kardeşim bu söylediklerine harfi harfine katılıyorum; ama senin de dediğin gibi can vermek mesele değil de ah bi de pisi pisine basit bir ihmal veya umursamaz bir komutanın (işini doğru düzgün yaparak can siper terörist peşinde koşturanları tenzii ederim) emriyle ölmek yok mu; işte bu kahrediyor insanı.. Allah sonumuzu hayır etsin..
Bilemessin ŞEHİT ANASININ sana sarılması ne demektir.Sarıldığında seni oğlunun yerine koymasını ANLAYAMAYIZ.Öyle zor ki ALLAH KİMSEYE EVLAT ACISI yaşatmasın.
Bölünmeyiz yıkılmayız parçalanmayız TÜRKİYE CUMHURİYETİNİ yaşatırız da YA GENÇLERİMİZİ NASIL GERİ GETİRİRİR.Şehit ANALARININ ACISINI nasıl bitirebiliriz.
Sadece VATAN SAĞOLSUN DİYEREK yok başka bi yolumuz sanki YOKK.
Mesleğim gereği herkesden iyi anlıyorum yazdıklarını çok sağolun paylaşım ve duyarlılığınız için
saygılarımla
malesefki ölüyorlar ne ugruna bir hiç ugruna ben sehit vatandaş diye ayırmıyorum bir insan bile ölse üzülüyorum bir insan kayıp gidiyor dünyadan gencecik insanlar bir daha gelmemek üzere bir cocuk mantıgıyla düsündügüm zamanları özlüyorum dünyanın acımasız cirkinliklerini gördükce kime sorsanız savaşsız barış dolu bir dünya diliyor ama savaşları cıkaran yine biz insanlar ama bu günlerin bitmesini umut ederek yasayacagım cünkü kabullenmek cok zor insanın kendini kandırması bile umut verici birgün savaşların ölümlerin bitecegini düsünüyorum
Malesef Öyle Oluyor Hiç Böyle Bir Şeyin Olmasını İstemiyorum İçim Acıyor Gözlerim Doluyor Ama Eldende Bişey Gelmiyor VATAN SAĞOLSUN Demekten Başka..!
''Ne mutlu türküm diyene'' yada'' Bir Türk dünya ya bedeldir.'' Sözleri şu günlerde tahrik sayılıyor güzel ülkemde :((
şehitlerimize allahtan rahmet diliyorum..Ailelerine de bolca sabırlar..
Dünya da hiç bir ülke yoktur ki hiç bir millet yoktur ki ne tarih yazmıştır ne yazacaktır Türk miletinin yaptıklarını Bakın Türk Tarihi......
Bir tarafta Şehit cenazesine katılan bir gün sonra askere evlanıdı ,eşini arkadaşını abisini yolayan. Bir sokak ötede Dün katıldıkları Şehit cenazesine bir sokak sonra Yeni kınalı kuzuları yolcu eden VATAN SAGOLSUN derken yüreginin içinden damarındaki kanın son zeresinden canını emanet eden .
Biz öyle bir miletiz 7 cıhanda savaşmış 72.5 milet barındırmış sayısız hainlere ekmegimiz bölmüş suyumuza ortak etmişiz .
Ahhh diyecek çok şey var var da kime diyeceksin artık gözünü açlık bürümüş tok adama ne verebilirsin .
Şu çeşmenin haline bak su içecek tası yok kırma kimsenin kalbini yapacak ustası yok......
Dünyayı gezdim giymedim başıma taş, Ne zengini tok gördüm ne fakiri aç Allahım öyle bir fevzi kaanat verki Namerde değil merdede eyleme muhtaç.
Ah oğlum…
Ah karagözlüm…
Aldım mektubunu bugün!
Tabutunla beraber getirdiler,
Dediler;
“Anne Başın Sağ Olsun…”
Başım sağ olacağına,
Geleydi kara topraklara da;
Sen sağ olsaydın…
Ah oğlum;
Selvi boylu kara yiğidim…
Sen söz vermedin mi bana
Ellerimi öpüp giderken:
“Söz… Döneceğim anne,
Merak etme! ” diye…
Biliyor musun?
İlk kez sözünü tutmadın…
Oğul…
Ben seni al kınalar yakıp ellerine,
Göndermedim mi askere?
Sen şimdi niye
Kendi kanını kına yapıp göğsüne
Döndün evine;
Beş metre beze sarınıp,
Sonsuzluk teknesi bir tabut içinde…
Ah Oğul…
Yaktın bizi…
Yaktılar bizi…
Baban bugün hastanede!
Tabutunu taşıdı belki elleri
Ama gidişini taşıyamadı kalbi…
Ve benim de seni ısıtan bağrım
Buz kesiyor şimdi…
Sen de bizi bekle oğul;
Bizim seni beklediğimiz gibi…
Emin ol…
Çok bekletmeyiz seni,
Biz de bu acıya çok dayanamaz
İçeriz senin gibi sonsuzluk şerbetini…
Ey karagözlüm,
Dünüm, bugünüm, yarınım;
Canım Oğlum…
Ya Ayşe’n ne olacak şimdi?
Belki de o bekledi
Bizden daha fazla hasretle seni…
Her sözünde sen vardı,
Her sözünde sana olan sevdası…
Her iki sözünden birisi,
Senli yarınlarıydı.
Biliyor musun oğul?
Çeyizini bile tastamam hazırlamıştı…
Sadece gelişini bekliyordu;
Gelip boynuna sımsıkı sarılacağın
Ve bir ömür bırakmayacağın günü…
Olmadı oğul…
Bırakmadılar seni bize…
Şu küçücük Dünya’mızdan
Ne istediler bilmiyorum?
Canımın parçası,
Beyazlara sarınıp giden oğul…
Dudaklarının nemi hâlâ ellerimde,
Saçlarının mis kokusu burnumda…
Oğul… Oğlum… Mehmet’im…
Biz üç kişi de sanma ki
Yaşıyoruz artık bu Dünya’da;
Sadece nefes alıp,
Gelişini beklerken yaptığımız gibi
Çizik atıp takvim yaprağına;
Bizim sana geleceğimiz günleri
Eksiltiyoruz hayatımızda…
Şimdi sana “Elveda” demiyorum oğul…
Biliyorum ki;
Biz ayrılmadık…
Sadece yine birbirimize kavuşacağımız günü bekliyoruz…
Bu yüzden arkandan yazdığım bu mektuba,
Alışık olduğun şekilde son noktayı koyuyorum:
“O kara gözlerinden hasretle öpüyorum…”
Paraguay Baba bu nasil siirdir ya bagira bagira aglattin beniiiiiiiiiiiiii :((
icim aciyor kaybettigimiz yavrularimizi duyunca... belki kizarsiniz bana ama... aklim almiyor benim. o cocuk yasta denilecek kadar gencleri ana koynundan alip neden cehennemin icine atarlar... ne bilir o savasmayi? ne tecrubesi varki? ya sonrasi? hep ömrü boyunca tasimayacakmi yasadiklarini, gördüklerini :( TSK dünyanin en güclülerinden biri degilmi? nasil olurda onca canimizi alirlar dagdaki iki ayi? o analarin babalarin yüzüne nasil bakariz biz :( geride biraktiklari evlatlarinin haklarini nasil öderiz? aklim almiyor benim...
paraquay: siirin ki benim gözyaslarimi sel etti, yazan ananin icindeki yanginlari nasil tasiyabildigini bilemiyorum :(
YORUMLAR
Bilemessin ŞEHİT ANASININ sana sarılması ne demektir.Sarıldığında seni oğlunun yerine koymasını ANLAYAMAYIZ.Öyle zor ki ALLAH KİMSEYE EVLAT ACISI yaşatmasın.
Bölünmeyiz yıkılmayız parçalanmayız TÜRKİYE CUMHURİYETİNİ yaşatırız da YA GENÇLERİMİZİ NASIL GERİ GETİRİRİR.Şehit ANALARININ ACISINI nasıl bitirebiliriz.
Sadece VATAN SAĞOLSUN DİYEREK yok başka bi yolumuz sanki YOKK.
Mesleğim gereği herkesden iyi anlıyorum yazdıklarını çok sağolun paylaşım ve duyarlılığınız için
saygılarımla
''Ne mutlu türküm diyene'' yada'' Bir Türk dünya ya bedeldir.'' Sözleri şu günlerde tahrik sayılıyor güzel ülkemde :((
şehitlerimize allahtan rahmet diliyorum..Ailelerine de bolca sabırlar..
Dünya da hiç bir ülke yoktur ki hiç bir millet yoktur ki ne tarih yazmıştır ne yazacaktır Türk miletinin yaptıklarını Bakın Türk Tarihi......
Bir tarafta Şehit cenazesine katılan bir gün sonra askere evlanıdı ,eşini arkadaşını abisini yolayan. Bir sokak ötede Dün katıldıkları Şehit cenazesine bir sokak sonra Yeni kınalı kuzuları yolcu eden VATAN SAGOLSUN derken yüreginin içinden damarındaki kanın son zeresinden canını emanet eden .
Biz öyle bir miletiz 7 cıhanda savaşmış 72.5 milet barındırmış sayısız hainlere ekmegimiz bölmüş suyumuza ortak etmişiz .
Ahhh diyecek çok şey var var da kime diyeceksin artık gözünü açlık bürümüş tok adama ne verebilirsin .
Şu çeşmenin haline bak su içecek tası yok kırma kimsenin kalbini yapacak ustası yok......
Dünyayı gezdim giymedim başıma taş, Ne zengini tok gördüm ne fakiri aç Allahım öyle bir fevzi kaanat verki Namerde değil merdede eyleme muhtaç.
Ah karagözlüm…
Aldım mektubunu bugün!
Tabutunla beraber getirdiler,
Dediler;
“Anne Başın Sağ Olsun…”
Başım sağ olacağına,
Geleydi kara topraklara da;
Sen sağ olsaydın…
Ah oğlum;
Selvi boylu kara yiğidim…
Sen söz vermedin mi bana
Ellerimi öpüp giderken:
“Söz… Döneceğim anne,
Merak etme! ” diye…
Biliyor musun?
İlk kez sözünü tutmadın…
Oğul…
Ben seni al kınalar yakıp ellerine,
Göndermedim mi askere?
Sen şimdi niye
Kendi kanını kına yapıp göğsüne
Döndün evine;
Beş metre beze sarınıp,
Sonsuzluk teknesi bir tabut içinde…
Ah Oğul…
Yaktın bizi…
Yaktılar bizi…
Baban bugün hastanede!
Tabutunu taşıdı belki elleri
Ama gidişini taşıyamadı kalbi…
Ve benim de seni ısıtan bağrım
Buz kesiyor şimdi…
Sen de bizi bekle oğul;
Bizim seni beklediğimiz gibi…
Emin ol…
Çok bekletmeyiz seni,
Biz de bu acıya çok dayanamaz
İçeriz senin gibi sonsuzluk şerbetini…
Ey karagözlüm,
Dünüm, bugünüm, yarınım;
Canım Oğlum…
Ya Ayşe’n ne olacak şimdi?
Belki de o bekledi
Bizden daha fazla hasretle seni…
Her sözünde sen vardı,
Her sözünde sana olan sevdası…
Her iki sözünden birisi,
Senli yarınlarıydı.
Biliyor musun oğul?
Çeyizini bile tastamam hazırlamıştı…
Sadece gelişini bekliyordu;
Gelip boynuna sımsıkı sarılacağın
Ve bir ömür bırakmayacağın günü…
Olmadı oğul…
Bırakmadılar seni bize…
Şu küçücük Dünya’mızdan
Ne istediler bilmiyorum?
Canımın parçası,
Beyazlara sarınıp giden oğul…
Dudaklarının nemi hâlâ ellerimde,
Saçlarının mis kokusu burnumda…
Oğul… Oğlum… Mehmet’im…
Biz üç kişi de sanma ki
Yaşıyoruz artık bu Dünya’da;
Sadece nefes alıp,
Gelişini beklerken yaptığımız gibi
Çizik atıp takvim yaprağına;
Bizim sana geleceğimiz günleri
Eksiltiyoruz hayatımızda…
Şimdi sana “Elveda” demiyorum oğul…
Biliyorum ki;
Biz ayrılmadık…
Sadece yine birbirimize kavuşacağımız günü bekliyoruz…
Bu yüzden arkandan yazdığım bu mektuba,
Alışık olduğun şekilde son noktayı koyuyorum:
“O kara gözlerinden hasretle öpüyorum…”