ÇALIŞMAYAN KADIN GİBİ OLMAYA ÇALIŞAN KADININ BUNALIMI!
21 Nisan 2011, 11.30 A- A+Bir alışveriş dönüşü eve vardığımda,apartmanın önünde oynaşan iki kocaman köpek gördüm..
Nasılda oynaşıyorlardı..
Akşamın alaca karanlığında, elim kolu dolu olduğu halde yüzümde gülümsemeyle beş dakika durup izledim ikisini de..Oynaşırken beyaz olanı, siyah olan köpeği ısırıyordu..Canı acıması gerekiyordu normalde.. zira ciddi ısırıyordu ama diğeri belli etmiyordu canının yandığını ..acıtma hissi ve karşılığında umursamazlık hissinin analizinden, beyaz olanın dişi, siyah olanın erkek olduğunu anladım..
Köpekler ! karı koca gibi yaşıyorlardı !! ne yani bizdeki mi hayvanlık güdüsüydü yoksa insan yanında yaşamaya alışmış köpeklerin ki insanlık güdüsümüydü ayrımsayamadım!
Eve girer girmez ilk işim;
Uzun süredir köpek almak üzere kızlarımla fikir birliği yapıp ,baskı yaptığımız babamızın tarafına geçmek olacaktı..
Kızlarım, muhtemelen bu siyasi kaypaklığın dünya siyaset literatüründe alışılmış bir tavır olmanın ayrımına varamayıp kızacaklardı bana ..
Buna karşılık, benim onlara çoğu dişinin erkeklerini acıtma isteğini ve bunun tepkisi (yada tepkisizliği demeliyim) olarak çoğu erkeğin umursamama hallerine birde hayvanlarda tanık olma gereksizliğini anlatmaya muhtemelen gücüm de olmayacaktı..
Hoş bu kadar uzun cümleleri zaten anlayabilen insan evladını da ayrıca alnından öpmek lazım gerekecekti..
Bu kadar saçmaladığıma ve sokak köpeklerinden yola çıkıp komple teorileri üretebildiğime göre elde bulunan veriler ve hep uyuma isteğimi de birleştirirsek gene periyodik ciddi bunalımlarımdan birine girmek üzereydim..
Şu hep dinleme konumundan sonra herkese ahkam kestiğim psikolojik analizlerimden birini yapıp, kendi iç dünyamı masaya yatırma sırası gelmişti..
Ama oda ne!!
Bu sefer masada kalma ihtimali söz konusu idi !!
Çocukluğa inmek de kurtuluş olmayacak ,İzmir fuarında her seferinde büyük bir coşkuyla aldırdığım renkli,tuhaf kokulu balonlar kısmında bu sefer kalakalacaktım..
İmkan ı yok bu bunalımı atlatmalıydım, aksi takdirde başıma dert olan bunalımın en büyük sebebi sorumluluk duygularımı estetik operasyonla aldırtmak durumunda kalabilirdim-ki
Bu, zaman zamanda olsa yaşamaktan hoşnut olduğum duygusallığımın da (operasyonun yat etkileri sebebiyle ) yok olma riski demekti..Oysa ben onları seviyordum..
Üstelik erkeklerin başları ağrıdığında basitçe aldıkları asprin yerine kadınların tercih ettikleri anti depresyon haplarını da bunalımıma alet etmek istemiyordum..
Derhal apartmanın dış kapısından hışımla geri döndüm ve kıskandırırcasına hala oynayan iki köpeğe haşin bir
-Hoşşştttt
çekip gözden uzaklaşmalarını seyrettikten sonra az önce girdiğimi düşündüğüm bunalımdan hiç haberim yokmuş gibi yüzümde eblek bir gülümseme ile
Zile bastım J
Oh be yaşamak güzeldi..
Etrafa çok bakmak da sakıncalı....
Hayatta bazen bunalım yaşayıp da, umursamıyormuş gibi yapabilenlerden olduğum için
Kendimi bir kere daha sevdim..
Sevgiyle,
YORUMLAR
Ah be KELEBEK !! Ne bunalımı bu ? Acilen alışverişe çık..Kuaföre git .. saçının rengini değiştir ..:)) Kadınlar bu tür değişiklikten ve alışveriş hırsını tatmin ettikten sonra bunalımı atlatıyolar .. Tecrübelerim bunu söylüyor :))))
Benim bunalım belirtilerim; yolda tabelalardaki telefon numaralarına ve araba plakalarındaki rakamlara dikkat etmek... PER yapıyorlarmı yapmıyorlarmı? plakanın sonunu 679 görsem .. sinir oluyom arada 8 yok diye :)))
:)))) az bucuk ponyannaciligimiz olmasa cok zor olurdu hayat
ellerinize yureginize saglik...
Hmmm...E e e evettt...doğruu... tabiki de:-)))
Kelebek hanım şaka bir yana da.Birçok bloğunuzu okudum.Çok güzel bloglarınız var.Ama kırılmayın lütfen bir şey itiraf etmek istiyorum.Bu bloğunuz biraz karmaşık olmuş.Sanıyorum ki bana bazı arkadaşlar hayıflanacak özelliklede sizi iyi tanıyanlar.Ama şunu unutmasınlar ben bloğunuzu eleştiriyorum:-))
Bloğunuzun iyi yanı yokmu? Tabiki var...Misal konu harika.Ama anlatım karmaşık ve dağınık.Sanki derme çatma paragraflarla alelacele yazılmışcasına.Yada ben yanılıyor olabilirim.Bilemiyorum.Düşüncelerimi paylaşmak istedim.Saygılarımla.
emeğine sağlık kelebek kardeşim güzel yazıydı.fakat ben hala ısrar ediyorum nerde kaldı bizim cebren röportajı :))
saygılarımla...
ve bunu gelip burada yazdınız .
çok hoşuma gitti ve koptum resmen nediyim.
belgeselci olmayıp amatörce hayvanları gözlemleyen bir ben değilmişim.Ah yarabbim ne büyük bir saadet