siyaha çalan mor yağmur damlaları (sınır krizi)
23 Mayıs 2011, 00.09 A- A+
Pasteldi tüm renkler , sadık dostum gibi görmekteydim hayatı.Biraz siyah , biraz beyaz
suretler bana tüm çıplaklıklarıyla görünsede , topu topu 2 rengi barındırıyordu bünyem.
Ve seni gördüm sınırın diğer tarafında,gözlerin karanlığı yırtarcasına parlıyordu. 3.Rengimin keşfiydi o an.
Siyah beyaz gören gözlerime 3.renktin , seçebilirdim seni mesafe tanımaksızın , ki çokta zor değildi açıkçası , siyah korkularım , beyaz düşüncelerimin arasında, mora boyanmış umutlarımı görebilmek.
Lakin önümüzde ciddi bir sınır vardı ..
Ben, bukadar pastel tonlar arasından seni seçerken
Sen, binlerce rengin arasında beni farkedebilecekmiydin ?
Soluduğum hava gibiydin bana , her nefesimi verdiğimde bir adım daha uzaklaşan
Nefesimi sonsuza kadar tutmadanda sana ulaşmanın bir yolu olmalıydı !
Yüzlerce suret üzerine kurulmuş, dikenli tellerle dolu bir tarla gibiydi önüme uzanan yol.
Başında ben, sonunda sen ...
Alevler tüm şiddetiyle yalamaktaydı kalbimi , hiç nefes almamışçasına son bir nefes daha aldım ve içime hapsettim, titrek ayaklarımla ilk adımımı sana doğru attığımda.
Girift duygular sararken benliğimi "ayaklarım" dikenli tellere batmaktaydı.Teller değildi ayağıma batan.
Canımı yakan beni farkedememenin verdiği korkuydu.
İşte karşındaydım , ama sen göremiyordun beni !!!
Ciğerlerime hapsettiğim havayı son kez boşalttım.Gökyüzüne kadar ulaşmıştı haykırışım.
Bu seni sonsuz karanlığa karışmadan önceki son görüşümdü...
Çocukça bir hüzün sarmıştı benliğimi,elinden şekeri alınan bir çocuğun masumiyeti gibiydi gözlerimden dökülen yaş.
Siyaha çalan mor yağmur damlaları, bir bir atlamışlardı gökyüzünden,toprağın kokusu ilk kez bu kadar keskin, hava ilk defa bukadar kasvetliydi ...
O an anladım ki ben sana ağlıyordum,gökyüzüde bana .. .
işte bu, seni "son kez" görürken yaşadığım, saatler süren "bir" dakikaydı sadece
R.İ.P
suretler bana tüm çıplaklıklarıyla görünsede , topu topu 2 rengi barındırıyordu bünyem.
Ve seni gördüm sınırın diğer tarafında,gözlerin karanlığı yırtarcasına parlıyordu. 3.Rengimin keşfiydi o an.
Siyah beyaz gören gözlerime 3.renktin , seçebilirdim seni mesafe tanımaksızın , ki çokta zor değildi açıkçası , siyah korkularım , beyaz düşüncelerimin arasında, mora boyanmış umutlarımı görebilmek.
Lakin önümüzde ciddi bir sınır vardı ..
Ben, bukadar pastel tonlar arasından seni seçerken
Sen, binlerce rengin arasında beni farkedebilecekmiydin ?
Soluduğum hava gibiydin bana , her nefesimi verdiğimde bir adım daha uzaklaşan
Nefesimi sonsuza kadar tutmadanda sana ulaşmanın bir yolu olmalıydı !
Yüzlerce suret üzerine kurulmuş, dikenli tellerle dolu bir tarla gibiydi önüme uzanan yol.
Başında ben, sonunda sen ...
Alevler tüm şiddetiyle yalamaktaydı kalbimi , hiç nefes almamışçasına son bir nefes daha aldım ve içime hapsettim, titrek ayaklarımla ilk adımımı sana doğru attığımda.
Girift duygular sararken benliğimi "ayaklarım" dikenli tellere batmaktaydı.Teller değildi ayağıma batan.
Canımı yakan beni farkedememenin verdiği korkuydu.
İşte karşındaydım , ama sen göremiyordun beni !!!
Ciğerlerime hapsettiğim havayı son kez boşalttım.Gökyüzüne kadar ulaşmıştı haykırışım.
Bu seni sonsuz karanlığa karışmadan önceki son görüşümdü...
Çocukça bir hüzün sarmıştı benliğimi,elinden şekeri alınan bir çocuğun masumiyeti gibiydi gözlerimden dökülen yaş.
Siyaha çalan mor yağmur damlaları, bir bir atlamışlardı gökyüzünden,toprağın kokusu ilk kez bu kadar keskin, hava ilk defa bukadar kasvetliydi ...
O an anladım ki ben sana ağlıyordum,gökyüzüde bana .. .
işte bu, seni "son kez" görürken yaşadığım, saatler süren "bir" dakikaydı sadece
R.İ.P
YORUMLAR