Japonların domino taşları ile yaptıkları enterasan gosteriler vardır, onlar için bir uğraşıdan öte, farklı bir sanattır domino. Tam bir ressam ustalığıyla bir tema oluştururlar,taşları yerleştirirler, taşlar devrilmeden önce bir resim vardır.Her şey devrilen ilk taşla başlıyor ve her devrilen taş diğerini etkiliyor, zaten geri kalanına engel olmak gibi bir şansınız da olmuyor.Engel olmaya çalışsalar da, yanlışlıkla başka taşa çarpacaklar, bu sefer taşlar daha da hızlı devrilecek... Taşlar devrildikten sonra da başka bir resim çıkar ortaya. eğer ustalıkla hazırlanmışsa ve tam akışına uygunsa taşların devrilmesi, görsel ziyafet niteliğinde bir tema çıkar ortaya.değil se dağınık taşlardan oluşan bir harabe kalır elimizde...
Japonlar hayatı domino taşları ile yorumluyorlar, verdiğimz her karar, bir sonrakini doğuruyor. Ve verilen her kararla "köprüden önceki son çıkışı kaçırıp, soluğu altunizade'de alan dikkatsiz şöfor" oluveriyoruz.
Üniversite sınavında kaydırma yapıp, ilk tercihi ODTU ye yerleştireleceğine,son tercihi olan okulda okumak zorunda kalmış biri, zaten ilk domino taşını sınavda devirmiştir değil mi?
Sevgilisinin, kendisine uygun olmayan yanlarını daha 2.hafta farkedip "değişir, o değişmezse de ben değiştiririm" gibi anlamsız bir inançla yıllarca mutsuz olan insanlara ne demeli...
Hayat çoktan seçmeli ve haklısınız ki %50... Bir yere gitmek yada gitmemek. Devam etmek yada bitirmek. "EVET yada HAYIR" ....Doğru seçimi yapmamız dileğiyle...
Teşekkürler trapper, yazdıkların ve paylaşımların için...
( Yorumlarımda blog amacı dışına taşmamaya çalışırım ama benim de söyleyecek bir kaç sözüm var. Ben de ne zaman blog yazsam,o günün akşamında NERDEN yada KİMDEN çaldın gibi asalak sorularla karşılaşırdım.Hatta arkadaş listemdeki insanları rahatsız ederlerdi. Bu yapılanlar, sadece bana değilmiş. Kendisi üretemediği için üretenleri çekemeyen, küçük beyinlerin işi bunlar. Okuduğu bir yazıdan faydalanmak, insani değerleri düşünmek,ders çıkarmak yerine hangi insancık, fesatlıkla, iftira ile yaklaşır? Pes Vallahi!
hayat %50 seçimlerdir ya. İftira atmayı, kanıtsız dayanaksız konuşmayı, üreteni kıskanmayı tercih eden arkadaşlarımız, bir dahaki blogda daha sağlıklı seçimler yapar umarım.)
Saygılar...
YORUMLAR
Seçimlerimizle sürdürdüğümüz hayat, seçmediklerimizle sürdüreceğimiz hayattan daha kötü olmayabilirde:) Bu konu benimde aklımı uzun süre kurcalamış ve Keşkelerin Gölgesinde Yaşamak romanıma ilham olmuştur. Şimdi ya seçmediklerimi seçmiş olsaydım ne olurdu diye düşünmüyorum. Seçimlerlimle mutluyum:)
Teşekkürler. . .
Bunu nerden arakladı acaba!!!:))))))))))))))
LOST_34__34 arkadaşımız içerik dışında bir yorum yaparak ünlem ve kahkalarla yorumunu sonlandırmış.Öncelikle şu durum ''cevap hakkı'' doğuruyor.60 a yakın yazım yayınlanmış GAMYUN'da ve takdir edersininiz ki,daha önceden de bu tarz saldırılarla karşılaştım.Ve bu tarz ''araklamak'' gibi argo söylemlere tanık oldum.İlk diyeceğim şudur ki;Eğer bir kişi böyle bir iddaa da bulunuyorsa,o iddasını destekleyecek bilgi,belge,broşür herneyse bunu ortaya koymakla yükümlüdür.Bilgi çağında,internet çağında,teknoloji bu kadar ilerlemişken eğer böyle birşey varsa ortaya çıkarmak gayet kolaydır.Ortaya sadece iddaa atıp ispatlayamayan kişinin de saldırıya maruz kalan olaraktan onurundan şüphe etmek hakkımdır.
Umarım bu yorumumum yayınlanır,kendimi geçtim,çünkü inanın alıştım yorum ve offline mesajla tacizlere,fakat bu ortamda yeni yazı yazan,blog ortamına yeni alışan arkadaşların yazılarınada aynı tacizler oluyor ve bu durum onları soğutabiliyor.Yöneticilerden de ricam,içerik dışı bu tarz, özellikle yan niklerle yapılan yorumlarda,yorumu yapan kişiden ''ispat'' istemeleri.Eğer o kişinin ''araklamış,çalmış,çırpmış'' gibi bayağı yorumlarını destekleyici doneleri yoksa o yorumlara izin vermemeleri.Buna izin verildiği sürece bu tip insanlar ''nema''lanmış olacak.Birileri özgün fikirleriyle,iyi ya da kötü birşeyler yazıyor emek veriyor,bazı kompleksli kişilerde ''çamur at izi kalsın'' mantığını güderek karalama yoluna gidiyor.Az önce söylediğim gibi 60'a yakın yazımda,yazıların içinde geçen,kişilere ait sözler,şiirler,hikayeler(ki bunlarında kaynağı belirtilmiştir) dışında bana ait olmayan bir blog yazısı kaynağıyla beraber ortaya çıkarılabiliyorsa,GAMYUNDA'ki son blog yazımı yazacağım ismide BEN ONURSUZUM olacak,ama eğer bu saldıran kişiler iddalarını ispat edemezlerse onlara itafen ASALAKLAR isimli bir yazı yazacağım.Bu konuyu lütfen dikkate alınız.Sevgiler...
Tam 18 yıl:)) 18 yıldır seçenekler arasından hep A yı seçtim B den korktum, her seferinde de kendime kızdım, pişman oldum seçimimden...
Veee sadece bir ay evvel yeter artık ne olacaksa olsun B yahu BBBBBBBBBB diye haykırdım...
Şimdi mi:))) Garip herşey... Bir yandan sanki aldığım nefesde oksijen oranı daha fazla düne göre ama bir yandan da ne yapacağını ne olacağını bilmez durumdayım...
Kimselere diyemiyorum ama KORKUYORUM....
Japonların domino taşları ile yaptıkları enterasan gosteriler vardır, onlar için bir uğraşıdan öte, farklı bir sanattır domino. Tam bir ressam ustalığıyla bir tema oluştururlar,taşları yerleştirirler, taşlar devrilmeden önce bir resim vardır.Her şey devrilen ilk taşla başlıyor ve her devrilen taş diğerini etkiliyor, zaten geri kalanına engel olmak gibi bir şansınız da olmuyor.Engel olmaya çalışsalar da, yanlışlıkla başka taşa çarpacaklar, bu sefer taşlar daha da hızlı devrilecek... Taşlar devrildikten sonra da başka bir resim çıkar ortaya. eğer ustalıkla hazırlanmışsa ve tam akışına uygunsa taşların devrilmesi, görsel ziyafet niteliğinde bir tema çıkar ortaya.değil se dağınık taşlardan oluşan bir harabe kalır elimizde...
Japonlar hayatı domino taşları ile yorumluyorlar, verdiğimz her karar, bir sonrakini doğuruyor. Ve verilen her kararla "köprüden önceki son çıkışı kaçırıp, soluğu altunizade'de alan dikkatsiz şöfor" oluveriyoruz.
Üniversite sınavında kaydırma yapıp, ilk tercihi ODTU ye yerleştireleceğine,son tercihi olan okulda okumak zorunda kalmış biri, zaten ilk domino taşını sınavda devirmiştir değil mi?
Sevgilisinin, kendisine uygun olmayan yanlarını daha 2.hafta farkedip "değişir, o değişmezse de ben değiştiririm" gibi anlamsız bir inançla yıllarca mutsuz olan insanlara ne demeli...
Hayat çoktan seçmeli ve haklısınız ki %50... Bir yere gitmek yada gitmemek. Devam etmek yada bitirmek. "EVET yada HAYIR" ....Doğru seçimi yapmamız dileğiyle...
Teşekkürler trapper, yazdıkların ve paylaşımların için...
( Yorumlarımda blog amacı dışına taşmamaya çalışırım ama benim de söyleyecek bir kaç sözüm var. Ben de ne zaman blog yazsam,o günün akşamında NERDEN yada KİMDEN çaldın gibi asalak sorularla karşılaşırdım.Hatta arkadaş listemdeki insanları rahatsız ederlerdi. Bu yapılanlar, sadece bana değilmiş. Kendisi üretemediği için üretenleri çekemeyen, küçük beyinlerin işi bunlar. Okuduğu bir yazıdan faydalanmak, insani değerleri düşünmek,ders çıkarmak yerine hangi insancık, fesatlıkla, iftira ile yaklaşır? Pes Vallahi!
hayat %50 seçimlerdir ya. İftira atmayı, kanıtsız dayanaksız konuşmayı, üreteni kıskanmayı tercih eden arkadaşlarımız, bir dahaki blogda daha sağlıklı seçimler yapar umarım.)
Saygılar...