BÖYLE TÖRE'NİN.....
22 Temmuz 2011, 20.17 A- A+Ceylan SOSYAL,21 yaşında,1 çocuk annesi,1 ay önce işsizlik yüzünden bunalıma giren kocası evi terkediyor.Genç kadın çaresiz kaldığından,13 TEMMUZ'da savcılığa gidip,durumunu anlatıyor,maddi yetersizlik yüzünden kadın sığınma evine yerleştirilmeyi talep ediyor.Bürokrasinin çok hızlı işlediği ülkemizde!!!,Ceylan Kaymakamlığa yönlendiriliyor,genç anne anlıyor ki,bu iş zaman alacak gitmiyor Kaymakamlığa,bu durumu bilen aile başlıyor kızlarını aramaya,onlarda savcılığa başvuruyor,5 gün boyunca aradıktan sonra kızlarını buluyorlar.Ve daha sonra sözüm ona TÖRE adı verdikleri saçmalıklar zinciri yüzünden kızın infazını gerçekleştiriyorlar.
Bugün bu olayla ilgili kısa bir kamera görüntüsü çıktı ortaya.Kız ailesinin onu bulmasından endişelenerek,şehirden gitmek istiyor ve bir otobüs firmasına gidiyor,biletini alıyor,kucağında 1 yaşındaki kızı,o sırada aile kızı buluyor,amcası ve bir başka aile büyüğü daha kızı çekiştirerek otobüs yazıhanesinden çıkartıyor.Ceylan'a ait son görüntüler bunlar.Ama görüntüler o kadar iç burkan cinstenki.Kız biliyor kolundan neden çekiştirildiğini,ölüme götürüldüğünün farkında, o yüzden direniyor,çaresizce firmada çalışan adama bakıyor,ama nafile,sözüm ona amca!!! amacına ulaşıyor ve kız kamera görüntüsünden sonu belli olan karanlığa doğru gidiyor.Sonrası mı?.Sonrası yine sözde aile meclisi!!! karar alıyor.Tek suçu eşinin evini terketmesi olan Ceylan için karar ÖLÜM!!!.Ve bu töre aşkıyla yanıp tutuşan beyinler,Ceylan'ı 17 yaşındaki öz erkek kardeşine öldürtüyorlar.Baba ise dışarda bekliyor,kızının son nefesini vermesini,Ceylan kocası terkettiği için mezarda,Ceylan'ın kardeşi 17 yaşında katil,Ceylan'ın talihsiz kızı 1 yaşında yetiştirme yurdunda.
Şimdi bu olay klasik gibi geliyor dimi?.Neticede kadına karşı şiddet,sokak ortasında öldürülen genç anneler,Töre cinayetleri,bunlar bizim ülkemiz için normal,duyduğumuzda ''yine töre cinayeti'' tepkisini verebildiğimiz basit olaylar belkide.Ne ilk ne de son gözüyle bakıyoruz,yani kanıksamışız,normalleştirmişiz,belki bende öyleyim,ama bugün kamera görüntülerini izlediğimde kanım dondu,düşünsenize,öz amcanız elinizden tutuyor ve ölüme gittiğinizin farkındasınız ve sadece 21 yaşındasınız,yanınızda 1 yaşındaki kızınız.Sözüm ona TÖRE adı verilen ve sanki bu uğurda kızları öldürmeyi bize bile normalleştiren bu zihniyeti nasıl yok edebiliriz.Bunun için üzerimize ne düşer pek bilmiyoruz ama bununla ilgili Meclis'in biran evvel bir komisyon kurması gerektiği ilk aklıma gelen fikir.
Son paragrafta da medyanın bu olaylara olan tutumunu eleştirmek istiyorum.Aslında bizlerin bu olayları normalleştirmemizi medya sağladı birazda.Bu haberler verilirken,bu mantalitede olupta bu haberleri izleyenleri kullandıkları ifadelerle özendirdiler.Hani rastgele havaya ateş açınca biri için ''maganda'' deniyor,bu olaylarada ''töre cinayeti'' yerine aşağılayıcı bir ifade bulunmalı diye düşünüyorum.Ayrıca ''aile meclisi kararıyla öldürüldü'' lafınıda çok gereksiz buluyorum.Bu mantıkla kafası çalışan insanları özendirici bir ifade olduğunu düşünüyorum.Yani kısaca bunun önüne geçmek istiyorsak hepimize belli görevler düşüyor.Bugün Ceylan,yarın bir başkası,artık güzel ülkemde kadına şiddet bitmeli,genç yaşta sokak ortasında bıçaklanan,öldürülen kadınlar olmamalı,elden temennide bulunmaktan başka birşey gelmiyor.Birde ne geliyor biliyormusunuz,ağzmı bozmak istiyorum,küfr etmek istiyorum ve BÖYLE TÖRE'NİN ............. demek istiyorum.....
YORUMLAR
Bir kişinin sağlık problemleri vardır, uğraşır didinir, o hastane senin bu hastane benim, ailesi yakınları herkes bir yerleri araştırır okur, belirtileri, nedenleri vs. Ama bir gün falanca doktor "heomsifilit kurlika" hastalığına sahipsiniz der. Artık teshis konulmuştur ya, anlamının yada içeriğinin ne olduğu pek anlaşılmasa da en azından bir teşhis, bir ETİKET vardır. belirsizlik ortadan kalkmıştır, çevrenin ilgisi azalmıştır, HASTA TEDAVİ SÜRECİNDE çoğunlukla yalnız kalmıştır.
Trapper arkadaşımız her zamanki duyarlılığı ile bizi düşünmeye ve bir hastalığın tedavisine dahil olmaya çağırmış. Benim de yazıyı okurken aklıma ilk Zülfü Livaneli'nin Mutluluk kitabı geldi. Amcasının tecavüzüne uğrayan, yaşadığı şoktan dolayı kendisine bunu kimin yaptığını hatırlamayan gencecik bir kızın, yine özamcasının başında olduğu aile meclisi tarafından öldürülmek istenmesiyle başlıyor kitap. Öz amca namus timsali, "ailesinin namusu, şerefi temizlenmeli ve o kız derhal öldürülmeli" diyor. Suçlu o kız mı peki? Suçlu kadınını korumayan devlet mi, suçlu hemcinsine sahip çıkmayan biz kadınlar mı? O genç kızın arkasından konuşan, "ayy bu kız varya bu kız şaaapmış" diye onu dışlanmasına göz yuman da biz kadınlar değil miyiz?
Coupable_ arkadaşımız da bunu mükemmel yakalamış. Doğusu batısı, kuzeyi batısı diye etiketlemeden bunu açık yüreklilikle paylaşalım, ülkemizde ensest oldukça yaygın, erkek kız demeden çocuklarımız türlü sapkınlıklara maruz kalıyor, utancından, korkusundan paylaşamıyor, paylaşsa da bir çok aile " sus ayıpla" geçiştiriyor, yada "töre" etiketi ile suçun üzerini kapatıyor.
" bu son olsun" derken umut etmeyelim sadece, derhal bir şey yapalım. Bir gün kızınız, kardeşiniz, ablanız yada kendimiz ceylan soysal olabilir. Genç bir kız okutun, genç bir kadının iş bulmasını sağlayın, çevrenizdeki kadın sığınma evlerine maddi manevi destekte bulunun, sığınma evlerinin sayısının artırılmasını sağlayın yada en azından "bir can ölüme götürülürken sadece seyretmekle kalmayın"...
Blog yazarına ve düşüncelerini paylaşan herkese sevgiler, saygılar....
KÜFÜRDEN NEFRET ETMEME RAĞMEN BENDENDE AYSININDAN.....
SADECE KADINA DEĞİL İNSANIN İNSANA YAPTIĞI ZULMÜ HER DUYDUĞUMDA OKUDUĞUMDA İÇİMDE Bİ YERLER SIZLIYOR ALIŞAMIYACAĞIM ŞEYLERDEN BİRİDE BU BENİM HERSEFERİNDE YENİ DUYMUŞ GİBİ ETKİLENİYORUM YAZINDA BAHSETTİĞİN BÜROKRASİ ASLINDA BÖYLE BİR DURUMDA BU KADAR UZUN DİİL AMA ORDAKİ ÇALIŞANLARIN İŞGÜZARLIĞIMI ARTIK BAŞKA BİŞİMİ BİLEMEM AMA BÖLE YARDIMA İHTİYAC DUYAN BİR KADINLA KARŞILAŞTIĞIMDA DİREK KADIN SIĞINMA EVİNE GÖTÜRÜRÜM KENDİ ELLERİMLE BÜTÜN İŞLEMLERİNİDE YAPARIM Kİ DAHA ÖNCE YAPTIM BİRAZDA TOPLUMUN DUYARSIZLIĞI İŞTE OTOBÜS FİRMASI ÇALIŞANLARI NASIL İZİN VERİYORLAR O KADININ ÖLE GÖTÜRÜLMESİNE TABİ YA ONLARDA ERKEK. KADIN ONLARIN GÖZÜNDEDE BİR METADAN BAŞKA BİŞİ DİİL. OFF TRAPPER OFFF KÜFÜR EDİLCEK O KADAR KİŞİ VARKİ TÖREYE DEĞİL O TÖREYİ UYGULAYANLARA ........
Gündem oluşturan, duyarsız kalınamayacak, toplumu kendi aralarında tartışmaya sürükleyen her olayda olduğu gibi, yukarıdaki ve birkaç gün arayla yazdığın şike konularına ilişkin yazılarını hazırlamak adına, (sezonun ortasında olduğunu sanıyorum) yoğunluğuna rağmen bir şekilde zaman yaratman ve bizlerle paylaşman çok güzel. Yine teşekkürler.
Şikeye ilişkin yazıların tartışmaya açık konular. Bu yazıya istinaden sayfalarca konuşmak mümkün. Ancak sadece şu kadarını belirtip kısa keseceğim. Yazdıklarının geneline katılmakla beraber, işin özüne bazı çıkarlara dayalı (anladınız siz o bazı çıkarları), ticari entrikalarla yapılandırılmış gizli amaçlar iliştirilmiş hiç bir operasyonu kabul etmiyorum etmeyeceğim. Temiz toplum, dürüst spor anlayışına, kafası biraz çalışan, Türk ve dünya gündemini yakından takip eden, duyarlı hiç bir insanın karşı çıkması gibi bir düşüncenin olması mümkün değildir. Ancak üstünü fosforlu kalem ile çizerek belirtmek istiyorum ki, bunun altında yatan sebeplerin de bir o kadar temiz olması kaydı ile.
Töre konusundaki görüşlerimi, yine senin bu ve buna benzer diğer yazılarına yaptığım yorumlarda belirttiğim gibi; Sözün bittiği ancak çığlık atılmaya başlanması gereken zamanlar vardır. İşte bu zaman o zaman. Bireysel olarak sen üstüne düşeni yapıyorsun zaten, en azından, sosyal bir ortam olan Gamyunda, yazılarınla konuya dikkat çekiyorsun. Bizlere düşen ise; Lanet olsun bu zihniyete diyerek; bir canın, onlarca canın söz konusu olduğu, adına Töre denen bu teröre karşı çığlık atmaya başlamak. Toplumsal olarak birlikte hareket ederek, tüm sivil ve siyasi örgütleri ARTIK ayağa kaldırmak.
Ancak çığlık atılacak konular bunlarla sınırlı değil, içinde bulunduğumuz süreçte gündem oluşturmak koşulu ile, gündemde tutulan konularla, sümen altına atılan konuları gizlendiği yerden çıkarmak, vatanın bölünmez bütünlüğü adına yürek isteyen zorlu bir süreç. Silkinip kendimize gelemedik, gelemiyoruz. Sebep sonuç ilişkilerini irdeleyemiyoruz. Aramıza etnik nifak sokarak, din ve mezhep ayrılıkları ile psikolojik harp yaratarak, Özgürlük ve demokrasi perdesine sığınarak, maşa kullanmak koşulu ile bazı meselelerle (meseleyi anladınız siz) mücadele edenleri, bu meselelerin tarafı halinde gibi göstererek, bazı çıkarlar için, (bu çıkarları anladınız siz) gaflet delalet ve hatta hıyanet içinde olanlara çığlık atmak gerekiyor.
Söylenecek çok şey var. Zamanıdır ancak yeri değildir.
Sevgiler Trapper tekrar hoşgeldin