarkıyı mırıldanarak başladım. Bertuğ Cemil’den  ‘’ yağmur’’ parçasını. Özelliklede ’’ yalannnlarrrr  yalannnlarrrr  yalannnlarrrrr’’ kısmını, daha bir sesli söylediğimi fark ettim. Bir süredir  dönemsel sanal bağımlılığımdan dolayı burada da  sıklıkla karşılaştığım bir durumdur. Bir çoğu hayali kişilikler, hayali meslekler, hayali statüler, hayali aşklar, hayali saptırılmış etik değerler vs.. Bir sürü kavramın sanalda toplanmış hali.  Kendi etik değerlerimce, her zaman ve  her koşulda  eşitlikten yanayım.  Hayatta öyle çok  eşitsizlik var ki… Aslında benim karşı çıktığım kendi imalatımız olan eşitsizlikler..  

Aklıma herkesin bildiği Nasreddin Hoca’ nın fıkrası geldi. Nasreddin Hoca’yı bir şölene, ziyafete çağırmışlar. Hoca günlük kıyafeti ile gitmiş. Kendisiyle pek ilgilenen olmamış. Hemen evine gidip, en yeni ve gösterişli elbiselerini, üzerine de kürkünü giymiş. Davet edildiği ziyafet konağına tekrar gelmiş. Daha kendisini kapıda görür görmez, büyük bir hürmet göstermişler. Yukarıya çıkarıp salonda baş köşeye oturtmuşlar. En iyi yemekleri evvelâ ona ikram etmişler.Hoca her ikram edilen şey önüne konduğunda, kürkünü yakasından özenle tutup, “ye kürküm ye” diyormuş. - “Hocam, bu nasıl iş, hiç kürk yemek yer mi?” dediklerinde; - “Ne yapalım, davet sahibi bunları kürküme ikram ediyor. Sonradan kürkümle aramda bir sorun çıkmasın diye ben de kürkümü uyarıyorum,” demiş.

Şimdi bu fıkrayı neden kaleme aldı ki bu kız demeyin:D Maalesef günümüzde de kürkü olanlar hep baş köşede ağırlanıyor.  Doktor Hanım, Avukat Bey, Savcı Bey, Müdüre Hanım vs…  Peki Doktor Hanım evine gidince, normal bir ev hanımı moduna  dönüşmüyor mu? Yada  Savcı Bey’in  savcılık görevinin dışında toplumda bir birey olarak ‘’özüyle’’ bir yeri yok mu? Vurgulamak istediğim hep ünvanlara değer veriliyor. Ünvanların içinde barınan şahısların, ünvanları haricinde hangi duyguyu barındırdığının, aslında nasıl bir kişi olduğunun bilinmesinede gerek yok değil mi? Nasılsa ünvanı yeter.

İşte burada da, oyun ve eglence dünyasının en kaliteli sitesi olan GAMYUN’ da  bir takım görevleri yürütmek için bazı kişiler seçilmiş. Amaç ne? oyunların, salonların, oyuncuların her bakımdan en iyi şekilde takibi ve keyifli bir zaman geçirebilmesi. Buraya kadar hiçbir sorun yok. Ama bu düzeni sağlayan insanların nicklerinin önünde bulunun ‘’kırmızı ünlem’’ onlara yukarıda  değindiğim ünvanı bağışlıyor. Bu ünvanla beraber aynı Nasrettin Hoca’nın fıkrasında olduğu gibi ‘’ ye kürküm ye’’ durumu ortaya çıkıyor. Bu duruma sebep olanlar malesef ki  hiç düşünmüyorlar. Bu insan gerçekte kim? Acaba bu gösteriş yumağı sevgi seline’’- Bu kadar da yapmacık olunmaz ki!’’  Demiyor mu? Belki sevgilisinden ayrıldı. Belki canı çok sıkkın, Belki bu duruma sebep olan kişilerin iyice cıvımamaları için daima sert görünmeyi yada resmi davranmayı seçiyor.Ve belkide  bu insanlar yüzünden kendisi gibi olamıyor. Bunlar hiç sorgulanmıyor.’’ Amanınnn  …x... Opumm hoşgelinizzz  kralsınn opumm çokk yaşaaa!. ‘’ ‘’…Y... Opumm Hanımların enn hanımıı pırlantamız çiçeğimizzz iyi ki varsın’’ gibi yaklaşan şakşakçı bir topluluk..

...x… opumuz,  bu statüde olmasa yine salona her gelişinde büyük bir coşkuyla karşılanır mıydı? Kaçınız halin,durumun nedir? Bir sıkıntın var mı? Diye  gerçekten önemseyerek sorardı ? Veya …Y… opumuzun bu statüsü olmasa bloglara konu başlığı edilip takdir görüşü devamlılığını sürdürür müydü?

Neden insana insan olarak deger vermek yerine, statüler bazında ele alıp gereksiz ve yapmacık sevgi gösterilerinde bulunuyorsunuz?  Seven insan daima her koşulda sever. Bu sevgisini de diğer insanlara ‘’göstermelik’’ bir şekle dönüştürmeye gereksinim duymaz. Ha tabi konuyu’’- Biz takdir ediyoruz ve bunuda kaleme almaktan mutluluk duyuyoruz. Bu eleştirileriniz, tamamen sizin bakış açınızdan kaynaklanmaktadır.’’ Diyenleri duyar gibiyim. Bunada cevabım şudur;  Kişileri takdir etmek elbette çok güzel. Yaptıkları müdahalelerin yerinde ve doğru oldugunu anlıyorsunuz demektir.  Ama takdirle bütünleştirilen ‘’ efenim fii tarihinde bende ceza almıştım, hatta bu durumdan dolayı kendisine söylenmiştim. Ama saolsun x,y,z oplarımızın ne denli anlayışılı olduklarını gördüm.Gerçekleri sonradan anladım’’ vs.. demek yerine, burada bulunan herkesin kendine yakıştıracağı  uslupları kullanıp, uygun tavırlar sergileyip, ne yasaklanmaya ne de yasaklandıktan sonrasında bu gibi söylemlere ihtiyaç duymaya gereksinimleri olmasa, bunca boş muhabbet ve kuru gürültü olmaz kanısındayım.

Bırakında insanlar rahatça görevlerini yapsın. Herkes üzerine düşen bir takım değerlerin bilinciyle hareket ettiğinde, zaten sorunlarda minimuma indirgenir. Kimsenin  vaktini gereksiz ve yapmacık sevgi gösterilerinizle meşgul edip,  farkındalıkla veya farkında olmaksızın kendinize de küçük durumlara düşürmeyin. Diyor ve bu konuya ilişkin kendi yorumlarıma son noktayı koyuyorum.