Panik Atak
27 Ekim 2011, 09.50 A- A+Ben bu hastalıkla henüz 14 yaşımdayken tanıştım.
Okuldan eve dönüyordum. Ama yürüyen adımlarla değil, koşar adımlarla. Çünkü ben yürümekten ziyade koşmayı biliyordum. Bir ara hızımı artırmıştım ve bir anda nabzımın aşırı derecede hızlandığını farkettim. Kalbim öyle hızlı çarpıyordu ki değil adım atmak nefes bile almakta zorlanıyor adeta ölüme gidiyormuşcasına bir duygu yaşıyordum. Ellerim ayaklarım zangır zangır titriyordu. Ölmek böyle bir şeymiş diye aklımdan geçiriyor, korkuyor ve korktukçada nabzım daha hızlı atıyordu. Bir anda çevremi bir kaç insan sarmaya başlamıştı. Korku ve telaşla beni izliyorlardı. Bana yardım etmiyorlar öylece bakıyorlar ve eve gitmemi söylüyorlardı. Yavaş yavaş eve gitmeye çalışırken ölmemek için çaresizce dualar ediyordum. Sonunda eve gittmeyi başarabildim. Beni o halde gören ailem de çok telaşlanmıştı. Hemen bir ambulans çağırıldı. Uzaktan duyduğum ambulans sesi sanki cenazemi alamaya geliyordu, sanki beni hastaneye yetiştiremeyeceklerdi. Hani hep duyarız ya; hastaneye yetiştirilirken yolda hayatını kaybetti. Şimdi aynı şeyi benim içinde diyeceklerdi. YOLDA HAYATINI KAYBETTİ. Ölüp ölüp diriliyordum ama bu işkenceyi çekmektense ölmek belki daha iyiydi ama ölümün adı bile beni ürkütürdü.. Hastaneye vardığımızda hayret!!! Hala yaşıyordum. Demekki YOLDA HAYATIMI KAYBEDEMEMİŞİM. Hemen doktor kontrolünden geçirildim, tahliller tetkikler derken ve doktorun ağzından çıkan şu cümleyle azcıkta olsa rahatlamıştım. "hiç bir şeyin yok sapasağlamsın"..
Aslında çok kötüydüm ve artık hayatın buraya kadar olduğunu düşünüyordum. Biraz rahatlar gibi olmuştum ki doktor: Ama mutlaka bir de akciğer filmi çekilmeli deyince tekrar telaşlandım. Sonuçta film çekildi ve hiçbirşey olmadığı söylendi. Panik halim o gün için geçmişti ama hayatımda yaşayabileceğim en kötü duyguları yaşamıştım. Ve en kötüsü bu olay ileride yaşayacağım panik atakların habercisiydi...Bu olaydan sonra okuldaki spor faaliyetlerimden uzaklaştım ve sporu bıraktım, merdivenleri yavaş yavaş çıkıyor nabzımın hızlanmasına neden olacak her faaliyetten kaçınıyordum.Sürekli elim bileğimde kendimi dakika nabız atışlarımı sayarken buluyordum. Ancak bir gün aklıma beni adeta çaresiz bırakan bir soru takıldı. İnsanlar heyecanlanınca da nabızları artıyordu ve bazıları heyecandan ölüyordu. Merdivenleri yavaş çıkmak, spor yapmamak elimdeydi ama heyecanlanmamak elimde değildi. Neticede ani çalan bir telefon, bir kapı zili dahi insanı heyecanlandırabilirdi. Ve hayatımı cehenneme çeviren kısırdöngü başlamıştı, bir anda heyecanlanıp kalpten ölmekten korkuyordum. Ambulans geçerken kulaklarımı tıkıyor, ölüm haberlerini okuyamıyor ve dinleyemiyor, evden uzaklaşamıyordum.Çember gittikçe daralıyordu. Ve heyecanlanmaktan korktukça herşeyden heyecenlanıyordum. Çünkü korkunun kendisi de aslında bir heyecandı..Evet ilk geçirdiğim panik hali aslında diğerlerinin habercisiydi. Arada bir çok şükür geçti galiba diye düşünürken hiç ummadığım bir yerde ve zamanda yeniden karşıma çıkıyor ve yeniden ölümü ensemde hissetmeme sebep oluyordu. Ve ben bunu gerçek bir hastalık olup olmamasıyla karıştırdığım için acil servislerden çıkamıyordum. Çevremdeki herkesten uzaklaşmıştım. Sürekli kendimi dinliyor kalabalıklara giremiyordum. Hayatımın kontrolü benim elimde değildi artık. Bu hastalık beni yönlendiriyor ve gittikçe daha da kötü oluyordum.
Ve geçen sene bir sabah uyandığımda, kendi kendime dedim ki; hayatımı cehenneme çeviren bu hastalıkla yaşamayacağım. Ben bu hastalığı hayatımda istemiyorum. Ve o sabah verdiğim bu kararla güne sevinçle başladım. Elimden geldiğince evde çok durmamaya çalışıyordum. Temiz havada hafif yürüyüşler yapıyor ve nefes alıp verme egzersizleri yapıyordum. Tv de gazete de çıkan kötü haberleri izlemiyor okumuyor ve hayatımda bulunan bir kaç depresif arkadaşımdan da uzaklaşıyordum. Uyku düzenime de dikkat ediyordum. Hergün belirli saatlerde uyuyordum ki bu genelde 23 civarı oluyor, sabahta erkenden kalkıyordum. Uykunun kalitesi arttıkça kendimi daha mutlu daha enerji dolu hissediyordum. Ve beslenme alışkanlıklarımıda değiştirdim. Artık midemi tıka basa doldurmuyor, nefes almaya yer bırakıyordum. Öğrendiğim bir kaç duayla da maneviyatımı az da olsa geliştirrebildim.
Bir senedir Allaha şükürler olsun hayatımda panik atak diye bir kabus kalmadı. Zaman zaman hortlayacak gibi oluyorsa da ben ona kulak asmıyorum ve hemen ilk işim açık havaya çıkmak oluyor. Hiç bir şey yapamıyorsam, o an sadece pencereyi açıp yavaş yavaş nefes alıp vermelerim bile onu ürtüküp geri püskürtmeme yetiyor.
Hepinize sağlıklı ve özellikle de panik ataksız günler diliyorum.
YORUMLAR
Evet panik atağı bilirim...Eskiden bir arkadaşım panik atak geçirdi......İnşallah ALLAH size iyi sağlıklı ömürler verir.......Panik atak,panik atak......Çok küçüktüm....Aynen siz gibi adam vardı siz gibiydi.......Hep telaşlanır panik atak geçirirdi sanki.......Ben küçüktüm 2-3 yaşındayım hala hayret ediyorum nasıl hatırladım 2-3 yaşımdayken bu olayı hatırlamamam mümkün değil ama çok ilgi çekiciydi onun için unnutmadığımı düşünüyorum......Bazı insanlar:
-Panik atakmış hı.....Bizde telaşlanmayız olur biter...derler ama hiç düşünmezler belki benimde başıma gelecek die........