ADET VE TÖRELERİMİZİN GÖSTERİŞE DÖNÜŞMESİ
09 Kasım 2011, 02.06 A- A+Konu için 3 adet örnek seçtim.DÜĞÜN-CENAZE-MİSAFİRLİK bu 3 aktivite bizim karakteristik sosyal davranışlarımız hakkında çarpıcı fikirler verir.Dolayısı ile bu konulardaki yozlaşma ve bunların gösterişe dönüşmesini biraz irdeleyelim.
DÜĞÜN;Fazla söze gerek yok aslında olmazsa olmazlarımızdandır.Günümüzde yoğun olanaksızlıklara rağmen borçlanarak zorlayarak ille yapmamız gereken düğünler ne yazık ki törelikten adetlikten çıkmış durumda.Havalandırmasız bir düğün salonunda konuklar belediye otobüsündeki gibi kalabalık bir ortamda otururlar.Sonra gelin-damat suratı bir karış yanlarında bir yenge ile salona girerler.Kıvılcımlar çatapatalar ortalık duman olur zor nefes alırsınız.Uyduruk ve kulakları tırmalayan bir org müziği ile gelin damat dans eder.Ardından hemen oyun havası.Güzelim bağlama (saz bilinir)elektriğe bağlandığından cıyak cıyak azgınca çalar ve kulakları tırmalayan gürültüde,birbirlerini yıllardır görmemiş akrabalar konuşmaya çalışırlar.Hemen takı törenine geçilir.Kamera sizi kaydeder.kim ne takmış tarihe geçmeli.Sıkıcı bekleyişten sonra aynı iğrençleştirilmiş güzelim oyun havaları devam eder ve konuklar masalarına gelen bayat kuru pasta-kolalarını içerler.Kimisi takısını takar kameraya kaydolur çeker gider.Altın takanlar gelin damadı seviyordur (ya da büyüklerini) para takanlar daha az seviyordur artık.Bu bir gelir düzeyi düşük kişi düğünü.Ama yine de tüm bu bayağılıklara 2-3 saat için 4 ya da 5 maaş verilmiştir.Bu bir israf ve gösteriştir.Eğlenemeden kan ter içinde yemeden içmeden 'ayıp olmasın'diye gittiğiniz düğündür bu....Eski düğünleri yaşı tutmayanlar büyüklerinden öğrenebilirler.........
CENAZE;Yaşı 35-40 üstü olanlar bilir.Bir zamanlar sokağınızda ya da bir öte sokakta biri vefat ettiği zaman o sokaklarda bir sessizlik olurdu.Çocuklar kuş bile avlamaz,yakar top bile oynamazlardı.Hatta cenaze önlerinden geçerken ellerini arkaya koyarlardı.Bir saygı gösterişiydi bu.Cenaze yakınları konu-komşu uzaktan gelenler için yemek,fakir olanlar ise un helvası ve peksimet yaparlardı.Günümüzde ise mezarlıkta defin sonrası (mezarlıkta!!) poşetler açılır soğuk pideler çıkarılır.Ayran verilir.Bu işte böyle kurtarılır.Muhakkak olacak ya mezarlıkta da olsa 'gösterişe'devam edilmiştir.Sanki cenazeye gelenler mezarlıkta açlıktan kırılıyorlar pide-ayran düşünebiliyormusunuz?
MİSAFİRLİK;Bir zamanlar akrabalar dostlar komşular haber vermeye bile gerek görmeden çat kapı birbirlerine misafirliğe giderlerdi.Böyle bir doğallık , böyle bir samimiyet vardı.Odada bir sedir yerlerde minder bunların üzerine oturarak çayınızı kahvenizi muhabbetle içerdiniz.Eşya kaygısı yok kimse kimsenin malına mülküne bakmaz sadece konuşarak dertleşir samimi bir muhabbetle sadelikle görüşürdünüz.Günümüzde ise;Önceden haber vereceksiniz.Kabul edilmeniz gerekiyor.Sonra koltuklara oturacaksınız ve duvarlar saten mi?perdeler kaç para?halilar?hd tvler-dvd-p.c-tatil fotoğrafları tüm bunlar kontrol edilecektir.Bu arada TV de bir dizi izlenir.Muhabbet yok ev sahibi gelen misafirlerine herşeyini göstererek 'SOSYAL STATÜSÜNÜ' sergilemiştir artık.Günümüzde misafirlik kültürümüz ;eşya ve yapmacık samimiyete dönüştüğünden yozlaşmaktadır.En azından metropellerde bu böyledir.Hatta kasabalara kadar uzanmaktadır.
Düğün-cenaze-misafirlik konularındaki bu gidişat elbette ülkemizin genelini kapsamıyor.Fakat adet ve törelerimiz günden güne yozlaşma eğilimindedir.Tamamen gösterişe dönüşme eğilimindedir.Bu 3 konu dışında kan kaybına uğrayan adetlerimiz de var tabiki.Bu konuları da siz GAMYUN dostları dile getirir öz-eleştirilerinizi bu ortamda ya da başka bir şekilde yaparsanız,gelecek kuşakları aydınlatmış oluruz.
HAYDİ GAMYUN DOSTLARI DEĞERLERİMİZİ KORUMAK ADINA KONUYA KONSANTRE OLUNUZ FİKİR VE TESPİTLERİNİZİ YAZINIZ.ÜLKEMİZİN BUNA İHTİYACI VAR
SAYGILARIMLA
YORUMLAR
BAYRAM, hani bir zamanlar ayakkabıları başucumuzda sakladığımız el öpmeye gittiğimizde verilen şeker, mendil ve çoraplarımız, tatlılıkla geçen güzel Bayramlarımız. Şimdi 3 gün tatili nerde geçirsek diye düşünüyoruz. ( Buna bende dahilim ) Çocuklar alınan kıyafetlere şöyle bir bakıp aa güzelmiş deyip geçiyorlar... Bir yere gidelim dendiği zaman siz gidin ben evde kalacağım demeler, nerde biz aile büyüklerine hyr gelmiyeceğim diyebileceğiz.
Sanırım burdan çıkacak sonuç yetiştirme tarzı, yani şimdilerin çocuklarımızla arkadaş olma modası ile örf ve adetlerimizin kaybolmasına imkan vermemiz, sonrada satır aralarında ahhhh nerde o eski günler demelerimiz.
Evet, Nerde o eski günler :))
Çok güzel bir konuya değinmişsiniz. Elinize sağlık..
Sağlık ve Mutlulukla Kalın...
BENİM_DEĞİLSİN ;Eskiden dediğiniz gibi kadının çalışması nadirdi.Hatta o yıllarda 'ayıp' idi.Toplum yeterli aydınlanma düzeyinde olmadığından çalışan kadın 'aykırı' insan tipi görülüyordu.Doğrusu tek işi çocuk bakmak,yemek yapmak,kırsalda ise tarla-bahçe işleri hatta hayvan bakmak.Bu dönemlerden baktığınızda basit görülüyor değil mi?o yılların kadınlarında çamaşır makinası,bulaşık makinası,elk.süpürgesi,fırın,gaz ocağı,mikser,pasta kalıbı,sarmısak sıkacağı,ceviz kıracağı,şohben,çaydanlıkların içine takılan süzecek bile yoktu.Hadi bırakın bunları hazır çocuk bezleri bile yoktu ve diğer bezler...elbette şimdiki kadınlarımız yan gelip yatıyor anlamında yazmıyorum.Ama eski dönemlerde saydığım tüm bu olanaklardan yoksun bir kadın ve ailesine 'çat kapı'gidiyordunuz.Yazımı yazarken korktuğum buydu zaten 'anlaşılamamak'bizler en fazla 3 çocuk sorumlusu olduk.Büyüklerimiz en az 6 çocuk.Tüm olumsuz yetersiz olanaklara rağmen analarımız çileyle bizleri büyüttüler.Bunları yaparken kocaları en az 3 yıl askerdeydiler ya da gurbette ekmek peşinde.Ama biz onların sağladığı olanakları unutup rehavete kapıldık ve ADET-TÖRE diye har vurup harman savuruyor GÖSTERİŞE yöneliyoruz.
sağlıcakla kalın BENİM_DEĞİLSİN ve GAMYUN dostları