Gereksiz ve Kinayeli Sorular, Gereksiz İthamlar
23 Mayıs 2011, 11.59 A- A+Email ile offline mesaj ile, özel sohbetten gelen bir sürü soru oluyor sizlerden. Ama bazıları öyle çileden çıkartan sorular ki anlatamam.
Aslında böyle manasız sorulara karşı ben babamdan dolayı çok şerbetliyimdir de, onu biraz sonra anlatıcam, önce sizlerden gelen sorular ve zaman zaman verdiğim cevaplara gelelim.
Mesela son gelenlerden bir tane örnek vereyim; hiç noktasına virgülüne dokunmadan. Parantez içindekiler de benim açıklamam.
“Ben ve bi kac arkadasım tavla oynuyoruz ama ne hıkmetse puanları cok olan arkadaslara ole zarlar gelıyo kı hep tek ihtimalli, ya uyelık alanları kayırıyosunuz (burada şair elit ve silver üyelik alanlara sesleniyor :)) yada ayrıcalık tanınan bırılerı var ben ve bız duzeltıldıgıne dair bi mail gelene kadar gırmıcez sıteye”
Bir başka üyemizden gelen şikayet, yine noktasına virgülüne dokunmuyorum;
“Neden yüksek puanlılar kollanıp sistem tarafından elleri bitik gelebiliyor.Pekala seçkinsiniz de niçin yamuk işler peşindesiniz..Yada başka kaygılarınız var anlamış değilim.”
Bu iki örnek yeterli, çünkü bu konuyla ilgili gelen şikayetler hep buna benzer içerikte. Yani adamlar ciddi ciddi, silver veya elit üyelere iyi el geldiğine inanıyor veya yüksek puanlılara “elleri bitik” ( o nasıl oluyorsa :)) , geldiğine inanıyor. Kusura bakmayın ama burada seviyeyi düşürüp iğrençleşmek zorundayım, bunlara gerçekten sadece Kadir İnanır, başka kimse değil :)
Hayır öyle birşey gerçekten olsa gam yemem, hem süper yöneticiyim hem de oldukça süper :) (evet megolamanım), hem elitim var, bir de utanmadan silver üyeliğim. Yani Beşiktaş’ın yıldız topluluğu gibi yıldızlarım var, o derece (Fenerbahçe’nin de şampiyonluğunu kutlarım ama Sivasspor nerden bulmuş o kaleciyi allasen). Eğer iddia edildiği gibi bitik el geliyorsa bu özelliklere göre bana niye gelmiyor, buradan ilgili arkadaşlara sesleniyorum, bana niye gelmiyor? Eğer bitik elden kasıt, bitmişsin olm sen denirken ki, mahvolmuşluksa , hakkaten bitik el geliyor bana, sayı üstüne sayı yiyorum. Kısacası gereksiz ve desteği olmayan ithamlar bunlar, dedikodulara itibar etmeyiniz. Seçkinsiniz olayına hiç girmiyorum bile:)
Bir diğer olay da, özel salonlardan atılanların, sorununu anlatırken, laf sokma amaçlı kurduğu soru içerikli cümleler.
Şöyle ki;
Üye - Merhaba siz opsunuz değil mi? (Kocaman kırmızı ünlem var yine de soruyor. Bu, aceleyle bindiği belediye otobüsüne, bindikten sonra, endişeyle, acaba yanlış otobüse mi bindim diye, çaktırmadan, tabelaya bakmaya çalışan insanlara benziyor. Bana bi kaç kez olmuştu bu durum, oradan biliyorum)
Ben - Evet siz de üye olmalısınız.
Üye - Benim bir şikayetim olacaktı.
Ben -Buyrun
Üye - Müsaitsiniz değil mi?
Ben - (İçses) Aklıma mukayyet ol
Ben - Buyrun dinliyorum
Üye - Şimdi ben hede hödö salonundaydım, sonra şöyle
böyle oldu. Öyle oluncada, ben yasaklanıp atıldım.
Ben - Evet, sonra?
Üye - Siz bu oplara, bizleri atsınlar diye mi salon açtırıyorsunuz?
Yani her parayı veren istediğini atabilir mi? Bende şimdi aylık 50 bin fıstıkla
bi salon açsam istediğimi atabilir miyim yani, bu mudur sizin adalet
anlayışınız?
Ben - Hmmmss, puffsss, hrrrrrr
Üye - Bişi demediniz?
Ben - (Bu noktadan sonra ben kopuyorum tabi) Evet biz
paranın köpeğiyiz, salon için bize para verenlere her hakkı veriyoruz,
istediklerini atabiliyorlar, istediklerini yasaklayabiliyorlar, bizleri de
istedikleri gibi parmaklarında oynatabiliyorlar, bu mudur istediğiniz cevap,
buysa, buyrun güle güle kullanın.
Üye - Hayır ben öyle demek istemedim yani, şey, tabi öyle
yapmadığınızı biliyorum da..
Ben - Da ama dediniz işte. Bu şekilde bir hışımla gelip,
suçlayıcı şekilde yazmak yerine, daha düzgün anlatsanız, ben size yardımcı
olmaya ve ortada bir haksızlık varsa, bunu kaldırmaya yardımcı olabilirim. Ama
bu şekilde gelirseniz, beni dellendirirsiniz.
Daha sonra üye daha düzgün olayı anlatıyor ve ben de durumu araştırıp, gerekli yardımı yapıyorum, aynen diğer yönetici arkadaşlarımın yaptığı gibi. Ama böyle itici bir soruyla gelince siz, tüylerimiz diken diken oluyor. Yani cevabı belli sorular bunlar, onun için bu tarz agresif ve ön yargılı yaklaşmaktansa olaya, durumu düzgün ifade eder biçimde gelirseniz, hem probleminiz çabuk çözülür hem de karşılıklı sinirlerimiz yıpranmamış olur.
Durup dururken bunları niye anlattığıma geleyim. Dedim ya yazının en başında, ben babamdan dolayı şerbetliyimdir böyle manasız, laf olsun diye sorulan sorulara :)
Geçen akşam babamla oturmuş sohbet ediyoruz. Dedim ki; “Eve badana yaptıracağım, şu kadar para istediler”. Ben bunu diyince babamın her zaman ki bomba sorularından biri geldi. “Nasıl? Tüm ev için mi istediler?”. O anda bu soru karşısında gözüm dönmüş, titreme gelmiş, pencereden atlarken son anda tutmuşlar beni.
“Yok baba, tüm ev değil, evin, güney ve kuzeye bakan duvarları için bu parayı istiyorlar. Batı ve doğuyu da seneye yaptıracağım zaten” dedim.
Ardından babam; “Hasbinallah, ulan böyle cevap vermiyor musun, deli ediyorsun adamı” cevabını verdi.
“E baba, sen de böyle soru sormuyor musun, sen de beni deli ediyorsun”. Bu cevabımdan sonra verdiği cevabı yazıp kendime yasak vermek istemiyorum ama ağır konuştu :)
Ama babamın huyu budur, en olmadık yerde, olabilecek en manasız soruyu her an sorabilir ve düzgün cevap ister, vermeyince de sinirlenir. Bundan mütevellit, ben bu tarz manasız sorulara karşı oldukça şerbetliyimdir ve cevaplarım hep hazırdır.
Babama gelince, onunla bu tarz atışmalarımız çoktur, hatta komik olayları da çoktur, ille onun yanında olmama gerek yok. Ama en müthişlerinden birini de kısaca anlatarak, blogumu tamamlayayım.
10-12 sene önce Kuşadasına gitmiştik, tatil için. Tam döneceğimiz gün, biraz bekleyin de bankaya ödeme yapıp geleyim dedi. Akbank'a yatırması gereken bir miktar para varmış. Yatırdı, yola çıktık.
Aradan 1 hafta geçti, babamın Akbank’a yatırdığı para bir anda ortalıktan kayboldu. Genel müdürlükle konuşmalar, şubeyle konuşmalar vs para ortada yok. Babam küfür kafir, deliye dönmüş durumda. Ve her zaman dosyalayıp sakladığı dekontu, çok silik olması ve parayı kendi hesabına yatırması sebebiyle saklamaya gerek görmediği için saklamamış, çöpe atmış. Bundan dolayı da durumu ispat edemiyor.
En sonunda durum çözülemiyor ve babam 700-800 km yol yapmayı göze alarak Kuşadasına gitmekte çareyi buluyor. Oraya gidecek, banka şubesinde dekontu kendi bulacak. Uzun saatler sonra Kuşadasına gidip de Akbank’ın önüne geldiğinde aklı başına geliyor.
Akbank’ın hemen yanında kırmızı tabelasıyla Ziraat bankası duruyor, 2 şube yan yana. Ve babam orayı Akbank zannederek, Ziraat bankası şubesine girip, orada da bulunan hesabına, adını, soyadını söyleyip parayı yatırdığı için ısrarla Akbankta ki hesabına yatırdığını iddia ettiği ancak bir türlü bulunamayan paranın akıbeti belli oluyor. Ufak bir dikkatsizlik sonucu 2 haftası, 1600 km yolu ve daha bir sürü stressi çekmek zorunda kalmış bir adam, babam :) Kısacası inattır benim babam ve bazen dikkatsiz :) Siz de onun gibi olup, manasız sorular sormayın. Bir tanesi yetiyor, yüzlerce olmanıza gerek yok.
Hadi sağlıcakla kalın.
YORUMLAR
Elitlere torpil mi varmış ? Kaybetmeyi hazmedemeyen insanların yaydığı bir şehir efsanesi olsa gerek :))
Elitlere torpil olsa ben rıfkıdan o kadar ceza yemezdim, aklıma geldi bir kez daha sinir oldum o rıfkıya:(
İnsanlar oyunlara fazla yoğunlaşırsa, kazanma hırsı ve puanını artırma saplantısı oluyor. O enterasan şikayetleri yapan üyeye de tavsiyem: Çıkıp biraz temiz hava alsın,dışarda pırıl pırıl bir yaz havası var, temiz havada yürüyüş yapsın, açılır, oksijen iyidir, mantıklı düşünmeyi sağlar.
Babanızla ilgili anılarınızı kıskandım:) , bende de bir şevket amca var.Yeni emekli oldu, evde sıkıldıkça bana sarıyor, bir kaç güne kalmaz memlekete gidecek, bi gitsin badana boya, salça, reçel gibi işlerde aramızda geçen diyalogları ben de yazacam, o gitmeden yazarsam, yazdıklarım kulağına giderse beni evden atar alimallah :)
İşin şakasını boşvereyim de dünyanın en zor işidir insanı yönetmek, bizim için 3-5 oyun oynayıp çıktığımız bir site. Ama siz için teknik sorunlarından, insan sorunlarına kadar binlerce ayrıntı olan bir sitede her tarz insan var. Her eğitim düzeyinde ve her davranış tipinde insan var. Bu ÇEŞİTLİLİKte yaşayacağınız her tip sorun için size kolaylılar diliyorum
ee yaş ilerledikçe inatçılıkta tavan yapıyor demek ki.. küçük birşey de ben anlatayım.. Dedem.. benim inatçı dedem.:)).Köy yerinde arkadaşıyla beraber ziyaretten dönerken yaya olarak .. yorulup nefeslenmek için bir gölgede mola veriyolar ..O arada ilerdeki çam ağacının tepesindeki şey dikkatlerini çekiyor ..
Arkadaşı :kuş değil mi o?
Dedem: yok değil .!!
Arkadaşı : ya kuş işte .. görmüyormusun ..çamın tepesinde.. kuş işte
Dedem: ya değil ne kuşu ? körmüsün .. kuş öyle dururmu ? değil işte..
.. bu tartışma devam ederken ; çam ağacının tepesinde ki kuş uçuyor....
Arkadaşı : bak gördünmü ,kuşmuş işte .. diyor gururla :))
Dedem : lan uçsada kuş değil işte o ...!! :)))
Diğer konularla ilgili yorum yapmayacağım..abdestinden şüphesi olmayanın namazından da olmaz diyorum.. Oyunları iyi oynayabiliyorsan hiç sağa sola çamura gerek yok :).. ben elimi bozup atayım hadi sistem bana kazandırsın ..:) sanalın batılları diyorum ben o eciş -bücüş mazeretçilere :))))
İSTEK Mİ? Bugünlerde bende talep içeren bir blog yazacağım.ama amacım bir eğriyi doğrultmak değil.. ekstra birşey :)) İnat ettim yazcamm .. ee kimin torunuyum :))
Hangi güzel yüzdürki Toprak olmadi
Hangi ceylan gözdürki yere akmadi...
saygilar.
Sevgili gmsnn öncelikle eğlenceli bir yazış tarzınız var, beğendiğimi söyleyeyim. Torpil meselesine gelince sadece gülüyorum ve o konuda yoruma gerek duymuyorum bile. Yazınızda beğenmediğim tek nokta fenerbahçeyi kutlamışsınız, benim ne dilim ne de gönlüm el verir buna, demekki siz daha centilmensiniz.
Geleyim asıl paylaşmak istediğime. Ben salon sahibiyim. İnsanların kiralık salonlarla ilgili yazdıklarına ve söylemlerine bazen inanamıyorum. Haklılık payı elbette vardır ama sizin tabirinizle şehir efsaneleri de söz konusu zannederim.Mesela biz mümkün olduğunca print alıp skalıyoruz ispiyonları. Bir çok üyenin sizden istekleri oluyor. Benim isteğim sadece salon sahiplerine( salondaki görevlilerin hepsine değil ) bir üyeye tamamen o salona girme engeli hakkının verilmesidir.
Şahsen ben salonumda küfür eden, bayanları rahatsız eden kişileri istemiyorum. İnsanlar aile ortamında oyununu oynasın çıksın istiyorum. Salon dolmuş, boşmuş onunlada ilgilenmiyorum. Sevdiklerimiz, gönlü hoş insanlar gelsin yeter.
Kırk defa yazıyoruz salonda, bayanları rahatsız etmeyin,küfür etmeyin, hepimizi bir anne doğurdu diyoruz. Yeminle 30 dakika öncede aynı şeyi yazmak zorunda kaldım.Ama kelli felli adamlar bile her ne hikmetse askıntı oluyor( Kaba kaçtı ama ne yapayım, başka kelime aklıma gelmedi. )
SADECE salon sahiplerine bu yetkinin verilmesini arzuluyorum. Bu konuyu eğrisine doğrusuna düşünmenizi umut eder, çalışmalarınızda kolaylıklar dilerim..TuRK
içten ve samimi yazınız için teşekkür ederim gmsnn opum.elit ve silver üyeliğimin olmamasına karşın moralimin ve keyfimin iyi olduğu günlerde bana da çok bitik el gelmiştir.hatta hiç taş çekmeden bittiğim elleri bile hatırlarım:)) sonuç olarak bunun adı sanstır.herkesin aynı sansı olsaydı sans diye bir kavram da olmazdı.
babanızla ilgili bölümleri okuyunca çok duygulandım açıkcası..gurbette çalışan biri olarak aynı ülkenin farklı şehirlerindeyiz babamla:(( tek söyleyebileceğim rabbim herkesin babasına uzun ve sağlıklı bir ömür versin.versinki hasret kalanlar günü geldiğinde hasretlerini dindirsinler,özlemlerini bitirsinler,kavuşsunlar ,sarılsınlar babalarına bir daha hasret kalmamacasına....
saygılarımla.....
Sevgili Gmsnn opum cok haklısınız inan yazınızı okurken bir ynadan gülmekten kırıldım bir yandan da sizlerin yaşadığı olayı gözümde canlandırdım tek söyleyeceğim ALLAH KOLAYLIK ve SABIR versin bizler bir salonun sorunlarınla ugrasırken sizler tüm özel salonların sorumlulğunla uğraşıyorsunuzkolay iş değil ama takdire de şahansınız.Nezaman bir sorunumuz olsa sabırla cevap verip cözüm buldunuz.
Görevinizdeki başarılarınızın devamını,çalışmalarınızda sabır ve kolaylıklar dilerim.
ve şöyle devam etmek istiyorum ,, umarım yazılarınız bu blogla sınırlı kalmaz ve devam eder bizlerde güzel vakit geçirmeye devam ederiz
3--5 saniyeliğine gmsn olsaydım keşke, diye hayıflandım..Örnekledğiniz ilk soruya ,cevaben;
_ Gelmezsen bak ölümü öp ,bi da yüzüne bakmam... Diyebilmek için:)))))
Allah sabır versin cemi cümlenize ...Amin...
Not; Sayın gmsn, konusu ne olursa olsun , yazdığınız bloglar , açıklamalar, CMYLMAZ tadında ,uslubuında oluyor. Bunun için ayrıca kutlarım..Sevgiler..